Quantcast
Bursa’da çekilen filmler – Belgesel Tarih

Ekrem Hayri PEKER
Ekrem Hayri  PEKER
Bursa’da çekilen filmler
  • 10 Temmuz 2019 Çarşamba
  • +
  • -
  • Ekrem Hayri PEKER /

Loading

 

İstanbul’a çok yakın olan Bursa farklı özellikleriyle doğal film platosu olmuştur. Film ekiplerinin misafir olarak ve plato olarak kullandığı büyük çiftlikler, Yeşil Türbe, Emirsultan, Karacabey Harası, çok farklı bir mimariye sahip olan Santralgaraj, Uludağ, Çelikpalas oteli, kaplıcalar, yemyeşil ova, şehrin tarihi dokusu. İpek ve ipek fabrikaları…

Dikencik ve Paşa çiftlikleri hem film platosu olmuş hem de başrol oyuncularının konakladığı yerler olmuştur.

Teleferik ve telesiyej filmlerde sık gördüğümüz sahnelerdendi.

Uludağ Amerikan Life dergisinin Türkçe versiyonu olan Hayat dergisinde sık sık kapak oluyordu.

Yaş itibariyle Bursa’da çekilen filmlerin çoğunu izleme şansını buldum. Yıllar sonra bu yazıyı yazarken bazı filmleri tekrar hatırlamak hoş bir duyguydu.

AYSEL BATAKLI DAM’IN KIZI

Selma Legörlöf’ün bir hikâyesini Hasan Cemal, Türkçeye uyarlar. İlgi gören bu hikâye ünlü şairimiz Nazım Hikmet tarafından, senaryolaştırılır. İpek Film şirketi tarafından da filme alınır. Filmin müziğini Cemal Reşit Rey yapar.

Hikâye Çambel köyünde geçerken, filmde köy, “Bataklı Dam” adını alır. Soyadı kanunu çıkınca yazar, Çambel soyadını alır. Yazarın kızı, 1936 yılında Berlin’de düzenlenen olimpiyatlara eskrim dalında katılır.

Bursa’nın, 16 km. uzaklığında ki Çalı Köyü’nde çekilen ve 80 dakikalık bu film de çok sayıda ilk vardır.

-İlk defa bir film köyde çekildi.

-Almanya’dan gelen ses uzmanları oyuncuların eslerini, film çekilirken kaydettiler.

-İlk Türkiye Güzeli, Feriha Tevfik bu filmde rol aldı.

-Cahide Sonku rol arkadaşı Talat Artamel ile evlendi. Bu evlilikleri 8 yıl sürdü.

-Cahide Sonku’nun başını örttüğü yemeni, “Cahide Yemenisi” diye moda oldu.

– Yönetmen Muhsin Ertuğrul filmde küçük bir rolde oynadı.

-Film çekildiği esnada soyadı kanunu çıkmamıştı. Filmin ilk afişinde oyuncuların isimleri yer aldı.

-Bu filmde oynayan figüranlar Çalı Köyünde yaşayan köylülerdir. Köyde yaşayan siyah köpek filmin sahnelerinde görülür.

İlginç anılardan birisi de film sahnelerinde sık sık “müşerref oldum” lafını duyan bir genç, ertesi gün film setine giden Cahide Sonku’ya elini uzatarak, “sizinle müşerref olmak istiyorum” demiş.

Bursalı tanınmış ses sanatçısı Burhan Dikencik, filmin bazı sahnelerinin ailesine ait Dikencik Çifliği’nde çekildiğini, bazı oyuncularında çiftlikte kaldığını söyledi.

*

Muhsin Ertuğrul bir kısmı Bursa’da geçen bir melodram çevirir, Bursa’nın meşhur lodoslarından birini çeker, filmin oyuncuları Uludağ yolunda lodos fırtınasına yakalanırlar. Bursalı bir aktör başrolde oynar; Behzat Butak.

*

Kırklı yıllarda Bursa kimisi tamamen bazılarının önemli sahnelerinin çekildiği çok sayıda filme plato olur.

1947 Yılında Ant gazetesinden bir haber

1 Eylül 1948 tarihli Ant gazetesinden bir haber: Dikencik Çiftliği’ndeki film çekim haberi

6 Eylül 1951 Tarihli Ant gazetesinde son sahneleri Bursa’da çekilen bir filmin haberi yer alıyor.

Kanlı Para (1953)

Orhan M. Arıburnu’nun yönetmenliğini yaptığı filmde Bizans’tan kalan bir defineyi arayanların öyküsü anlatılıyor. Filmin oyuncuları Orhan M. Arıburnu, Ayhan Işık, Lale Oraloğlu ve Nedret Güvenç paylaşıyor.

Filmin çekimi 23 Aralık 1952 tarihli ANT gazetesinde haber olarak yer almıştır.

Filmin 22 Mart 1953 tarihli ANT gazetesindeki ilanı

Halıcı Kız (1953)

Tamamı renkli çekilen ilk “Türk filmi Halıcı Kız” filmidir. Filme Yapı Kredi Bankası ve Doğan Kardeş dergisi destek vermiştir. Yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul’un yaptığı filmin senaryosunu Mebrure Sami Alevok yazmıştır. Senaryo, Vedat Nedim Tör’ün melodramik bir hikâyesinden uyarlanmıştır.

Isparta’da bir halı dokuma tezgâhında çalışan, çalıştığı iş yerinin patronunun oğlu tarafından iğfal edilen, Kurtuluşu Isparta’da arayan, gittiği her yerde erkeklerin ilgisini çeken güzel Gül’ün öyküsüdür.

Gül, sonunda Bursa’ya sığınır ve gerçek aşkı dağ başında yaşayan bir adamda bulur. Film, İstanbul’da Atlas Sineması’nda gösterilerek aynı zamanda “Halka gösterilen ilk renkli film” olarak Türk sinema tarihine geçti.

23 Nisan 1953 Hakimiyet gazetesinde filmin ilanı

Kadın Severse (1955): Esat Mahmut Karakurt’un aynı adlı romanından üç film uyarlanmış. Bu aşk ve melodram türü filmlerin ilki 1955’te siyah beyaz çekimli olarak Uludağ ve daha sonra Bursa manzarası ile dikkat çekmektedir. 1955 yılının Bursa’sı küçük bir kasaba görünümünde dağ ve ova birbirine karışmış Uludağ yolu şose, yemyeşil ve arada büyüklü küçüklü Bursa evleri görülür.

