Quantcast
Bir Koleksiyoner Bin Hikaye – Belgesel Tarih

Ekrem Hayri PEKER
Ekrem Hayri  PEKER
Bir Koleksiyoner Bin Hikaye
  • 27 Ocak 2024 Cumartesi
  • +
  • -
  • Ekrem Hayri PEKER /

Loading

Bursa BŞB Başkanlığı tarafından Muradiye El Yazmaları Müzesinde yapılacak olan “Bir Koleksiyoner Bin Hikâye-1” etkinliğinden Feyza Uluumay’ın yaptığı paylaşımla haberim oldu.

Etkinliğe Bursa Müze ve BKSV’da katkıda bulunmuş.

Önce Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takılar Müzesi’ne gittim. Feyza Hanım’la koleksiyon ve etkinlik üzerinde konuştuk. Daha sonra Kenan Yetişen geldi. O da sohbete katıldı. Kenan Bey’le beraber etkinliğin yapılacağı El Yazmaları Müzesine gittik.

Etkinliğin moderatörlüğünü Araştırmacı Kerim Bayramoğlu yaptı. Etkinlik alanının sağında Dede Korkut hikâyelerinin Bursa’da bulunan el yazması sergileniyordu.

Müzedeki etkinliğe Ekrem Hayri Peker, Kenan Yetişen, Şinasi Çelikkol, Kasım Uzunöz, Mesut Etkeser, Deniz Dalkılıç, Armağan Bice, Güven Güldoğan, Mükerrem Turhan, Fahrettin Beceren, Serpil Savaş, UNESCO Bursa Şubesinden Sema Adalı, müze görevlilerinin, çok sayıda sanatseverin ve araştırmacının katıldığını gördüm.

Önce Feyza Hanım konuştu. Babasının koleksiyonculuğa nasıl başladığını anlattı. Anadolu Folklor Vakfı kurucu üyelerinden olan babası Esat Ulumay’ın kendi araştırma ve çabalarıyla koleksiyonunu 50 yılda toparladığı anlattı.

Babasının Kafkasya’dan Macaristan’a, Irak’tan Yemen’e kadar tüm Osmanlı coğrafyasından tamamı orijinal halk kıyafetlerini, gümüş halk takıları; kahve ve Türk hamam kültürüne ait eşyaların yanı sıra; Atçılık ve koşum takımları, musiki aletleri ve halk sanatlarından nadide örneklerinden bir bölümünü, Unesco Kültür Mirası listesine alınmış olan Muradiye Külliyesi’nin bulunduğu bölgede yer alan Şair Ahmet Paşa Medresesi içinde kurulan ve 18 Eylül 2004’te açılan Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takılar Müzesi sergilenmeye başladığını” anlattı.

Bu müzedeki kemer, tepelik ve bazı süs eşyalarını Özbekistan Ulusal Müzesi’nde gördüğümü belirtmeden geçemeyeceğim.

Feyza Uluumay, “İstanbul’da düzenlenen Osmanlı Halk Kıyafetleri etkinliğe iki günde Bursa’daki müzeye gelenlerden kat be kat ziyaretçinin geldiğini ve serginin uzatıldığını söyledi. Burada sergilenecek eserlerin zarar görmemesi için çok hassas bir şekilde ambalajlandığını sadece bunun iki gün sürdüğünü” sözlerine ilave etti.

Sözlerine, “Bursa’da Ahmet Paşa Medresesinde babasının kurduğu Müzeye kış aylarında gelenin az olduğunu ama yaz aylarında yurt içi ve yurtdışından çok sayıda ziyaretçi geldiğini” anlatan Feyza Hanım,babası  Esat Uluumay’ın bıraktığı notlar üzerinde 2,5 yıl çalıştığını ve serinin ilk kitabı “Büyük Hikâyenin Küçük Kahramanı-Boncuk ve Nazar İnancı” kitabının yayınlandığını; diğer kitaplar içi araştırmalarına devam ettiğini ve serinin ikinci ve üçüncü kitabın fotoğraflarının çekildiğini, basıma hazır olduğunu ancak sponsor gerektiğini” belirtti.

