Teknolojiyi ihtiyaçların mı yoksa merakın mı geliştirdiği başlı başına ayrı bir konu olmakla birlikte baş döndürücü bir hızda teknolojik gelişmelerin yaşandığı ve yaşamımızı yeniden biçimlendirdiği açık bir gerçek. Şüphesiz elektriğin keşfi de, insanın hem ihtiyacının, hem de sonu gelmez merakının sonucu olarak gerçekleşmiştir.
Günümüzde teknolojik gelişmelerin motor gücünün elektrik olduğu yadsınmaz bir gerçek. Elektriğin keşfedilmesinden bu yana teknolojide büyük gelişmeler olmuştur. Elektriğin özellikle günlük yaşam üzerindeki etkisi büyük bir hızla artmış ve artmaya da devam etmektedir. Artık elektriksiz bir yaşamın düşünülemediği bir noktadayız. Örneğin iletişimin günümüzde ulaştığı aşamanın arkasındaki gizli güç hiç şüphesiz elektriktir. Bugün gelişen hangi sanayi dalını alırsanız alın, elektriğin önemli payını yok sayamazsınız. Dev makinelerin, santrallerin, haberleşme şebekelerinin, mikroişlemci ve bilgisayar gibi çağdaş tüm teknolojik araçların çalışmasında elektrik başrolü oynamaktadır.
Ama şüphesiz günlük yaşamda en çok etkilendiğimiz “aydınlatma”dır. Elektrik enerjisi; kullanım kolaylığı, istenildiği anda diğer enerji türlerine dönüştürülebilmesi gibi temel özellikleri nedeniyle de günlük hayatta vazgeçilmez bir konumda yer almaktadır. Bunların yanında enerjinin verimli kullanılması için önemli bir gösterge olan enerji yoğunluğu kavramı ile birlikte tüketim miktarı halen ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biri kabul edilmektedir. Bu yazıda, insanlığın en önemli harika buluşunun genel bir tarihçesi, genel kronolojisi ve Bursa’daki gelişim süreci incelenecektir.
Elektriğin Tarihsel Gelişimine Genel Bir Bakış
Bilindiği kadarıyla uygulamada elektriği ilk kullanan Fransız bir askeri mühendistir. Peturs Peregrinus, 1269 yılında yerkürenin manyetik özelliklerini kullanarak kuzey ve güney kutuplarının yerlerini belirledi. Malzeme konusunda karşılaşılan zorluklar ve konuya ilginin sadece manyetizma ile sınırlı kalması elektrik kullanımının, 16. Yüzyıl’a kadar gecikmesine neden olmuştur. İlk bilinen elektrik makinesi sayılabilecek buluş, 1672’te Guericke’nin geliştirdiği sürtünme yoluyla elektrik üreten üreteçtir.
Genelde bütün ilk dönem çalışmaları “statik elektrik’’ üzerinedir. Özelikle insanın Ortaçağ karanlığından kurtularak aydınlanma ve özgürleşme dönemine girmesiyle, her alanda olduğu gibi elektrik alanında da artık buluşlar arka arkaya birbirini izleyecektir.
1733’te Fransız Charles Du Fay’in (+) ve (-) yükleri keşfetmesinin ardından elektrikle ilgili buluşlar teorik ve pratik alanlarda hızlanmaya başlar.
1794’te İtalyan Fizikçi Alessandro Volta, çinko ve gümüş plakalar arasına tuz karışımlı sıvı koyarak elektrik akımı elde eder.
1800’te Volta’nın tasarımı geliştirilerek ilk ticari piller üretilir.
1831’de Faraday (İngiltere) ve Henry (ABD), elektromanyetik indiksiyonu bulurdular. İlk elektrik generatörü ve motorunu icat ederler.
1832’de Pixi (Fransa), elle sürülen 1 magnet, 2 sarım, dönen magnet’i bulur; bir yıl sonra 1833’te Saxton (İngiltere), Pixi’nin buluşunu perçinler.
1834’te Clavhe (İngiltere) elle sürülen magnetoların ilk ticari üretimini yapar.
1851’de Millword (İngiltere) bir başka makine (muhtemelen buhar makinesi) ile sürülen magnet imal eder.
1851’de Heinrich Ruhmkorff, çift kat sarımlı indüksiyon bobinini bulur. Bu buluş transformatörün gelişimine önderlik etmiştir.