Romanda geçen dağ sahneleri için filmde Uludağ mekân olarak kullanılıyor. Romanın daha sonraki uyarlamalarında da Uludağ yer almış. Filmin başrol oyuncuları Muzaffer Tema, Gülistan Güzey ve Leyla Altın.

Düşman Aşıklar (1955): Memduh Ün’ün yönettiği bu filmin başrollerini Nazım İnan, Mine Çoşkun, Hasan Ceylan ve Kadir Savun paylaşıyor.

Filmin gazetelerdeki ilanı

Konu: Bir ailenin kan davasının trajik öyküsü. Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşayan Hacı Şakir ailesi komşu çiftliğin sahipleri ile toprak meselesi yüzünden kan davası gütmektedirler. Soylu bir aile olan Hacı Şakir’lerin oğlu Vedat ile komşu çiftlikten Zuhal birbirlerine aşıktır. Ancak her iki aile de gençlerin birleşmelerine karşı çıkar.

Mavi Boncuk (1958): Bursa siyah beyazda olsa oldukça geniş açılardan yansıtılıyor. Bursa ovası, Uludağ ve etekleri, Atatürk Heykeli ve Meydan, Çelikpalas Oteli, Yeşil Türbe, Reşat Oyal Kültür Parkı, Süleyman Çelebi Türbesi. Yeşil Türbe ve Süleyman Çelebi hakkında da ayrıntılı bilgi verilir seyirciye. Yönetmen Esat Özgül, oyuncular Peri Han, Hüseyin Peyda ve Ekrem Bora.

Üç Kızın Hikayesi – 1959: Filmin yönetmeni Orhan Elmas’tır. Oyuncular: Ekrem Bor, Mualla Sürer, Mürüvvet Sim, Muhterem Nur, Leyla Sayar’dır. Filmde lise öğrencisi 3 genç kızın ortak yazgıları anlatılır. Filmde Ekrem Bora ve Muhterem Nur evlidir. Yeşil Türbe’den çıkarlar ve faytonla caddeleri dolaşırlar. Heykel önü ve eski Bursa evlerini görürüz.

Küçük Hanımefendi – 1961: Filmin yönetmeni Nejat Saydam, oyuncuları Sadri Alışık, Ayhan Işık, Nubar Terziyan, Aliye Rona, Belgin Doruk. Filmde iflas etmiş bir ailenin yakışıklı oğlu ile delirtilerek serveti elinden alınmak istenen kimsesiz bir kızın öyküsünün anlatılıyor.

Sabır Taşı (1961)

5 Temmuz 1961 tarihli Sinema dergisinin 31.sayısında bazı sahneleri Bursa’da çekilen “Sabır Taşı” filminin haberi yer alıyordu.

Filmin yönetmeni Sırrı Gültekin. Filmde bir iftira sonucu karısından ayrılan bir kaptanın öyküsünü anlatır. Filmde Kenan Pars, Salih Tozan, Muhterem Nur ve Mualla Kaynak oynamıştır.

Meteliksiz Aşıklar (1962)

30 Mayıs 1962 tarihli Sinema dergisinin 81.sayısında bazı sahneleri Bursa’da çekilen “Meteliksiz Aşıklar” filminin haberi yer alıyordu.

Filmin yönetmenliğini Burhan Bolan Yapmıştır. Filmde zengin ve aynı zamanda şımarık bir köylü kızı ile bir gazetecinin aşkını anlatır. Filmde Muhterem Nur, Öztürk Serengil, Kadir Savun, Hulisi Kentmen rol almıştır.

Gurbet Yolcuları – 1962: Filmin yönetmeni Sırrı Gültekin, oyuncular: Ahmet Mekin, Atıf Kaptan, Muhterem Nur, İbrahim Delideni, Senih Orkan. Vatan hasretiyle yanan, yabancı bir ülkedeki Türklerin öyküsün anlatıldığı filmlerin bazı bölümleri Bursa’da geçiyor.

MEVLİT FİLMİ

Bursa’da çekilen diğer bir film ise Mevlit filmidir.

Kayda geçmeyen, oysa çekildikten sonra Türkiye’nin il ve ilçelerindeki sinemalarda oynayan bu film Bursa’daki Ulucami’de çekilmiş, Bursa’nın mehter takımı bu filmde rol almıştı.

Yeşil Bursa Filmi

1900-1953 yılları arasında yaşamış olan, Sinema yönetmeni ve oyuncusu; oyun, öykü ve senaryo yazarı, çevirmen olan Vedat Örfi Bengü, Fransa’da dokuz, Mısır’da on iki, Türkiye’de de dokuz filmin rejisörlüğünü yaptı, çok sayıda senaryo yazdı.

1926 yılında Mısır’da Yusuf Vehbi-Ümmü Gülsüm ile “İsis Film Corporation” adlı film yapım şirketini kurdu. Mısır sinemacılığının temelini attı. Vedat Örfi Yeşil Bursa filmini çekti.

Üç Kızın Hikayesi – 1959: Filmin yönetmeni Orhan Elmas’tır. Oyuncular: Ekrem Bora, Mualla Sürer, Mürüvvet Sim, Muhterem Nur, Leyla Sayar’dır. Filmde lise öğrencisi 3 genç kızın ortak yazgıları anlatılır. Filmde Ekrem Bora ve Muhterem Nur evlidir. Yeşil Türbe’den çıkarlar ve faytonla caddeleri dolaşırlar. Heykel önü ve eski Bursa evlerini görürüz.

Küçük Hanımefendi – 1961: Filmin yönetmeni Nejat Saydam, oyuncuları Sadri Alışık, Ayhan Işık, Nubar Terziyan, Aliye Rona, Belgin Doruk. Filmde iflas etmiş bir ailenin yakışıklı oğlu ile delirtilerek serveti elinden alınmak istenen kimsesiz bir kızın öyküsünün anlatılıyor.