Bir soru üzerine, “Elindeki koleksiyonla sekiz müzenin açılabileceğini” söyledi.

Daha sonra söz alan Safüyiddin Erhan hat koleksiyonunu anlatmadan önce “zamanın ileriye aktığını” söyleyerek Bursa’ya değindi.

“Ahşap yapılara toplumdan artık talep olmadığını, çok az meraklının bulunduğunu ve bu konuda yardım isteyenlere katkıda bulunduğunu” söyledi.

Ahşap yapıların düşmanı kiremittir. Ahşap yapıya su girerse yapıyı çökertir. Bunun için zaman zaman kiremitlerin aktarılması gerekir. Ama artık kiremit aktaracak usta kalmadığını” söyleyen Erhan, “yeni tip Marsilya kiremitleriyle bu sorunun çözüldüğünü” ilave etti.

Erhan, Bursa’nın en eski yapısının Somuncu Babanın evi olduğunu, kerpiçten yapılmış bu evin betonla yenilendiğini: yakın zamanda 300-400 yıllık bir konağa da aynısı yapıldığını” belirti.

Safüyiddin Erhan’ın rahmetli Esat Uluumay’ın mezar taşını tasarladığını ve ustasına yaptırdığını öğrenmem sürpriz oldu.

Feyza Uluumaay Gökalp ve Safüyiddin Erhan

Dede Korkut hikâyelerinin 17. Yüzyılda yazılmış bir nüshasını bulan ve Bursa El Yazmaları Müzesi’ne hediye eden yazma koleksiyonu yapan İbrahim Koca; “Bu işe Şinasi Çelikkol’un yanında çalıştığı yıllarda merak sardığını” söyleyen İbrahim Koca, elinde 3 binden fazla parça olduğunu söyledi.

Şinasi Çelikkol karagöz oynatırken

Koca, “Nallıhan ve Kütahya’da ipekten yapılmış iplikle oya yaptırmak istedim ama olmadı” diye ilave etti.

İbrahim Koca bu arada bir itirafta bulundu. “Şinasi Çelikkol’un yanında çalıştığım zaman depoda bulunan yazmaların oyalarının bir desenini keserdim. Bir motifin eksikliği yazmada problem olmazdı.

Gelelim Dede Korkut hikâyelerinin el yazmasına:

Kapalı Çarşı’da antikacılık yapan İbrahim Koca, Fadıllı köyünden, 7-8 yıl önce gelen bazı yazmalar arasında Dede Korkut hikâyelerini de bulunuyormuş İbrahim Koca, elindeki Kur’an-ı Kerim yazmaları ve icazetnameleri 2018 yılında, sergilenmek üzere Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’ne bağışlar.

Bu eserler arasında yer alan Dede Korkut Yazması, geçen yıl müzeyi gezerken gören koleksiyoner Mehmet Yayla, Prof. Dr. Ersen Ersoy’u bu eserden haberdar eder ve Dede Korkut Destanı’nın yeni bir nüshasının Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde bulunduğu basında yer alır.

Elyazmanın dijitale aktarılır. Eser üzerindeki çalışmalar, yazmanın 1610-1640 yılları arasında tarihlendiğini işaret ederken, kâğıdın üzerinde yer alan filigranlar da eserin batı kâğıdına sahip olduğunu gösteriyor.

Tabi, burada eski el yazmalarını okuyabilen, hangi konuda ve hangi zaman yazıldığını anlayacak bir uzmanın olmadığı sorusu akla geliyor.

Hırsızlığın her türlüsünün cezasız kaldığı ülkemizde eski eser kaçakçılarının bu eserden İstanbul’da açılan bir haberleri olsaydı çoktan çalmıştılar.