1863’te Holmes (İngiltere), dinamo-elektrik makinesine patentini alır.
Elektrikle aydınlatmanın ilk belirtileri 19. Yüzyıl’ın ortalarına doğru başlar.1840’larda pillerin de geliştirilmesi ile ilk lamba yapma girişimleri ortaya çıkar. Bu alanda ilk patent 1841’de, ikincisi de 1845’te alınır. Bu buluşların kullanılır hale gelip ticari nitelik kazanması ise 1870’leri buluyor ve sonrasında artık potansiyel bir piyasa oluşuyor. 1873’de elektrik enerjisinin enerji iletim hatları ile iletilebileceği ispat ediliyor.
İlk bilinen Avrupa sistemi lamba olan Jablochkoff kandili, Paris’teki bir Rus ordu mensubu olan Paul Jablochkoff’a ait.
1876 yılında ilk merkezi güç istasyonu (iki fırçalı dinamo) San Franisco’da hizmete giriyor ve bu güç kaynağı 22 lambaya akım veriyor.
1879’da Edison karbon flamanlı ilk lambayı buluyor ve patent başvurusunda bulunuyor.
1880’de ilk genel kapalı yer aydınlatması Glasgow Postane’sinde gerçekleştiriliyor.
1882’de Dünyanın ilk merkezi güç üretim tesisi doğru akım (DC) güç sistemli The Pearl Street Station New York’ta Edison tarafından açılır.
1882’de Wisconsin’de ilk hidroelektrik santralinin açılışı yapılır.
1883’de Nikola Tesla, Tesla bobinini bulur. Bu, elektriğin gerilimini dönüştürebilecek ve uzak mesafelere iletmeyi kolaylaştıracak bir transformatör olup Tesla’nın alternatif akım projesinin önemli bir ayağıdır.
1887’de Nikola Tesla, alternatif akım generatörünü icat eder. Böylece elektrik enerjisi uzun mesafelere kolaylıkla iletilebilir hale gelir.
1900’lerin başlarından itibaren büyük şirketlerin işe el atmaları ve elektriğin aydınlatmada kullanımının başlamasıyla, elektrik gücü artık tam anlamıyla ticaret konusu olmaya başlar.
Bursa’da Elektriğin 1906’da Başlayan Öyküsü
Avrupa ve Amerika’da uzun yıllar süren bir gelişimsüreci sonunda kullanılabilir hale gelen elektrik enerjisinin üretimine, Bursa’da ilk olarak 1906’larda girişilmiştir.
Bursa’da elektrikle aydınlatma sisteminin tesisi ve tramvay işletilmesine ait bir imtiyaz 24 Haziran 1906 tarihli sözleşme esasına göre 28 Haziran 1906 tarihinde, 75 yıl süreyle Bursa Belediyesi’ne verilmiştir. Sözleşme gereği, Belediye imtiyaz tarihinden itibaren 28 ay içinde ya doğrudan doğruya bir şirket kurarak elektrikle aydınlatmayı sağlayacak yada sahip olduğu imtiyazı bir “anonim şirket”e devredecekti. Sonuç olarak Belediye, gerekçeleri açıkça bilinmeyen bir nedenle sahip olduğu bu imtiyazı, birtakım kayıt ve koşullara bağlı olarak İşkodra eşrafından Mehmet Ali Ağa isminde birisine vermiştir. Bu şahısla Nafia Nezareti (Bayındırlık Bakanlığı) arasında 28 Temmuz 1906 tarihinde bir mukavele imzalanmıştır. Bilinmeyen ve belgelenemeyen bir başka nedenle bu imtiyaz devri ya uygun bulunmamış ya da hayata geçirilememiştir.
Daha sonra Bursa Belediyesi, gerek ilan vermek suretiyle gerek doğrudan yapılan başvuruları değerlendirme yoluyla, sahip olduğu imtiyazı uygun bir şirkete devredebilmek için çalışmalar yapmıştır. Bu süreçte, daha önceden “Bursa Elektrik Şirketi” adıyla kurulmuş bulunan firma uygun görülerek, Murahhas Aza Mösyö Kosta Lode’ye 4 Mart 1911 tarihinde devir işlemi yapılmış ve sözleşme imzalanmıştır. Ancak bu sözleşme de yine ülke gerçeklerine ve çıkarlarına uygun bulunmadığı gerekçesiyle bir süre sonra Nafıa Nezareti’nce iptal edilmiştir.
