Bu çalışmamda Bursa’da sürgünde ölen şeyhülislamları yazdım. Çeşitli nedenlerle Bursa’ya sürülen veya yerleşen bu insanların Bursa’daki kültürel seviyeyi yükselttiklerine inanıyorum. Bu konu üzerinde yeterince araştırma yapılmamıştır. Karaçelebizade Abdülaziz Efendi ve Esiri Mehmet Efendi kurdukları çeşitli vakıflarla kentin sosyal ve kültürel hayatına katkıda bulunmuşlardır.
Karaçelebizade ve Esiri Mehmet Efendi, evlerini birer okul haline dönüştürmüşler ve çok sayıda insana ders vermişler, Bursa’da değişik konularda kitap yazmışlardır. Ayni şekilde Bursa’ya sürülen ve ömrünün son yirmi altı yılını Bursa’da geçiren Şeyhülislam İmam-i Sultani Mehmet Efendi, evini “darulhadis” yaparak hayatını ilam erbabına ders vermiştir.
Karaçelebizade Abdülaziz Efendi: Osmanlının 33. Şeyhülislamıdır. Mekke kadılığı görevinde bulundu. Bursa Yeşil’deki Sultani medrese olmak üzere çok sayıda medresede müderrislik yaptı. Şeyhülislam makamındayken önce Kıbrıs’a, sonra Bursa’ya sürüldü. Ömrünün son altı yılını Bursa’da geçiren Abdülaziz Efendi, günümüze kadar ulaşan vakıf ve 20. Yüzyılın başına kadar gelen, “Müftü Suyu” diye anılan içme suyu sistemini bırakmıştır.
Uludağ’dan gelen suları Bursa’daki mahallelere taksim etmiş, harap olmuş suyollarını, eskiyen ve tahrip olan çeşmeleri yeniletmiş ve çok sayıda yeni çeşmeler yaptırmıştır. Maaşları kurduğu vakıftan karşılanan görevliler bu sistemi yaşatmak için çalışmışlardır.
Abdülaziz Efendi, Bursa merkezi dışında İnegöl, Aksu ve çeşitli köylerde çeşmeler yaptırmış, harap köprüleri tamir ettirmiş, Nilüfer Çay’ı ve Şibali deresi üzerine ahşap köprüler yaptırmıştır.1658 yılında vefat eden Abdülaziz Efendi, bugün olmayan Deveciler Mezarlığı’na gömülmüştür.
Hocazade Mesut Efendi: 1656 yılında kendi istediği kişiyi sadrazam yaptıran Hocazade Mesut Efendi, daha sonra Sadrazam Boynueğri Mehmet Paşa’yı azlettirmek için önce Valide sultanı ikna etmek istemiş, fakat Valide Sultan, “Bu kadar sık sadrazam değiştirmek iyi değildir” diyerek bu isteği reddetti.
Durumu haber alam sadrazam padişahı, “Şeyhülislam, sizi tahttan indirmek için ve Şehzade Süleyman’ı tahta çıkarmak için yeniçeri Ocağı’nı tahrik ediyor” diyerek azledilip, Diyarbakır’a sürülmesini sağladı. Bursa’ya gelen Hocazade Mesut Efendi, yol güvenliği için yanına muhafız toplamaya başladı.
Sadrazam Mehmet Paşa, bu durumu padişaha, “Hocazade Mesut Efendi isyan çıkarmak için asker topluyor” diye iletti. Bunun üzerine Padişah IV. Mehmet, Mesud Efendi’nin idamı için ferman gönderdi. Bunun üzerine Mesut Efendi,1656 senesi Ağustos ayının ilk gecesinde Bursa’da öldürüldü.
Esiri Mehmet Efendi: Osmanlı Devleti’nin 40. Şeyhülislamıdır. Bursa’ya sürülen bir başka şeyhülislam, Esiri Mehmet Efendi’dir. Mekke’ye kalabalık bir kafileyle İbrahim Çelebi kalyonu ile hacca giden Kızlar ağası Sümbül Ağa’nın gemisine Kerpe-Girit adası civarında Maltalı korsanların saldırdılar. Gemideki altı yüz kişiden ancak altmış kişi hayatta kaldı. Gemideki bütün mallar da korsanlar tarafından gasp edildi. Sağ kalan ve esir edilenler arasında Bursalı Kadı Mehmet Efendi de vardı. Bu olay Osmanlı Devleti’nin Girit Adası’nı fethetmesine de sebep oldu.
Esaret hayatı dört yıl süren Mehmet Efendi fidyesi bizzat padişah tarafından ödenerek hürriyetine kavuştu ve İstanbul’a döndü. Bu olaydan sonra Esiri lakabıyla anılmaya başladı.
Şeyhülislam, Edirne Kadısı iken Sadrazam Köprülü Ahmet Paşa ile anlaşmazlığa düşmüş ve Bursa’ya sürülmüştür. Bursa’da bir yıl kalan Mehmet Efendi affedilmiş ve İstanbul kadılığına getirilmiştir. Daha sonra Kazasker, 1659 yılında ise şeyhülislam makamına getirilmiştir.
