Dr. Mehmet Fuat Umay – Yaşamı – Hizmetleri |
Türkiye Yardım Sevenler Derneğinin kuruluştan bugüne kadar tarihçesi, çalışmalarını incelerken derneğin ilk temelinin atıldığı günde DR MEHMET FUAT UMAY dikkatimden kaçmamıştı. Araştırdıkça, onunla ilgili konuları çalışmalarını, hayatını okudukça Dr. Fuat Umay’a hayran olmamak çalışmalarını hizmetlerini takdir etmemek mümkün değildi. Atatürk gerçekten soyadı kanunu ile kendisine yakıştırdığı ve soyadı olarak kullanmasına karar verdiği UMAY sözcüğü tam ona yakışmış idi. gerçekten ona yakışan ve kişiliğine oturan bir soyadı “ÇOCUKLARIN KORUYUCU MELEĞİ, RUHU“ DR. MEHMET FUAT UMAY…
Bu yazımda Dr MEHMET FUAT UMAY ile ilgili okuduklarımdan ve öğrendiklerimden araştırmalarımdan onunla ilgili kısa ve öz bazılarını sizlerle paylaşmak isterim.
M.Fuat Umay,
Dr. Mehmet Fuat 24 Şubat 1885 tarihinde, o dönemlerde adı Kırkkilise olan Kırklareli’de doğar. Babası Mehmet Nuri Bey, annesi ise Seniyye Hanım’dır.
Cumhuriyet döneminde adı yine Mehmet Fuad Bey’in girişimleri ile Kırklareli olarak değiştirilecek olan Kırkkilise Osmanlı’nın bir sancak merkezi olmakla beraber, dönemin sosyal hayatının tüm sancılarının derinden duyulduğu bir kenttir de. Genç Mehmet FUAD’ın çocukluk ve gençlik yıllarına şahitlik yapan bu dönem, Rumeli’nin günden güne kaybedildiği yıllara rasgelecek, bu durum onun bir Türk münevveri olarak “İttihatçı” fikirlerle donanmasında büyük rol oynayacaktır.
Mehmet FUAD ilk okulu ve rüşdiye mektebini ( orta okul ) doğduğu yer olan Kırklareli’de bitirir. Kuruluşundan bugüne değil Türk siyasi ve sosyal hayatına bir çok değerli ismi hediye etmiş olan Edirne İdadisi ( lisesi ) gurur tablosunda Mehmet FUAD’a en ön sıralarda yer verirken, ardından okumak üzere İstanbul’a, İstanbul Tıbbiyesi’ne ( İstanbul Tıp Fakültesi ) gider.
1910 yılında İstanbul Tıbbiyesi’nden genç bir doktor olarak mezun olur. Kader genç Dr. Mehmet Fuad’ı vefa borcunu ödemek üzere, o dönemler Kırkkilise (Kırklareli) sancağının bir kasabası olan Tırnovacık’a ( Bugün Bulgaristan sınırları içerisinde yer almaktadır ) tayin eder. Tarih 2 Temmuz 1910’u göstermektedir…
Kısa sürede halkın sevgisini kazanan Dr Mehmet Fuad’ın, Tırnovacık Hükümet Tabibi olması çok zaman almaz. Bu dönemde mesleki hayatında özelikle “frenginin def’i” konusunda önemli çabalar sarfettiğine şahit olunmaktadır.
1912 yılının Eylül’ünde Balkan Harbi sebebiyle bölgedeki bir askeri hastaneye tayin olan Dr. Mehmet FUAD’ın bu görevi askerliğine sayılır. Harp sonrası memleketi olan Kırklarli’ye Belediye Tabipliği’ne getirildiğinde ise tarih 28 Ağustos 1913’ü göstermektedir.