Gurbet Yolcuları – 1962:

Filmin yönetmeni Sırrı Gültekin, oyuncular: Ahmet Mekin, Atıf Kaptan, Muhterem Nur, İbrahim Delideniz, Senih Orkan. Vatan hasretiyle yanan, yabancı bir ülkedeki Türklerin öyküsün anlatıldığı filmlerin bazı bölümleri Bursa’da geçiyor.

Öldüren Bahar (1962): Süha Doğan’ın çektiği siyah beyaz filmin sonlarına doğru Bursa ve Uludağ manzaraları da var; Uludağ Büyük Otel’den sahneler ve Bakacak Tepesi’nden çekilen Bursa panoramasında Bursa ovasının peyzajı siyah beyaz da olsa Uludağ’ın yemyeşil doğasıyla bütünleşmiş o zamanki yeşil haliyle görülüyor. Başrollerde Göksel Arsoy, Leyla Sayar ve Turgut Özatay oynamış.

Küçük Hanımın Şoförü (1962): Film aynı isimle üç kez çekilmiştir. İlkini Nejat Saydam 1962’de Uludağ’da siyah beyaz olarak çekmiştir. Senarist Nejat Saydam, oyuncular Belgin Doruk, Ayhan Işık ve Sadri Alışık’tır. 1970’de renkli olarak Tunç Başaran filmi Belgin Doruk ve Ayhan Işık’la tekrar çekmiştir.

Beyaz Güvercin (1963): Siyah beyaz çekilen filmde dağ sahneleri var. Zengin babasının, iyileşmesi için tuttuğu gençlerden birine âşık olan hasta bir kızın öyküsü. Filmin yönetmeni Nejat Saydam. Uludağ’daki sahnelerin oyuncuları ise Filiz Akın, Göksel Arsoy ve Reha Yurdakul.

İstanbul Kaldırımları (1964): Metin Erksan’ın yönettiği, Heykel önü Teleferik’ten görüntülerin sergilendiği siyah beyaz filmde Zeki Müren ile Belgin Doruk başrollerde.

İstanbul Kaldırımları – 1964Filmin yönetmeni Metin Erksan, oyuncuları Zeki Müren, Belgin Doruk, Kadir Savun, Hüseyin Baradan.

Kendisine miras kalan zeki, diğer mirasçıları da tanımak ister. Zamanla mirasçıları tanıdıkça bu mirastan vazgeçip, almayacağını söyler. Bu fikrine mirasçılardan hostes Belgin de katılır ama bu duruma mirasçılardan Bedia ve Feridun şiddetle karşı çıkarlar. Zeki’nin gariban arkadaşları Kadir, Hüseyin ve Semih de mirası almak isterler. Zeki artık bir karar vermek zorundadır.

Prangasız Mahkûmlar (1964)

Yılmaz, Bursa cezaevinden Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla çıkan aftan yararlanır ve serbest kalır. Anasına kavuşacağına ve evine döneceğine için çok sevinçlidir.

Köye dönmesinden Ağa (Erol Taş) pek hoşnut değildir. Çünkü Yılmaz’ın Ağa’nın kızı (Filiz Akın) ile gönül ilişkisi vardır. Ağa zalim biridir köylüye verdiği yüksek faizli borçlar karşılığında köylünün topraklarına el koymaktadır ve zalimce davranmaktadır.

Filiz Akın, Yılmaz Güney ve Erol Taş’ın başrollerini paylaştığı bu filmin yönetmeni Orhan M. Arıburnu’dur. Filmin senaryosunu Yılmaz Güney’dir. Filmin kavga sahneleri Tahtakale’de çekilmiş ve izleyen esnafın beğenisini toplamıştır.

KİLİNK UÇAN ADAMA KARŞI

Yılmaz Atadeniz’in 1967 yılında çevirdiği bu filmin başrollerinde İrfan Atasoy, Pervin Par ve Muzaffer Tema oynamıştır. Film, bu tür aksiyon filmlerinin oynadığı, Ünlü Cadde’deki Yeni aile Sineması’nda oynadı.

Ayşecik – Yuvanın Bekçileri – 1969 Yönetmenliğini Aram Gülyüz’ün yaptığı bu filmin oyuncuları: Hulusi Kentmen, Ayhan Işık, Suna Pekuysal, Zeynep Değirmencioğlu, Belgin Doruk.

Filmde aslında birbirlerini çok sevdikleri halde inatları yüzünden boşanan bir çiftin çocukları tarafından barıştırılmaya çalışılması anlatılıyor.

Küçük Hanımefendi – 1970

Bu filmin önetmeni Ertem Eğilmez, oyuncuları Kartal Tibet, Hülya Koçyiğit, Nubar Terziyan, Münir Özkul, Hulusi Kentmen, Mürüvvet Sim, Suzan Avcı, Cevat Kurtuluş. Çirkin olduğu için kocası tarafından terk edilen genç bir kadının yeni bir hayata başlamasını ve kendini sil baştan yaratarak kocasının karşısına çıkıp onu kendisine aşık etmesini konu alır.

Ah Bir Zengin Olsam (1971)

Zengin olmak için şarkıcılık yapan sevgilisinden intikam almak isteyen bir adamın başından geçenleri anlatır. Murat ve Zeynep nişanlıdır. Gecekondu mahallesinde yaşarlar, ancak birbirilerine duydukları sevgi yüzünden mutludurlar. Bir gün Zeynep ve Murat, Tanju’nun çalıştığı gazinoya gider. Zeynep, Tanju’nun ısrarıyla şarkı söyler. Zeynep’in sesini duyan gazino sahibi ona gazinoda çalışmayı teklif eder. Murat’ın ısrarlarına rağmen Zeynep, annesi yüzünden gazinoda çalışmak zorunda kalır. Murat ise ortadan kaybolur ve zengin olarak dönüp intikam alacağına dair söz verir. Filmin bazı sahneleri Bursa’nın Gemlik ilçesinde çekilmiştir. Oyuncular:

Murat Soydan-Zeynep Aksu-Tanju Okan-Semra Yıldız – Raif Alnıaçık-Mürüvvet Sim

Filmin final sahnesinin çekildiği Misi köyü girişindeki değirmen (yaklaşık 20 sene önce yıkıldı)

1971 yılında Natuk Baytan’nın yönetmenliğini yaptığı, başrollerini; Yılmaz Köksal, Figen Han, Meral Zeren, Reha Yurdakul, Kazım Kartal ve Danyal Topatan’ın oynadığı 62 dakikalık bu filmin çekimi esnasında bir figüran hayatını kaybetmişti.

