Quantcast
Bu fotoğrafın arkasında bir tarih gizli: Kim, ne zaman çekti? – Belgesel Tarih

Tayfun ÇAVUŞOĞLU
Tayfun  ÇAVUŞOĞLU
Bu fotoğrafın arkasında bir tarih gizli: Kim, ne zaman çekti?
  • 09 Haziran 2019 Pazar
  • +
  • -
  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU /

Loading

Çanakkale Savaşı’nın bu unutulmaz fotoğrafının öyküsünü biliyor muydunuz? Şubat 2015’te yarbay rütbesiyle ve 19. Tümen Komutanı olarak görev aldığı Gelibolu yarımadasında 24-25 Nisan 1915’te başlayıp 8.5 ay süren kara savaşlarının henüz ilk safhasında 1 Haziran 1915’te albaylığa yükselen, 8 Ağustos’tan savaş sonuna dek, bağlı birlikler bakımından ordu seviyesindeki Anafartalar Grubu’na komuta eden Miralay Mustafa Kemal’i Gelibolu’da siperde gösteren o en bilinen fotoğraftan söz ediyoruz.

19.Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal’in Çanakkale’de çekilmiş fotoğrafları arasında çok özel bir yere sahip olan bu karelerin çekildiği tarih 17 Haziran 1915. Fotoğrafları çeken isim ise 28 Nisan 1915’te Arıburnu’ndaki 16’ncı Kolordu Kurmay Başkanlığı Birinci Şube Müdürlüğü’ne tayin olmuş, 15 Ağustos’ta 1’inci Kolordu Kurmay Başkanı sıfatıyla Kumkale civarındaki Asya Grubunda görevlendirilmiş olan Binbaşı Haydar Mehmet (Alganer).

Binbaşı Haydar Mehmet Alganer, günü gününe tuttuğu notlar, çok detaylı saha tanımlamaları, görev yaptığı alanlarda çektiği fotoğraflarla adeta tarihe ışık tutuyor. Süvari Kurmay Albay rütbesiyle emekliye ayrılan ve 10 Mayıs 1966’da vefat eden Haydar Mehmet Alganer’in varislerinden Bülent Alganer, İrfan Alganer, Saadet Eri Kayalı ile Faruk Orhon tarafından Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’na bağışlanan ve ilk baskısı 2009’da “Çanakkale Kara Savaşları Günlüğü” adıyla yayınlanan hatıratı, hem Anadolu yakasında ve hem de Gelibolu yarımadasında çetin savaşların geçtiği alanlara ilişkin detaylı bilgiler veriyor.

Binbaşı Haydar Mehmet, bu fotoğrafların çekildiği güne ilişkin günlüğüne şu notları yazmıştı:[1]

“Mustafa Kemal Bey’in karargahına vardık. Saat 12.00 civarıydı. Kemal Bey’in çadırına girdim. Ooo, diyerek iki eski arkadaş samimiyetiyle sarıldık. Albay olmuş ve Altın Liyakat ve Gümüş Imtiyaz Harp Madalyaları almış. Gerçekten bu Arıburnu Savaşında da bulunmuş, yararlılık göstermiş. Oturduk, geçmişin ufak bir tarihçesini yaparak, gerçekten övünülecek olaylar hakkında görüştük. Kurmay İzzettin de oradaydı. Arıburnu Muharebelerini nasıl idare ettiğini anlattı. Başlangıçta sahilden savunulmamış. Hatta düşmanın asıl nereye ve ne kadar kuvvetle çıktığı bile kesin olarak bilinemiyormuş. Sonunda Bigalı’da ihtiyatta iken bir  haber üzerine Arıburnu’na yürümüş ve yolda düşmana rastlayınca şiddetli bir taarruz başlatmış. Sonunda düşman geri püskürtülmüş ve yapılan savaş sonunda düşman bu duruma gelmiş. Anlaşılıyor ki o savaşlar olmasaymış Kocaçimen elden gidecekmiş ki düşmanın asıl hedefi de orası. Çadır tamamen düzenli. Burada bir köpek, bir kuzu var. Yemek yedik. Saat 16.00 civarı siperleri birlikte dolaşmaya çıktık. Yanımızda bir yaveri ve iki de yaya süvari askeri var. Sağ taraftan başladık. Karşıda benim gideceğim birlik olan (Kemikliler) ve Mahmuzsırtı görünüyor. Geniş bir ova, ufak ufak da tepeler… Mahmuzsırtı’nda düşman var. Siperlere girdik. Hepsi boyumuz kadar. Pek güzel korunaklı yollar var. Bazı mazgallardan asker gözetleme yapıyor. Tabii bir iki kelime gönül okşayıcı söz söyleniyor.
Korunaklı yoldan siperlere girdik. Öyle karışık yollar ki yalnız başına içinden çıkmak mümkün değil. Adeta insana yer altında başka bir dünya hissi veriyor. Mermiler tepemizden kestane fişeği gibi patlayarak geçiyor.

