Göbekli Tepe:
Bulunduğunda bilim dünyasında şaşkınlık uyandıran bir taş yapı topluluğudur. Halen tamamı kazılmamıştır. Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Stonehenge MÖ. 2500 yılında gelişmiş toplumlar tarafından inşa edildi. Göbeklitepe ise MÖ. 9500’de avcı-toplayıcı topluluklar tarafından yapıldı. 20 kilometre mesafedeki Karacadağ tepesinde evcilleştirilen bir buğday türü (küçük kızıl buğday türü) bulunuyordu.
Bu yapıların ortak özelliği, T biçimindeki 10-12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüştür. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiştir. Bu kompozisyonun bir öykü, bir anlatım veya bir mesaj ifade ettiği düşünülmektedir.
Bir yerleşim yeri değil, kült merkezidir. Göbekli Tepe, çevredeki oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan avcı-toplayıcı gruplar açısından önemli bir kült merkezidir.
Yapıların günümüzden en azından 11.600 yıl öncesine dayandığı ileri sürülmektedir. Göbekli Tepe’nin bir kült merkezi olarak kullanımının MÖ 8 bin dolaylarına kadar devam ettiği ve bu tarihlerden sonra terk edildiği, başka veya benzer amaçlarla kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Yuvarlak yapıların dördü açığa çıkarılmıştır. Bu yapıların çapı 10-30 metre arasındadır. Yerin altında 20’den fazla yapı olduğu tespit edilmiştir Yapılar, yapıldıktan sonra 50 yıl sonra toprakla örtülmüş ve yenisi yapılmıştır. Bu süreç yaklaşık bin yıl sürmüştür.
Tepe üzerinden kuzey ve doğuya bakıldığında Toros Dağları ve Karaca Dağ etekleri, Batıya bakıldığında Şanlıurfa platosu ile Fırat ovasını ayıran dağ silsilesi, güneye bakıldığında ise Suriye sınırına kadar Harran Ovası görülmektedir. Göbekli Tepe’de kullanılan kireç taşı, her yerde bulunmayan oldukça sert bir taştır. Bugün bile bölgedeki en kaliteli kireç taşı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla Göbekli Tepe Platosu’nun seçilme sebeplerinden biri de bu olsa gerektir.
Urfa bölgesindeki Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe ve Hamzan Tepe gibi merkezlerde T biçiminde sütunların yüzeyde bulunduğu, Nevali Çori’deki kazılarda da benzer mimari öğelerin ortaya çıkarıldığı, dolayısıyla Göbekli Tepe’nin bu merkezlerle ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir. Söz konusu merkezlerde saptanan sütunların Göbekli Tepe’de ortaya çıkarılanlardan daha küçüktür. (1,5-2 metre)
Jeofizik araştırmaları, bugüne kadar gün yüzüne çıkarılanlar da dâhil olmak üzere Göbekli Tepe’deki yapılarda toplam 300’e yakın dikilitaş kullanılmış olduğunu göstermektedir.
Motiflerde kullanılan yabani hayvanlar çok geniş bir çeşitlilik göstermekte ve dönemin, bölgenin faunasıyla örtüşmektedir. Kedigiller, boğa, yaban domuzu, tilki, turna, ördek, akbaba, sırtlan, ceylan, yabani eşek, yılan, örümcek ve akrep bunlardan bazılarıdır.
Burada çalışanların kullandığı aletlerin hemen hemen hepsi çakmaktaşından yapılma aletlerdir. Obsidiyen taş aletler istisnaidir. Bu aletlerde kullanılan obsidiyenin kaynağı çoğunlukla Bingöl ve Göllüdağ (Kapadokya) olarak görülmektedir.
Diğer taş anıtların tahmini yapım tarihleri şöyledir: Malta Monolitleri MÖ. 3600-5600, Stonehenge MÖ.3000-5000, Pramitler MÖ.2650-4650.
Stonehenge, Neolitik taş devri ile Bronz çağı arasında en az 5 kademede oluşan bir anıttır. Bu yapı, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. Stonehenge adı eski İngilizcede “asılı taşlar” anlamına gelir.
Kelt rahipleri Druidler’in bu taş çemberi ayinleri için kullanmıştır. Yapılar, İngiliz adalarındaki Neolitik insanlara kadar uzanmaktadır. Keskiyle yontulmuş, düzgünleştirilmiş ve dışarıdan yerel bölgeye taşınmış, dik konumundaki otuz taştan (bunlardan hâlen on yedisi ayaktadır) oluşan ve kavisli hâle getirilerek dik duran taşların üzerine yerleştirilen lento taşlarını içeren ve böylelikle çember şeklinde kapı boşlukları oluşturan tek taş çemberdir.
Stonehenge’in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 Haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması, buna karşılık, yakındaki İrlanda’da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen Newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 Aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması dikkat çekicidir.
Gökbilimci Sir Fred Hoyle ise işaret taşlarının dış halka etrafında hareket ettirilmesiyle Stonehenge’in tutulmaların önceden tahmin etmek amacıyla kullanılabileceğini ispatlamıştır. Yapının bir benzeri Rusya Başkurdistan’daki Uçalı Buluntuları’ndadır.
Newgrange için tümülüs modelidir diyebiliriz. Newgrange, İrlanda Meath ilçesindedir. Neolitik dönemde, M.Ö. 3200 yıllarında inşa edilmiş ve Stonehenge ve Mısır piramitlerinden daha eskidir. Site, iç taş geçidi ve odaları olan geniş bir dairesel höyükten oluşur. Bu odalarda insan kemikleri ve günlük hayatta kullanılan eşyalar bulunmuştur. Newgrange’daki daha büyük taşların çoğu megalitik sanatta kaplıdır. Höyük aynı zamanda bir taş daire ile çevrelenmiştir
Giriş, güneş ışığı bir ‘ tavan kutusu ‘ içinden parlar ve iç odaya taşkın olduğunda kış gündönümünde yükselen güneşle hizalanır. Newgrange, Galler’deki Orkney, İskoçya ve Bryn Celli gibi Batı Avrupa’daki diğer Neolitik yapılarla da birçok benzerliği paylaşmaktadır. Newgrange yapımında yaklaşık 200.000 ton kayadan yapılmıştır. En geniş noktasında 85 metre genişliğindedir.
Anıtı inşa eden Neolitik Çağ insanları tarımcı ve sığır gibi hayvanlar yetiştiriyorlardı. Bu yapılar, Stonehenge ve piramitlerden önce yapılmıştır.
Silbury Hill, Wiltshire’nin İngiliz ilçesinde, Avebury’nin yakınlarında tarih öncesi bir yapay tebeşir höyüğüdür 40 metre yüksekliktdir. Avrupa’da en yüksek prehistorik insan yapımı höyüktür. Dünyanın en büyüklerinden biridir, küçük Mısır piramitlerinin bazılarına benzer büyüklüktedir.
Silbury Hill, Avebury’nin çevresindeki Neolitik eserlerin bir kompleksin parçasıdır.
Çevreden kazılan tebeşir ve kilden oluşan höyük, 40 metre yüksekliktedir ve yaklaşık 5 dönüm alanı kapsar. Tepesi, MÖ.2400–2300 yılları arasında birkaç aşamada inşa edilmiştirTepenin tabanı yuvarlak ve 167 metre çapındadır. Zirve düz tepeli ve 30 metre çapındadır. Önce daha küçük bir höyük inşa edilmiş ve daha sonraki bir evrede daha geniş bir höyük oluşturulmuştur.