Daha sonra Galata İnayet Hanı’nda oturan Oripidi Mavromatis Efendi adında bir şahıs imtiyazın devrine talip olmuş, Belediye ile görüşme sonucu 12 Temmuz 1913 tarihli sözleşme ile imtiyaz hakkı bu şahsa devredilmiş; sözleşme tarihinden itibaren 28 ay içinde Bursa elektrik tesisatının plan ve projelerinin hazırlanarak Nafıa Nezâreti’ne sunulacağı belirtilmiştir. Bu arada süreç içinde karşılaşılan güçlükler, çeşitli aşamalardan geçilmesi ve yapılan değişiklikler dolayısıyla, öngörülen süre içinde bir şirket kurulamamış ve işletmeye geçilememiş olması göz önünde bulundurularak, 20 Haziran 1914 tarihli Padişah iradesi ile, imtiyaz süresinin iki yıl daha uzatılması kararlaştırılmıştır.
Bursa Belediyesi ile Mavromatis Efendi arasında bağıtlanan sözleşmede, imtiyaz hakkı devredilmiş bulunan çekme(tramvay) ve aydınlatma hizmetleri için gerekli olan elektrik gücünün üretiminde şehir içindeki akarsulardan yararlanabilme izni de verilmiştir. Bu akarsuların başlıcalarıYenice, Nilüfer, Aras, Deliçay olup; İznik Gölü de yararlanılabilecek kaynak olarak yer almıştır. Bu akarsulardan yararlanma hakkının tanınmış olmasına karşın, yüklenici dilerse hizmetler için gerekli olan elektrik gücünü kömür, havagazı, petrol gibi yakıtlardan da elde edebilecektir.
Ne var ki, daha sonra Nafia Nezareti’nce yapılan inceleme sonucu, akarsular arasında İznik Gölü ile Nilüfer Çayı’nın da bulunması bazı teknik nedenlerden dolayı sakıncalı görülerek bu iki su kaynağı ile ilgili kullanım hakkının kaldırılması yoluna gidilmiş ve anlaşmaya varılmış olmalı ki, 30 Temmuz 1914 tarihinde Mavromatis Efendi tarafından Nafia Nezareti’ne, bu iki su kaynağından (Nilüfer Deresi, İznik Gölü) feragat ettiğini belirten bir başvuru yapılmıştır. Bu anlaşma da sağlanınca, bu kişinin imtiyazı devrettiği “Bursa Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi”nin Müdürü Mösyö Şarl Marşal Bursa’ya gelerek fabrika ve depo arsaları satın almıştır.
Bu arada Birinci Dünya Savaşı çıktığından boğazlar kapanmış, Avrupa ile ulaşım kesilmiştir. Bu durum karşısında şirketin savaş sonuna kadar sözleşmenin uzatılmasına ilişkin istemi uygun bulunarak, Nafia Nezareti’nce, imtiyaz hakkının, süre tayin edilmeksizin Avrupa yolu açılana dek ertelenmesine karar verilmiştir.
Ancak daha sonra, savaşın sona ermesi beklenmeksizin 19 Mart 1916 tarihinde, Belediye tarafından Şirket’in Vekili Mavromatis Efendi’ye noter kanalıyla, “derhal işe başlanmadığı takdirde sözleşmenin feshedileceği” ihbarı yapılmıştır. Buna karşılık Şirket’in Fransız avukatları, savaşın devam ettiğini ve yatırım için finansman sağlaması beklenen “Periye” Bankası’nın da bu yatırıma ilgisini sona erdirdiğini bildirmiştir. Bu durum nedeniyle sözleşme karşılıklı olarak feshedilmiştir.
İlk Elektrik Motorları ve İlk Şebeke
Savaş nedeniyle baş gösteren petrol buhranı, belediyenin büyük zorluklarla gerçekleştirmeye çalıştırdığı şehir aydınlatmasını olanaksız hale getirmiştir. Bunun üzerine Belediye Meclisi 3 Nisan 1916 tarihinde şehrin elektrikle aydınlatılması işini görüşmek üzere bir kez daha toplanmış ve aldığı bir kararla bu konuda uzman olarak kabul ettiği Elektrik Mühendisi Refik Bey’i davet ederek onunla bir sözleşme yapmıştır.
