Quantcast
Dünyada İlk Uçak Gemisini Batıran Kahramanlar: Yzb Mustafa Ertuğrul ve silah arkadaşları – Belgesel Tarih

Dünyada İlk Uçak Gemisini Batıran Kahramanlar: Yzb Mustafa Ertuğrul ve silah arkadaşları

Dünyada İlk Uçak Gemisini Batıran Kahramanlar: Yzb Mustafa Ertuğrul ve silah arkadaşları

Loading

Antalya kıyılarını düşman gemilerine geçilmez kılan Büyük Türk Kahramanı, dünyada uçak gemisi batıran ilk askerler, 1.Dünya Savaşında Antalya Denizlerinde Kazanılan Büyük Zaferlerin Kahramanı Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul AKER ve Silah Arkadaşları Burdurlu Halil İbrahim Çavuş (GÜNAYDIN), Ankara Nallıhanlı Durmuş Çavuş (SAVAŞÇI)’dır.

İngilizlerin “Ben My Chree” adlı dönemin uçak gemisi, Kaş açıklarında Meis adası civarında 9 Ocak 1917 tarihinde Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul’un komuta ettiği topçu bataryası marifetiyle batırılmıştır.[1]  Mustafa Ertuğrul daha sonra 13 Aralık 1917’de, Üsteğmen rütbesinde iken Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı gemiyi top atışları ile batırdı. Ayrıca, Aleksandra adlı düşman savaş gemisini Antalya/Kemer açıklarında 8 Mart 1918 tarihinde dâhiyane bir taktikle batırmıştır.

Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul’un kısa biyografisi:

1893 yılında Girit’te doğdu. Babası bando subayı Ahmet Nuri Bey, annesi Beyza Hanım idi. Selanik Lisesini bitirdikten sonra Harp Okulu’na girdi. 1914 yılında Topçu subay olarak mezun oldu. 1915’te Çanakkale muharebelerine katıldı. Muharebelerin başından sonuna kadar kahramanca savaştı. Bu kahramanlığı dolayısı ile madalya aldı.

9 Ocak 1917 tarihinde, Teğmen rütbesinde iken, dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen 4 uçaklı “Ben My Chree” adlı İngiliz gemisini, Kaş’tan Meis Adası açıklarına yaptığı top atışları ile batırdı. Bu başarısı dolayısıyla madalya ile ödüllendirildi. Bir torpidoyu da hasara uğrattı. Birçok yelkenli gemiyi açtığı ateşle batırdı. Meis Adasında bulunan 2 Fransız topunu ve 1 telsiz istasyonunu imha etti.  2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli gemiyi daha batırdı.

13 Aralık 1917’de, Üsteğmen rütbesinde iken Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı gemiyi top atışları ile batırdı. 8 Mart 1918’de yine Fransızlara ait “Aleksandra” gemisi, bir kayığa yerleştirilen dinamitlerin patlatılmasıyla batırıldı. Bu başarıları için de madalya aldı.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında İstiklal Savaşı’na katıldı. Batı Cephesinde görev aldı. Aydın bölgesinde muharebe esnasında ağır yaralandı. İyileştikten sonra tekrar birliğinin başına dönerek savaşmaya devam etti. 1 Ekim 1920 tarihinden itibaren Antalya bölgesinde görevlendirildi.

Gerek Birinci Dünya Savaşı içinde gerekse İstiklal Savaşı esnasında düşman birliklerinin Antalya’da başarılı olamamalarında büyük bir rolü ve etkisi oldu. Bu sebeple İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Savaştan sonra çeşitli yerlerde görev yaptı. 1927 yılında Antalya Hava Rasat İstasyonu Müdürlüğü görevinde bulundu. Çanakkale Savaşları kahramanlarından ve İstiklal Savaşında Antalya ve Havalisi Komutanlarından Alb. M. Şefik AKER’ in kızı ile evlendi. 3 çocuğu oldu. Bir kızı halen hayattadır.

12 Temmuz 1930 tarihinde emekli oldu. Emekli olduktan sonra Antalya’ya yerleşti ve ömrünün sonuna kadar Antalya’da yaşadı. 5 Kasım 1968’de Antalya’da vefat etti. Antalya/Andızlı Mezarlığına defnedildi.

