Balayının ve Tanrıların İçeçeği; Bal Şarabı – Mead |
Bal doğanın en tatlı şeyidir. Bal doğanın insanlara sunduğu en güzel hediyedir. Bal avcı ve toplayıcı ilk insandan beri bizlerin vazgeçemediği besin kaynağımızdır.
Olympos Tanrıları ziyafet sofrasında iken ya da dünyayı seyrederken Tanrılara hep Bal Şarabı eşlik etmektedir. İskandinav Mitolojisinde Bal Şarabı İskandinav Tanrılarının baş içeceğidir. Yunan Mitolojisi ile beraber Roma ve Akdeniz kültüründe de Bal Şarabı ayrı bir yer tutmaktadır. Anadolu Medeniyetleri içinde de şarapçılık gibi Balcılık ve Bal Şarabı çok önemli bir yer tutmaktadır.
Bugün evlilik töreni sonrası yaşanan sürece BAL AYI denmesinin sebebi, eski dönemlerde yaz sonu Bal hasadından sonra evliliklerin yapılması ve Bal Şarabının özellikle evlilik törenlerinde davetlilere ve evlenecek çiftlere sunulmasıyla alakalıdır. Bal Şarabı Bal Ayı içkisidir. Evlilik mutlu ve tatlı bir olay olarak görüldüğünden Bal ile özdeşleşmiştir.
Bal şarabı kimilerine göre ilk içki, eski insanlara göre tanrıların içkisi, tanrıların nektarı, ambrosia, tej, mead ve İskandinavların Mjød gibi isimler alan efsanelere konu olmuş bir içkidir. Mitlerin değişmez içkisidir. İnsanlar masallarındaki tanrıların bu içeceğine methiyeler dizmiş ve bu doyumsuz tadı kendi kültürlerinin bir parçası haline getirmiştir.
M.Ö. 7000 yıllarında Şarap ile ilgili ilk bulguları görmekteyiz. Yine aynı dönemlerden kalan kalıntılarda Bal Şarabının izi de sürülmektedir. Üzümden yapılan bir içki olan Şarap özellikle Anadolu ve Mezopotamya coğrafyalarında görünmektedir. M.Ö. 7000 li yıllardan itibaren de Bal Şarabı ile karşılaşmaya başlanmakta ve daha öncesinden bu içkinin kullanıldığı tahmin edilmektedir. M.Ö 7000’den kalma Çin seramik kapları hem şarap hem de biradan önce gelen bal likörü fermantasyonunun kanıtlarını göstermektedir. İlk Bal Likörü muhtemelen şans eseri bir keşiftir: İlk toplayıcılar muhtemelen havadaki maya yardımıyla doğal olarak fermente olmuş yağmur suyuyla dolu bir arı kovanının içeriğini içmiş olmalıdır. Bal Likörü üretimi bilgisi bir kez ortaya çıktığında, küresel olarak yayılmış ve Vikingler, Mayalar, Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar arasında popüler olmuştur.
Kültepe tabletlerine göre bal, M.Ö. II. Binde Anadolu’da bilinen bir besin maddesidir. Bal, Kültepe metinlerinde Akadca dispum, Sümerce LÂL yazılışlarıyla geçmektedir. BIN 6, 29 numaralı Kültepe tablet belge de, içilecek balın litre ile ölçüldüğü kayıtlıdır. Metnin ilgili satırları şöyledir: “16 ma-na URUDU 5 SILA LÂL sa-qu-u …” (5 mina bakır, 5 litre içilecek bal [içkisi]). Metinde geçen “LÂL saqu” “içilecek bal-bal içkisi- ifadesi, balın içine birtakım malzemeler katılarak içki/içecek haline getirildiğini göstermektedir.
Eski Yunanlılar tarafından “Tanrıların İçeceği” olarak anılan Bal Şarabı, cennetten gelen ve arılar tarafından toplanan çiy olduğuna inanılıyordu. Pek çok Avrupa kültürü arıları Tanrıların habercileri olarak görüyordu ve bu nedenle Bal Şarabı ölümsüzlük, ilahi güç ve zeka gibi diğer büyülü güçlerle ilişkilendirildi. Bu nedenle Bal Şarabı, içki popülaritesindeki düşüşten sonra bile Yunan törenlerinde önemli bir yer tutmaya devam etmiştir.
