BURSA KIZIKLARI HALK İNANÇLARI[1]
Giriş[2]
Bursa Kızıkları alan çalışması, Oğuz halk kültürü bilhassa halk inançları kültürü araştırmalarından Dünya Avşarları ve Dünya Salurları çalışmalarından sonra 24 Oğuz boyunun yeni bir boyu ile ilgili çalışmasının ilk bölümlerinden birisidir.
DEĞİRMENLİKIZIK:
Halk kültürü ve daha ziyade halk inançları kültürü hakkında bilgi vermeği amaçladığımız bu çalışmada ele alınan Kızık köylerinin kısaca tanıtmasını da yapmayı amaçladık. Kısık köylerinin halk kültürleri arasında ve bu arada inançları arasında bariz farklar yoktur. Biz derlememizi beher Kızık köyü için hayatın bütün safhaları ile ele alınmaları yöntemini izlemedik. Daha ziyade varsa farklılık ve ilave bilgi özelliği taşıyan huşular üzerinde durmaya çalıştık.
Tarihî Bursa Kızıklar, Uludağ’ın güzelliklerle coştuğu kuzey yamaçlarında, batıdan doğuya Değirmenlikızık, Fidyekızık, Cumalıkızık, Hamamlıkızık ve Derekızık olarak sıralanırlar. “Beşi bir yerde” olan bu Kızıklar’ın her biri, adını bir Oğuz boyu olan “Kızık” dan almıştır. Bursa’nın 1326’da Türkler tarafından fethiyle Kızıklar’ın bu bölgeye yerleşmesi aynı döneme rastlamaktadır. Hatta daha önce Horasan’dan gelen Türkmen dervişlerinin bu bölgede yerleştiklerine dair bazı işaretler vardır. 700 yıllık bir efsane olan Kızıklar, tarihî ve kültürel dokusuna ek olarak ormanı, sivil mimarisi, kaynak suları, kestanesi, ahududusu, böğürtleni, çileği, kirazı, cevizi ve diğerleriyle “özel” bir bölgenin adıdır.[3]
Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle olan Değirmenlikızık, yedi asırlık tarihî gelişimin ve sivil mimarinin en orijinal bir şekilde günümüze taşıma şansı bulmuş nadide yerlerden biridir. Geçmişte İnegöllü İshak Paşa’nın vakıfları arasında yer aldığı için bu mahalle İshakpaşa Kızığı adıyla da anılmıştır. Buranın en güzel mesire yeri Kocaçınar’dır. Yaklaşık 500 yıl önce bu bölgedeki Kaplıkaya Deresi üzerinde 13 değirmen hizmet veriyordu.
Değirmenlikızık köyünde Mustafa Dede adına her yıl Pilav Hayrı yapılır dede anılır. Uzun süre kestane hasenatı zamanında yapılmıştır Bu anma günleri hayır bereketi celp etmek şerleri def etmek, Kur’an okuyup dua etmek, birlikte kaynaşma günleridir. Geçmişte Kızıklar arasında bariz bir dayanışma yok iken, dernekleşme dayanışmayı sağlamıştır. Türkiye Kızıklarının dünyanın diğer bölgelerindeki Kızıklarla teması henüz sağlanmamıştır. Köyün dışından bölge halkından da bu etkinliklere çok katılım olur.[4]
Bursa’nın Kızık köylerinin aralarında 2-2.5 Km. vardır. Bunlar Derekızık, Değirmenlikızık, Fityekızık, Cumalıkızık, Bunlardan Derekızık köyünün Bursa’ya mesafesi 20 Km. civarındadır. Bölgedeki tarihi Kızık yerleşim yerlerinin sayısını 14’e çıkarabilen çalışmalar da yapılmıştır[5]. Geçmişte Dallıkızık ve bayındır Kızık köyleri de varken şimdilerde bu köyler yoktur. Değirmenli Kızık mahallesinin nüfusu 1.000-1.200 kişi iken, şimdilerde 100-110 hanede mevcuttur. Bursa Kızıklarında halk Sünni İslam ve anadilleri Türkçedir. Köy 1893 yılında Elazığ’dan göç almıştır. Kızıklarla kaynaşmıştır. Yerli halk bunlara Kakkoşlar demektedir.[6]
Bursa Kızıkları’nın Tokat yöresinden geldiklerine dair bir kanaat vardır. Bölgeye geliş dönemleri bölgenin Osmanlıların fethi ile tarihlendirilmektedir[7].