SAVAŞ GEMİLERİN BATIRILIŞ ÖYKÜSÜ

 ‘‘İlk grubun bir mermisi gemiye isabet etti. Müteakip grubun üç mermisi birden geminin kıç tarafındaki küçük tayyare hangarına isabet ederek müthiş bir yangın yaptı. Benzin deposuna isabet ettiğini sonradan öğrendiğimiz mermilerimizden çıkan yangın o derece çabuk büyüdü ki gemi baş toplarını bize çevirdiği halde ateş etmeye imkân bulamadı. Mürettebatın birçoğunun denize atlayarak kaçtıkları görülüyordu. Koca gemi karşımızda homurdanarak yanıyor, yavaş yavaş yaralı başını denize sokuyordu. 36 dakika süren fasılalı ateşimiz karşısında fazla dayanamayan Ben-My-Chree baş tarafından denize gömüldü.’’ 

Mustafa Ertuğrul, İngilizlerin hayaline bile gelmeyecek bir iş yapar. Tam 4 adet cılız topun ateşiyle İngiliz uçak gemisi HMS Ben My Chree 36 dakikada sulara gömülür. Burunda, Ben My Chree’nin limana girmesini sessizce bekleyen 30 kadar Türk askeri, dünya savaş tarihine bir uçak gemisini  batıran ilk birlik olarak kayda geçerler. Mustafa Ertuğrul ve komutasındaki topçu bataryası, o gün Meis Limanı’na demirli uçak gemisi Ben My Chree’nin dışında, 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı batırır.

Plan basittir. Bölgenin zorlu coğrafyası ve yol yokluğundan ötürü, Türklerin askerlere kumanyalarını yelkenli teknelerle dağıtmak zorunda olduğunu Fransızlar bilmektedirler. Fransız savaş gemileri, bu yelkenlileri sık sık yakalamakta ve kumanyaya el koyup Türk askerlerinin aç kalmalarına sebep oluyordu.

“… Esirlerin içinde gemi süvarisi bahriye erkan-ı harp teğmeni ve Fransa’nın tanınmış muharrirlerinden Pierre Loti’nin yeğeni Rolen ve sevdiği köpeği Mastik de vardı. Sahile çıkan esirler bitkin bir halde olup, 13’ü yaralı idi. Yaralıların ihtimamla yaraları sarılarak köye nakledildi. Azami şefkat ve merhamet karşısında şaşıran bu zavallılar yüzlerimize tuhaf tuhaf bakıyorlar, içlerinde bulundukları sıcak muhite inanamıyorlardı. Yaralarını sarmak için malzememiz ve bilhassa sargı paketlerimiz yoktu. Bu bedbahtların yarasını sarmak için bataryam kahramanlarından bazıları, sanki kendilerini öğretilmiş gibi üst gömleklerini çıkarıp parçaladılar, onların yaralarını sardılar. Bazıları kaputlarını, bazıları ceketlerini çıkarıp, çıplak olan Fransız neferlerine giydirdiler. Büyük Türk neferinin gösterdiği bu ulvi cenap karşısında mütehassıs olan esirler ağlayarak neferlerimizin boynuna sarılıyor, yüzlerini gözlerini öpüyordu.” 

ALEXANDRA’NIN BATIRILMASI

Paris II’yi kaybeden Fransızlar, Türk kıyılarında adeta intikam fırtınası estirirler. Kıyıdaki yerleşim birimleri Alexandra tarafından durmadan bombardıman edilir. Uçak gemisi Ben My Chree’nin ardından koskoca Paris II kruvazörünün de bir “dağ bataryası” ile batırılması, Müttefiklerin kıyılardan uzaklaşarak açıktan seyretmeye, top menzili dışına kaçmasına neden olmuştur. Çünkü İngiliz ve Fransız donanması raporları, artık Türk kıyılarındaki “çılgın bir Türk bataryası”ndan bahsetmektedir. Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, menzil dışında seyreden, Paris II’yi batırdığı bombardıman sırasında elinden kaçırdığı  Alexandra adlı savaş gemisi için dâhiyane bir tuzak kurar. 

 “Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek. Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı. Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık.”)