İki taraf topçusu bir aralık kızıştı. Askerlerin bazısı gözetlemede, geri kalanları istirahatta yatmış uyuyor. Birkaç kişi bir arada konuşuyor ve bir diğeri namaz kılıyor. Diğerleri Kur’an-ı Kerim okuyorlar. Bir alem ki hem savaş, hem sükunet, hem heyecan, hem dünya, hem ahiret… İki fotoğraf çektim. Bazen mazgallardan bakıyoruz. Bazı yerde düşmanın siperleri altı adım bazı yerler ise 20 adım kadar uzakta. Düşmanın epeyce gözetleme yeri olduğu görünüyor. Bizde de var. Bazen düşman siperlerinde hafriyat yapılıyor. Düşman, bizim taraftan daha fazla ateş ediyor. Bazı yerlerde, gözetlemeden çekilir çekilmez oradan merminin geçtiği görülüyordu.”

ALMAN SUBAYLARIN YAKIŞIKSIZ TAVIRLARINA TEPKİ

Çanakkale’de 4 Mayıs – 16 Ekim 1915 tarihleri arasında 5.5 ay kalan ve binbaşı rütbesiyle hem Anadolu yakasında ve hem de Gelibolu’da görev yapan Haydar Mehmet Alganer’in anılarında (o dönemde hemen her birlikte sıklıkla rastlanan) kimi Alman subayların Türk astlarına yakışıksız tavırlarından örnekler de var. Alganer’in çok sinirlendiği ancak ordu geleneği gereği mecburen sineye çektiği için zaman zaman pişmanlık duyduğu olaylar, günlüğüne öfkeyle yansıyor.  Hatta o kadar ki, Anafartalar Grubu kurulana kadar bölgede görev yapan ve görevi savsakladığı için eleştirdiği Anafartalar Müfreze Komutanı Yarbay Wilmer’den “alçak herif” diye söz ediyor.

Miralay Mustafa Kemal’in bu ünlü fotoğrafı 17 Haziran 1915 günü Haydar Mehmet Alganer tarafından çekilmiştir. Tek orijinali Çanakkale Deniz Müzesi’ndedir.

HAYDAR MEHMET ALGANER’İN BİYOGRAFİSİ

Haydar Mehmet Alganer, 2 Nisan 1880 tarihinde istanbul’da doğmuştur. Annesi, Sultan Abdülaziz’in Fransızca terciimanı ve edebiyatçı Tahir Ömerzade Halis Efendi’nin kızı Saadet Hanım; babası Bursa Işıklar Askeri Lisesi’nin kurucusu Cihangirli Mehmet Reşit Paşa’dır.

Bursa Işıklar Askeri Lisesi’nde askerlik yaşamına ilk adımını atan ve 1316-5 sicii numarasıyla 1898 yılında Teğmen olarak göreve başlayan Alganer, aynı zamanda Atatürk’ün de okul arkadaşıdır.