Buranın Kızıkları Sünni mezhepli olmayan aileden kız alıp vermezler. Kız alma konusunda daha esnek ve fakat kız verme konusunda daha katıdırlar. Burada evlendirilecek kızın kanaati eş seçiminde sorulur. Büyük kız kardeşler bekâr iken ailenin kısmeti çıkan küçük evlendirilebilir. İki erkek kardeşe iki kız kardeşin gelin olarak alındığına sık rastlanır. Kız kaçırma yöntemi ile evlilik pek görülmez gençlerin anlaşarak kaçırma yöntemi ile evlendikleri olur[8].
Kızıklarda kan davası gütme uygulaması pek yoktur. Ölen ağabeyinin eşi ile küçük kardeşin evlenmesi uygulamasına rastlanmaz. Berdel türü uygulamalar yoktur. Eşi ölen gelin tekrar baba evine gitmez, gönderilmez o, artık o ailenin bir ferdi olmuştur.[9]
Değirmenli Kızık ve Bursa’nın diğer Kızık köylerinde bölge yemek kültürünün dışında çok özel bir yemek türü yoktur. Kurtuluş savaşının kıtlık yıllarında, et temininin çok zor olduğu dönemlerde, çocukların et yeme isteklerini karşılamak için çorbalara kestane konulup kaynatmak suretiyle onlara et yiyorlarmış hisse verilmiştir[10].
Tarihin Bursa’ya Armağanı Kızıklar, isimli kitaptan alınmıştır.
Buranın Kızıklarında Kirvelik uygulaması yoktur.[11] Buranın Kızıklarında Tavşan uğursuz hayvandır. Onu gören öldürmemeli zira ondan kendisine zarar gelebilir inancı vardır. Antep tarafı Kızıklarında Yılanla karşılaşmak uğurlu kabul edilirken, Bursa Kızıklarında bu inanç yoktur. Bu yörede ayıya ayı değil Kocaoğlan, cin türü varlıklar için de “üç harfliler” denir. Ahırda bağlı atın kuyruğunu ve yelesini bağlayan varlıklar için de “kuyruk-yele ören” denir.[12]
Bu kara iye ilgili bölgede yapılan bir izaha göre Kur’an-k Kerim’de bir sure okunarak bu cin esir alınabilmekte, esir alan tarafından bütün gece hertürlü işte kullanılmaktadır. Bu ter buradan gelmektedir[13].
Bu köyde geçmişte gelin kınasına giden kimseler kendileri ile birlikte sandalyelerini de götürülerdi. Deli Kınası Cuma akşamı genç kızlar dümbelek eşliğinde eğlenirler. Gelin hamamından sonraki kınaya da Yalancı Kına denir. Bu, kınadan evvel yapılan ufak bir kına eğlencesidir. Kadife gelinliğin ismi ise Elbasiye idi.[14] Elbasiye genellikle pembe olur, Gelinin yüzüne al tül örtülür[15].
Bu köyde geçmiş yıllarda Hıdrellez Kutlamaları’nda yoğun alkol alınmaya başlanmıştır. Bunun üzerine bu tür kutlanmalar iptal edildiler. Bir süre sonra tekrar Hıdrellez kutlamaları başlayınca halka ikramların yapıldığı mevlit okunup dua edildiği etkinliklere dönüştür[16].
Askere uygulama döneminde gençlere Allah rızası için mevlit okutulur. Asker uygulamalarında da alkol alınması da kontrol altına alınmıştır “İçki kargaşayı coşturur yiğitliği susturur” denilmektedir.
Bursa Kızık Türkmenlerinde üzerlik kültürü yoktur, üzerlik tütsülemek, nazarlık için duvara üzerlik otu asma uygulaması yoktur. Kurşun dökme uygulaması ve kurşun dökme ile ilgili inançlar geçmişte varken şimdilerde unutulmaya yüz tutmuştur. Bu toplumda nazarlık olarak kaplumbağa yavrusu kabuğu kullanıldığı olurdu[17]. Kaplumbağa yavrusu kabuklarından nazarlık yapma inanç Güneydoğu Anadolu ve Güney Anadolu’da oldukça yaygındır.[18]
Bursa Kızıkları sağlık dileği, kısmet açılması ve benzeri hacetler için Allah’tan dilekte bulunmak için Yeşil Türbe’ye, Emir Sultan’a Veysel Karani’ye giderler Buralara Sünnet Gezdirmesi için de gidilir. Buralar Adak Kurbanı kesilme yerleridir[19]. Sünnetten 2 gün evvel çocuğa sünnet kınası yakılır arkadaşlarına havlu dağıtılır[20].
