Balkanlar’da tarihin izleri: Makedonya-Kosova |
1.Kosova Meydan Savaşı’nda şehit düşen Osmanlı Padişahı 1. Murad Hüdavendigar, Kosova’da düzenlenen törenle anıldı. Anma törenine katılmak üzere bu ülkeye giden Osmangazi Belediyesi heyeti, Makedonya’da Üsküp, Kosova’da ise Prizren ve Priştine’yi ziyaret imkanı buldu.
Osmanlı döneminden izleri hala bağrında barındıran her iki ülkede de, yeşilin bin bir tonuyla doğal güzellikler muhteşem. Kentler ise şehir meydanları ve mimari düzenlemelerle göz dolduruyor.
Bu geziden çıkarılacak sonuç, bir kaç cümleyle özetlenebilir: “Meydanları meydan yapan, anıtsal yapılardır. Heykelsiz, sembolsüz meydan olmaz… Olursa da bir yanı hep eksik kalır.”
Gezi Yazısı 1. Bölüm için BURAYA tıklayınız!
Balkanlar, Osmanlı izlerini hala koruyor… Şehirler inanılmaz derecede bizden, insanlar -kimileri farklı dil konuşuyor olsa da- hep tanıdık, her gün sokakta gördüğümüz simalar… Prizren’deki mağaza vitrinlerini süsleyen sünnet kıyafetleri, bir an için “Bursa’da Uzun Çarşı’daymışız” duygusu bile yaşatıyor. Damak tadı yemekler ve lezzetleri de çok tanıdık… Kısacası kendinizi asla yabancı hissetmeden, Makedonya’dan Kosova’ya kadar yeşillikler içinde bir gezi rotası yapabilirsiniz. İsteyenler için eski Yugoslavya sınırları içinde daha bir çok eski Osmanlı şehri var. Biz sadece Makedonya ve Kosova ile sınırlı izlenim aktaracağız.
Fiyatların Türkiye ile karşılaştırıldığında neredeyse yarı yarıya olduğu bu coğrafyada, TC vatandaşlarından vize istenmediğini de vurgulamak gerek. İstanbul’dan uçakla gelip gitmek mümkün. Biletini en az 1 ay kadar önceden alanlar için, uçakla gidiş-dönüş 200 liradan ucuz bilet bulmak da mümkün. Kısacası cep yakmayan bir Balkan gezisi için tüm şartlar müsait…
Yunanistan üzerinden karayoluyla yolculuk yaptığımızdan, önce Makedonya ve ardından Kosova’ya geçtik. Sırasıyla Üsküp, Prizren ve Priştine’yi ziyaret imkanı bulduk.
Sıra geldi turizmle ilgili kaynaklardan derlediğimiz bilgilere… Burada sözü edilen yerlerden birçoğunu ziyaret ettik… Ama bölgeyi merak eden okurlara kaynak olması bakımından gezimizde ziyaret etmemiş de olsak, önemli birkaç noktayı da bilgi olarak aktarıyoruz.
MAKEDONYA – ÜSKÜP
Avrupa’nın en küçük ülkeleri arasında yer alsa da Makedonya birbirinden farklı gezi rotaları, seyir alanları ve etkinlikleri bünyesinde barındırması sebebiyle bir çok gezginin dikkatini çekiyor. Makedonya gezilecek yerler listesi bu ülkeye yapacağınız seyahatlerinizde sizlere yardımcı olacaktır.
Üsküp’ün en önemli yapısı Taş Köprü. Köprünün bir tarafında eski şehir bulunuyor. Burada ağırlıklı olarak Türkler yaşıyor ve çalışıyor. Diğer taraf ise Yeni Üsküp olarak geçiyor. Üsküp Eski Şehri aynı ufak Türk şehirleri gibi. Her yerde Türk markaları var. Etrafta çok fazla Türkçe konuşan var. Üsküp şehri adeta baştan yapılıyor, her yer inşaat.
Makedonya’nın başkenti Üsküp‘te cami, han, hamam, Türk tipi küçük dükkan dolu. Eski Osmanlı çarşısı gelenekselliğini koruyor, adı hala “çarşiya“. “Bit Pazarı” da ismini koruyor.
Ülkenin etnik yapısı yüzde 66 Makedon, yüzde 25 Arnavut, yüzde 4 Türk.
Üsküp’teki en büyük meydan olan Makedonya Meydanı, Vardar Nehri’nin hemen yanında bulunuyor. Festivallerin, kültürel ve politik olayların düzenlendiği meydandan Makedonya bayrağı, Gotse Delçev ve Dame Gruev heykelleri ve Büyük İskender Heykeli görülebiliyor.
BÜYÜK İSKENDER HEYKELİ
Makedonya kralı Büyük İskender’in (MÖ. 356-323) gösterişli heykeli şehrin tam olarak merkezinde bulunmaktadır. Makedonya’da karşılaşacağınız heykellerin en büyüğü olan, ünlü atı Bucephalus’un üstünde bulunan Büyük İskender heykeli özellikle akşam saatlerinde özel ışıklandırması ve etrafındaki havuzun fıskıyeleri ile özellikle fotoğraf meraklıları için harika imkan sunmakta.