Şeyhülislam Esiri Mehmet Efendi, Padişah IV. Mehmet’in huzurunda, Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın bulunduğu bir ortamda, merhum Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın kıyıcılığından ve zulmünden bahsetmiştir. Fazıl Ahmet Paşa’nın “Bütün idamların fetvasını sen vermedin mi?” sorusuna, “Korktuğum için fetva verdim” diyen şeyhülislama Fazıl Ahmet Paşa, “Allah’tan korkmayıp mahlûktan korkmak ilm-i diyanete layık mıdır?” diye sormuştur. Bu soruya doyurucu cevap veremeyen Şeyhülislam, bu olay üzerine görevinden azledilip, Bursa’ya sürgün edildi (1662). Esiri Mehmet Efendi, Bursa’da 20 yıl sürgün kaldı. Bu sebeple kendisine Bursevi Esiri Mehmet Efendi denilmiştir. Yirmi yıl kadar Bursa’da ikamet eden Mehmet Efendi 22 Safer 1092’de (13 Mart 1681) vefat etti.
Esiri Mehmet Efendi, Bursa yaşarken evini bir ilim yuvasına çevirdi. Kurduğu vakıflarla şehre faydalı oldu. Mehmet Efendi,1677 yılında Hüsamettin Camii dâhilindeki zaviyeyi tamir etmiş, aynı yıl Sağrıcı Sungur Camii’nin giderleri için vakıf tesis etmiştir. 1679 yılında Bursa’daki Tatarlar köprüsünü tamir ettirtmiştir.
Şeyhülislam İmam-i Sultani Mehmet Efendi
49.Osmanlı şeyhülislâmıdır. Kaynaklarda doğum tarihi ve babasının ismiyle ilgili bilgiye rastlanmamıştır. Ancak Bursalı olduğu bilinmektedir. 1141 (m. 1728)’de Bursa’da vefat etti. Sesinin güzelliği ve okuyuşunun düzgünlüğü sebebiyle Pâdişâh Dördüncü Sultan Mehmet’in ilgisini çekerek imamlığına tayin edildi. Bu sebeple “İmâm-ı Sultanî” diye meşhur oldu. Bir müddet sonra Sultan Ahmet Medresesi müderrisliğine tayin edildi. Daha sonra kadılık mesleğini tercih ederek ilk önce Yenişehir daha sonra İstanbul kadılıkları vazifesinde bulundu. Daha sonra Rumeli kadıaskerliğine getirildi.
Şeyhülislâm Sadreddîn-zâde Sâdık Mehmed Efendi’nin görevden alınması üzerine, 1106 (m. 1695) senesinde şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu görevden 2 ay 6 gün müddetle yürüttükten sonra bu görevden (1703) senesinde Şeyhülislâm Erzurumlu Seyyid Feyzullah Efendi’nin yeniçeriler tarafından Edirne’de öldürülmesinden sonra (*), Sultan Üçüncü Ahmet tarafından ikinci defa şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu görevi altı ay yedi gün müddetle yürüttü ve aynı sene içinde görevden alınarak Bursa’ya sürüldü. Bursa’da yirmi dört yıl müddetle ilim öğretmekle meşgul oldu.
Şeyhülislam Emin Efendi(1704-1777)i: Şeyhülislam Salih Efendi’nin oğludur. Emin Efendi, kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur. 1775 yılınsa şeyhülislam makamına getirilmiştir. On yedi ay bu görevde bulunduktan sonra azledilerek1777 yılında Bursa’ya sürülmüştür. Emin Efendi sürüldükten bir ay sonra vefat etmiş ve Emirsultan mezarlığına defnedilmiştir.
Şeyhülislâmı el-hac Halil Efendi: Padişah II. Mahmut devrinde son derece etkin olan Halet Efendi çok acımasız bir insandı Çok sayıda insanın felaketine ölümüne sebep olmuştur. 1819 yılında şeyhülislam olarak tayin edilen Şeyhülislâmı el-hac Halil Efendi, Halet Efendi’nin bazı icraatlarını eleştirmekten kendini alamaz. Halet Efendi de kendisine kancayı takar. Bir süre sonra ikisinin de hanımları işin içine karışırlar. Şeyhülislâmın karısı Ziba Hanım, Halet Efendi’nin aleyhinde ulu orta konuşmaya, ileri geri laflar söylemeye başlar. Ziba Hanım’la, Halet Efendi’nin karısı Lebibe Hanım Beylerbeyi Havuzu mesiresinde bir sebepten şiddetli bir şekilde kavga ederler. Bu olay üzerine Halet Efendi Ziba Hanım’a kin besler ve sonunda Halil Efendi şeyhülislamlıktan azledilerek eşiyle Bursa’ya sürülür.