Hellen uygarlığında Bal Şarabı, Tanrı kültlerinin en güzeli en cazibelisi Afrodit’i onurlandırma içkisidir. Hellenler, baharın ilk yağmurlarıyla (özellikle kutsal nisan yağmurları) balı karıştırırlar ve sıcak bir şöminenin yanına koyarlar ve bu güzellik Tanrıçasının şereflendirmek için onun adına içerlermiş. Afrodit tapınaklarındaki rahipler ibadet için bal şarabı üretip içerlermiş. Apollon tapınaklarının kâhinler bunu içer geleceği görmeye çalışırlarmış.
İskandinavlar Bal Şarabının bir mit, bir kült olduğu coğrafyadır. İskandinav Vikingleri ve savaşçıları, bal şarabını sadece savaşta ölenler için ayrılmış tanrıların yaşadığı büyük bir bina olan Valhalla’ya ulaştıktan sonra güzel bir kız tarafından verilen bir şampiyon içeceği olarak kabul ederlermiş.
İskandinavların tüm tanrılarının en yücesi, en yaşlısı Odin, Odin’in oğlu, gök gürleten (ne kadar da Zeus değil mi?) Thor . Büyük buz devi Farbauti’nin (bu tanrının ismi de “yeri göğü inleten” anlamına gelmektedir)oğlu, İskandinav tanrılarının en yakışıklısı, mantıklısı, oyunbaz ikna edicisi, sinsi ve kurnazı Loki (ne kadar Hermes değil mi?)
Bu ve daha birçok İskandinav tanrısı ile bal şarabı özdeşleşmiştir. İskandinav mitolojisinin en önemli hikâyelerinden biri “Mead of Poetry” “Şairlerin Bal Şarabı”dır. İçecek, genellikle çılgın öfke veya şiirsel ilham yoluyla ‘sahip olma‘ tanrısı Odin ile ilişkilendirilen şiirsel ilham için canlı bir metafordur.
Aesir-Vanir savaşı sonrası tanrılar bir ateşkes anlaşması yaparlar ve tanrılar bir fıçıya tükürerek yaptıkları ateşkesi mühürlediler. Ayrıca bu ateşkesin sembolünü korumak için, tükürüklerinden Kvasir adlı bilge bir adam yarattılar. O kadar akıllıydı ki cevaplayamayacağı hiçbir soru yoktu. Kvasir insanlığa bilgi vermek için dünyayı dolaşmaya başladı.
Bir gün cüce olan Fjalar ve Galar’ı ziyaret eder. Fakat cüceler onu kandırarak öldürdüler ve kanını iki fıçıya, adları Boden ve Rerdrer adlı bir kaba dökerler. Kanını balla karıştırırlar, böylece onu içen herkesi şair ya da bilgine(içki, şiirsel ilham için bir metafordur aslında, genellikle çılgınca öfke veya tanrısal özellikler kazandıran) dönüştüren bir mead yaratırlar. Tanrılar sonrasında kaybolan Kvasir’i aradılar fakat cüceler tanrılara Cüceler tanrılara Kvasir’in zekasının ve bilgisinin denizinde boğulduğunu açıkladılar..
Sonra cüceler bir dev olan Gilling ve karısı davet ettiler ve onları öldürdüler. Eve dönmediklerini fark eden devin oğlu Suttung onları bulmaya gider. Cüceleri sıkıştırır ve gerçeği öğrenir. Tam cüceleri öldürecekken cüceler bir anlaşma teklif eder ve yaptıkları mead kefaret için teklif eder. Suttung bu teklifi kabul eder. Bunun üzerine mead’i alır ve Hnitbjörg adlı bir mağarada sakladı ve kızı Gunlod’a mead’i korumasını emretti.
Suttung öylesine övünürdü ki mead’in hikâyesi Aesir tanrılarına ulaştı. Daha sonra Odin kendini bir dev gibi gizledi ve Jotunheim’a gitti. Kendisine Bolverk dedi. Suttung’un kardeşi Baugi için çalışan dokuz kölenin tırpanlarını keskinleştirdi. Dokuz köle, dikkatlice keskinleştirilmiş tırpanlarla birbirlerini öldürmeyi başladı. Baugi, elinde köle olmadığı için kendini Bolverk olarak tanıtan tanrı Odini işe aldı ve Bolverk güçlü görünüyordu ve dinlenmeye ihtiyacı yoktu. Odin büyüsünü kullandı ve sıkı çalıştı. Baugi, erkek kardeşinin adına bir yudum mead vereceğine söyledi. Bolverk işini bitirdiğinde, Baugi kardeşinden bir yudum mead istedi, ancak Suttung reddetti.