  • 4 Ocak 1903 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu ve 20 Ocak 1903’te 3’ncü Ordu’ya tayin edildi.
  • 1906 yılı içerisinde “Gümüş Liyakat Madalyası” ve “Beşinci Rütbeden Mecidi Nişanı” ile ödüllendirildi.
  • 29 Mayıs 1907’de 3’ncü Süvari Tümeni Emir Subaylığı görevine aynı rütbe ile tayin edildi.
  • 1910 yılında Arnavutluk Harekatına katılan Haydar Mehmet Alganer, 27 Nisan 1911 tarihinde Binbaşı rütbesine terfi etmiş ve yine aynı tarihte 12’nci Alay’da Süvari Sertifikası onaylanmıştır.
  • 1912 yılında Balkan Savaşı Batı Cephesi’nde görev almış, 20 Ocak 1913’te l’inci Alay Süvari Komutan Muavinliğine tayin edilmiş ve 19 Nisan 1914’te ise Süvari Müfettişliği görevinde bulunmuştur.
  • 1914’te yapılan genel seferberlik ilanıyla da Edirne’deki Mızraklı Süvari Birinci Alay Komutan Muavinliğine tayin edilmiştir.
  • 28 Nisan 1915’te Arıburnu’ndaki 16’ncı Kolordu Kurmay Başkanlığı 1’inci Şube Müdürlüğü’ne tayin olmuştur.
  • 15 Ağustos’ta, 1 ‘inci Kolordu Kurmay Başkanı sıfatıyla Kumkale civarındaki Asya Grubunda görevlendirilmiştir.
  • 1 Kasım 1915’te, Çanakkale’den düşman henüz çekilmeden, Uzunköprü civarında bulunan 3’üncü Piyade Tümeni Kurmay Başkanlığına; sonra da Suriye’de bulunan 12’nci Kolordu Kurmay Başkanlığı 1’nci Şube Müdürlüğüne tayin edilmiştir.
  • 1916 yılı başlarında Trablusşam Mıntıka Komutanlığı görevinde bulunan Alganer, daha sonra İstanbul Genel Karargah 3’üncü Şimendifer Şubesine tayin edilmiştir.
  • Aynı yıl içerisinde yarbay rütbesine terfi ettirilmiş ve “Harp Madalyası” ile ödüllendirilmiştir.
  • 1916 ve 1917 yıllarında Romanya’da bulunan 74’üncü ve 76’ıncı Piyade Alay Komutanlığı görevlerinde bulunduktan sonra 31 Temmuz 1917 tarihinde istifa etmiş ve ihtiyata nakledilerek 7 Ağustos 1917’de tekrar, mütarekeye kadar görev yapacağı İstanbul Genel Karargah 3’üncü Şimendifer Şubesinde görevlendirilmiştir.
  • 6 Ağustos 1918 tarihinde Sahra Tren Yolları Müdürlüğü’ndeki hizmetlerinden dolayı “Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası” ile; 6 Eylül 1918’de ise Avusturya-Macaristan Devleti tarafından “Harp Alametli Üçüncü Liyakat Madalyası” ile ödüllendirilmiş, aynı yıl içerisinde Saksonya Kralı tarafından “Birinci Rütbeden Taçlı ve Kılıçlı Şovalye Haçı” ile onurlandırılmıştır.
  • 1919 yılında Harp Akademisi’nde Almanca Öğretmenliği görevinde bulunan Haydar Mehmet Alganer, 14 Mayıs 1922’de Albaylığa terfi etmiş, 17 Mayıs 1922 tarihinde ise Doğu Cephesi Hudut Komiserliği’ne tayin edilmiştir.
  • Alganer, Süvari Kurmay Albay rütbesindeyken bir terfi anlaşmazlığı nedeniyle ordudan istifa etmiş, emekliliği ise 30 Nisan 1924 tarihli kararname ile onaylanmıştır.
  • 1924-1925 yıllarında ilk Türkiye konsolosu olarak, Atatürk’ün emriyle Almanya’nın Münih kentine gitmiş, fakat bir yıl sonra yurda dönmüştür.
  • 1926 yılında Alpullu Şeker Fabrikası’m kuran Haydar Mehmet Alganer, 1936-1939 yıllarında Türkiye Şeker Şirketinin temsilcisi olarak Almanya Hamburg’da bulunmuş, ancak bu sırada İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle yurda tekrar dönmüştür.
  • Son yıllarında, cumhuriyet dönemi ilk Ticaret Bakanlarından olan eniştesi Şakir Kesebir ile birlikte İstanbul Tuzla Porselen Fabrikası’nı kurdu ve vefatına kadar bu kuruluşun yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.
  • Üç çocuk babası olan Haydar Mehmet Alganer, 10 Mayıs 1966 tarihinde, İstanbul’da kanser hastalığı nedeniyle vefat etmiştir.