İki yıldan beri figüranlık yapan 23 yaşındaki Suphi Özkaya’nın, «Önce Sev, Sonra Vur» filminin çekimleri sırasındaki ölümü Yeşilçam’da çeşitli söylentilere yol açtı. Hiçbir günahı olmadığı halde Yılmaz Köksal, bu dedikoduların bir numaralı hedefi haline geldi.
Geçen hafta içinde figüran Suphi Özkaya’nın ölümü Yeşilçam’da bomba gibi patladı ve çeşitli dedikoduların, söylentilerin çıkmasına sebep oldu. Olayları daima gerçek yönüyle ve en doğru şekilde vermeyi prensip edinmiş olan Ses mecmuası, bu olayın da peşine düştü, olayın kahramanlarıyla teker teker konuştu ve çeşitli yorumlara sebep olduğu için bir esrar perdesine bürünen Suphi Özkaya olayını aydınlatmaya çalıştı.

Kadri Film Şirketi, «Önce Sev, Sonra Vur» filminin bazı sahnelerini çekmek için önce İznik’e, sonra Bursa’ya gitmişti, işte ne olmuşsa Bursa’da Uludağ’da teleferikte çekilen kavga sahnelerinde olmuş ve Suphi Özkaya isimli figüran çıktığı elektrik direğinde 2100 voltluk cereyana kapılarak ölmüştü. Olaya hemen Bursa Savcısı el koydu ve bütün film ekibinin ifadeleri alındı.

Verilen ifadelerden anlaşıldığına göre, figüran Suphi Özkaya, hiçbir işi olmadığı halde, kendi kendine verdiği bir kararla 6-7 metre yüksekliğindeki elektrik direğine tırmanmış, oradan o esnada teleferikte kavga sahneleri çekmekte olan Yılmaz Köksal’ı seyretmeye başlamıştı. 10 dakika kadar direkte kalan Suphi Özkaya tam aşağı inecekken sağ elinin baş parmağından cereyana kapılmış ve 2100 voltluk cereyanın etkisiyle havaya fırlayarak yere düşmüştür. Bu sırada aşağıda bulunan filmin prodüksiyon amiri Necip Koçak ile çekimi yarıda bırakıp olay yerine gelen aktör Adnan Mersinli hemen Suphi Özkaya’yı sırtlamışlar ama; ne var ki 23 yaşındaki talihsiz figüran hastaneye gidemeden yolda ölmüştü.

Olay, polis ve savcılık kayıtlarına bu şekilde geçtiği halde Yeşilçam’da tamamen aksi şekilde dedikodular, söylentiler dolaşmaya başladı. Yeşilçam’daki söylentilere göre, Suphi Özkaya, kendi hatası neticesinde ölmemiş, teleferikte çekilen kavga sahnelerinde Yılmaz Köksal’ın yerine dublörlük yaparken, 15 metreden yere düşmüş ve beyni parçalanıp, boynu kırılarak ölmüştü. Diğer bir dedikoduya göre ise Yılmaz Köksal’ın bütün filmlerinde dublörlük yapan Suphi Özkaya, bundan önce de defalarca ölümle burun buruna gelmiş, fakat her defasında kıl payıyla ölümden kurtulmuştu.

(Yazı: Cahit Poyraz / 17 Temmuz 1971, SES dergisi) Yazı için Nahit Kayabaşı’na teşekkür ederim.

*

Teleferik, Uludağ, İznik, Orhaneli, Çelikpalas ve Karacabey Harası çok sayıda filme ev sahipliği yapmıştı. Birçok filmin çeşitli sahnelere buralarda çekilmişti.

Kezban (1968)

1962 yılında yönetmenliğini Hulki Saner’in yaptığı ve başrollerinde Türkan Şoray ve Ayhan Işık’ın oynadığı “Zorlu Damat” ve 1968 yılında Orhan Aksoy’un yönettiği, başrollerinde Hülya Koçyiğit ve İzzet Günay’ın oynadığı “Kezban” filmlerinin birçok sahnesi Çelikpalas’ta çekildi. Filmin yönetmeni Mustafakemalpaşalı Orhan Aksoy’dur. Filmin başrollerinde Hülya Koçyiğit, İzzet Günay, Aliye Rona, Süleyman Turan ve Selma Güneri oynamıştır.

Kezban annesiyle birlikte yaşayan köylü güzel bir genç kızdır. Annesi öldükten sonra babası kızı olduğunu öğrenmiş onu yanında almak için köye gelmiştir ancak Kezban bu adamın babası olduğunu bilmez. Zengin bir akrabasıyla yaşamaya gittiğini sanan Kezban gittiği evdeki insanlar tarafından köylü olduğu için aşağılanır ve kendini geliştirmek, değişmek için hırs yapar.

Zincir (1988)

Filmin yönetmeni Korhan Turtsever’dir. Halil Ergün, Betül Aşçıoğlu, Berivan Yurtsevener, Oya Aydonat paylaşıyor.

Osman Şahin’in “Irgat Erleri”, Korhan Yurtsever’in “Zincir” adlı eserlerinden Macit Koper’in senaryolaştırdığı film de lunaparkta gece bekçisi (Zülfo) ve temizlikçi (Elif) olarak çalışan köylü bir çift hikâye ediliyor. Bu çift şehire gelmeden evvel Çukurova’da ırgatlık yaparken kızlarını çıkan bir yangın da kaybetmişler bu nedenle de anne şizofren olmuştur.

Film lunapark sahneleri Bursa’daki Kültürpark’ta çekilmiştir.

11 Şubat 1988 Olay gazetesi Çekirge eki

Halil Ergün’ün İznik ve Bursa’da çektiği bazı filmler:

  • Bir gün gideriz
  • Güllüşah
  • Unutamadığım
  • Yasemin
  • Nisan Bitti
  • Osmancık

ULUDAĞ’DA ÇEKİLEN FİLMLER

Bu konuyla ilgili bir çalışmayı Bursa’da Kültür sitesinde gördüm. Sayın Tamer Uysal bu konuda çok güzel bir çalışma yapmış. Bu bölümdeki bilgilerin çoğu ona aittir.