Sözleşme gereğince, 19 Mayıs 1916 tarihinde Cilimboz Köprüsü dolayında bir yerde, kömürle çalışan bir buharlı makinenin döndürdüğü 110 voltluk bir dinamo ile şehrin aydınlatılması için ilk çalışmalar başlatılmıştır. Ancak çalışmalar ilerleyince, tesisin kurulduğu bölge ile şehrin uç yerleşim bölgeleri olan Çekirge ile Emirsultan arasındaki mesafenin uzak oluşu yüzünden, bu gerilim seviyesindeki bir dinamo ile aydınlatmanın yapılamayacağı ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine heykeldeki valilik binalarının bulunduğu yere yakın bir noktaya ikinci bir buhar makinesi kurularak, dağıtım iki noktadan yapılmaya çalışılmıştır.
Şehir aydınlatması 1921 yılı Kasım ayına kadar bu şekilde devam etmiştir. Ancak sistem yeterli olmayınca, Belediye yeni bir girişimde bulunmuş ve 13 Kasım 1921 tarihinde Yani, Sideris ve Sivastopulos adlarındaki kişilerle, sahip oldukları buz fabrikasında üretilecek elektriği şehre dağıtmak için sözleşme imzalamıştır. Sözleşmeye göre fabrika içindeki motor, dinamo ve gerekli tesisatın yapımı bu kişilere ait olacak; fabrikayı şehre bağlayacak enerji nakil hatları Belediye tarafından tesis edilecektir.
Belediye bu sözleşme kapsamında, 40.000 kilovat saat (kWh) gücünde elektrik tüketimini taahhüt ediyordu. Bu sınıra kadar tüketilecek elektriğin kWh’ne 19 kuruş ödenecektir. Eğer tüketim bu sınırın üstüne çıkacak olursa, kWh başına ödenecek miktar 17 kuruş olacaktır. Düzenlenen bu sözleşme 7 Mart 1926 tarihine kadar devam etmiştir.
Cumhuriyet’le Birlikte Yeniden Başlamak
Savaşın sona ermesinin ardından, 1906 yılı Haziran ayından itibaren çeşitli aşamalardan geçen ve sonuç olarak Belediye kararı ile tekrar feshedilmiş bulunan “Bursa Osmanlı Elektrik Şirketi”nin imtiyaz hakkı yeniden gündeme gelmiştir. Şirket yetkililerinden Mösyö Kostan Lode, yeniden Belediye’ye başvuruda bulunarak, savaş dolayısıyla başarılı olamadıklarını, eski sözleşmenin bazı maddeleri yeni şartlara göre değiştirilecek olursa derhal işe başlayacaklarını belirtmiştir. Başvuru hükümetçe incelenmiş ve 23 Haziran 1924 tarihinde sözleşmenin esasında ve eklerinde bazı değişiklikler yapılmak sureliyle yeni bir uzlaşma metni imzalanmıştır. Bu uzlaşmadan sonra şirketin adı “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrikiye-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi” olarak değiştirilerek tescil edilmiştir.
Şirket 17 Şubat 1924 tarihinde fiilen işe başlayarak bir elektrik santralı tesis etmiştir. Muradiye İstasyonu’na yakın bir yerde inşa edilen betonarme fabrika binası(TEDAŞ’ın restore ettirdiği eski bina), biri “elektrik gücü üretim merkezi”, diğeri “tramvay depoları”, üçüncüsü de “tamirhane” olmak üzere üç kısmı kapsamakta idi.
Santral; ikisi 500 beygir gücü (BG), biri 200BG büyüklüğünde, İtalyan “Franko Tozo” Şirketi’nin dizel motorlarıyla döndürülen ve her biri kendi güçlerine uygun Fransız “Fiu-Lil” Fabrikası’nın alternatörleriyle donatılmıştır. Alternatörlerin her biri üçer fazlı ve dakikada 50 devirli olup, 5500 volt elektrik üretmekte idi. Üretilen elektrik, şartname gereği şehrin çeşitli mahallelerinde yapılan 12 adet trafo merkezinden yeraltı kablolarıyla taşınmış ve buralarda 190 ve 110 volta düşürülerek tüketiciye verilmiştir.
Şirket aynı zamanda tramvay imtiyazına da sahip bulunmaktaydı. Belirlenen tramvay güzergâhlarının dördü zorunlu ve beşi gerektiğinde yapılmak üzere dokuz hattan oluşması düşünülmüş ancak gerçekleştirilememiştir. Tramvay inşaatı hariç olmak üzere, Şirket tarafından elektrik motorları, şebeke ve trafo binaları yapımı için 600.000 liradan fazla masraf yapılmıştır.