Sünnet gününde camiye halı serilir sünnet olan çocuk onun üzerinde dolaştırılır, sünnete gelenler halıya para atarlar. Sünnet çocuğunun ayakkabı ve şapkası babasına götürülerek ondan para alınır. Gelinde olduğu gibi sünnet olan çocuk da aile büyüklerinden bir armağan almadan attan inmez
Aşerme veya yerikleme olarak bilinen inançlar, sadece “aşeren anne adayının canı yenecek bir şeyler çeker, temin edilmesine çalışılır” şeklinde hatırlanmaktadır[21].
Bursa Kızıklarında deprem olduğu zaman “Kafkaf Ya Muhammet” denir.[22] Bu ifade muhtemelen şefaat içerikli bir söylem olmalı.
FİDYEKIZIK:
Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle olan Fidyekızık arazisinin ilk sahibi olarak Oruç Gazi gösterilir. Orhan Gazi’nin vakıf köyleri arasında da sayılır. Çelebi Sultan Mehmet’in oğlu Şehzade Mustafa Çelebi, Bursa’nın kuşatıldığı dönemde bir süre burada konaklamıştı. Bursa’nın fethinden önce buraya yerleşen ve birçok kerameti bilinen Kaplan Gazi’nin mezarı bulunmaktadır. Bu kabre adak çaputu bağlamak, adak taşı yapıştırmak veya türbenin etrafında gece sabahlamak türünden uygulamalar yoktur. Bu zatın Horasan Eri olduğu inancı vardır ve burada şahit olmuştur. Gönülgözü’nün açık olduğuna inanılan bu şahsın gerçek ismi Kutbettin’dir Ziyaretine gelenler ruhuna Fatiha okurlar. Atmaca Sultan adında bir dervişin de 1653 yılında burada bir vakfı vardı[23].
Bölgeden Emir Sultan’a giden halk ziyaretlerinde burada Allah’tan çocuk sahibi olmayı, kısmetlerinin çıkıp yuva sahibi olmayı, iş bulup çalışabilmeği dilerler.
Kızıklızade Ahmet Efendi, Kızıklızade Mehmet Efendi bir dönemin ünlü müderrisleri idiler. Halk bunları Fatiha okumak amacıyla ziyaret eder.
500-600 hane olan bir köyün padişah tarafından fidye karşılığında aldığı isminin de buradan geldiğine dair bir inanış vardır.
Bu köyde ezan okunması esnasında uluyan köpekler uğursuz kabul edilir olumsuz bir mesaj verdiğine inanılır.
Burada yağmur duasına çıkılmamaktadır. Ancak yağmur Mayıs ayında yağar ve Nisan ayında da yağmaya devam ederse ise hayrı değil zararı olacağı için bu duruma tepki ifade eden talk tekerlemeleri vardır.
Bu köyde, kara kedilerde uğursuz olduğuna inanılır. Üç harflilerin geceleri kara kedi kılığına girdiklerine dair inançlar vardır. Ayrıca bu köyde meskûn olmayan yerlerde, kişi yanlış iken geceleri civcivli tavukla ve keçi ile karşılaşılmakta istenilmez.
Tarihin Bursa’ya Armağanı Kızıklar, isimli kitaptan alınmıştır.
Fidyekızık köyünde dama gece konan baykuşa da anlam yüklenmiştir. Bu durumda olan Baykuş “ibik-ibik” diye öterse köyde bir cenazenin çıkacağına, “daak daak” diye öterse de bir bebeğin dünyaya geleceğine yorumlanır[24]. Baykuşun farklı ötüşüne göre baykuşta hem hayr ve hem de şerrin olabileceği inancı bize halk inançlarındaki düalizmi hatırlattı. Bu inancın derinliklerinde adeta insanlar, bitkiler, cansız bilinen ve buarada hayvanlarda da şeytanî ve rahmani kuvvelerin bir arada olduğu, onlardan birinin ağır basması veya öncelik kazanmasının çeşitli faktörlere bağlı olabileceği inancını hatırlattı.