Yeşilçam’ın Uludağ’daki zirve macerası ise 1955’te başlıyor. 1955 yapımı “Düşman Aşıklar” karlı sahneler görünen Uludağ’da çekilmiş ilk film. Daha önce oyunculuk da yapmış Memduh Ün’ün ilk yönetmenlik denemesidir.

Ün, kaleme aldığı “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor” adındaki kitabında bu filmle ilgili olarak şunları anlatır; “Mine Coşkun 1954 yılında kurdukları Coşkun Film’in ilk filmini benim çekmemi istedi. İlhami Sefa’nın, Doğu’da geçen ve bir kan davasını anlatan Hacı Şakir Ailesinin Esrarı başlıklı romanını seçtim. Filmin hikâyesi karda kışta, doğuda geçiyordu. Ama Doğu’ya gitmedik, daha ekonomik olması açısından, olaylar Doğu’da geçiyormuş gibi Uludağ’ı seçtik. Uludağ’da o dönemde yalnızca Büyük Otel vardı, ama çok pahalı olduğundan Kirazlı Yayla’da bir motelde kalmıştık. On dokuz gün çalıştım, yapımcının parası bitti; İstanbul’a döndük, para bulundu. Sonra yeniden Uludağ’ın yolunu tutup bir on günlük çalışma daha yaptık. Bir de Uludağ’daki bazı mekânları filmde hem karlı hem de karsız görmemiz gerekiyordu. Bu nedenle karda çektiğim sahnelerin yaz geldiğinde çekilecek karşılıkları da kalmıştı. Filme devam edemeyeceğimi anlamıştım.” (Cumhuriyet, 4 Şubat 2010)

Bursa veya İzmir genel olarak İstanbul yanında bir arka fon gibi kullanılmıştır. Hemen akla geliveren ilk yerler İzmir-Kordonboyu ile Bursa-Uludağ’dır. Hatta bazı filmlerde İstanbul dışına da taşmış havası katmak için olsa gerek Bursa ile ilgili görüntüler eklenmekte; Uludağ’da çekildiği pek anlaşılmayan bir sahnede Uludağ’dan söz edilmekte; film sanki Uludağ’da da çekilmiş gösterilmektedir. Ve 1973’te çekilen “Aşkımla Oynama” (Aram Gülyüz) filminde olduğu gibi filmde Uludağ’dan söz edilmekte ancak Kirazlıyayla’daki Sanatoryum görünmekle beraber alelade karlı dağ sahneleri dışında çekimin Uludağ’da yapıldığı pek anlaşılmaz.

Ses Veren Dağlar: (1949)

Son Mektup (1969) Türker İnanoğlu Filiz Akın ve Ediz Hun’u iki filmde buluşturdu Siyah beyaz çekildi.

Kalbimin Efendisi (1970):

Uludağ görüntüleri kar manzaraları Beceren Otel umum görünüşü ve teleferik yolculuğuyla; Hülya Koçyiğit, Ediz Hun ve Münir Özkul’la başlıyor film. Daha sonraki Ediz Hun’un Zeynep Tedü ile karşılaşıp ayaküstü konuştuğu sahne ise Setbaşı Köprüsü’nde çekilmiş. Arka fonda önce şimdiki şehir kütüphanesinin bulunduğu eski belediye nikâh dairesi görünüyor, uzaktan görünen ise Yeşil Camii’dir. Filmin yönetmeni Ertem Eğilmez.

Unutulan Kadın (1971): Atıf Yılmaz’ın çektiği Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın beraber oynadıkları klasik bir Yeşilçam öyküsü. Unutulan Kadın, Yeşilçam’ın kayak ve kar manzaraları eşliğinde tutku dolu bir aşk öyküsü. Uludağ, mutluluğunun bozulmasına engel olmak için cinayet işleyen bir kadının daha önce sevdiği erkekle geçirdiği mutlu günlere sahne oluyor.

Ömrümce Unutamadım (1971): Süreyya Duru’nun yönettiği film aynı fabrikada çalışan iki gencin öyküsü. Başrollerde Filiz Akın ve Kartal Tibet oynuyor. Karlı dağ manzaralarıyla dikkat çekiyor.

Satın Alınan Koca (1971). Filmin yönetmeni Duygu Sağıroğlu, başrol oyuncuları Fatma Girik ve Cüneyt Arkın. Filmin başlarındaki karlı evli çiftin balayı için uğrak yeri olan Uludağ manzaraları ve sahneleriyle dikkati çekmektedir.

Önce Sev Sonra Vur (1971): Yeşilçam’ın ne yazık ki kötü hatırlanan filmlerinden birisidir. Suphi Özkaya isimli figüran çıktığı elektrik direğinde 2100 voltluk cereyana kapılarak ölmüştü. Film teleferikte çekilen tehlikeli teleferik sahneleriyle dikkat çekiyordu. Filmde Meral Zeren, Figen Han ve Yılmaz Köksal oynuyordu. Filmin yönetmeni ise Natuk Baytan’dır.

Köle (1972): Filmin Yönetmeni Atıf Yılmaz, başrol oyuncuları Gönül Hancı, Tufan Giray ve Ferit Şevki. Filmde Uludağ ya da Bursa’dan söz edilmiyor, yer adlarına ilişkin de çok belirgin sahneler görüntülenmemiş. Sadece kar, kayak ve bazı otel sahneleri var. Filmin Uludağ’da geçen sahnelerinde kıskançlık krizi geçiren Paçavra Kara Osman (Fethi Giray) Yasemin’i (Gönül Hancı) tokatlar. Yasemin de arabasına atlayıp kaçar, ancak arabası yolda kara saplanır. Kendisini bulmak için yola çıkan Kara Osman’ın bindiği araç Bursa plakalı yeşil renkli bir Jeep’tir.

Çile (1972): Dinsel temalı, renkli ve restorasyonlu filmde göz alıcı dağ manzaraları var. Yönetmeni Yücel Çakmaklı. Filmin son bölümleri ve finaline ilişkin çekimler Yeşil Cami’de başlayıp Uludağ’da geçiyor karlı manzaralarda sadece bir dağ Köyü ile bir dağ evi görünüyor. Filmin başrol oyuncuları Türkan Şoray ve Ediz Hun.