Kısa bir süre önce Feyza Uluumay İstanbul’da düzenlenen “Osmanlı Halk Kıyafetleri” sergisine katıldı. Uluumay Vakfı tarafından sergilenen kıyafetler büyük bir ilgi gördü. Kısaca sergi ve Uluumay Vakfı’nın faaliyetlerini okuyalım.

OSMANLI HALK KIYAFETLERİ SERGİSİ

Osmanlı’nın zengin kıyafet kültürü İstanbul’da meraklılarıyla buluştu. 07 Aralık 2023’de Ümraniye Kültür ve Sanat Merkezinde açılan “Osmanlı Halk Kıyafetleri” sergisi, İstanbul’da meraklılarıyla buluştu.

“Osmanlı Halk Kıyafetleri” sergisi, 20 etnik grubun kıyafet ve yaşam objeleriyle, farklı coğrafya ve kültürlerin yansımalarını bir araya getirdi.

2013 yılında kurulan Uluumay Vakfı’nın Özel Koleksiyonu’ndan seçilen yaklaşık 700 eser, “Birlik içinde çeşitlilik” alt başlığıyla Ümraniye Kültür ve Sanat Merkezinde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Feyza Uluumay Gökalp, Osmanlı Devleti’nin fethettiği topraklardaki halkların giydiği kıyafetlerle takı ve yaşam kültürüne ait objelerin yer aldığı sergiyi ve koleksiyonun hikayesini anlattı.

“Babam 220 farklı halkın kıyafet ve yaşam objelerini topladı”

Babası Esat Uluumay’ın koleksiyona ilişkin gayretinin 1960’lı yıllardan bugüne uzandığını dile getiren Gökalp, “Babam 60 yıl boyunca Osmanlı’nın hükmettiği, fethedilen topraklarda yaşamış 220 farklı halkın kıyafet ve yaşam objelerini topladı” dedi.

Gökalp, merhum babasının Bursa Kılıç Kalkan Folklor Derneği ve Anadolu Folklor Vakfının kuruluşunda yer aldığını ve pek çok kültürel çalışmaya katıldığını kaydederek, “Yurt dışında festivallere katılıyorlar ve katıldıkları festivallerde kıyafetlerle oynandığını yani Avrupalılara beğendirmek için o kıyafetlerin paça boylarının, yakalarının değiştiğini, üzerlerine ilaveler yapıldığını görüyorlar” şeklinde konuştu.

Babasının festivaller vasıtasıyla yurt dışına her çıktığında koleksiyona dair eşyaları topladığını vurgulayan Gökalp, daha sonraları ise sadece bunun için yurt dışına çıkmaya başladığının altını çizdi.

EN KAPSAMLI OSMANLI HALK KIYAFETİ VE TAKI KOLEKSİYONUNA SAHİBİZ

Feyza Uluumay Gökalp, Balkanlar, Suudi Arabistan, Yemen’in yanı sıra Bursa’dan kültürel objeler topladığını söyleyerek, şöyle devam etti:

“1940’lı yıllardan itibaren özellikle Türkler üzerinde bir unutturma, tarihinden uzaklaştırma, insanları kendi tarihine yabancılaştırma politikası güdüldüğü için çok zorlanmıyor. Hatta 1980’lerde yaşananlara ben de çocukken tanıklık ettim. Mesela evdeki bir sürü malzeme bir leğen karşılığında değişik tokuş yapılırdı. İnsanlar eski eşyalarını evden atmaya çalışırdı. Babamın da şansı o zaman tabii, bunları topluyor. Çok şükür toplamış bir araya getirmiş. Şimdi dünyadaki en kapsamlı Osmanlı halk kıyafet ve takıları koleksiyonuna sahibiz.”