Bursa’yı İstanbul’a yakın bulan Halet Efendi, padişahı ikna ederek Halil Efendi’yi Afyon’a sürdürür. Ziba Hanım ise Bursa’da bırakılır. Ziba Hanım da boş durmaz,İstanbul’daki bazı yetkililere Halet Efendi aleyhinde bazı mektuplar yazar. Halet Efendi’nin bu mektuplardan haberi olur. Halet Efendi, Sultan Mahmut’u Ziba Hanım’ın büyücülük yaptığına ikna etti. Gazaba gelen Sultan Mahmut, Ziba Hanım’ın idamını emretti(1821). Ziba Hanım, İstanbul’dan gelen cellâtlar tarafından idam edildi. Eşinin akıbetini öğrenen kocası Halil Efendi üzüntüsünden felç olur ve kısa süre sonra Afyonda vefat etti.
Şeyhülislam Mustafa Sabri (1869-1954): Osmanlı’nın son sadrazamı olan Mustafa Sabri Efendi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Gemlik’e sürgün edildi.
(*)Edirne Vakasıya daFeyzullah Efendi Vakası:
1703 yılında İstanbul’da başlayan, Edirne’den Osmanlı devletini yönetmekte olan Osmanlı padişahı II. Mustafa ile hocası ve yakın danışmanı Şeyhülislam Feyzullah Efendi aleyhine gelişen büyük bir ayaklanmadır. Sultan’ın Şeyhülislamlığa yükselttiği hocası Feyzullah Efendi, ayaklanmanın sebebi olduğu için olay, Feyzullah Efendi’nin ismiyle de anılır.
Mustafa üzerinde büyük nüfuzu olan Seyyid Feyzullah Efendi’nin devlet işlerine karışarak terfi, tayin ve azil işlerinde aldırttığı kararlar nedeniyle saray çevresi, asker ve ulemada rahatsızlık oluşturmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra II. Mustafa’nın Edirne’de devlet işleriyle ilgilenmeyip avcılık ile uğraşarak devlet idaresinden uzak kalması, uzun süredir yaşanan ekonomik kriz ile devletin başşehrinin Edirne’ye taşınacağı iddiaları da İstanbul halkının isyana katılma nedenlerini oluşturmuştur.
17 Temmuz 1703’de, Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin etkinliğinden rahatsız olan bazı devlet erkânının yönlendirmesiyle gecikmiş ulufeleri bahane eden cebeciler ayaklanma başlattı. Kısa süre sonra yeniçerilerin, medrese talebelerinin ve İstanbul halkının katılımıyla büyük bir isyana dönüştü. İstanbul’da denetimi ele geçiren isyancılar, sadrazamlığa Kavanoz Ahmet Paşa’yı, şeyhülislamlığa da İmam Mehmet Efendi’yi getirdiler. Padişah isyancıları yumuşatmak amacıyla 27 Temmuz 1703’de Feyzullah Efendi’yi şeyhülislamlık görevinden aldı.
Ancak yapılanlardan tatmin olmayan isyancılar asker ve halktan oluşan yaklaşık 60.000 kişilik bir kuvvetle ağustos ayı başlarında Edirne üzerine harekete geçti. Bu ihtilal ordusu Silivri’ye geldiklerinde II. Mustafa’nın tahttan indirilip öz kardeşi Ahmet’in tahta geçirilmesi için bir karar ve fetva aldılar. Önce Feyzullah Efendi’nin azledilmesi ile başlayan Padişah II. Mustafa’nın ve danışmanlarının bu isyancıları ve ihtilal ordusunu engellemek için aldıkları bütün tedbirler boşa gitti ve 20 Ağustos’ta bu ihtilal kuvveti Edirne’ye ulaştı. 22 Ağustos’ta II. Mustafa tahttan çekilerek yerini öz kardeşi III. Ahmet’e bıraktı. Asiler 3 Eylül’de Feyzullah Efendi’yi de asarak öldürdüler.
4 Eylül 1703’de Sultan III. Ahmet İstanbul’a hareket etti. Böylece Edirne’nin fiilen Osmanlı devletine başkentlik etmesinin ikinci dönemi kapanmış oldu.
Ekrem Hayri PEKER
KAYNAKÇA:
Gazzizâde Seyyid Abdüllatif Efendi, Hulâsatül-Vefeyât, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2014
Kara, Mustafa, Bursa’nın ve Balkanların Gönül Sultanları, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2016
Kara, Mustafa, Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2012
Karataş, Ali İhsan, Osmanlı Dönemi Bursa Sürgünleri (18-19. Asırlar), Bursa-2009, Emin Yayınları
Mermutlu, Bedri-Öcalan, Hasan Basri, Bursa Hazireleri, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2011
Mermutlu, Bedri-Öcalan, Hasan Basri, Emirsultan Mezarlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2012
Mermutlu, Bedri-Öcalan, Hasan Basri, Pınarbaşı Mezarlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa
Mermutlu, Bedri-Öcalan-Sevim, Sezai-Yavaş, Doğan, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2013
Öcalan, Hasan Basri-Sevim, Sezai-Yavaş, Doğan, Bursa Vakfiyeleri-1, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa
Yeni Mecmua Bursa Özel Sayısı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa-2013
Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar.
Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu.
TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi.
Yayınlanmış kitaplarından bazıları:
"Kuşçubaşı Hacı Sami Bey",
"Özbek Mektupları",
"Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler",
"Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi".
Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır.
E-Posta: [email protected]