Acı Hayat (1973): Kerem ile Ebru isimli iki genç birbirine aşık ancak düşman aile çocuklarıdır. Filmin uzun kısmı Uludağ’da çekilmiştir. Uludağ yolculuğu, karlı yollar ve karlı çamlar, Oberj Otel Ulukardeşler’in görüntüleri. Yönetmen Orhan Aksoy, başrollerde Filiz Akın ve Cüneyt Arkın oynamıştır.

Aşkımla Oynama (1973): Kumar tutkunu bir adamın aşk öyküsü. Başrollerde Ediz Hun ve Hale Soygazi Oynuyor. Yönetmen Aram Gülyüz.

Boşver Arkadaş (1974): Birbirini hala seven iki aşığın öyküsünü anlatan filmin yönetmeni Zeki Ökten. İlhan İrem’in 1974’te seslendirdiği unutulmaz şarkıdan adını alan filmde Selma Güneri’yi kayak öğrenirken Tarık Akan’ı da iyi kayak yaparken görüyoruz.

Sabıkalı (1974): Birbirlerini seven iki insan ve onların arasına giren ruh hastası bir adamın trajik öyküsü. Çiftin balayı için birlikte gittikleri Uludağ’da Tunç Ayhan’a tuzak kurar ve Aysel’e tecavüz eder. Genç kadın intikamını almak isterken yanlışlıkla kocasını vuruyor. Uludağ görüntülerinin çok olduğu filmde Salih Güney de başrolde Filmin yönetmeni Nejat Saydam. Ekrem bora ile Hülya Koçyiğit teleferik yolculuğu yapıyor.

Şaşkın Damat (1975): Balayı konulu 1975 yapımı klasik bir Uludağ kaçamağı filmi. Başrolleri Kemal Sunal ile Meral Zeren paylaşıyor. Zeki Ökten ise yönetmeni, senaryosunun yazarı da Sadık Şendil ‘dir

Can Pazarı (1976): Uludağ’daki karlı sahneleri ve filmde oynayan İranlı aktrist Pouri Banayi ile dikkat çeker. Senaryo Erdoğan Tünaş, filmin yönetmeni Orhan Elmas ve Ertem Göreç.

İki Kızgın Adam (1976): Yapımcı Berker İnanoğlu, senaryo Erdoğan Tünaş ve yönetmen Ertem Göreç. Kadir İnanır bu defa başrolü Perihan Savaş ve İranlı aktör Naser Malek Motiee ile birlikte oynamıştır. Filmde Otel Beceren yazısı Uludağ genel manzarası; kar ve kayakçılar göze çarpar. Siyasal mesajlar içeren film polis-mafya ve aşk üçgeninde ilginç diyaloglara sahne oluyor.

Ne Umduk Ne Bulduk (1976): Yine Uludağ’da çekilen bir Zeki Ökten filmidir. Zengin bir koca bulmak umuduyla Uludağ’a gelen anne ve kızın öyküsüdür. Zeki Ökten Şaşkın Damat filminden 1 yıl sonra yine Uludağ’ı başka bir aşk öyküsünde set olarak kullanmıştır. Karlı kayaklı sahnelerle dolu filmin oyuncuları Gülşen Bubikoğlu, Adile Naşit ve Aytaç Arman.

Kaplanlar Ağlamaz (1978): Cüneyt Arkın’ın macera ve aksiyon filmlerinden biri. Cüneyt Arkın, final sahnelerinden birisinde teleferikteki dövüş sahneleriyle dikkat çekmektedir. Filmin Yönetmeni Remzi Jöntürk.

Ne Olacak Şimdi? (1979): Levent Kırca ile Nevra Serezli’nin başrol oynadığı Atıf Yılmaz filmi. Oyuncuların balayı için geldikleri Uludağ’da yine Büyük Otel ‘den klasik giriş ve önünde çekilen sahneler var. Ayrıca otel çekilmekle kalmıyor otelden de söz ediliyor. Filmde telesiyej görüntüleri ve Uludağ sahneleri yer alıyor.

Kadın Bir Defa Sever (1984): Uludağ’da da çekilen bu film Esat Mahmut Karakurt’un “Kadın Severse” adlı romanından uyarlanan filmlerin üçüncüsüdür. Karlı kayaklı Uludağ manzaraları bizi 1984 yılına götürüyor. Cafe Beceren, telesiyej, kayak alanları görüntülendiği filmin büyük bölümü için mekân olarak Uludağ seçilmiş. Zümrüt (Ahu Tuğba) bir uyuşturucu çetesinin kuryesi. Teslimat için Uludağ’a geliyor. Burada geçirdiği bir kayak kazasında Doktor Ekrem (Burçin Oraloğlu) ile kesişiyor yolları. Ekrem ise bir dağ kulübesinde yalnız tatil yapıyor. Erotizm ağırlıklı olan bir film…

Sokaktan Gelen Kadın (1984): Bir hayat kadınının aşk öyküsü. Gemlik Doğumlu Mahmut Cevher filmde Banu Alkan’la başrol oynuyor. Uludağ karlı manzaraları oldukça uzun sahnelerde görülüyor. Filmin yönetmeni Orhan Aksoy.

Herşeyim Sensin (1985): Yeşilçam filmlerinde Bursa’ya ayrılan sahneler konuları benzemekte. Filmin başkarakterleri balayı ya da tatil geçirmek için gelirler, yine kısa bir Bursa turuyla tekrar İstanbul’a dönerler. Filmin yönetmeni Ümit Efekan, oyuncular Ferdi Tayfur ve Necla Nazır. Yapımcı Selim Soydan. Uludağ manzaraları; kayakçılar, oteller bölgesi ve karlı sahneleriyle dikkat çekmektedir.