 

  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU

 

DİPNOTLAR:

[1] Haydar Mehmet Alganer, “Çanakkale Kara Savaşları Günlüğü”; Türkçe Sadeleştirme: Erdoğan Öztürk, Zehra Gülbudak; Yeniden Düzenleyen: Uzm. Şeyda Büyükcan Sayılır; Baskı: Deniz Basımevi Müdürlüğü, 2. Baskı, Mayıs 2010, sayfa 61-62 vd.

 

***

İLİŞKİLİ YAZILAR

Mustafa Kemal hakkındaki haksız ithamlar… Belgeli cevaplar...
Polemiklerle Nereye Varmak İstiyorlar?
Polemik-1: “Çanakkale zafer midir?”
Polemik-2: TRT’nin Çanakkale Özel Programı
Polemik-3: “Mustafa Kemal Çanakkale’de komutan değil, karargah subayıydı”
Polemik-4: Çunuk Bayırı’ndan Şunuk Bayırı’na… Saptırmacalar
Polemik-5: “Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi ile ne alakası var?”
Polemik-6: “Mustafa Kemal Çanakkale’de rütbe bakımından kaçıncı sıradaydı?”
Polemik-7: Mustafa Kemal’in saatinin şarapnelle parçalandığı uydurma mı?
Polemik-8: “Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal’in tümeni yedeğin yedeği idi”
Polemik-9: 15 General, 1 Albaya Karşı… Çanakkale Zaferi ‘Mustafa Kemalsiz’ anlatılabilir mi?
Polemik-10: Müslümanlar Halife Sultan’ın sözünü gerçekten de dinler mi?
Polemik-11: Hey Onbeşli dediklerimiz, askerlik çağında mıydı?
Polemik-12: Kim olsa o emri verebilir miydi?
Polemik-13: Çanakkale Savaşı ilk günde biterdi

Tayfun ÇAVUŞOĞLU

Gazeteci / Yazar - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü (1985) mezunu. 1983'ten itibaren yerel gazetelerde muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Bursa Ansiklopedisi'ne (Yılmaz Akkılıç, 2002, Burdef Yayınları) madde yazarlığı yaptı. E-Kitap Yayıncılık tarafından (Şubat 2018) epub formatında yayınlanan “Nutuk“ için editör olarak Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kronolojisini hazırladı. Mümin Ceyhan'ın yazdığı “Kanla Yazılan Dostluk“ romanının (Mümin Ceyhan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi yayını, Mart 2023) editörlüğünü yaptı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi'nde başkanlık (1997-2001) görevini yürüttü. Aynı zamanda web sitemiz Belgeseltarih.com'un kurucu ortağı ve yazarıdır. Youtube üzerinden yayın yapan @belgeseltarihtv kanalında yakın tarihimize ilişkin 80 dolayında video yayınlamıştır. Yayınlanmış Kitapları: 1)“Çanakkale 1915 – İftiralar, Yalanlar, Polemikler“, 2014, Kastaş Yayınevi-İstanbul 2)"1915 - Çanakkale Savaşında Trakya", 2018, Haber Ajansı Yayınları-İstanbul E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Tekrarsız Süslemeler

Tekrarsız Süslemeler

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 3 Aralık 2024
Sistematik Hatalar Bahçesi

Sistematik Hatalar Bahçesi

Ekrem Hayri PEKER, 3 Aralık 2024
Merdiven

Merdiven

Haber Merkezi, 21 Kasım 2024
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024