Başkuş Anadolu’da ve batı Türklüğünde çok kere kara iye özelliği ile bilinir ve viranelerin kuşu olarak anılır. Uygur Türklerinde baykuş kutu temsil eder, Genç kızlar kalpaklarının üzerine kutu celp etmek için baykuş teleği takmak isteler. Ayrıca Puhu Kuşu baykuşa çok benzer sadece baykuştan çok küçüktür. Kuzey Kafkasya Türk kültür coğrafyasında Puhu kuşu uğurlu kuşlar arasındadır. Kuşların bir dönemin ongunları olduğu inancından hareketle gelin başlıkları ve düğün bayrağının gönderine takılan kuş teleklerinin ongun inancı ilişkilendirildiği görüşünün de olduğu bilinmektedir.
Fidyekızık köyünde işine gitmekte olan erkeğin yolunun bir kadın tarafından karşıdan karşıya geçilerek veya onun karşısına çıkılarak kesilme uygun bulunmaz erkek için uğursuz, aksilik dolu bir gün anlamına gelir. Çok kere kadın erkeğin önünden değil arkasından gelir[25]. Kızık toplumunda bebeğe ismini varsa dedesi koyar yok ise anne veya babası koyar. Konulacak isimler Kur’an-ı Kerim’den ve tarihi şahsiyetlerden seçilir.
CUMALIKIZIK:
Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle olan Cumalıkızık, UNESCO tarafından 2014’te Dünya Miras Listesi’ne alındı. Burada tarih adeta canlanır ve yüzyıllara meydan okur. Tarihî hamamı ve camisi gerçekten görülmeye değer. Geçmişte kullanılan eşyaların sergilendiği bir müzesi vardır. 250’yi aşan evin her biri, dar sokakları, kaldırımları, çeşmeleri ve doğal ortamı vb. özellikleriyle Cumalıkızık, muhteşem gizemini barındırmaya devam etmektedir[26].
Cumalıkıızık 180 haneli 900-1000 nüfuslu bir köydür. Bu köyde sulama suyu organizasyonu sesli duyuru ile görevliler tarafından yapılır. Köy halkının bütünü Kızık’tır aralarında çok az sayıda Yörük vardır. Halkın, 2O hanesi 93 harbinden sonra Balkanlardan Filibe bölgesinden gelmiştir. Buranın Kızıkların iki dağ arasına sıkışmış durumdadır. Orhan Gazi döneminde Karakeçililer ile Kayıların arasında ihtilaf varmış gerginliği önleyebilmek için her iki kesim arasında yedi evlilik yapıldığına dair anlatılar vardır. Yedi kardeşin kurmuş olduğu yedi köyün kuruluşu bu şekilde gerçekleşiyor.[27]
Geçmişte evlilik yaşı erkekler için askerlikten gelmiş olma ile belirlenirken şimdilerde 25-30 yaşından evvel bir erkek pek evlenmez. Damatta aranılan vasıflar arasında iş güç sahibi olması, çalışkan ve dürüst olması sorumluluk sahibi olması soyu sopunun bilinir olması aranır. “Kızı soyludan köpeği mandıradan al.” Türünden özlü sözler vardır[28].
Bu toplumda evliliklerde başlık parası alınmaz. Gelinin çeyizi asılır. Bu bir sergileme işlemidir. Ancak çeyiz yazma uygulaması yoktur[29].
Evliliklerde aracı olan hanıma bu toplumda Dünür Başı denir.[30]
Tarihin Bursa’ya Armağanı Kızıklar, isimli kitaptan alınmıştır.
Bura Kızıklarında da yeni yapılan binanın sıra çapışının kapatılmasına gelince çatıya bayrak asma uygulaması yoktur. Düğünlerde Türk bayrağı olur, ayrıca damat bayrağı, gelin bayrağı yoktur, ayrıca Türk bayrağına renkli tülbentler de bağlanmaz[31].
Düğünün düzenin sağlanmasını “Delikanlı başı” olarak bir görevli üstlenir. Erkek evinden Toprak Bastı alınır. Toprakbastı, gelin baba evinden evinin eşiğinden dışarıya attığı ilk adımla alınır. Ayrıca kardeş Hakkı, kapı Hakkı ve Sandık Hakkı türünden oğlan evi tarafından kız evine sembolik ödemeler yapılır[32]. Bazı yörelerde de gelinin köy aşırı geçtiği yerlerde önünün kesilmesi ile alınır. Bu para Delikanlı başı tarafından zaruri harcamalarda kullanılır[33]. Delikanlı Başı düğün alayına katılan delikanlılardan tam yevmiye katılmayanlardan yarım yevmiye alır. Toplanılan paranın masraflardan arta kalanı delikanlı defterine işlenir[34].