Sekreter (1985): Zengin erkek fakir kız konulu Yeşilçam klasiği. Film Uludağ sahneleriyle başlıyor. Otel ve şömine ateşindeki klasik gitar dinletisi ve dansla sürüyor. Uludağ iki kısım verilmiş. Birinci Uludağ macerası İstanbul dönüşüyle otobüste geçen sahnelerle sona eriyor. İlerleyen sahnelerde Uludağ’a tekrar dönülüyor. Âşıklar arasında buzlar da erimiş; zengin kötü babanın ayırdığı âşıklar zengin iyi patron araya girince tekrar kavuşuyor. Yazıcı ve Beceren otel görüntüleri ile Uludağ’da başlayıp Uludağ’da mutlu sonla biten bir film. Filmin yönetmeni Temel Gürsu. Oyuncular Hülya Avşar ve Tolga Savacı.

Ada (1988): Peride Celal’in bir uzun öyküsünden uyarlanmış. “Bir Hanımefendi’nin Ölümü” adlı öykü kitabındaki iki uzun öyküden biri. Peride Celal, başta aşk romanları kaleme alırken 1950’lerden sonra gerçekçilik çizgisinde bireyin iç sorunlarına eğilen öykü ve romanlara yönelmiştir. Ada, böyle bir dönemin ürünü ve 1981’de basılmıştır.

Ada, Yaşanıp bitmiş bir aşkı sorguluyor. Yönetmen Süreyya Duru, filmin son sahnelerini bitirmek üzereyken ne yazık ki bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiş filmi kızı Dilek Duru tamamlamıştı. Beceren Otel, kayak yapanlar, kış manzaralarıyla görünür.

BURSA’DA SON YILLARDA ÇEKİLEN FİLMLER

Fasulye (1999)

Yönetmenliğini Bora Tekay’ın yaptığı filmin ilginç bir öyküsü vardır. “Genç”, saf ve kötü niyetten uzak bir karakterdir. Köydeki emeklilerin vergi iade zarflarını şehre götürme görevini yerine getirmektedir. Genç kendini şehre götürecek bir araç bakarken kendisini, bir işin hemen sonrasında ücretini almak üzere buluşma noktasına giden ünlü bir kiralık katilin arabasında bulur. Katil’i bu son iş için görevlendiren İşadamı’nın ödemesini taşıyan Kurye buluşmaya gelmez ve Genç kendisini Katil ile İşadamı arasında çıkan büyük bir gerilimin içinde bulur. Kendisini ait olmadığı bu atmosferden kurtarmasına karşın, kaçışı Genç’i daha da şüpheli bir konuma sokar. Genç, bir anda herkesin aradığı adam olmuş, kovalamaca başlamıştır.

Filmin başrollerinde Bülent Kayabaş, Elvin Beşikçioğlu paylaşan Fasulye filminin yarıdan fazlası Çalı’da çekildi. Ayrıca Al yazmalım ve Melekler Adası filmlerinin bazı bölümleri de Çalı da çekildi. (Çalı Köyü Turan Çalay Avrasya Etnografya Vakfı, Bursa-2018)

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (2000)

Yönetmen Serdar Akar, kendi çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği kasabanın ve ailesinin hikâyesini anlatır. Esnafsporluların hedefi Amatör Kulüpler Ligi’nde şampiyon olmaktır. Antrenör Hacı’nın (Savaş Dinçel) en büyük tutkusu ise Aynur (Müjde Ar) ile evlenmektir. Hacı’nın ona olan aşkını Aynur’un dışında kimse bilmemektedir.

Kendilerine profesyonel bir kulüp olma yolunu açacak olan Amatör Kulüpler Şampiyonluğu’nu kazanmak, önlenemez bir tutkuya dönüşür Esnafspor için. Ülküspor’un yakışıklı ve hırslı yöneticisi Cem’in (Uğur Polat) transfer etmeye çalıştığı genç ve yetenekli bir futbolcu olan Serkan (Rafet El Roman), Ülküspor’a kaptırılmadan alelacele transfer edilir. Takımın uzatmalı kalecisi Suat (Erkan Can), mahallenin genç ve güzel kızı Nurten’e (Şahnaz Çakıralp) aşıktır.

Nurten ise bu tutkunun farkında değildir. Serkan’ın transferi takımdan çok mahallenin genç kızlarını etkilemiş, kızların özellikle de Nurten’in takıma ve maçlara ilgisini arttırmış evlerinin pencerelerinden takımın antrenman ve maçlarını büyük ilgi ile izlemeye başlamışlardır. Nurten’in takım arkadaşı Serkan’a olan ilgisi de bardağı taşıran son damla olur Suat için.

Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? (2006)

Yönetmenliğini Bursalı yönetmen Ezel Akay’ın yaptığı filmin başrollerini Şebnem Dönmez, Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Ayşen Gruda paylaşmıştır.

Türk gölge oyununun temel taşlarından Hacivat ile Karagöz’ün hayatından yola çıkan film, 13.-14. yüzyıl Anadolu’sunu ve Türklerini esprili bir bakışla ele almaktadır. Bursa’nın ilçesi Orhaneli’nde çekilmiştir.

Adı Aşk Bu Eziyetin-Camcı (2009)

Yönetmenliğini Suat Oktay Şenocak’ın yaptığı filmin oyuncuları Günay Güney, Altuğ Görgü, Murat Liman, Arzu Tan Bayraktutan, Rıza Sönmez, Yunus Emre Kılınç.

Bir akrabasının yanında camcı kalfası olarak çalışan Metin, her şeyi göze alarak Bursaspor´un hiçbir maçını kaçırmamaktadır. Eşi Esma, 2 yaşındaki oğlu Murat ve babası Hacı Ferik ile kirada yaşayan Camcı Metin´in bu durumu ve Bursaspor’a aşırı tutkusu, karısıyla sürekli tartışmasına vesile olur. Metin´in babası yıllar önce Yugoslavya´dan Türkiye´ye göç etmiş inatçı bir Arnavut´tur. Hacı Ferik, Metin Oktay´a hayranlığından ötürü oğluna Metin adını koymuştur. Metin gençlik yıllarında başarılı bir futbolcuyken ayağı kırılıp futbolu bırakmak zorunda kalmıştır.

Filmde Cumalıkızık ve Pınarbaşı doğal plato olarak kullanılmıştır.

Uzun Hikâye (2012)

Filmin yönetmenliğini Osman Sınav yapmıştır.