Bunun üzerine Baugi mağaraya bir delik açtı sonra Odin çabucak kendini bir yılana dönüştürdü ve içeri girdi. Mağarada, çok uzun zamandır yalnız olan Gunlod, Odin’i uzun boylu ve yakışıklı bir adam şeklinde gördü ve babasının tüm emirlerini unuttu. Gunlod Odin’i üç gün üç gece eğlendirdi. Sonunda Gunlod, Odin’e mead’in fıçılarından bir yudum teklif etti. Odin daha sonra tüm fıçıları içti, kendini kartal haline getirdi ve Asgard’a uçtu.
Bu hoş efsanede bal şarabının tanrının devlerle mücadelesi sırasında bir savunma silahına dönüştüğüne dair komik ve tuhaf bir paragraf vardır ki gerçekten ilginçtir;
Odin kartal şeklindeyken fıçılara ulaştığı ve Suttung’un da tam arkasında olduğu sırada, Odin arka tarafından bal şarabının bir kısmını püskürttü; bal şarabının kötü kokulu, cıvık osuruk hâli Suttung’un tam suratına geldi, devi kör etti ve onu Odin’in kuyruğundan uzaklaştırdı.
Bu hikâyedeki olaylar daha sonra bizlerin bugün Asterix hikâyeleri diye okuduğumuz Galya mitlerinde çok benzer bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Galyalılara yenilmez gücü ve bilgiyi veren meşhur iksir Mead of Poetry’dan başkası değildir.
Keltler, cennetten geçen bir mead nehrine varlığına inanırlar ve onlara tanrısallık özeliğini kazandıracağını söylerler ve Anglosaksonlar mead’in bilgi, şiir ve ölümsüzlüğü getirdiğine inanırlardı.
İçimi ile huzur veren, antioksidan, rahatlatıcı ve afrodizyak etkisi ile bilinmektedir. 18. yüzyıla kadar oldukça yoğun tüketilmiştir. Üzüm şarabının endüstriyel bir ürün haline gelmesi ve çok üretilip yaygınlaşması ile 18. Yüzyıl sonlarına doğru Bal Şarabı yerini üzümden üretilen şaraba bırakmıştır.
İskandinav ülkelerinde Mjød veya Mead, kışın, genellikle zencefilli bisküvilerin yanında sıcak olarak tüketilen alkollü bir içecektir. İçeceğin fermente şekerinin büyük bir kısmı baldan elde edilir ve buna popüler takma ad olan Honey Wine yani “Bal Şarabı” denir. Bal Likörü olarak da bilinmektedir.
Maya ile fermente edilmiş bal ve sudan oluşmaktadır. Ancak meyveler, baharatlar, tahıllar ve/veya şerbetçiotu ile de tatlandırılabilmektedir. Ayrıca bira ve şarap arasında bir yerde, kendine özgü bir kategoriye sahiptir.
Muhtemelen tüm alkollü içeceklerin atası olan Bal Likörü, sıradan insanlardan askerlere, korsanlara ve hatta Kraliyet Ailesi’ne kadar tarih boyunca insanlara keyif vermiştir. Ve son yüzyıllarda popülaritesi azalırken, Modern Çağ bu eski, altın renkli içeceği yeniden canlandırmıştır.
Günümüzde hala Orta Avrupa ve Baltık ülkelerinde popüler bir içecek olarak tüketilmektedir. Polonya en önemli bal şarabı üreticisi olarak öne çıkarken; Fransa, İspanya, Portekiz ve İngiltere de diğer önemli üretici ülkelerdir.