Dr. Mehmet FUAD doktorluk mesleğini ifa ederken halkla da sıcak ilişkiler kurar. Balkan Savaşları’nın halta yarattığı derin travma, halkın bitap perişan hali onda derin yaralar açar. Bu durum onun doktorluk mesleği kadar başka çabalar içerisine girmesinde etkili olacaktır. Bu sebepledr ki, yeni bir harp tehlikesine karşı şehirleri bilinçli ve dinamik tutabilmek için kurulmuş olan Müdafa’a-i Milliye Kırkkilise Şubesi’nin kurulmasında şehrin ileri gelenleri arasında Dr. Mehmet FUAD’a da rastlarız.
İlk olarak 1o Mart 1917 yılında kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti Kırkkilise ( Kırklareli ) Şubesi’nin kurucusu yine Mehmet FUAD’dır. Savaşlar sonrası yetim kalan çocukların durumu onu çok üzmektedir. Bu onun çocuk meslesine bakışının ilk tohumlarını filizlendirecektir.
Mondros Mütarekesi’nin, dönemin siyasi ve sosyal hayatını alt üst eden etkileri her kesimde kendisini derinden hissettirirken, terfi süsü verilerek Dr. Mehmet FUAD Bolu’ya, Bolu Hükümet Tabipliği’ne sürgün edilecektir. Oysa bu sürgün onun için bir ceza değil, bilakis Türk siyasi hayatında adının parlamasına vesile olacak günlerin başlangıcı, ödülü olacaktır.
Bolu Hükümet Tabipliği görevine 8 Şubat 1919 tarihinde başlayan Dr. Mehmet FUAD, daha önceki görev yerlerinde olduğu gibi halk ile kısa sürede sıcak ilişkiler tesis eder. Doktorluk mesleğinin gereği olarak halk ile yakın ilişkiler kurar, sağlıkları ile ilgilenirken; kentin sosyal ve siyasi hayatı içinde kendisine farkında olmaksızın yer edinmeye başlar.
Osmanlı’nın son dönemine şahitlik eden UMAY, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en sancılı günlerinde parlementer olarak hizmet eder. Sivil toplum örgütlenmelerinin ilk nüveleri olarak değerlendirilen cemiyetçilik girişimleri ise Türk sosyal hayatına bugüne değin uzanan izdüşümler bırakır.
Her dakikası layıkıyla yaşanmış dolu dolu bir ömrü adadığı en önemli varlık ise çocuklar olacak; her çocuk avuçlarında Mehmet Fuad UMAY’ın şefkat dolu avuçlarının sıcaklığını duyacaktır.
Soyadı Kanunu ile, Türk çocuklarına verdiği hizmetten dolayı, Türk mitolojisinde çocukların koruyucu ruhu “Umay”‘a atfen, Atatürk tarafından kendisine bu soyadı verildi.
Dr. Fuat Umay, 30 Haziran 1921 tarihinde kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almış ve uzun süre genel başkanlık yapmıştır. Dr. Fuat Bey, Bolu milletvekilliği sırasında Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne gelir getirici birçok çalışmanın adımını atmıştır. Bolu milletvekili Dr. Fuat, Tunalı Hilmi Bey, Üsküdar milletvekili Neşet, İzmir milletvekili Yunus Nadi, Sivas milletvekili Vasıf, Karahisarı Sahib (Afyon) milletvekili Ali Çetinkaya, 4 Şubat 1922 tarihinde Meclis’e bir teklifte bulunarak; PTT Müdüriyet-i Umumiyesinin mektup zarfı, kartlar ve kartpostallarına birer kuruş zam yapılarak gelirinin Himaye-i Etfal Cemiyetine bırakılmasını istemişlerdir. Teklif encümende reddedilmiş, daha sonra söz alan Mersin milletvekili Selahattin Bey’in kanuna gerek olmadığı, konunun tavsiye kararı ile çözümlenebileceğini belirtmesi üzerine, Posta ve Telgraf Müdüriyet-i Umumiyesine tebliğ edilmiştir.Dr. Fuat Umay, siyasi yaşamı sırasında Himaye-i Etfal Cemiyetine gelir getirmesi amacıyla, Meclis’e birçok teklif getirmiştir. Bunlardan başlıcaları şunlardır;
Himaye-i Etfal Cemiyetinin Posta Ücretlerinden Muaf Tutulması Hakkındaki Teklif: 1926’da yasalaşarak yürürlüğe girdi.
Dr. Fuat Bey, Gelibolu milletvekili Celal Nuri İleri’den adres alarak Washington’da Türklere imamlık yapan Mehmet Ali Efendi’ye ulaşır. Yazışmalar sonunda Türk Teavün Cemiyeti’ne ulaşılır. Türk vatandaşlarının gönüllü katkılarının yoğunluğu üzerine Ankara’dan bir temsilcinin davet edilmesi düşünülür.
Konuyla ilgili çalışmaları Sabiha Sertel Roman Gibi isimli eserinde şöyle kaleme almıştır:
New York’a döndükten sonra yönetim kurulunun toplantısında, Ankara’dan birinin Amerika’ya çağrılmasını konuştuk. Ateşin içinden gelen bir kimse çok faydalı olacaktı. Bu düşüncemizi Ankara Himaye-i Etfal Cemiyetine bildirdik. Ankara Merkez Komitesi, cemiyet başkanı Doktor Fuat Bey’i göndermeyi kararlaştırmıştı. Fuat Bey Gülcemal vapuru ile geldi. Bu, Amerika’ya gelen ilk Türk vapuru idi. Vapuru karşılamak için bütün teşkilatlardan delegeler gelmişlerdi. Gülcemal’in New York limanına gelmesi de önemli bir olay oldu. Vapurda dalgalanan bayrağı görmek için yalnız Türkler değil, Türkiye’den gelmiş Rum, Ermeni, Yahudi, bütün Türk uyrukları gelmişlerdi. Kalabalığın içinde hüngür hüngür ağlayanlar vardı. Fuat Bey’in geldiği gün Astoria Oteli’nin salonunda yaptığımız toplantıda müsamerenin programını hazırladık. Fuat Bey’in gezeceği şehirleri kararlaştırdık. Fuat Bey’in yapacağı gezilere benim mihmandarlık ve tercümanlık etmemi uygun gördüler. New York’ta ilk toplantı, kiraladığımız büyük bir salonda yapıldı. Fuat Bey memleketin acıklı durumunu anlattı. Ben hislere hitap eden bir konuşma yaptım. Şiirler okundu. Halk arasında ağlayanların hıçkırıkları duyuluyordu. Konuşmalar sonunda yardım faslı açıldı. Masanın üstü yığın yığın dolarlarla doldu. Kalabalığın arasından orta yaşlı, orta boylu, kalın siyah kaşlı, bıyıkları kulak deliklerine değen bir adam ağır ağır masaya yaklaştı. Bu, Kürt Yusuf Gülabi Çavuştu önce Fuat Bey’in elini öptü: “Siz bana toprağımın, köyümün kokusunu getirdiniz. Sağ olun, varolun. Aç sürünen çocuklar arasında benim de evlatlarım var her hal. Yirmi yedi senedir Amerika’da çalışıyorum. Madenlerde işçilik ettim. Otomobil fabrikalarında, Kuzeyde, Fruit Company’nin (meyve kumpanyası) meyve bahçelerinde çalıştım. Garajlarda, parklarda yattım. 10.000 dolar birikmiş param var. Artık memlekete dönmeye karar verdim. Bütün paramı size veriyorum. Bana yalnız bir vapur bileti alın. Ve orada bir iş bulmama yardım edin. İşte altın saatim. İşte altın kemerim. Yurduma helal olsun.” Herkes ağlıyordu. Toplanan para 100.000 doların üstündeydi…
Amerikada yaşayan Türkleri bir araya getirmek hemde çocuklar için gerekli olabilecek maddi desteği sağlamak amaçlı organizasyonu düşüncelerini gerçeğe dönüştürebilme konusunda büyük fayda sağlamıştır.. Dr. Fuat Bey, Himaye-i Etfal’e gelir sağlamak amacı ile arayışlar içine girmiştir. Ve çalışmalarına hız vermiştir. Buna sebep yurt içindeki bağış çalışmalarının yeterli görülmemesidir.Özellikle ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarına ulaşma çabalarında başarılı olmuştur. Cemiyet New York ve Detroit’te toplantı yaparak 120.000 dolar bağış toplayarak Himaye-i Etfal Cemiyetine gönderir.
Türk vatandaşlarının gönüllü katkılarının yoğunluğu üzerine Ankara’dan bir temsilcinin davet edilmesi düşünülmesi ve bu iş için Mehmet Fuat tercih edilmesi güzel ve doğru bir karar olmuş gerçekten.Amerika’daki bu çalışmalar sonunda, memlekete gönderilen paranın miktarı bir milyon Türk lirasının üstündeydi. Ankara’da Çocuk Esirgeme Kurumu’nun meydana getirdiği ilk çocuk sarayları, bakımevleri, hastane, çocuk yuvaları Amerika’daki işçilerin gönderdikleri paralarla kuruldu. Fakat Yusuf Gülabi Çavuş’a iş bulunmadı. Çocukların yataklarının başucuna işçilerin fotoğrafları asılmadı.
21 Mart 1923 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin oluru ile 5 ay süre ile ABD seyahatine izin verilen Dr. Fuad Bey, buradaki izlenimlerini Amerika’da Türkler isimli kitabında anlatmıştır. Dr. Fuat Bey 8 Nisan – 3 Haziran tarihleri arasında ABD’yi bir baştan bir başa dolaşarak yardım toplamıştır.
Himaye-i Etfal’e yardım toplantıları New York, Lawrence, Peabody, Providence, Wooster, Buffalo, Pittsburgh, Petkiran, Clairton, Wellston, Youngstown, Canton, Akron, Cleveland, Washington, Detroit, Chicago, Philadelphia şehirlerinde gerçekleştirilmiştir. Toplantılar sonunda 85.072 dolar yardım toplanmıştır. Suriyelilerin yardımları ve miktarları tespit edilemeyen yardımların toplamıyla bu sayı Sabiha Sertel’in belirttiği gibi yüz bin dolara yaklaşmıştır. Dr Fuat Bey yardımlarda sürekliliği sağlamak amacıyla, Türk Teavün Cemiyeti yetkililerine Himaye-i Etfal Cemiyetinin şubelerini açma teklifini getirdi. Teklifin olumlu karşılanması üzerine 15 Nisan 1923 tarihinde Himaye-i Etfal Cemiyetinin Merkezi New York’ta açıldı.
Sağlık sektöründe çalışan personelleri ve amerikada sağlık teşekküllerini inceleme fırsatı buldu ve inceleyerek yurda dönüşünde bu konularda önemli düzenlemelerde bulundu.
15 Nisan 1923 ile 3 Haziran 1923 tarihleri arasında süren ve A.B.D.’de çalışan Türkleri bir araya getiren bu seyahat, New York, Washington, Chicago gibi pek çok. Amerika’daki anılarını anlattığı Amerika’da Türkler ve Gördüklerim (1927)
ve Seçmenlerimle Başbaşa (1950) adlı iki kitabı İş Bankası Kültür Yayınları arasında 715 Genel Yayın No ve 300 Edebiyat Dizini arasında yer alan kitap 2003 yılında birinci basım olarak yayınlanmıştır.
Savaşta olduğu gibi geride binlerce kimsesiz, yetim çocuk kalmıştır. Zamanın Sağlık Bakanı olan Dr. Mehmet Fuat, Mart 1923’te ABD’ye giderek orada yaşayan Türkler arasında bir kampanya başlatır ve bu yetim çocuklar için bağış toplamaya başlar…
Cahit KAYRA’nın sözleri Himaye-i Etfal Cemiyetinin (Çocuk Esirgeme Kurumu) kuruluşu sırasındaki durumu çok açık bir şekilde özetlemiştir.
Kitap 1925 yılında yayınlanmıştır. KAYRA yakınlarının birisinin evinde bulduğu kitabı çevirmiş ve sosyal hizmet tarihine önemli bir katkı vermiştir. Himaye-i Etfal Cemiyeti konusunda son yıllarda makale ve kitap sayısı hızla artmaya başlamıştır. Bu alanda Turgay Çavuşoğlu’nun iki yayını bulunmaktadır. İnönü Üniversitesinde Yrd. Doç. Dr olarak görev yapan Makbule SARIKAYA Doktora tezini Çocuk Esirgeme üzerine yapmış kitabı yakında Atatürk Araştırma Merkezinde yayınlanacaktır. Yine Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Dr Hakan ACAR bu konuda yayın yapmıştır. Fuat Umay’ın hayatı hakkında bu kitabın dışında Doç. Dr Veysi AKIN’ın kitabı bulunmaktadır.
Fuat Umay’ın kitabını ilginç kılan kendi anılarını anlatmasıdır. Dr. Fuat UMAY ABD’de ciddi gözlemlerde bulunmuş ve bir çok uygulamayı ülkemize taşımayı başarmıştır. Kitabın 165 sayfasında “vali, belediye başkanları, üyeler ve görevliler vb. baştan sona kadar o memleketin belli yaşlardaki çocuklarından seçiliyor.” Demektedir. Umay bu uygulamayı Çocuk Haftaları ve Bayramlarında hayata geçirmiş çocukların günümüzde de belirli makamlara oturması geleneğini sürdürmemize neden olmuştur.
Kitabın konu başlıkları arasında;
Kitapta tüm gezi programı ayrıntılarıyla yer almıştır. Cahit KAYRA kitabın bazı bölümlerini çevirmediğini belirtmiştir. Bunların büyük çoğunluğu sosyal hizmetler ile ilgili bölümlerdir.
Kitapda toplum doktoru, Toplanma Merkezleri gibi ceviriler yer almaktadır. Cahit KAYRA bazı bölümlerde Sosyolog olarak yer verse de yazılanlardan anlaşılan bu tür birimlerde sosyal hizmet uzmanlarının çalıştığını göstermektedir.
Dileğimiz bu kitabın sağlıklı bir şekilde ve tam olarak çevrilmesi, Fuat UMAY’ın kızından bilgi ve belgeleri toplayarak Çocuk Esirgeme Kurumu tarihine kazandırılması ve zaman geçirilmeden sözlü tarih çalışmasının yapılmasıdır.
Esin Hanım bilgi ve belgelerini herkesle paylaşmayı sevmekte ve bu konuda araştırma yapan herkesi desteklemektedir. Sanırım Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bu konuda büyük görevler düşmektedir. Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1908 Kırklareli’nde kurulduğunu düşünürsek kurum 100 yıllık çınar olmuştur. Bu çınarın kolları arasında ana kucakları, sıhhi banyolar, muayenehaneler, süt damlaları, kütüphaneler, aşevleri, talebe sofraları, yüzme havuzları, sinemalar, tiyatrolar vb çalışmalar vardır.
1947 Kurumun Genel Başkanı Dr. Fuat Umay’ın ABD ziyaretleri sırasında Türk vatandaşlarından 37.546 lira 18 kuruş yardım toplandı. Dr. Fuat Umay’ın müstesna kişiliği, doktorluğu ve doktorluğu ile ilgili rekor niteliğindeki hizmetleri, milli mücadeledeki yeri Atatürk ve Ismet Inönü’ye olan yakınlığı, Atatürk’ün özel doktoru olduğu, cumhuriyeti kuran kadro içinde bulunduğu, bulaşıcı hastalıklarla mücadelesi, Cumhuriyet Çocuk Davası’ndaki öncülüğü, Çocuk Esirgeme ve Çocuk Yuvaları kuruculuğu ve daha birçok hizmetleri devlet ve cemiyet adamı olduğudur.
Fuat Beyin, Amerika’da Türkler ve Gördüklerim (1927), Seçmenlerimle Başbaşa (1950)
isimli 2 kitabı bulunmaktadır. Dr. Fuat Umay 1950 yılında seçimleri kaybetmesi üzerine siyasi hayattan çekilmiş, 1963 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.Rahmetle şükranla anıyoruz , topluma, insanlığa ve bilhassa çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları asırlar geçsede unutulmayacaktır.Bu güzel duyguları içinde barındıran, çocukların koruyucu meleğine olan vefa borcumuz çok büyük. Onu anmakla hatırlamakla beraber onun duygularının ışığında yaptıklarını anlayarak anlatarak ve bu güzelliği gelecek nesillere taşıyarak onun o güzel duygularla yeşerttiği kurduğu ve kuruluşunda görev aldığı ve kurulmuş cemiyetlerde ayni ruh ile düşüncesi ile bu kurumların en güzel şekilde devamı yaşatılması sağlarsak ona vefa borcunu ödeme güzelliğini yaşayabiliriz.
I.Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı sonunda evladını, eşini kaybeden, maddi manevi yoksulluk içine düşen kadınlarımızın da korunması gerektiğini belirterek, onlara da el uzatacak bir kuruma ihtiyaç duyulduğu görüşünü savunarak temelinin ilk harcını ve ilk toplantıda önderlik eden meşaleyi yakan ve bunun sonucunda ”Himaye-i Etfal Yoksul Kadına Yardım Cemiyeti” kurulması kararı alınan koyan ve ilk toplantıda önderlik eden meşaleyi yakan ve bunun sonucunda ”Himaye-i Etfal Yoksul Kadına Yardım Cemiyeti” kurulması kararı alınan bilahare Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ün Kadının yoksulu olamaz. Kadın denilen varlık Türk kadını bizatihi yüksek bir varlıktır ki onun yoksulluğu olamaz.. Kadın yoksul demek Onun bağrından kopup gelen bütün bir beşeriyetin yoksulluğu demektir. Beşeriyet bu halde ise kadına yoksul demek reva görülebilir. Hakikat bu mudur? diyerek adının değiştirilmesi gerekliliğini savunmuş ve derneğin adı Yardım sevenler derneği olarak değiştirilmiştir.
Bilahare Bakanlar kurulu kararı ile Türkiye ilavesi ile TÜRKİYE YARDIM SEVENLER DERNEĞİ olmuştur. Ve 19 Şubat 2019 da 91.nci Kuruluş yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyetimizin köklü kuruluşu olan bu camianın gönüllü bir ferdi olarak ,birfiil kesintisiz 33 yıl denetim kurulunda görev yaparak Yarım sevenler tarihinde bir ilki gerçekleştirmenin gururunu yaşıyorum. Hem TYSD de hemde 0-6 ve 6-13 yaş Bursa Çocuk Yuvaları derneğinde gönüllü olarak çalışmaktan onurluyum ve gururluyum.Anlatmaya ve sizlere aktarmaya gayret ettiğim değerli güzel insan Çocukların koruyucu meleği olarak gördüğümüz Fuat .Umay ın gönül güzelliği hep çocuklarla alakalı aslında.Çocuklar sana minnettar. Fark edersek. TYSD nin kurulmasında bile çocuklar düşüncesi var .Anaya yapılan yardımın çocuğa daha kolay ulaşabileceği ve çocukların daha iyi yetiştirilebilmesi. felsefesi Şahsım olarak Çocuk bakım yurtları derneği ve TYSD. Görev yaptığım süreler içerisinde bir nebze faydalı olabildim ve olabiliyorsam eğer bahtiyarım.M. Fuat Umay’ı bu yazımla andık yad ettik onun gönül güzelliklerini yaptıklarını çocuklara nasıl kol kanat gerdiğini ve çalışmalarını , emeklerini dilimin döndüğü kalemin yazdığı belgelerin ışıgında aktarabildi isem ve şükranla anabildik ise ne mutlu. .Kabrin Pürnur olsun güzel İNSAN.! Gerçek bir cemiyet adamı!