8 MART 1918

  Yelkenli sahilden 3 kilometre açığa konmuş, 8 Mart sabahı Aleksandra’nın ortaya çıkışıyla plan da işlemeye başlamıştı. Fransızlar portakal sandıkları ile dolu bir tekneyi ele geçirdikleri için mutludurlar. Önce tekneden uzaklaşan Aleksandra daha sonra geri gelmiş gemiden bir bahriyeli yüzerek yelkenliye çıkıp, gemiyi kontrol etmişti. Bahriyeli şüpheli bir durum olmadığını işaret edince yelkenli gemiye bağlanır. Ama yinede emin olamayan gemi kaptanı, portakalların zehirli olabileceği ihtimaline karşı birkaç portakalı gemi doktoruna kontrol ettirir. Portakallarda herhangi sakınca olmadığına hükmeden Alexandra nın kaptanı, tüm portakalları kendi gemisine aktarılması talimatını verir. Gemi açıldıktan sonra portakal sandıkları vinçle gemiye alınmaya başladı. Son sandıkla siyah bir duman bulutu ortaya çıktı. Geminin gövdesinde büyük bir delik açılmıştı ve hayatta kalanlar filikalarla kurtulmaya uğraşıyorlardı. Gemi yan yatarak kısa sürede batmıştı.

KAHRAMANLARIMIZIN YAŞAM ÖYKÜLERİ

Mustafa Ertuğrul (AKER)
Top.Yzb.Mustafa Ertuğrul AKER, 1893 yılında Girit’te doğdu. Babası bando subayı Ahmet Nuri Bey’dir. Harp Okulu’ndan 1914 yılında Topçu subay olarak mezun oldu. 1915’te Çanakkale’de Seddülbahir ve Kerevizdere muharebelerine katıldı. Muharebelerin başından sonuna kadar kahramanca savaştı. Bu kahramanlığı dolayısı ile madalya aldı.

9 Ocak 1917 tarihinde, Teğmen rütbesinde iken, dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen 4 uçaklı “Ben My Chree” adlı İngiliz gemisini, Kaş’ta Meis Adası açıklarında top atışları ile batırdı. Bu başarısı dolayısıyla madalya ile ödüllendirildi. Bir torpidoyu hasara uğrattı. Birçok yelkenli gemiyi batırdı. Meis Adasında bulunan 2 Fransız topunu ve 1 telsiz istasyonunu imha etti.  2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli gemiyi daha batırdı. 13 Aralık 1917’de, Üsteğmen rütbesinde iken Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı gemiyi top atışları ile batırdı. 8 Mart 1918’de yine Fransızlara ait “Aleksandra” gemisi, bir kayığa yerleştirilen dinamitlerin patlatılmasıyla batırıldı. Bu başarıları için de madalya aldı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İstiklal Savaşı’na katıldı. Batı Cephesinde görev aldı. Aydın bölgesinde muharebe esnasında ağır yaralandı. İyileştikten sonra tekrar birliğinin başına dönerek savaşmaya devam etti. 1 Ekim 1920 tarihinden itibaren Antalya bölgesinde görevlendirildi. Gerek Birinci Dünya Savaşı içinde gerekse İstiklal Savaşı esnasında düşman birliklerinin Antalya’da başarılı olamamalarında büyük bir rolü ve etkisi oldu. İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Savaştan sonra çeşitli yerlerde görev yaptı. 1927 yılında Antalya Hava Rasat İstasyonu Müdürlüğü görevinde bulundu. 12 Temmuz 1930 tarihinde emekli oldu. Emekli olduktan sonra Antalya’ya yerleşti.  5 Kasım 1968’de Antalya’da vefat etti. Antalya-Andızlı Mezarlığına defnedildi.

Ülkemize Yaptığı Hizmetler:1.Dünya Savaşı içinde Antalya kıyılarında dolaşarak attığı top gülleleri ile Antalya’ya kan kusturan, birçok fabrikanın, binanın ve evin yanmasına, yıkılmasına yol açan, insanlarımızı öldüren yaralayan, yelkenlilerimizi, teknelerimizi

batıran, erzak ve iaşe ihtiyaçlarımızı engelleyen gemilerden birisi olan ve döneminin uçak gemisi olarak adlandırılan İngiliz Ben My Chree savaş gemisinin Kaş açıklarında Meis adası kıyısında Mustafa Ertuğrul komutasındaki Topçu birliğimiz tarafından batırılması ile büyük bir kahramanlık olayının ilk kıvılcımı ateşlenmiş oldu.

Mustafa Ertuğrul,9 Ocak 1917 tarihinde, Teğmen rütbesinde iken, dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen 4 uçaklı “Ben My Chree” adlı İngiliz gemisini, Kaş’ta Meis Adası açıklarında top atışları ile batırdıktan sonrabir düşman torpidosunu da hasara uğrattı. Birçok yelkenli gemiyi batırdı. Meis Adasında bulunan 2 Fransız topunu ve 1 telsiz istasyonunu imha etti.  2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli gemiyi daha batırdı. 13 Aralık 1917’de, Üsteğmen rütbesinde iken Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı gemiyi top atışları ile batırdı. 8 Mart 1918’de yine Fransızlara ait “Aleksandra” gemisi, bir kayığa yerleştirilen dinamitlerin patlatılmasıyla batırıldı.