Özellikle yaz günlerinde çevrede bulunan kafe, bar ve alışveriş merkezleri ile Üsküp’ün kalbi sayılan ana meydanda bulunan Büyük İskender heykelini ziyaret etmeyi unutmayın
TAŞ KÖPRÜ
Mutlaka görmeniz bir yapı olan Taş Köprü Üsküp’te bulunuyor. Vardar Nehri’nin üzerinde bulunan köprü Osmanlı Dönemi’nin en önemli miraslarından biri. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak da bilinen köprünün 12 kemeri var.
ÜSKÜP KALESİ
Üsküp’ün en yüksek tepesinden bulunan bu kale, Bizans İmparatoru Jüstinyen tarafından yaptırılmış. Kalede bulunan kule sayısının 70’e kadar çıktığı Osmanlı Dönemi’nin dışında kale; 17.yüzyılda Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname adlı eserinde de yer almıştır. Fakat yakın tarihten yangın ve deprem atlatan Üsküp Kalesi tahribata uğramıştır.
MİLENYUM HAÇI
Üsküp’te Vodno Dağı tepesinde bulunan Milenyum Haçı 66 metrelik dünyanın en büyük haç anıtıdır. Hıristiyanlığın dünyadaki ve Makedonya’daki 2000. yılı anısına yapılan anıt haça, 2008 yılında Makedonya özgürlük gününde asansör eklendi ve yanına restoran, hediyelik eşya gibi dükkanlar ilave edildi.
NATO DESTEKLİ ÜLKE: KOSOVA
Kosova Müslümanların, Ortodoksların ve Katoliklerin bir arada yaşamak için çabaladığı ama bir türlü beceremediği koca Balkan coğrafyasında küçük bir ülke. Nüfusun çoğunluğunu Arnavutlar oluşturmakta, az sayıda Sırp, Türk ve Boşnak da var. Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’nun taleplerine kulak tıkayan Sırplar Arnavutlara saldırmaya ve etnik temizliğe başlamış, bunun üzerine Bosna Savaşında kılını kıpırdatmadığı için prestij kaybeden batı (NATO) günah çıkarma kabilinden bir harekat ile Sırpları bombalayarak Kosova’nın bağımsızlığa giden yolda ilerlemesini sağlamıştır. 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova, hala politik sorunların devam ettiği ve bir genelleme yapacak olursak Amerika’nın yanında olan devletlerin tanıyıp, Rusya’nın yanında yer alanların tanımadığı bir ülke durumunda. O kadar yeni bir ülke ki henüz kendi para birimleri bile yok, geçerli para birimi Euro.
İnternette okuduğum bir benzetme, tam da istediğimi anlatıyor: “Gözünüzü bağlayıp sizi Prizren’e götürseler ve orada gözünüzü açsanız, Amasya veya benzeri bir yere geldiğinizi sanırsınız.”
Prizren işte öyle bir şehir… Nereye baksanız size çok tanıdık gelen bir manzarayla, bir camiyle, hamamla veya kervansarayla karşılaşıyorsunuz. Şehrin tam ortasından da çok güzel, gürül gürül bir nehir akmakta. Geçmişte uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalan bir şehir olması dolayısıyla bu tarz mimari çok yaygın. Neredeyse herkes Türkçe konuşuyor. 165.000 nüfuslu şehrin büyük çoğunluğu Arnavut, sadece 20.000 civarında Türk yaşıyor ama kentte herkes Türkçe konuşuyor. Şehir merkezinde 30 kadar cami, 3’ü Ortodoks, 1’i Katolik olmak üzere 4 kilise bulunmakta. Bunlardan Sinan Paşa, Mehmet Paşa, Emin Paşa camileri ile Şeyh Osman Halveti Tekkesi görülmeye değer.
Sinan Paşa Caminin üzerinde bulunduğu sokaktan ilerlediğinizde şehrin meydanına çıkıyorsunuz. Meydan kalabalık ve burada cafeler, barlar ve lokantalar bulunmakta, ayrıca yan yana dizilmiş dondurmacı, börekçi ve çekirdekçileri görüyorsunuz. Bu sayede anladım ki çekirdek salgın bir Türk hastalığıdır.
AVRUPA’NIN EN GENÇ BAŞKENTİ: PRİŞTİNE
2008’de henüz bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın başkenti Priştine Avrupa’nın en genç başkenti unvanını taşıyor.
Uzun süre Osmanlı İmparatorluğu’na, sonrasında Sırbistan’a ve Yugoslavya Krallığı’na, devamında Sosyalist Yugoslavya’ya, bir dönem Birleşmiş Milletler’e ve nihayet bağımsız Kosova’ya ev sahipliği yapmış olan Priştine’nin çok fazla turistik değeri yok. Ama şehir merkezi bir nevi İstiklal Caddesi’ne dönüşmüş, çevresi anıtlar ve eğlence yerleriyle dolu.
Ayrıca; Türkler açısından önem taşıyan Meşhed-i Hüdavendigâr (Sultan I. Murat’ın türbesi, Priştine’ye 6 km. mesafede) ziyaret edilebilecek en mühim noktalardan biri.