Çağdaş Döneme Geçiş
18 Haziran 1939 tarihli Bursa Gazetesi’nde yer verilen habere göre, “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrikiye-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi”, Nafia Vekaleti’nce 585.414.824 liraya satın alındı. Belediye ile Şirket arasında var olan 121.919 liralık pürüzlü hesap da tasfiye edilince Bursa Belediyesi, sonuç olarak 707.915 liraya şirketin tüm mal varlığını devraldı. İhtiyaç duyulan finansman, borçlanma yoluyla Belediyeler Bankası’ndan 15 yıl vade ile sağlandı. Böylece, Bursa’daki elektrik üretim ve dağıtım tesisleri 1939 yılında kamulaştırılmış oldu.
Bursa’nın giderek büyümesi sonucu sistem yetersiz kalınca, 1938’de Atatürk’ün işletmeye açtığı “Merinos” Fabrikası’nın kendi iç ihtiyacını karşılayan 3.15 MVA gücünde iki türbinli jeneratör grubuna 1953’te iki dizel jeneratör grubu daha ilave ederek, toplam güç 6.3MVA’ya çıkartıldı. Bursa’nın elektrik ihtiyacı 1973 yılına gelinceye kadar, “puant saatlerde(en fazla elektrik tüketilen saatler)” Merinos’un jeneratörleri de devreye alınmak suretiyle karşılandı.
Fransız şirketi taralından kurulan ilk santral 1970’li yılların başlarına değin korundu. 1973’te dinamo ve motorları sökülerek Kastamonu Erciş’te yararlanılmak üzere götürüldü.
Elektrik enerjisi ihtiyacı süratle artınca, artık daha yüksek gerilimlerde çalışma zorunluluğu ortaya çıktı ve 25 Ekim 1956 tarihinde 154/34.5 kv’luk güçte o zamanki adıyla “Etibank Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi Transformatör İstasyonu” oluşturuldu. Bugünkü adı 1 No.’lu. Trafo Merkezi (TM) olup, bu da Paşalar TM’den gelen 154 kv’luk iletim hattı ile ulusal elektrik sistemine bağlanmıştır.
Ayrıca Bursa İli’nde küçük su santralları da kuruldu. Bunlara, İnegöl/Cerrah(1950), Mustafakemalpaşa/Muradiyesarnıç (1952) ve İznik/Dereköy (1954) hidroelektrik santralları örnek gösterilebilir. Bu santraller günümüzde de üretime devam etmektedir.
Bursa’nın nüfus artışı ve sanayileşmesindeki gelişmeler sonucu elektrik enerjisi ihtiyacında da önemli artışlar oldu. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla 154 kv’luk Sanayi TM’nin sahası genişletildi ve “Bursa Sanayi” adıyla 380/154/34.5 kv’luk (600 MVA) gücünde bir trafo merkezi tesis edildi. Soma ve Tunçbilek termik santrallarının, Adapazarı 380 TM aracılığıyla bağlanması ile, 1983 yılı başlarında Bursa İli 380 kv’luk ulusal elektrik sistemine dahil edildi.
Tüketimin Türkiye ortalamasının üzerinde ve hızla yükselişi nedeni ile sonraki yıllarda ikinci bir 380 kv’luk trafo tesisi gündeme geldi. 1994 yılında işletmeye giren 154 kv Bursa IV (Demirtaş) TM’nin yanına, TEAŞ Genel Müdürlüğü’nce 1993’te planlanan ve büyük tartışmalara neden olan “1400 MW Bursa Doğalgaz Çevrim Santrali’nin Ovaakça’ya kurulması kesinleşti. Bunun üzerine Demirtaş’ta kurulması düşünülen 380 TM’den vazgeçildi; bu trafo merkezinin bir bölümü 1998 yılı Aralık ayında işletmeye alınan Doğalgaz Çevrim Santrali’nın içine alındı.
Güncel Durum
Günümüzde toplam 38 adet elektrik enerji santrali bulunan Bursa’nın elektrik santrali kurulu gücü 2.795 MW olup, bu santralların türlerine göre dağlımı Tablo-1’de verilmiştir.