Mustafa Ertuğrul, İngiliz ve Fransızlara ait 3 büyük savaş gemisinin ve çok sayıda da düşman safında yer alan yelkenlinin top atışlarıyla batırılmasını sağlayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. İngiliz ve Fransızlar Antalya kıyılarında rahat edemez bir hale gelmişlerdir. Karaya çıkma planları yarım kalmıştır. Daha sonraki dönemde Antalya bölgesine kara harekâtı yapmanın zorluklarını yaşayarak gördükleri için halka şirin görünme yöntemini tercih etmek zorunda kalmışlardır. Antalya, Birinci Dünya Savaşı içinde ve sonrasında İstiklal Harbi esnasında topla tüfekle, zor kullanılarak, silah gücüne dayanarak işgal edilememişse, bunda Mustafa Ertuğrul’un düşman birliklerini karaya ayak bastırmamış olmasının büyük bir rolü ve etkisi vardır. 1916 yılı sonlarından 1918 yılı başlarına kadar Antalya kıyılarında faaliyet gösteren İngiliz ve Fransız askeri güçleri, Top. Yzb. Mustafa Ertuğrul’un doğru yerde doğru zamanda ve doğru davranışlarıyla başarısız olmuş ve bölgede etkinlik kuramamışlardır.

Halil İbrahim (GÜNAYDIN)
Burdur/Bağsaray’da 1898 yılında doğdu. 1.Dünya Savaşı içinde Antalya/Kaş’ta konuşlandırılan Topçu birliğinin 1.Topunda çavuş olarak görev yaptı. İngiliz uçak gemisi Ben My Chree’nin batırılmasında isabetli atışları ile etkili oldu. Daha sonra Antalya/Kemer’de görevli iken Fransızlara ait Paris II ve Aleksandra savaş gemilerinin batırılmasında rol oynadı. TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. 1995 yılında Burdur/Bağsaray’da öldü.

Ülkemize Yaptığı Hizmetler: Dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen 4 uçaklı “Ben My Chree” adlı İngiliz savaş gemisinin Kaş’ta Meis Adası açıklarında top atışları ile batırılmasında, bir düşman torpidosunun hasara uğratılmasında, birçok yelkenli geminin batırılmasında önemli bir rol oynadı.  2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli geminin batırılmasında etkili oldu. Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı savaş gemisinin top atışları ile batırılmasında Topçu Çavuşu olarak görev yaptı. İngiliz ve Fransızlara ait 3 büyük savaş gemisinin ve çok sayıda düşman safında yer alan yelkenlinin top atışlarıyla batırılmasında önemli bir rol oynayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. İngiliz ve Fransızlar Antalya kıyılarında rahat edemez bir hale gelmişlerdir. Karaya çıkma planları yarım kalmıştır. Türk tarihinin altın sayfaları arasında yer alması gereken bir değerdir.

 

Durmuş (SAVAŞÇI)

1889 yılındaAnkara/Nallıhan/Yakapınar Köyünde doğdu. 1.Dünya Savaşı içinde Antalya/Kaş’ta konuşlandırılan Topçu birliğinin 2.Topunda çavuş olarak görev yaptı. İngiliz uçak gemisi Ben My Chree’nin batırılmasında isabetli atışları ile etkili oldu. Daha sonra Antalya/Kemer’de görevli iken Fransızlara ait Paris II ve Aleksandra savaş gemilerini batıran kahraman bataryada görev aldı. Bu gemilerin batırılmasında rol oynadı. TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. 1972 yılında Ankara/Nallıhan/Akdere Köyünde öldü.