Yakın zamanda gelin olmuş kızlarda gelinlikleri giysili olarak gelin alayına taç takmaksızın katılırlar[35].
Gelinin baba evinden çıkışında onun al kuşağını erkek kardeşi o yaksa aileden bir erkek bağlar. Kuşağın al oluşu bekâreti temsil edişi ile izah edilir[36]. Bu Kuşağın adı Gayret Kuşağı olarak bilinir 3 kez bağlanıp çözülür birincisinde hayırlı geçim, ikincisinde vatana millete hayırlı evlat yetiştirmesi dileği, üçüncüsünde haktan, hukuktan Allah yolundan ayrılmama dileğinde bulunur[37].
Gelin 4 küçük çocuk tarafından tutulan cibinlik denilen al renkli koruyucu içine alınmıştır[38].
Kızıklarda Gelin Hamamı gibi Güvey Hamamı da olur. Bekâret nişanesi olarak gelinin çarşafı anne ve babasına gösterilir[39]. Anadolu’da bu çarşafın “Al Bezi” olarak isimlendirildiği de olur.
Lohusa hamamı düzenlenir ve Lohusa macunu ikram edilir. Bu macun farklı özel bitkilerden oluşur ve hamama gelenlere de ikram edilir. Bu toplumda Al Karısı, Çarşamba Karısı olarak da bilinir.[40] Bölgede “Al karısı”, Al Anası” olarak bilinir ondan korunmak için yatağın altına madeni eşya koyulur[41]. Al Karısından korunma yöntemleri arasında silah, Kur’an-ı Kerim, tuz, erkek giysisi ve al rengin olması çok rastlanılan korunma yöntemleridir.[42]
“Kırk Uçurma” tanımlaması bu toplumda da kullanılır. Kırk neden uçurulur bir nesnedir. Kır kovulası, kırk öldürülmesi değil de Kırk uçurulmaktadır. Kırk, daha ziyade ruh gibi uçup da gidebilen bir varlık olarak düşünülmüştür.
Güvey bir hafta sonra kayınpederini ziyarete gittiğinde verilen yemekte mutlaka yaprak sarma da bulunur ve bu günün ismi, Dolma Günü’dür. İkinci hafta kız tarafı kızlarının mutluluğunu görmek için iadeyi ziyaret yapar Bu güne “Ev Kutu” denir[43].
“Kut inancı” Türk kültürlü halkların inanç kültürlerinde Gök Tenrı İnanç Sisteminden itibaren vardır. Var olan, yaradılmış bulunan her şey kutlu veya kutsuz olabilmektedir. Kutu verende alan da mutlak olandır. İnsanlar her vesile ile kutu anar, kutu diler, kutlarlar[44].
Annenin Kırk suyundan artan ile bebeğin de kırk banyosunun yapılması, Anne ve bebeğin Kırk Suyuna Altın veya gümüş yüzük konulması, kırk taş veya kırk fasulye tanesi atılması, kurutulmuş kurban gözü ve kurt gözü konulması Türk kültürlü halkların ortak uygulamalarındandır[45].
Çocukların ağız kokusunu önemek için ağızlarına tuz sürülür.[46]
Cumalıkızık’da Saldede isimli bir dedenin adına her yıl Pilav Günü adıyla anma merasimleri yapılmaktadır.[47]
Cumalıkızık, Bursa Kızıkları’nın merkezi konumundadır. Cuma namazı için halk buraya gelirlermiş. Yunanistan yöresi işgal edince, yörenin bütün Kızık köylerini yakıp halkını öldürmüştür. Cumalıkızığın yakılması için de bütün tertibatını almış iken, bir senaryo hazırlayan Müslüman halk yörenin ünlü bir eşkıyasının köyü basacağı haberini yayar. Bunun üzerine Yunan komutan katliamdan vaz geçip çareyi kaçmakta bulur. Burası Filibe ve Batum’dan olmak üzere iki ayrı bölgeden göç almıştır[48].