Bulgar Ali küçük yaşta yetim kaldıktan sonra Pehlivan dedesi Süleyman ile Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen bir Balkan göçmenidir. Ali’yi dedesi mert ve eşitliğe inanan bir insan olarak büyütür. Delikanlılık yıllarında âşık olduğu Münire’yi ailesi ona vermeyince kaçıran Ali’nin hayatı bundan sonra sevdiği kadınla birlikte tren istasyonlarını arasında kasaba kasaba gezip, nerede tutunabilirse orada yaşayarak geçer. Bu arada Mustafa adında bir de oğulları olur.

Fakat geçimini daktilo bilgisi, katiplik, muhasebe kaydı tutma gibi işlerle kazanan Sosyalist lakaplı Ali haksızlığa katlanamayan kişiliği nedeniyle, en basit eşitlik istediği kasabadan dahi bencil ve çıkarcı insanların kumpası nedeniyle kovulur

Edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden Mustafa Kutlu’nun aynı adlı eserinin sinemaya uyarlanması olan filmin başrolünü Kenan İmirzalıoğlu üstlenirken kadroda kendisine Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer gibi önemli isimler eşlik ediyor.

Filmin çekimleri Kütahya, Adapazarı, Ayvalık, Altınoluk ve Bursa Cumalıkızık’da gerçekleştirilmiştir.

Zerre (2012)

Erdem Tepegöz’ün yazıp yönettiği ve yine Bursa’da çekilen bir film olan “Zerre” 49. Altın Portakal Film Festivali dâhil birçok organizasyonda çeşitli ödüllere layık görüldü.

Zeynep, küçük kızı ve annesiyle büyük şehirde kendi ayakları üzerinde kalmaya çalışan bir kadındır. Şehirdeki pek çok insan gibi işsizlikle mücadele eden Zeynep’i bir yandan da borçları biriken ev sahibi köşe sıkıştırır. Bulaşıkçılıktan konfeksiyonculuğa “ne iş olsa yaparım, yeter ki çalışayım” mantığında her işe girip çıkan Zeynep, büyük bir metropolde kadın başına olmanın zorluklarına da tek başına göğüs germeye çalışır.

Bir ilk film olan yapımın senaristliğini ve yönetmenliğini kısa filmleriyle tanınan Erdem Tepegöz üstlenirken, başrolde Jale Arıkan yer alıyor. Arıkan’a kadroda Rüçhan Çalışkur, Ergun Kuyucu, Özay Fecht gibi isimler eşlik ediyor.

Mezeci Çırağı (2017)

Battal Karslıoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği ve Özkan İrman’ın kitabından senaryolaştırdığı Mezeci Çırağı’nın kadrosunda ise Yusuf Atala, Murat Ercanlı, Ahmet Karakman, Deniz Oral, Aydan Çakır, Pınar Gordie, Ersin Özkan, Ahmet Ünal, Zeynep Şenyiğit, Tolga Manyer, Ekrem Şenel, Süleyman Kabaali, Coşkun Konuk, Yasin Köseoğlu, Nazlı Kar, Ferda Erişkin, Arda İrman, Tuna İrman isimleri yer alıyor.

Özkan, henüz oyun ile işin ayrımını yapamadığı yaşlarda, üç tekerlekli seyyar arabasıyla hayata tutunmaya çalışan babası Mezeci İsmail Hakkı’nın yanında ücretsiz çalışmaktadır. Bir zamanlar tahıl satılan Pirinç Hanı, o günlerde artık adını taşıyan bir hayat sürmüyordur. Mezeci çırağı Özkan ise çalışırken 1970’li yılların Pirinç Hanı’nda esnafın gündelik yaşantısını sessizce hafızasına kaydetmektedir…

KAYNAKÇA

  • Abisel, Nilgün, Türk Sineması Üzerine Yazılar, Ankara-2005
  • Akkuş, Mine, Bursa Halkevi ve Uludağ Dergisi, Bursa-2011
  • Çalıkuşu, N.- Kemankaş, İ., Kapılar, Ağustos 2013 olay TV
  • Kayabaşı Nahit, “Beyaz Perdede Zaman”, Bursa Defteri, Mart 1999, Sayı: 1, s. 94
  • Lüleci, Yalçın, Erken Cumhuriyet Döneminde Atatürk ve CHP’nin Sinema Politikaları, Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2018, sayı:31, s,222-248
  • Menteş, Niyazi, Bir Sinemacının Künyesi, Söyleşi: Bursa Defteri Sayı Ağustos 1999, sayı:4, s.34 Menteş, Niyazi, Vefasız Olsa da Zaman (Gönül Kahvesi Serisinden:2) Bursa Hikâyeleri, Bursa-1999
  • Özyılmaz, Özge, Türkiye’de Sesli Filme Geçiş, Alternatif Politika, Sinema Özel Sayısı-2016
  • Peker, Ekrem Hayri, Benim Sinemalarım, Bursa Araştırmaları Dergisi s:38
  • Scognamillo, Giovoni, Türk Sinema Tarihi Kabalcı Yayınları, İstanbul-2010
  • Uysal, Tamer, Bursa: Beyaz Perdedeki Kent
  • Uysal, tamer, Uludağ ve Sinema, www.bursadakultur.org,
  • Yayın, Deniz, Perdeye Vuran Bursa, Bursa’da Yaşam, Bursa, Kasım-2012
  • Yıldırım, Oktay Murat, Mısır Filmlerinin Türk Sineması ve Türkler Üzerine Etkileri, Uluslararası Türk-Arap Müşterek Değerler ve Kültürel Etkileşim Sempozyumu Bildiriler Kitabı, (s:286-305), 12-15 Mayıs 2013 Amman
  • Yüce, Turgut, Yenişehir Belleği, Bursa-2011

Gazeteler:

  • Ant
  • Bursa Hakimiyet
  • Haber
  • Hâkimiyet Milletindir
  • Milliyet
  • Olay
  • Yeni ANT

Dergiler:

  • Perde
  • Ses
  • Sinema
  • Yeni Sinema
  • Yıldız

Ekrem Hayri PEKER

Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar. Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Tekrarsız Süslemeler

Tekrarsız Süslemeler

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 3 Aralık 2024
Sistematik Hatalar Bahçesi

Sistematik Hatalar Bahçesi

Ekrem Hayri PEKER, 3 Aralık 2024
Merdiven

Merdiven

Haber Merkezi, 21 Kasım 2024
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024