Halk edebiyatımızın temel taşlarından birini meydana getiren halk ozanlarımız, türkü sözlerimizin yapılanmasında da önemli bir unsurdur. Türkülerin varoluşunda, yaygınlaşıp yaşatılmasında
İlk sinema gösterisi İstanbul’da 1908 yılında Fransız Pathe firması tarafından bir birahanede yapılmış. O yıllarda henüz büyük salonlara ihtiyaç duyulmuyordu.
Her ne kadar yazının başlığına, Limonun Başkenti Erdemli desek de Erdemli sözcüğünü duyunca benim aklıma Ali Rıza Yalgın gelir[1]. Bilindiği
Bu çalışmamda 1950 ve 1960 (dahil) yılları arası Bursa yerel basında yayınlanan ANT, Hakimiyet Milletindir ve Yeni Ant gazetelerini taradım.
Hem Osmanlı’nın son dönemi hem de Cumhuriyet’in ilk yılları ve Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin “çarpıtılmış tarih” girişimleri öyle bir noktaya
Mohaç savaşının (1526) geçtiği yere Macarlar “Mohaç Savaş Parkı/Anma Alanı” (Mohacz Nemzeti Emlekhely) yapmış. Park Mohaç kasabasının 10 km uzağında,
İstanbul’un fethi tarihin dönüm noktası sayılabilecek en önemli olaylardan biri olduğu için aynı zamanda üzerinde de en çok tartışılan tarihî
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde Ak-Şemseddîn’in Fâtih Sultan Mehmed’e kendi hattıyla yazdığı iki mühim mektup yer almakta olup; bunlardan biri fethin
Prof. Dr. Nadir Paksoy, 1973’te gittiği Afganistan anılarını Bağlam Yayıncılık’tan çıkan “Yaş 21: Hayber” adlı gezi-anı kitabında kaleme almıştı. Kitabı
Sosyal medyada bir bey, “Biz direnmeseydik, Türkiye burayı rüyasında göremezdi” diyor. Ben de ona diyorum ki, Türkiye olmasaydı sen böyle
İslâm tarihinde kale ve şehir fetihlerinde genellikle siyâsî, askerî ve ekonomik nedenlerin ya da hedeflenen kent ve kalelerin stratejik konumlarının
Başlığın size şaşırtıcı geldiğini biliyorum. Ama Sultan I. Ahmet döneminde (1603-1617) kardeş katli uygulamasına son verildi. Şehzadelerin en yaşlısı akıllı
Radyolarımızdan “Bağlamam var üç telli” türküsünü defalarca dinlemişizdir. Ama üç telli bağlamanın ne olduğu, nasıl olduğu ve sair özelliklerini hiç
Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden henüz 2 yıl geçmemiştir. Osmanlı geleneksel el zanaatlarını yaşatan bir meslek olan haffaflar/kavaflar[1] halkın ayakkabı, çizme, sandalet
Hambeles: Literatürdeki mersin meyvesinin Adana, Hatay ve Tarsus’taki adıdır. Yabanisine “murt”denir. Genelde rengi siyahtır. Beyaz olanlara rastlansa da siyah renktekiler
Savaştan sonra kurulan yeni devletin kısa bir süre sonra gelişip ilerlemesini etkileyecek bir çok atılımlardan bir önceki yazımızın konusu olan
Bu makale, Hacı Bektaş Dergâhına hem tarikat hem marifetle bağlı âşık ve zakirlerin dilinde Hacı Bektaş anlatımını konu edindi. Hacı
Herodot da hemşerim; Tales, Bias, Heraklit, İsidoros, Antemyus, Aleksandros gibi. O da başımı her kaldırışımda gördüğüm o “en güzel gökyüzü”nün
Ben bu yazımda hiçbir siyasi tartışmaya girmeden sadece 20’li yaşların başında Kore Savaşı’na gönüllü olarak katılan ve 2000 yılında kaybettiğimiz
Gazeteci, araştırmacı ve yazar Uğur Mumcu’nun “Köy Enstitüleri üretim içinde eğitim, eğitim içinde üretim ilkesini benimsemiş ve Atatürk devrimlerinin ve
Adım Zühtü Sivritepe. İskeçe doğumluyum. Nüfus cüzdanına göre 1931, aslen 1934 doğumluyum. Savaş zamanı ekmek, şeker, gaz vesikayla verildiğinden yaşımı
Bursa Yenişehir Akbıyık Köyü’nde 1929 yılında doğdum. Dedem Bulgaristan’ın Deliorman taraflarından gelmiş, eski pehlivanlardandı. Türkiye’ye güreşmek için gelmiş, beğenmiş, kalmış.
Denizli’nin Çal Kasabası’nda 1930 yılında doğdum. Ailem rençberlik yapıyordu. Denizli’den Manisa’ya geldik. Rençberlik orada da devam etti. 1950 yılında Manisa’dan
Benim ailem Rumeli göçmenidir. 1 Temmuz 1931 tarihinde o dönemler Romanya toprağı olan Silistre’nin köylerinden birinde doğmuşum. 1936’da geldik, Yozgat’ın
Tüm Hakları Saklıdır ©belgeseltarih.com 2018-2019