 

Ülkemize Yaptığı Hizmetler: Dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen 4 uçaklı “Ben My Chree” adlı İngiliz savaş gemisinin Kaş’ta Meis Adası açıklarında top atışları ile batırılmasında,bir düşman torpidosunun hasara uğratılmasında, birçok yelkenli geminin batırılmasında görev yaptı.  2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli geminin batırılmasında etkili oldu. Kemer limanında, Fransızlara ait “Paris II” adlı savaş gemisinin top atışları ile batırılmasında Topçu Çavuşu olarak görev yaptı. İngiliz ve Fransızlara ait 3 büyük savaş gemisinin ve çok sayıda düşman safında yer alan yelkenlinin top atışlarıyla batırılmasında önemli bir rol oynayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. İngiliz ve Fransızlar Antalya kıyılarında rahat edemez bir hale gelmişlerdir. Karaya çıkma planları yarım kalmıştır. Türk tarihinin altın sayfaları arasında yer alması gereken bir değerdir.

Yusuf Ziya (ERDİL): Antalya’nın Kaş ilçesinin Seyret/Gökçeören köyünde 1889 yılında Hatiboğullarından Mehmet Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. 1909 yılında Çanakkale Boğazı 5. Ağır Topçu Alayının 5.Bölüğünde Orhaniye istihkâmında 1.Top çavuşu olarak görev yaptı. Bu görevini ifa ederken 1911-12 Türk-İtalyan Harbi esnasında Ege denizindeki Türk adalarını ve kıyılarını bombalayarak ilerleyen ve Çanakkale boğazını geçmek isteyen İtalyan gemilerinin boğazı zorlaması üzerine emrinde bulunduğu topu ateşleyerek Varese adlı İtalyan savaş gemisini 18 Nisan 1912 tarihinde vurmuş ve ağır yaralayarak savaş dışı kalmasını sağlamıştır. Bu başarısı dolayısı ile çeşitli ödüller ve takdirnameler aldı. Onbaşı olan rütbesi önce Çavuşluğa yükseltildi. Savaş sonrasında Küçük Zabit Mektebine gönderildi. Sonra Teğmen rütbesine yükseltildi. Savaş bittikten sonra memleketi olan Kaş’a döndü ve askerlik mesleğinden ayrılarak kendi köyü olan Seyret/Gökçeören köyünde imamlık görevine başladı. 1945 yılında Kaş Müftüsü oldu. 1969 yılında öldü.

Ülkemize Yaptığı Hizmetler: İtalya Devleti’nin 18 Nisan 1912 tarihinde sekizi büyük ve altısı küçük on dört parçadan oluşan dehşetengiz donanması istihkâmımızı üç saat aralıksız bombaladığında Yusuf Onbaşı düşmanın yağmur gibi yağdırdığı büyük bombaların ses ve tahrip etkisine rağmen yılmadan ve korkmadan sebat ederek kumandası altındaki topu ateşlemiş ve bu büyük düşman gücünün en önemli gemilerinden birisi olan Varese’ye isabet kaydederek ağır yaralanmasını ve muharebe dışı kalmasını sağlamıştır. Bu isabetli atışın ve kararlı duruşun etkisiyle düşman savaş gemileri geri dönerek savaş meydanını terk etmek zorunda kalmışlardır. Bu gemilerin Çanakkale boğazından girip İstanbul üzerine doğru ilerlemesinin önüne geçen kahramanların başında Antalya/Kaşlı Yusuf Ziya Erdil gelmektedir. Yusuf Ziya Erdil bu başarısı ile ülkemiz ve milletimizi büyük hezimetten korumuştur. Savaş meydanında üzerine düşen görevi, büyük bir cesaretle, yiğitlikle ve beceriyle yerine getiren Antalya/Kaşlı Yusuf Onbaşı, Çanakkale’deki Orhaniye tabyasından yapılan boğaz savunmasının övünç kaynağıdır. Türk tarihinin altın sayfaları arasında yer alması gereken bir değerdir.

[1] AKSAN Basın bülteninden alınmıştır.

YAZAR HAKKINDA

Haber Merkezi Haber Merkezi Belgeseltarih.com sitemizde konuk yazarlara da yer veriyoruz. Yayınlanmasını istediğiniz ve mümkün olduğunca akademik dille kaleme alınmş tarih konulu yazılarınızla ilgili olarak, iletişim sayfamızdaki form vasıtasıyla bizimle bağlantı kurabilirsiniz. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Tekrarsız Süslemeler

Tekrarsız Süslemeler

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 3 Aralık 2024
Sistematik Hatalar Bahçesi

Sistematik Hatalar Bahçesi

Ekrem Hayri PEKER, 3 Aralık 2024
Merdiven

Merdiven

Haber Merkezi, 21 Kasım 2024
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
“Cumhuriyet Türküsü”

“Cumhuriyet Türküsü”

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Nevin BALTA, 16 Ekim 2024