Tablo-1 Bursa’da Kurulu Elektrik Santralı Türleri ve Güçleri
Santral Türü | Kurulu Güç(MW) |
Doğalgaz | 2.327,07 |
Kömür | 210,00 |
Hidrolik | 179,82 |
Rüzgar | 50,00 |
Biyogaz | 18,05 |
Güneş | 1,19 |
Diğer | 9,00 |
TOPLAM | 2.795,13 |
Bugün ulusal elektrik sistemine katkı sağlayan Bursa’daki santralların yıllık yaklaşık 8.259 gigavat saat(GWh) elektrik üretimi yapmakta olup bu santralların başlıcaları Tablo-2’de verilmiştir.
Tablo-2 Bursa’da Üretim Yapan Elektrik Santralları
Sıra | Santral Adı | Türü | Firma | Güç(MW) |
1 | Ovvakça Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | EÜAŞ | 1.432,00 |
2 | Doğalgaz Termik Santralı | Doğalgaz | Bis Enerji | 486,00 |
3 | Bosen Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | Bosen Enerji | 264,00 |
4 | Orhaneli Termik Santralı | Linyit | Çelikler Enerji | 210,00 |
5 | Uluabat HES | Hidroelektrik | Akenerji | 100,00 |
6 | Zorlu Enerji Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | Zorlu Enerji | 90,00 |
7 | Harmanlık RES | Rüzgar | Borusan EnBW Enerji | 50,00 |
8 | Devecikonağı Barajı ve HES | Hidroelektrik | Bükköy Madencilik | 23,00 |
9 | Egemen HES | Hidroelektrik | Zaf Grup | 20,00 |
10 | RB Karesi Kojenerasyon Santralı | Doğalgaz | RB Karesi | 13,00 |
11 | İnegöl Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | Sanko | 11,00 |
12 | Akbaşlar Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | Akbaş Enerji | 10,00 |
13 | Boğazköy Barajı ve HES | Hidroelektrik | Burgüç | 10,00 |
14 | Hamitler Çöplüğü Biyogaz Santralı | Biyogaz | ITC Katı Atık Enerji | 9,80 |
15 | Bursa Çimento Atık Isı Enerji Tesisi | Atık Isı | Bursa Çimento | 9,00 |
16 | Küçükçalık Doğalgaz Santralı | Doğalgaz | Küçükçalık Tekstil | 8,00 |
17 | Akdere HES | Hidroelektrik | Afe Elektrik Üretim | 7,48 |
18 | Suluköy HES | Hidroelektrik | Du Elektrik Üretim | 6,92 |
19 | Trakya Yenişehir Cam Atık Isı Santralı | Atık Isı | Trakya Yenişehir Cam | 6,00 |
20 | Özdilek Bursa Kojenerasyon Tesisi | Doğalgaz | Özdilek Tekstil | 4,30 |
21 | Gözede 2 HES | Hidroelektrik | Temsa Elektrik Üretim | 4,00 |
Bursa’nın elektrik enerjisi ihtiyacı, toplam 44 adet 154/34.5 kv 3625 MVA kurulu güçteki trafo merkezlerinden karşılanmaktadır. TEDAŞ’ın 2014 yılı istatistiklerine göre ilde1.426.342 elektrik abonesi vardır. Bu abonelerin tarife gruplarına göre dağılımı ve net tüketimi Tablo-3’de verilmiştir.
Tablo-3Abonelerin Tarife Gruplarına Göre Dağılımı ve Net Tüketimi
Tarife Grupları | Abone Sayısı | Net Tüketim(MWh) |
Mesken | 1.147.090 | 1.649.403 |
Ticaret ve Kamu Hizmeti | 258.628 | 1.965.144 |
Sanayi | 4.177 | 5.816.763 |
Tarımsal Sulama | 8.846 | 59.866 |
Aydınlatma | 6.961 | 124.023 |
Diğer | 640 | 16.298 |
TOPLAM | 1.426.342 | 9.631.496 |
Bursa’nın yıllık elektrik enerjisi tüketimi 9,6 milyar kwh’dir. Bu tüketimin yüzde 60’ı sanayinindir. İldeki toplam tüketim Türkiye üretiminin yüzde 3,6 dolayında olup, kayıp ve kaçak oranı yüzde 5,5’tir.
Kaynaklar
* Makale Yrd. Doç. Dr İrfan Şenlik tarafından güncellenerek düzenlenmiştir.
Not: Bu makalenin orijinal metni Bursa Defterinin 1999 yılında çıkan 2.
Sayısında yayımlanmıştır.”