Bu yazım Bal şarabının tarih ve kültürle ilgisi üzerine olduğu için Bal Şarabının yapımını içeren reçeteler ve teknikleri bahis konusu yapmadım. Onun yerine Geleneksel tıpta ve gastronomide Bal şarabı toplumlardan için ne ifade ediyor biraz da ondan bahsetmek isterim;
Günümüz tıp insanlarının Bal Şarabını reçetelerine yazmasını beklemek pek gerçekçi olmamaktadır. Bal Likörü veya Şarabının otlar veya baharatlarla karıştırılarak yapılan bazı çeşitleri İngiltere’nin ilk yıllarında ilaç olarak kullanılmaktaydı. Otları tatlı bir Bal Likörüne karıştırmak onları daha lezzetli hale getirmekte ve farklı çeşitlerin sindirimi iyileştirdiği, depresyona yardımcı olduğu ve hipokondriyi (kişinin ciddi bir hastalığa yakalanma konusunda aşırı ve gereksiz endişe duyması durumudur) hafiflettiği düşünülmekteydi. Bu tür baharatlı bitki balları, Galce tıp kelimesinden türetilen metheglin olarak adlandırılmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre balın güçlü antioksidan ve antimikrobiyal özelliklere sahip olduğunu söylenmektedir. Bal Likörü/Şarabı mayalanma yöntemi ile üretilen bir içecektir. Bu fermente işlemi sonucunda probiyotik yararlı mikroorganizmaların diğer fermente ürünlerde olduğu gibi ortaya çıkması çok büyük olasılıktır. Fakat bal saf halde iken sahip olduğu antioksidan ve ve antimikrobiyal özelliklerin fermente sonucunda etkilenip etkilenmediği, fermente işlemi sonucu ortaya çıkmasını beklediğimiz probiyotik niteliğinin bu etkileşimlerden etkilenip etkilenmediğini bilinmemektedir. Böyle bir araştırma literatürlerde bulunmamaktadır.
Halkbiliminde bal şarabı doğurganlık ve afrodizyak etki için kullanılmaktadır. Yeni bir evlilikten sonra dolunay döngüsü için Bal Şarabı içme Orta Çağ İskandinav, Yunan, Roma hatta Galya geleneğinden gelmektedir. Bu gelenek sözde bol miktarda çocuk doğuracak verimli bir birliktelik sağlayacaktır. Bu Bal Şarabı esaslı sigorta poliçesi o kadar ciddiye alınmıştı ki, Danimarka da gelin babaları kızlarının çeyizlerine bir aylık Bal Şarabı da eklemişlerdir.
Şarap kadehleri, şampanya kadehleri, viski ve şampanya kadehleri içkilerine özgüdür. Özgün içkilerinin kendilerine özgü onların karakterini gösteren sunum kapları vardır. Örnek biranın kupa da servis edilmesi gibi, tarihsel olarak bir tanrı içeceği olan Vikinglerle çokça özdeşleştirilmiş bu içeceğin orijinal kadehi Bal Likörü Boynuzu yani Mead Horn.
Günümüz tarih meraklılarına hâlâ satılmaktadır. Bunun dışında Almanya da Uluslararası Bal Likörü Yarışmasının resmi adı da olan Mazer kupasında da servis edilmektedir.
Etiyopyalılar genellikle Tej’i Berele adı verilen soğan şeklinde yuvarlak cam kaptan içerken, günümüzde ABD’de genellikle şarap kadehlerinde servis edilmektedir.
İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in vazgeçilmez içkisi Bal Likörüdür. Kendisine özel bir Bal Likörü reçetesi vardır; biberiye, kekik, defneyaprağı ile hazırlanan tarif oldukça lezzetli ve soyludur.
Bu Bal içkisi şarap, likör olarak adlandırılmaktadır. İskandinavlar ve diğer yörelerde çoğunlukla Şarap evlerinde üretilmektedir. Bal içkisi şarap mıdır? Bira mıdır? Yoksa başka bir içki sınıfından mıdır? Aslında Bal şarabı veya Likörü üretim süreci Beyaz Şaraba benzemesine rağmen şarap veya likör değildir. Biraya daha yakındır. Biraya yakın olmasına rağmen bira içecekleri arasında da sınıflamak Bal Şarabının kendine haslığına uygun düşmemektedir. Bal Şarabı veya Likörü denek yerine Hititlerin (Mezopotamya uygarlıkları öyle) Bal İçkisi (LÂL saqu) denilmesi daha uygun düşmektedir.
Bu kendine has, kendi kültür ve mitolojisi oluşturmuş içkinin Şarap, Bira gibi daha net bir örnek verirsek Sake gibi sınıfı oluşturması daha doğru olacaktır. Artık çeşitli baharat ve bitkilerle harmanlanarak oluşturulmuş onlarca reçetesi ve kendine özgü üretim tekniği oluşmuş olan bu içeceğin günümüzde eski ihtişamlı günlerine dönmeye başladığı göz önüne alınarak kendi sınıfını bir Tanrı içeceğine yakışır şekilde oluşturması zorunludur.
Kaynakça: