Tanzimat Fermanı’na kadar olan zamanda Osmanlı Devleti’nin yapılanmasında önemli bir yeri olan Tahrir Defterleri idari, askeri, sosyal ve ekonomik düzenlemeler yapmak amacıyla bölgelerin imkânlarını tesbit etmekte idi. Tahrir Defteri sadece yerleşim biriminin adı ve yetişkin erkeklerin vermesi gereken yıllık vergi miktarlarını ihtiva ettiği için günümüz araştırmacılarına, Tanzimat Fermanı ile uygulanmaya başlanan Temettuat Defterleri’ne kıyasla, bölge ile ilgili çok geniş bilgi vermekten uzaktır.
Sultan II.Murad zamanından itibaren yazılmaya başlanan defterlerden 1530 tarihli Tahrir Defteri’nde Karacabey’in 10 mahallesi olduğu kayıtlı. Ancak mahalle isimlerinde günümüz mahallelerine kıyasla farklılıklar vardır. Günümüzde de aynı isimlerle anılan Abdullah Paşa, Tavşanlı, Runguş Paşa, İmaret ve Yenice’nin dışında şimdiye kadar hiç karşımıza çıkmamış olan Doğancı, Karaahi/Doğanlar, Karaahi, Arap/Azebmescidi ve Cami Mahallesi Karacabey’in diğer mahalleleri olarak kayıtlıdır.
İmaret Mahallesi bazı yerlerde İmaret-i Karacabey olarak kaydedilmiş. Adından da anlaşılacağı üzere, mahalle adını İmaret Camii’nin yanında eskiden var olan, ancak şimdi hiçbir kalıntısı bulunmayan imaretten almıştır. Bilindiği üzere imaret, hayrat için fakirlere, gelip geçene yemek verilen yer demektir.
Mihaliç’te Zağnos Paşa Evkafı’ndan olan bir imaret daha var. Cami Mahallesi de bazı yerlerde Cami-i Kebir olarak geçen Ulucami Mahallesi veya başka adıyla, camiyi yaptıran Murat Hüdavendigar’a izafeten Hüdavendigar Mahallesi olmalıdır. Ulu Cami’nin alt tarafındaki Araplarbayırı’nın yerinde de belki Arap/Azebmescidi olarak anılan mahalle vardı. Ancak şunu biliyoruz ki Ulu Caminin yan tarafında bulunan itfaiyenin bulunduğu yer(şimdiki Gross Market) eskiden mezarlık idi. Ve mezarlığın yanında tekke vardı. Belki de mescid olarak kastedilen yer burası olabilir.
1573 tarihli 1091 Sayılı Tahrir Defteri’nde gösterilen Cami-i İmaret-i Karaca Paşa Mahallesi için “Burası eskiden Doğancı Mahallesi imiş.” kaydı var. Geriye kalan Karaahi/Doğanlar Mahallesi’nin şimdiki hangi mahallenin yerinde olabileceğini ise elimizdeki verilerle değerlendiremedik. 1530 tarihli Tahrir Defterine göre mahallelerin hane sayısı ve mahallelerdeki bekâr (mücerred) vergi mükellefleri itibariyle genel tablosu aşağıya çıkarılmıştır. Tablodan da görüleceği üzere Azep/Arap Mescidi, İmaret ve Cami mahalleleri çok küçük yerleşim bölgeleridir.
1530 Yılında Karacabey Mahalleleri ve vergi yükümlüleri:
Mahalle Adı | Hane Sayısı | Bekâr (Mücerred) |
İmam Sayısı |
Abdullah Paşa | 35 | 25 | 2 |
Azep/Arap Mescidi | 2 | 3 | 1 |
Cami | 6 | 3 | 1 |
Doğancı | 37 | 9 | 1 |
İmaret | 5 | 3 | |
Kara Ahi | 17 | 7 | |
Kara Ahi/Doğanlar | 36 | 13 | |
Runguş Paşa | 47 | 42 | 4 |
Tavşanlı | 21 | 13 | 1 |
Yenice | 20 | 3 | 1 |
1573 tarihli Tahrir Defteri’nde ise Mihaliç’te 16 mahallenin kaydı var. Mahallelerin hemen hepsinde cami veya mescit var. Veya şunu da söylemek mümkün, her mahalle bir cami veya mescidin etrafında kurulmuş. Mahallelere adını veren bu cami ve mescitlerin sürekliliğini sağlayabilmek için yaptıranlar tarafından buralara çeşitli gelir kaynakları vakfedilmiş. Mahalleleri incelerken mahalle sakinlerinden Yeniçerilere rastladığımızda gördük ki, bazılarının baba adı Abdullah değil. Bilindiği üzere, devşirme usulüyle Yeniçeri Ocağı’na alınan Gayrimüslim çocuklarına baba adı olarak Abdullah verilirdi. Demek ki o devirlerde Yeniçeri Ocağı’na Müslüman ailelerden de çocuklar alınıyordu. En son olarak, mahalle sakinleri arasında azat edilmiş eski kölelerin bulunduğunu belirtmek lazım. Şimdi 1573 Tahrir Defteri’ne göre Mihaliç/Karacabey mahallelerini görelim:
Mescid-i Nasreddin Paşa Mahallesi’nde 60 hane yaşıyor. Yunanlıların kaçarken yaktıkları Nasreddin Paşa Camii olasılıkla bu mahalle mescidi olmalı. Kayıtlarda bu mescidin diğer adı Mescid-i Nalbantlu olarak geçiyor.
Mescid-i Mirahur(İmrahor) Ali Ağa Mahallesi’nde 46 hane var. Günümüz Tavşanlı Mahallesi’nde bulunan İmrahor Ali Ağa Camisi’ni Yunanlılar kaçarken yakmıştı. Yangından sonra Arnavut Nasuf Ağa’nın yaptırdığı cami geçtiğimiz yıllarda Erol Onur tarafından tamamen yıktırılarak bu günkü haline getirildi. 1704 yılındaki bir belgede Mirahur Mescidi’nin varlığı görülmektedir.
Mescid-i Abdullah Paşa Mahallesi’nde 43 hane kayıtlı. Aşağıda Abdullah Paşa’nın kimliği ile ilgili bilgi verilecektir.
Mescid-i Furun Mahallesi’nde 13 hane yaşamakta.
Mescid-i Ahi Ömer Mahallesi 66 haneli. 1209/1790 tarihli bir belgede “Mihaliç’in Tavşanlı Mahallesi’nde bulunan Ahi Ömer Mescidi Vakfı imamet cihetinin tevcihi” belirtilmekte. Tavşanlı Mahallesi’nde Mirahur Ali Ağa Mescidi’nin varlığını ve yerini bildiğimize göre, belki de Yunanlıların kaçarken yaktıkları, aynı mahallede Rıza Bey’in evinin bulunduğu yerde varolan “Güdük Cami” Ahi Ömer Mescidi olabilir.
Mescid-i Karaca Mahallesi’nde 45 hane var.
Cami-i Merhum Gazi Hüdavendigar Mahallesi 44 haneli. 1310/1891 yılındaki bir belge Hüdavendigar Gazi Hazretlerinin (I.Murat’ın) Mihaliç kazasında yaptırmış olduğu, depremden zarar görmüş olan cami(Ulu Cami) ile hamamının tamir işlerinden söz etmektedir.
Mescid-i Yenice Mahallesi’nde 38 hane var. Kayıtlarda, bu mahallede vakfiyesi bulunan Balaban Subaşı Camisinin var olduğu yazıyor. Olasıdır ki mahalledeki mescit burasıdır.
Mescid-i Yenice (Diğer adıyla İstavri) Mahallesi 43 haneli. Yenice Mahallesi’ne bağlı 43 haneden oluşan ve cizye veren Gayrimüslim topluluğunun 37 hanesi köprübend (köprücü) ve 7 hanesi bağban kâfiri (bağlara bakmakla görevli Gayrimüslimler) olarak çalışıyor. Bu mahallede oturan Gayrimüslimlerden(kefereden) alınan vergiler özetle şöyledir: 973 akçe çift koşanlardan (40 ile 80 dönüm arası işlediği toprağı ve bir çift öküzü olan hanelerden), 13 akçe bağbanlardan(bağ bakanlardan), 10 akçe geçimini gölden temin edenlerden,20 akçe ağnam vergisi(koyun besleyenlerden), 10 akçe bostancılardan(sebze yetiştirenlerden) olmak üzere toplam 1.045 akçe vergi alınmış.
Mescid-i Runguş (Rum-guş) Paşa Mahallesi’nde 42 hane Müslüman yaşamakta. Mahallede ayrıca Ayvagül Mescidi olduğu kayıtlarda yazıyor. Bazı kaynaklarda Runguş Paşa’nın kimliği ve camiine vakfettiği taşınır, taşınmazlar ile ilgili olarak farklı bilgiler var. Bursa Kütüğü’nde “Karacabey’de camisi ve mescidi vardır. 1451’den evvel ölmüştür. II.Murad zamanında yaşamıştır. Nur İbrahim Köyü’yle Mihaliç’te 48 dükkân, bir bezirhane, Kayaaltı’nda bir dolap değirmeni, otuz baş susığırı/manda ve daha birçok irad/gelir vakfetmiştir.” (BK, IV/88) denilmekte. Mahalledeki Müslümanların yanında 66 hane de Gayrimüslim yaşıyor. Burada sözü edilen Gayrimüslimlerden olasıdır ki daha sonra Bozim Mahallesi teşkil edildi. Bunların çoğu bağban kâfiri olduğu gibi bir kısmı da ellici tabir edilen çiftçilikten anlayan re’âyâ’dır. Gayrimüslim topluluğundan alınan vergi özeti ise şöyledir: 105 akçe çift koşan hanelerden, 157 akçe bağbanlardan, 10 akçe gölden geçimini temin edenlerden, 20 akçe ağnam vergisi, 20 akçe bostancılardan ve 100 akçe de diğer gelirlerden olmak üzere toplam 412 akçe vergi alınmış. Runguş Paşa’nın mezarı adını taşıyan caminin bahçesindedir.
Mescid-i Hacı Hoşkadem Mahallesi diğerlerine kıyasla daha küçük ve 19 haneli. Bursa’da birden fazla Hoşkadem adında kişi var. Hoşkadem ile ilgili Bursa Kütüğü’nde (C.II. s.255) “Abdullah’ın oğludur. Demirtaş oğlu Umur Bey’in kölelerindendi. Vakfiyede adı geçmektedir. II.Murad zamanında Şehzade Mustafa Bursa Hisarı önüne geldiği zaman ahali kapıları kapayıp kendisine yüz parça kumaş ve birçok nukud(nakit para) ile ve Bursa ileri gelenlerinden Ahi Yakub ile Hoşkadem’i Bursa’yı muhasaradan vazgeçirmek üzere göndermişler ve bunlar da bu işlerinde muvaffak olmuşlardır. 1467 Eylül’ünde ölmüş ve Umurbey Camii avlusuna defnedilmiştir. Bunun Hacı Mehmed Muhyiddin ve Hacı Mustafa Muslihuddin adında iki oğlu vardı” denilmekte. Başka bir kaynakta da mescit ile ilgili olarak “Mihaliç’tedir. Hadim-i Hoşkadem derlerdi. 48 dükkânı vardı. 1530 senesinde 8.400 akçe hâsılatı vardı. Evvelce 35 dükkân iken mütevellisi Mevlana Muhyiddin, vakfın mahsulünden sarf ederek 48’e iblağ eylemiştir.” (BA, Vilayet-i Anadolu Defteri, II/285) denmektedir. Burada Hadim-i Hoşkadem, Hacı Hoşkadem veya Hoşkadem Paşa olarak anılan şahısların aynı kişiler mi, farklı kişiler mi olduğunu belirleyemedik. 1217/1798 tarihli bir belgede de “Mihaliç’te Hoşkadem Paşa Vakfı’nın yevmi(günlük) üç akçe vazife ile mütevellisi bulunan İbrahim’in vefatına ve çocuklarının küçük olmasına binaen mezkûr vakfa bir kaim-i makam nasb olunması” talep edilmiş.
Mescid-i Hacı Mustafa (Diğer adıyla Elvanlı veya Ayvanlı) Mahallesi’nde 39 hane yaşıyor.
Mescid-i Sarı Kadı Mahallesi 30 haneli. Bu mescit için de Sarı Kadı Vakfı’ndan kaynak aktarılmış. Hatta H.1198/1783 tarihli bir belgede “Mihaliç’te Sarı Kadı Mescidi Evkafı tevliyetinin (vakıf işlerine bakma görevinin) tevcihi” yazıyor. Bir çiftliği, dükkanları, başhanesi ve bakkal dükkanı vakıflarıdır. (BOA, Anadolu Vilayet Defteri, c.II, Nr.285) Çiftlik Mihaliç’in karşısındadır. Evvelce sekiz değirmeni vardı. 1530’da bazısı harap olmuştu. On parça bağı ve altı dükkânı varken, dördü harap olmuş başhane ile bakkal dükkanı kalmıştı. 21 baş irili ufaklı su sığırları(mandaları) da vardı.(BK, IV/126)
Mescid-i Danacalar Mahallesi’nde 47 hane var.
Mescid-i Hacı Caferoğlu Mahallesi büyük mahallelerden ve 69 haneli.
Cami-i İmaret-i Karaca Paşa Mahallesi’nde 36 hane var. Şimdiki İmaret Camisinin bulunduğu mahallenin eski adı Doğancı Mahallesi imiş. H.1087/1676 tarihli bir belgede “Mihaliç İmaret Mahallesi’nde Yahya Fakih Mescidi Vakfı’ndan muayyen vazife ile tevliyet cihetinin (vakfın işlerine bakma görevinin) tevcihi” karara bağlanmış. Demek ki bu mahallede bir mescit daha varmış.
Buraya kadar bir değerlendirme yaparsak, camilerin birkaçının isimlerinin günümüzde de yaşamakta olduğunu görüyoruz. Yunanlıların kaçarken yaktıkları ve şimdi izleri bile olmayan Garipçe Mahallesi’ndeki cami ile Çarşı Camisinin ilk yaptıranları belki de yukarıda adlarını yazdığımız ancak yerini tespit edemediğimiz cami veya mescitlerdendi. Aynı şekilde Karacaahmet Mahallesi’ndeki Hacı Ali Camisi de olasıdır ki eskiden yukarıdaki isimlerden biriyle anılıyordu.
Yukarıda Yenice ve Runguş Paşa mahallelerine bağlı yaşamakta olan Gayrimüslimlerden 1573 yılında toplanan vergilerin özetini vermiştik. Gayrimüslimler defterlerde “Millet-i Ermeniyan, Millet-i Rumiyan ve Taife-i Kıbtiyan gibi etnik kimlikleriyle belirtilmişler. Müslüman mahallelerinde yaşamakta olan Gayrimüslimlerden toplanan vergilerin dağılımı özet olarak şöyledir: 825 akçe hizmet vergisi(sanatkarlardan), 285 akçe bağ vergisi, 700 akçe zemin(emlak) ve kesim(ellici) vergisi, 25 akçe ağnam(koyun vergisi) ve 27 akçe geçimini gölden sağlayanlardan vergi tahsil edilmiş. Kıbtilerin de Gayrimüslimler gibi askerlik yükümlülüğü bulunmaz ve cizye(devlet teminatı altında bulunma karşılığı olan vergi) öderlerdi. Kanuni dönemine ait Tapu-Tahrir Defteri’ne göre Müslüman Kıbtiyanın her hane ve mücerredi(ergin bekarı) yılda 22 akçe, kafir(Gayrimüslim) Kıbtiyanın her hane ve mücerredi ise yılda 25 akçe, biveleri(dul kadınları) 6 şar akçe ispenç verirlerdi.
Çok milletli bir yapıya sahip olan Osmanlı Devletinde 1839 Tanzimat-ı Hayriye Fermanı’nın uygulanması ile tutulmaya başlanan Temettuat Defterlerindeki kayıtlarda Mihaliç (Karacabey)’te bulunan 13 mahalleden Abdullah Paşa, İmaret, Runguş Paşa, Tavşanlı ve Yenice mahalleleri dışında günümüzde var olan Debbağlar (Tabaklar) ve Garipçe mahallelerini hariç tutarsak Bozim, Çakaloğlu, Tepekoğlu, Salmaslı, Sisamoğlu ve Biraboğlu mahalleleri karşımıza çıkıyor. Gerçi Bozim Mahallesi’nin şimdiki yeri mübadele ile gelen Drama göçmenlerinin yerleştirildiği bölge olduğu kayıtlardan anlaşılıyor. Şimdiki Karacaahmet Mahallesi ve Tavşanlı Mahallesi’nin bir bölümünde de Ermeniler oturuyordu. 1740’lı yıllarda Anadolu’ya yaptığı seyahatte Mihaliç’e de uğrayan Richard Pockocke burada beş yüz Rum aile ile 200 Ermeni ailenin yaşadığını ve her cemaatin kendilerine ait kiliseleri olduğunu yazıyor. Ermenilerin Salmaslı Mahallesi’nde yaşadığını biliyoruz. Nitekim son yıllara kadar kiliselerinin kalıntıları mahallede vardı. Geriye kalan Çakaloğlu, Tepekoğlu, Sisamoğlu ve Biraboğlu mahallelerinin ise isimlerinin değiştirilerek günümüzde hangi mahallelerin yerinde olduğunun tespiti önemli. 1926 yılında Bursa İl Genel Meclisinde alınan bir karar ile: “Karacabey’de Rum ve Ermenilerin metruk ve muhterik/yanmış 6 Mahallesi’nde tesis edilen üç mahalleye Karacaahmet, Drama ve İstiklal adları verilmesi” kararlaştırılmıştır. Ancak, bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu mahallelerden Salmaslı’nın yerine Karacaahmet, Bozim’in yerine Drama adının verilmesinin dışında diğer mahallelerin günümüzdeki hangi mahallelerin yerinde olduğunu tesbit edemedik. İl Genel Meclisinin kararında anılan İstiklal Mahallesi adı günümüzde mevcut olmadığına göre, diğer mahallelere ya başka isim/isimler verilmiş olmalı veya bu mahallelere komşu olan mahallelere bölüşülmüş olmalı. Ancak şunu söylemek de mümkün. Müslüman mahalleleri nasıl ki bir mahalle camisi etrafında toplanmışsa, Hristiyan mahallelerinde de kiliseler vardı. Etrafı dut bahçeleri ile çevrilmiş Mihaliç’te Rumların 2 kilisesi olduğunu biliyoruz. O halde Karacabey’deki eski kilise kalıntılarından hareketle bu mahallelerin yerleşim yerlerini tespit etmek mümkün. Bu güne kadar tesbit edebildiğimiz iki adet kilise var. Biri eskiden Canbalı Mahallesi sınırları içinde iken şimdi Yeni Mahalle’de Ulubatlı Hasan Camii’nin arka tarafına düşen bölgede bulunan “Sarı Kilise”, diğeri de Vodinalı Ahmet’in Drama Mahallesi’ndeki evinin bahçesinde kalıntıları bulunan kilise. Bir de Manastır Mahallesi düşünülebilir. Daha sonraları adı Mamuriyet olarak değiştirilen bu mahallede bir manastırın bulunması burasının bir Gayrimüslim yerleşim bölgesi olduğunu akla getirmekte. 1922 yılına kadar ilçemizde sayıları sadece 8-10 hane kalmış olan Yahudilerin de, bir etnik grup olarak, çok eski yıllarda şimdiki Kümbetli Camii’ni bir havra olarak kullandıklarını biliyoruz. Hatta 1912 yılındaki Bursa İl Genel Meclisi’ndeki bir kararda Musevi Abrani(veya İbrani) Okulu’nun adı geçiyordu. Sinegog ise, bugün Kümbetli Camii olarak kullanılan mescidin yanında idi, kaydı var. Bölgemizi dolaşan seyyahların yazdıklarına da bakılırsa Türklerin yanında Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerden oluşan bütün etnik grupların kendi kültürlerini bir kültür zenginliği içinde yaşadıklarını görüyoruz. Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde Karacabey (Mihaliç) ile ilgili belgelerde ilçemiz ile ilgili çok önemli bilgiler var. Biz de bu belgeleri değerli dostumuz Raif Kaplanoğlu’nun yardımları ve katkılarıyla inceledik. Temettuat defterleri incelendiğinde görülmektedir ki, ilçe merkezindeki mahalleler ile köylerde yaşayanlar hane hane kaydedilmiş. Her hanenin mal varlığı, hangi işten ne kadar kazandığı, ne kadar vergi verdiği tek tek gösterilmiş. Kayıtlarda hane reisi olarak sadece erkeklerin adı var. Kadın veya kızların adına çoğunlukla rastlanmıyor. Varsa da eşlerinin lakabı veya adı ile anılmaktalar. Erkeklerin adı da baba adı ile birlikte ve çoğunlukla aile adları, unvanları da belirtilerek yazılmış. Hane reislerinin yanında yaşayan yetimlerin de gösterildiği kayıtlar, kişilerin o mahalle veya köydeki akrabalarının bulunması açısından da önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Diğer yandan, mahalleler incelenirken hane sayısından hareketle yerleşim biriminin nüfusu konusunda da bir bilgiye ulaşmak mümkün. Önemli olan bir nokta da, mahallelerle ilgili kayıtlarda Müslüman ve Gayrimüslim haneler hakkında bilgi bulunması etnik nüfus yapısının analizine imkân vermektedir. Mahallelerde oturanlar hane hane belirtilirken çoğunlukla bir numaradaki haneye Müslüman yerleşim birimlerinde cami imamı veya muhtar, Gayrimüslim yerleşim birimlerinde ise kilise papazının adı yazılmış. Şüphesizdir ki bu defterler aracılığı ile iş yapmaya muktedir her er kişinin tescili, kararlı adımların atılabilmesi için, insan gücünün tespiti ile askeri gücün, ticaret kapasitesinin ve sosyo-ekonomik yapının tespitinde kullanılıyordu. Bazı mahallelerin seçkin ve ileri gelen sakinlerinden adlarını aldıklarını, çoğunlukla tescil edilen ilk şahsın mahalle ile aynı adı taşımasından anlıyoruz. (Bozinoğlu, Biraboğlu, Çakaloğlu, Tepekoğlu gibi) Bazen de mahalleler cami, mescit gibi dini veyahut han, hamam, çeşme gibi sivil yapılardan, daha doğrusu onları yaptıranların adlarını almışlar.(Abdullah Paşa, Runguş Paşa, İmaret, Manastır, Cami-i Kebir-veya Hüdavendigar gibi) Şimdi bu kısa bilgi ışığında mahalleleri incelemeye başlayalım:
Abdullah Paşa Mahallesi: Mahalle adını iki çanaklı caminin yerinde eskiden bulunmakta olan Abdullah Paşa’nın yaptırmış olduğu camiden alır. Bu camiye Yunan işgali sırasında ve ondan önceki yıllarda Nalbantlar Cami-i Şerifi denirdi. Bu Camiin şimdiki adı Hacı Cemali Ağa Camii’dir. Bursa Kütüğü’ndeki bilgilere göre (Kepecioğlu, C.II,S.46), Abdullah Paşa’nın Mihaliç’te yaptırdığı bu camiden başka Doğanhisar nahiyesinde kendisinin ve akrabasından Şahhuban Hatun’un müşterek vakıfları var. Abdullah Paşa’nın kimliği hakkında kayıtlarda, “XVIII. asırdan evvel yaşayan bu zatın hüviyeti tespit edilememiştir”, denilmekte. Ancak gene de yaşadığı dönem hakkında bilgi verebilmek için, Bursa Kütüğünde beraber adı geçen akrabasından Şahhuban Hatun hakkında bilgi verelim. “Şahhuban” adıyla anılan bu hanımın esas adı Hatice Hatun’dur. Hatice Hatun da Çandarlı Halil Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa ile evlenen, Dayı Karaca Bey’in kızı Hundi Hatun’dan doğmadır. (Kepecioğlu, BK,C.II,S.169) Karacabey’in yangından önceki yerleşim planında şimdiki Emniyet Müdürlüğünün olduğu sokak kapalı çarşı idi. Mahallede bulunan Kuyumcular Çarşısı burada olabilir. Bu çarşıda Hacı Hoşkadem Camii Vakfına ait dükkânlar var. Abdullah Paşa Mahallesi’nin 1260/1845 yılı yıllık toplam geliri 140.612 kuruştur. Aşar vergisi(Arazi mahsullerinden alınan onda bir nispetindeki vergi) 9.378, toplam vergisi de 16.758 kuruştur. 130 haneli mahallede 48 ailenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor. 11 hanenin hiç geliri yok. Mahallenin eski ailelerinden Hacı Osman Ağa’nın yıllık geliri 9.600 kuruştur. Ağa’nın 100’ü ekilebilir, 400’ü nadasa bırakılmış toplam 500 dönüm tarlası ile abacı, terzi, bezzaz, çerçi, haffaf, tütüncü, kasap, tüfekçi, 2 berber dükkânı ile kahvehanesi var. Aynı şekilde, Hacı Halil Ağa’nın oğlu Halil’in berber, bıçakçı, ekmek fırını, saraç dükkânları varken Molla Ağa’nın oğlu Hüseyin’in ekmekçi, berber, bıçakçı, çarıkçı, sabancı ve çeltikçi dükkânları var. Mahallelinin toplam 340 dönüm dut bahçesi, 138 dönüm bağı, 535 dönüm ekilebilir 891 dönüm nadasa bırakılmış tarlası var. Sadece bahçevan İbrahim bir dönüm tütün ekmiş. Mahallede 49 eşek, 30 at, 1 koyun, 8 manda, 33 inek, 8 buzağı ve 63 öküze bakılmakta.
Biraboğlu Mahallesi: Yukarıda da belirttiğimiz gibi, 1844 yılı Temettuat Defterlerinde gösterilen, ancak günümüzde değişen ismi ile hangi mahalleye dönüştüğünü tespit edemediğimiz ve Rumların oturduğu bu mahalle adını, bezzazlık yapmakta olan ve mahallenin en zengini Biraboğlu ailesinden almakta. Nitekim ilk üç hanede kayıtlı Biraboğlu ailesinin mahalledeki maddi gücü görülmekte. Başka bir örnek olarak, mahallelerde kişi başına ortalama 3 dönüm dut bahçesi düşerken, Biraboğlu Panayot’un 11, Biraboğlu Konstantin’in 15 dönüm dut bahçesi var. Mahalle aslında 50 hanedir. Ancak kayıtlarda 39 hanenin bilgisi var. Mahallenin yıllık toplam geliri 123.475 kuruştur. Aşar vergisi 6.911 kuruş olan mahallenin vergi toplamı 11.034 kuruştur. 50 haneden 39’unun 1845 yılı yıllık geliri 1.000 kuruşu aşıyor. 3 hanenin ise hiç geliri yok. Mahallelinin 117 dönüm dut bahçesi, 35 dönüm bağı, 90 dönüm ekilebilir, 28 dönümü nadasa bırakılmış tarlası, 6 eşek, 21 at, 59 keçi, 452 koyun, 4 manda, 7 inek, 2 buzağı, 10 öküzden oluşan hayvan varlığı var. Sadece bezzaz Yorgi 10 arı kovanına bakıyor. Koyunculuk yapan hane sayısı ise 6’dır.
Bozin Mahallesi: Bu mahallede de bezzazlık yapmakta olan Bozinoğlu Hristo’nun yıllık geliri 6.100 kuruş. Olasıdır ki mahallenin adı Bozinoğlu ailesinden gelmiştir. Gerçi mahallede 12,5 dönüm dutluğu, 2 dönüm bağı, 80 dönüm ekilebilir 300 dönüm nadasa bırakılmış tarlası, 3 atı, 6 mandası, 14 ineği 4 öküzü ve dükkânları olan yıllık geliri 9.160 kuruş ile Mihail v. Abe, 9.250 kuruş yıllık geliriyle İpek tüccarı Komyonoz oğlu Andon bezirgân, 7.875 kuruş geliriyle bakkal Tondol oğlu Kiryako, 6.440 kuruş ile çiftçi Çanta oğlu Save, 5.580 kuruş geliriyle aktar Mersinizoğlu Dimitraki 5.530 kuruş ile çoban Kumyato v. Agapi, 5.520 kuruş ile çoban kahyâsı Yuvan v. Usanyak, 5.050 kuruş ile ekmekçi Çakır Yorgi v. Panayot, 5.370 kuruş ile urgancı Yorgaki v. Yani gibi gelir seviyesi çok iyi zenginler de var. Bu da gösteriyor ki mahallenin gelir düzeyi çok iyi. 139 haneli mahallenin 98 hanesinin yıllık gelirleri 1.000 kuruşun üzerinde. Sadece 6 hanenin hiç geliri yok. Mahallelinin 387 dönüm dut bahçesi, 92 dönüm bağı, 110 dönüm ekilebilir 476 dönüm nadasa bırakılmış tarlası var. Mahallede 19 eşek, 36 at, 7 hanenin sahibi olduğu 441 koyun, 13 manda, 23 inek ve 38 öküz var.
Çakaloğlu Mahallesi: Rum mahallesi olan Çakaloğlu Mahallesi’nin bir numaralı hanesinde Papaz Dimitri v. İstimadi kayıtlı. Hemen iki numaralı hanesinde de mahalleye adını veren Çakaloğlu ailesinden mahallenin en zengini Hristodoli oğlu Çakaloğlu Yani kayıtlı. Yani’nin ekilen 475 nadasa bırakılmış 50 dönüm tarlasının yanında 5 dönüm bağı, 13 dönüm dut bahçesi, kira geliri elde ettiği ekmekçi fırını, şerbetçi (şaraphanesi), berber, bakkal, tütüncü, terzi dükkânı ile han odaları ve 51 at, 290 koyun, 6 öküz, 36 inek, 29 manda ve 20 buzağıdan oluşan çok sayıda küçük, büyük baş hayvanı var. Kayıtlarda mahallede 110 hanenin yaşadığı görülüyor. Ancak temettuat defterlerinde 36 hanenin kayıtlarına ulaşabildik. Kayıtlarına ulaşabildiğimiz 36 haneye göre bir değerlendirme yaparsak, mahallelinin 152 dönüm dut bahçesi, 34 dönüm bağ, 495 dönüm ekilebilir 50 dönüm nadasa bırakılmış tarla, 6 dönüm bahçe ile 1 hanenin sahibi olduğu 20 arı kovanı sahibi olduğunu görüyoruz. Ayrıca mahallede 7 eşek, 48 at, 672 koyun, 39 manda, 41 inek, 20 buzağıdan oluşan küçük büyük baş hayvan varlığı mevcut. 6 hanenin koyun yetiştiriciliği yaptığı mahallede 672 koyunun 290’ı, keza mahalledeki 39 mandanın 29’u, 41 buzağının 36’sı, 20 öküzün hepsi Çakaloğlu Yani’nin. Mahallenin 110 hanesinden 61’inin yıllık geliri 1000 kuruşu geçiyor. Mahallenin toplam geliri: 171.680 kuruş, verdiği vergi toplamı: 22.435 kuruş, aşar vergisi(tahıl ürünlerinden alınan vergi) ise 10.108 kuruştur.
Debbağlar/Tabaklar Mahallesi: Mahallede 1 numaralı hanede kayıtlı eşraftan Sinaeddin Efendizade Hacı Haşim Efendi’nin kahvehanesi ve 3 dükkânının yanında 17,5 dönüm dutluğu, 3 dönüm bağı, 60 dönüm ekilebilir 150 dönüm nadasa bırakılmış tarlası ile 1 at, 5 manda, 1 inek, 1 buzağıdan oluşan hayvan varlığı mevcut. Saraç Hacı Ali de 4.118 kuruş yıllık geliri ile mahallenin zenginlerinden. Onun da kahvehanesi ile saraç ve dikici dükkânları var. Ayrıca 8 dönüm dutluğu, 2 dönüm bağı da mevcut. Mahallelinin toplam olarak 243 dönüm dutluğu, 54 dönüm bağı, 192 dönüm ekilebilir 226 dönüm nadasa bırakılmış tarlası, 33 eşeği, 24 atı, 2 koyunu, 49 mandası, 17 ineği, 2 buzağısı, 20 öküzü ve 1 ailenin sahibi olduğu 10 arı kovanı var. Mahallede kişi başına ortalama olarak 3 dönüm dutluk düşüyor. 85 haneli mahallede 35 hanenin yıllık geliri 1.000 kuruşun üzerinde. 4 hanenin ise hiç geliri yok. Mahallenin 1845 yılı toplam geliri 85.234 kuruş, aşar vergisi 4.956 kuruş ve toplam vergisi 11.430 kuruştur.
Garipçe Mahallesi: Garipçe mahallesi 29 haneli. Mahallelinin toplam 5 dönüm dutluğu, 38 dönüm bağı, 75 dönüm ekilebilir 57 dönüm nadasa bırakılmış (bunun 50 dönümü Zaptiye Aydınlızade İbrahim’in) tarlası, 16 eşeği, 6 atı, 14 mandası, 6 ineği, 12 öküzü, 117 dönüm bahçesi (50 dönümü Urgancı Binbaşı Ali’nin) ve 6 arı kovanı var. Mahallede 15 ailenin yıllık geliri 1.000 kuruşu geçiyor. 3 hanenin hiç geliri yok gibi görünüyor ancak bunlardan biri Kadiri Tarikatı Şeyhi Halil Baba, diğeri de Kethüda Arap Çarhıoğlu Hasan.
İmaret Mahallesi: 17 haneli mahallenin toplam 14 dönüm dut bahçesi, 12 dönüm bağı, 90 dönüm (30 dönümü Muhtar Hüseyin’in) ekilebilir 15 dönüm nadasa bırakılmış tarlası, 12 mandası,7 ineği, 21 öküzü var. Muhtar Hüseyin’in değirmeni, ticaret erbabı(tüccar) Mehmet Reis’in kebapçı dükkânı bulunmakta. Mahallede sadece 3 hanenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor. Yıllık 12.415 kuruş toplam geliri olan mahalle 757 kuruş aşar vergisi, 918 kuruş ta vergi vermekte.
Runguş Paşa Mahallesi: Mahallelinin toplam 106 dönüm dutluğu, 40 dönüm bağı, 214 dönüm(60 dönümü Mehmet oğlu Mehmet Emin’in) ekilebilir 422 dönüm(130 dönümü 1 nolu hanede oturan Mehmet Emin’in, 150 dönümü Karamanlı Hacı Hasan’ın, 80 dönümü hancı Mustafa’nın) nadasa bırakılmış tarlası, 19 eşeği, 16 atı, 14 mandası, 10 ineği, 18 öküzü, 9 dönüm bahçesi ve 60 arı kovanı(50 kovanı Hacı Süleyman Ağa’nın, 10 kovanı da Aksakal imamı Mustafa Efendi’nin) var. 20 hanenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor.
Salmaslı Mahallesi: Ermenilerin oturduğu mahalle. Temettuat Defterlerinde mahalle ile ilgili bilgilere ulaşamadık. Sadece vergi mükellefleri ve vergi miktarlarını gösteren kayıtlardan, mahallenin 174 vergi mükellefi olduğu ve 1844 yılı vergi toplamının 55.544 kuruş olduğunu görüyoruz. 1848 yılında Mihaliç’in mahalle ve köylerinde idari görevli olanlara ait olmak üzere mührü kazılacak kişilerin isim listesinde “Mahalle Papazı Kirkor v. Agop, Muhtar Kevork v. Madriuis ve 2.Muhtar Abyahin v. Artini” nin isimleri kayıtlı. Osmanlı Devletinde Ermeni Papazları ve keşişlerinden cizye alınmıyordu. 12-13 yaşına gelmiş Ermeni çocuklarından yarım, bulüğa erişenlerden tam cizye alınırdı. (Cizye, Müslüman olmayanlardan alınan ve devlet teminatı altında bulunmanın karşılığı olan vergidir.) Bir belgeye göre, “1790’da Moskoflu, Nemçeli kefere üzerine sefer hazırlıkları yapıldığından, Donanmayı Hümayun gemilerinde gemi kullanımında ve deniz fenninde mahir, deniz ve ırmak kenarında bulunan kazalardan beşer kuruş aylık, pirinç ve peksimetle üçer aylıkları peşin olmak üzere bir miktar Ermeni reaya, kendilerine eza ve cefa olunmayarak istihdam edilmeleri, talep edilmiş Mihaliç’ten 15 nefer tertip olunmuştur.” Salmaslı mahallesindeki Ermeni kilisesi Pehlivan Adem ile Sayıoğulları’nın evlerinin bulunduğu dörtyolda idi. Ermeni okulu da kilisenin bahçesinde idi.
Sisamoğlu Mahallesi: Sisamoğlu mahallesi 32 haneli. Mahallelinin toplam 115 dönüm dut bahçesi,27 dönüm bağı, 82 dönüm ekilebilir 175 dönümü nadasa bırakılmış (bunun 50 dönüm ekilebilir 150 dönüm nadasa bırakılmış bölümü Karagözoğlu Avram’ın Kara Yuvan’ın) tarlası,3 eşeği,9 atı, 80 koyunu (30 koyun Manaş oğlu Kiryako’nun, 50 koyun Panayot damadı Kosta v. Yorgi’nin), 6 mandası, 24 ineği (20 inek Manaş oğlu Kiryako’nun), 1 buzağısı ve 30 arı kovanı (hepsi Kostanti v. Dimitri’ye ait) var. 28 ailenin yıllık geliri 1.000 kuruşu geçiyor. 2 hanenin hiç geliri yok. Tüccar Karagözoğlu Avram’ın Kara Yuvan yıllık 9.300 kuruş gelir ile mahallenin en zengini. Mahalleli 1844 yılında toplam 25.551 kuruş vergi vermiş.
Tavşanlı Mahallesi: 118 haneli mahallede, mahallelinin toplam 130 dönüm dutluk, 93 dönüm bağ, 234 dönüm ekilebilir 210 dönüm nadasa bırakılmış tarla, 41 eşek, 31 at, 96 manda, 9 inek, 16 buzağı, 16 öküz ve 39 dönüm bahçesi var. Mahallede iki de yabancı aile var. Bunlardan Çırağ Pazarında satış işi yapanların 6. numarasında kayıtlı Rumeli’nin Patin kasabası Dönin köyünden Vasil v. Kosto ekmekçilik yapıyor. Yıllık geliri 6.000 kuruş. Yine Rumeli’nin Yanlu kasabasının İskembil köyünden Yani v. Dimitri’nin yıllık geliri ise 2.000 kuruş. Mahallenin toplam geliri 112.683 kuruş. Tavşanlı Mahallesi’nin tarım ürünlerinden alınan vergi 6.364, toplam vergi ise 17.075 kuruş. 118 haneli mahallede 57 ailenin geliri 1.000 kuruşu geçiyor. 9 hanenin hiç geliri yok.
Tepekoğlu Mahallesi: Tepekoğlu Mahallesi 117 haneli. Mahallelinin toplam 314 dönüm dutluğu, 68 dönüm bağı, 138 dönüm ekilebilir 40 dönüm nadasa bırakılmış (nadasa bırakılmış tarlaların hepsi Hızıroğlu Kostanti’nin) tarlası, 9 eşeği, 18 atı, 1.070 koyunu(Mahallede 15 hane koyunculuk yapıyor, koyunların 200’ü Sağıroğlu Yorgi v. Lazari’nin), 13 mandası, 24 ineği, 2 buzağısı, 8 öküzü ve 9 dönüm bahçesi var. 65 hanenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor. İkinci Muhtar Çakıroğlu Yamandi’nin yıllık geliri 6.000 kuruş iken 17 hanenin hiç geliri yok. 142.240 kuruş toplam geliri olan mahallenin a’şarı (arazi mahsullerinden alınan onda bir nisbetindeki vergi) 708 kuruş, ipek a’şarı 7.970 kuruş, toplam vergisi ise 15.215 kuruştur.
Yenice Mahallesi: 100 haneli mahallenin toplam 166 dönüm dutluğu, 44 dönüm bağı, 481 dönüm ekilebilir 517 dönüm nadasa bırakılmış tarlası, 12 eşeği, 7 atı, 46 mandası, 40 ineği, 7 buzağısı, 89 öküzü ve 14 arı kovanı var. 28 hanenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor. 10 hanenin hiç geliri yok. 77.385 kuruş toplam geliri olan mahalle 2.256’sı a’şar 2.339’u ipek haririnden 4.595 kuruş a’şar ve 11.760 kuruş toplam vergi veriyor. Yenice Mahallesi’nde 9 Kıbti hanesi yaşıyor. Yıllık toplam gelirleri 2.250 kuruş olan Kıbtiler 630 kuruş vergi veriyor. Yenice Mahallesi’nde Balaban Subaşı Camii var. 1235 yılında bu caminin hitabeti Ebubekir Halife’nin refi(kadro derecesinin yükselmesi) nedeniyle Habib Halife’ye tevcih edilmiş.