HAMAMLIKIZIK:
Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle olan Hamamlıkızık, yüzyıllar boyunca içinde bulunan hamam sebebiyle bu adı almıştır. Orhan Gazi’nin vakıfları arasında da adı geçen köyde, işgal yıllarında Yunanlılar tarafından büyük tahribatlar gerçekleştirilmiştir. Ağaç ve suyun en bol ve en güzel şekilde buluştuğu bu yerde Hacı Abdurrahman Çelebi adında bir hayırsever, 1585’te vakıf bir hamam yaptırmış ve geliriyle de Kur’ân-ı Kerim okutulmasını istemiştir[49]. Ağaç ve suyun bol olduğu yerler dede Korkut ve Manas Destanlarında da olduğu gibi elmalı yerler olarak bilinir buralarda yapılan duaların kabul göreceğine inanılır. Buralar kutlu yerler olarak bilinir.[50].
Bu toplumda diğer Kızık köylerinde olduğu gibi delikanlıların evlenme isteği babanın ayakkabısını evin eşiğine çivi ile çakılır.[51]
Damadın odasına geçmeden evvel onun arkadaşları tarafından suya sokulması, sırtına yumrukla vurulması tıraş olurken berber tarafından yüzünün gelişi güzel sabunlanması, kahve ikramında damada ait fincana tuz konulması Kızıklarda da vardır[52].
Damat Delikanlı başının organizesinde arkadaşları ile birlikte tekbirlerle yatsı namazına götürülür. O gece damat alkol almaz. Damadı ikinci gecesinde anormal içirip yatağında sızması sağlanır, böylece ilişkinin iltihaba yol açmaması sağlanması amaçlanır[53].
Hıdrellezde kırlara çıkılır, adeta çevre donatılır bayram günü gibidir. Yiyecekler hazırlanır piknik yerlerine götürülür. Çeşitli eğlenceler düzenlenir. Her yıl 6 Mayısta yapılır, yeni gelinler özel kıyafetlerini giyerler. Nişanlı kızlara erkek evi tarafından gönderilen kurbanlık hayvanlar burada kesilirler.[54]
Bu toplumda Nevruz kutllamarı yapılmaz.[55]
Paça diye bilinen eğlenceli gece kadınlar arasında yapılan bir gecedir yakın akrabaların katımı ile yapılır. Aynı gece damadın sarhoş edildiği gecedir.[56]
Hamamlı Kızık köyünde halen yıllık periyodlarla yapılan pilav günü türünden uygulama yoktur. Bir dönem çorba verilmiştir. Bir dönem buranın hayır sahiplerinden bir zat köye kestane bağışlamıştır.[57]
DEREKIZIK:
Kestel ilçesine bağlı bir mahalle olan Derekızık, 16. yüzyılda dönem dönem Hacı İvaz Paşa ve Vanî Mehmed Efendi’nin vakıf köyü statüsünde olmuştur. Köyün öşrü (ürünlerinin zekâtı) kutsal topraklardaki (Mekke ve Medine) fakirlere gönderilmekteydi. Çok güzel bir derenin iki yakasında ve geniş bir arazi üzerinde kurulmuş olan bu mahallede bölgenin en güzel su kaynakları bulunmaktadır. 19. yüzyıl sonlarında Filibe ve Batum’dan göçenler de buraya yerleştirilmiştir[58].
Şimdi Bursa’nın Mahallesi konumundadır.[59] Mevsime göre değişen 1000-2000 kişilik bir nüfusu vardır. Geçmişte burada ballı Dede diye bilinen ulu bir zatın mezarı varken zamanla mezarlık sürülüp kum ocağı olunca dedenin mezarı da yok olmuştur. Her yıl Temmuz ayının ilk haftasında Köyün bahçesinde Kur’an-ı Kerim okunur, mevlit okunur, tekbirler getirilir. “Ayağa kalktık bizi affetmeden oturtma Yarap” diye dua edilir. Yapılan uygulama klasik Dede Kültü uygulamasından ziyade kestane haşatına münasebeti ile şükür içeriklidir.
Baba Sultan’da çok daha kabul görmüş Dede kültü ile bütünleşmiş Geyikli Baba vardır. Baba Sultan, Kestel’e bağlı Baba Sultan köyündedir. Burada yapılan yıllık mevlitlere 30.-40.00 davetli katılır. Mevlitler heryıl temmuz ayının sonunda Ağustos ayının başında yapılır. Bu kutlamaların 2017 yılında 638. Yapılacaktır. Geyikli Baba’nın köyü Kızıkların komşu köyüdür. Menkıbevi hayatında geyik sırtında savaşa gitmesi, cami inşaatı için gereken keresteleri geyiklere taşıtması, geyik sütü ile öksüz çocukları beslemesi, geyik donuna girme gibi hususlar vardır[60]. Yörede Dede Alevilik dini hiyerarşisinde statü anlamında olmayıp, ulu zat anlamındadır[61].