Bilinen son kapsamlı koleksiyonun Osman Hamdi Bey’in 1872’de Osmanlı’nın bütün vilayetlerinden kıyafetler toplayarak Viyana’ya götürdüğü Elbise-i Osmaniye olduğunu aktaran Gökalp, “Maalesef o kıyafetler Viyana’da bırakılmak zorunda kalınıyor, Osmanlı Rus savaşı yüzünden ve o dönemden beri toplanmış en büyük koleksiyondur bu” ifadesini kullandı.

KOLEKSİYONDA 55 BİNE YAKIN PARÇA VAR

1972 yılında Bursa’da doğan Feyza Uluumay, Bursa Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümüne kaydolmuş.  1996’da aynı fakültenin seramik bölümünü bitirmiş.

1998 yılında televizyon dekoratörlüğü yapmaya başlamış. Çeşitli televizyonlar için 600 civarında dekor yapmış.

Babasından aldığı bayrağı taşıyan 2018 yılında Uluumay Vakfının başkanlığını üstlenmiş.

2020 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müze Yöneticiliği Bölümünü bitirmiş.

Feyza Hanım, dört kez “En Yaratıcı Sahne” ödülünü ve Üniversiteler Birliğinin “Kültürel Miras Taşıyıcılığı” ödülünü almış. Yurtiçinde bir kez kişisel Seramik sergisi açan Feyza Hanım, birisi yurtdışında 6 karma resim sergisine katılmış.

“Osmanlı Halk Kıyafetleri” konusunda yurtiçinde ve dışında çeşitli üniversitelerde otuza yakın konferans ve sempozyuma katılmıştır.

Bursa Unesco Derneği, Bursa İpekçiliği Geliştirme Derneği, Bursa Kız Lisesi Mezunları Derneği ve Collection Clup dernekleri üyesidir.

Gökalp, babasının 1960’lı yıllarda toplamaya başladığı koleksiyon ile kendisinin 2015’ten itibaren ilgilenmeye başladığını belirterek, “Koleksiyonda 55 bine yakın parça var. Buradaki sergiye 700 tanesini getirdik. 55 bin parçanın tabii hepsi kocaman şeyler değil. Küçük parçalar da var bunların içerisinde. Bizans da Memluk da Osmanlı da var. Arkeolojik birtakım eserlerimiz de etnografik eserlerimiz de var. Çok büyük bir koleksiyon gerçekten” değerlendirmesinde bulundu.

Babasının koleksiyonu toplarken insanların yaşantısını, ne yiyip içtiklerini, kültürlerini anlatmayı amaçladığını dile getiren Gökalp, şöyle devam etti:

“Kahve kültürü, hamam kültürü, at koşum-binicilik kültürü, dergâh kültürü, el sanatları, müzik aletleri, hepsini koleksiyon haline getirmiş. Biz hepsine tabii çocukken şahitlik ederdik. Mesela bir kıl kopuz bulurdu bir yerden. O kıl kopuz sabahlara kadar incelenir, araştırılır sonra bir bakardık ki arkasından diğer müzik aletleri gelmeye başlar ve büyük bir koleksiyon çıkar ortaya. Benim tek arzum bu koleksiyonu sergiler vasıtasıyla gençlerimizle buluşturup, unutturulan tarihlerini onlara hatırlatmak.”

11 KİTAPLIK BİR PROJEMİZ VAR

Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp, İstanbul’daki sergi için koleksiyondaki 220 takımdan 13 kıyafet seçip getirdiklerini söyleyerek, “Bu 13 kıyafetin her birini özellikle İstanbul’da bulunan pek çok tasarım okuluna, pek çok liseye örnek teşkil etmesi için getirdim. Çünkü buradaki her parçadan milyonlarca tasarım çıkartabilirler. Bence bir Türk çocuğu, biz İngiliz çocuğu gibi değil, bir Türk çocuğu gibi davranmalı ve kendi özünden global tasarımlara gitmelidir. O yüzden gelip, buradaki şeyleri gördükleri zaman çok etkileniyorlar ve hepsi bir mesaj, alabilecekleri bir şey yakalıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ekrem Hayri PEKER

Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar. Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024