Derekızık Köyünde çok hayırsever bir zat kırk kapılı bir ev yaptırıyor. Bununla amacı dilencinin farklı yönlerden, gelmesi halinde, kapının birisini kapalı bulunca eli boş dönmesin mutlaka karnı doyurulurmuş.[62]
Bayındırlı Kızık ve Dallı Kızık Geçmişte Bursa altıncı ve yedinci Kızık köyleri iken şimdi meskûn değildirler. Anlatılan bir efsaneye göre bir gün Bayındırlı Kızık Köyüne bir evliya gelir. Bu zat diğer köylerden iyi muamele görmüş iken Bayındır köyü fena davranmış. Bunun üzerine “bayındır bayındır insanları haindir” demiş
Bayındırla ilgili anlatılan diğer bir efsanede de, bayındır Köyüne bir gün Hz. Hızır uğrar, köyün çocukları onun çarıklarını saklarlar ve Hızır’a Çarıklarını danaların yediğini söylerler. Bunun üzerine Hz. Hızır, “Bayındır Bayındır, dana çarık yemez bu bana bir oyundur” der.
Bir başka Bayındır Kızık efsanesinde de Hz. Hızır, bu köyde bir hanımdan yemek için ekmek ister. Kadın Hızır’a ekmeğin pişmesi geç olur, ben size pide türünden bir şey hazırlayıvereyim demiş ve hazırlığa niyetlenmiş. Bunun üzerine Hz. Hızır kadına orada yavrulu bir köpeği göstererek, bu hayvan yavrularını Hızır Tepeye taşıyıncaya kadar sen de o tepeye çıkmış ol der. Kadın bu açıklamayı pek ciddiye almaz. Çok geçmeden Oradaki şelalenin önündeki kayalar ayrılıyorlar afet oluyor. Bugün hemen yerin aşağısında bir hamam kalıntısı vardır[63].
SONUÇ:
Bursa Kızıkları halk inançları alan çalışması, Anadolu Türk-Oğuz halk kültürü çalışmalarının yeni bir halkasını oluşturmuştur. Bu çalışma, Oğuz kültürünün bölgedeki gelişme, şekillenme ve sentezler oluşturmasına dair yeni bulgulara ulaşılmasını sağlamıştır. Bilinmedik yeni bilgilere ulaşılmasını, bilinen bazı bilgilerin teyit ve tekâmülünün temini sağlanmıştır. Özellikle “kut” konulu araştırmaların daha net görülebilmelerini sağlamıştır. Doğum ve evliliğin safhalarından tanıdığımız bazı inançların aralarında müştereklerin ilişkilendirebilmelerine imkân vermiştir. Yapılan bu tür çalışmalar ile Türklerin eski inanç sistemi ile İslamiyet’e taşımız olduğu inanç içerikli verilerin daha net takibini sağlama imkânı vermiştir. Eski inanç sisteminin İslamiyet’te yerine işaret edebilme bu tür çalışmalarla daha kolay olmaya başlamıştır.
[1] Bu çalışma, 01-03 Temmuz 2017 tarihleri arasında Bursa Kzık Köylerinde yapılan alan çalışmasında derlenilen bilgilerden oluşmuştur. Çalışmamızda yardımını esirgemeyen Kızık Be yelerinde İzzet Güngör ve Nafi Cağlar’a teşekkür ederiz
[2] [email protected] www.yasarkalafat.info
[3] Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (Editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa (Bu eserin incelenmesi inkanını alan çalışmasını başlatmamızdan maalesef çok sonra elde edebildik, Eserde Osman Çetin “Oğuz Boylarından Bir Boy: Kızık s. 8-16, Yusuf Oğuzoğlu, “Bursa’nın Kızık Köyleri” s. 16-20, Mefail Hızlı, “Tarihin Bursa’ya Armağanı Kızıklar”, s.2-24, Sezai Sevim “Kızık Köylerini Orhan Gazi’mi Vakfetmiştir?” s. 24-28, Neslihan Dosdoğru “Bursa Kızık Köylerinde Fiziksel Doku ve Sivil Mimari Özellikleri “s. 34-45 bölümlerde Bursa Kızıkları tarihi boyutları ile ayrıntılı ele alınmaktadır. Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60 bölümünde “ Düğün Adetleri”, Sünnet Adetleri”, “Hıdrellez Eğlenceleri” ve “Asker Uğurlama” ayrı başlıklarda incelenmiştir. Biz derlediğimiz bilgileri Ö. Güleç’in çalışmaları ile zenginleştirmeğe de çalıştık.
[4] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, 45 yaşında ilkokul mezunu, Derekızık Köyü Kızık Derneği Başkanı
[5] Mefail Hızlı, “Tarihin Bursa’ya Armağanı Kızıklar”, s.2-24, a.g..e.
[6] Kaynak Kişi; a.g.ş
[7] Kaynak Kişi; a.g.ş
[8] Kaynak Kişi; a.g.ş
[9] Kaynak Kişi; a.g.ş
[10] Kaynak Kişi; a.g.ş
[11] Kaynak Kişi: a.g.ş
[12] Kaynak Kişi; a.g.ş
[13] Kaynak Kişi; İzzet Bingöl
[14] Kaynak Kişiler; İsmail Aygör, 53 yaşında ilkokul mezunu; Ziyaeddin uslu 54 yaşında, ilkokul mezunu
[15] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[16] Kaynak Kişi; a.g.ş
[17] Kaynak Kişi; a.g.ş
[18] Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, 6. Baskı, Berikan Yayınevi, Ankara, 2010
[19] Kaynak Kişi; a.g.ş
[20] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[21] Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın, 40 yaşında ilkokul mezunu, köy halkından
[22] Kaynak Kişi; a.g.ş
[23] Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa
[24] Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın, 40 yaşında ilkokul mezunu, köy halkından
[25] Kaynak kişi a.g. ş.
[26] Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa
[27] Kaynak Kişi; Turğut Berik Yüksek tahsilli 61 yaşında köy halkından bir Kızık Türkmenidir.
[28] Kaynak Kişi; a.g.ş
[29]Kaynak Kişi; a.g.ş
[30] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[31] Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın, 40 yaşında ilkokul mezunu, köy halkından
[32] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[33] Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın,
[34] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[35] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[36]Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın,
[37] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[38] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[39] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[40] Kaynak Kişi; Hakan Ertaşkın
[41] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[42] Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, 6. Baskı, Berikan Yayınevi, Ankara, 2010
[43] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[44] Yaşar Kalafat, “Türk Halk İnançlarından Mitolojiye Kut Bağlamında Mesken-Aile ve Aile Değerleri”, Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Mesken-Aile ve Aile Değerleri 824-27 Temmuz 2017 İstanbul
[45] Yaşar Kalafat, “Türk Kültüründe Elma/Kızıl Elma Bağlamında Türk Halk İnançları” Türk Kültüründe Meyve Sempozyumu (07-08 Nisan 2004 istanbul) Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi/Prof. Taciser Onuk’a Armağan (Editörler: F.Akpınarlı & H. Serpil Ortaç & Nail Tan & Hayrettin İvgin), Kültür Ajansı Yayınları, Ankara 2007 s.235-241
[46] Özer Güleç’in Kızık Köylerinde Folklor” s. 50-60, a.g.e.
[47] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, 45 yaşında ilkokul mezunu, Derekızık Köyü Kızık Derneği Başkanı
[48] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl
[49] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (Editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa
[50] Yaşar Kalafat, “Türk Halk İnançlarından Mitolojiye Kut Bağlamında Mesken-Aile ve Aile Değerleri”, Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Mesken-Aile ve Aile Değerleri 824-27 Temmuz 2017 İstanbul
[51] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl
[52] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[53] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[54] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[55] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[56] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[57] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (Editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa
[58] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, Raif Kaplanoğlu-Aziz Elmas (Editör), Uludağ’ın Beşibirliğ Bursa Kızıkları, Cumalıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık Köyleri, Bursav, 2009, Bursa
[59] Kaynak Kişi, İzzet Bingöl, 45 yaşında ilkokul mezunu, Derekızık Köyü Kızık Derneği Başkanı
[60] Kaynak Kişi; Fahri, Baba Sultan Köyü Muhtarı
[61]Kaynak Kişi; Fahri, Baba Sultan Köyü Muhtarı
[62] Kaynak Kişi: Nihat Kesici; 80 yaşında Orta Okul Mezunu
[63] Kaynak Kişi, Nihat Kesici, 80 yaşlarında orta Okul mezunu Kızık Türkmeni