Dünyanın en küçük evi Maksem Caddesi üzerinde bulunuyor, ancak boş bir arsa olarak!
Kanada’nın Toronto kentinde 1912 yılında yapılan ve Anthur Weeden’in 17 metrekarelik Qunes Rekorlar kitabında dünyanın en küçük evi olarak yer alıyor. Ancak Maksem caddesi üzerindeki 13,5 metrekarelik eski Bursa evi, Weeden’in evinden de küçük.
13.5 metrekarelik bir alanda üç katlı inşa edilen eski Bursa evinin ikinci ve üçüncü katları 2006 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından yıkıldı. Sadece giriş katı ayakta kalan evin 2011 yılında tamamı yıkıldı. Dünyada eşi olmayan tarihi miras, restore edileceği günü bekliyor
Dünyanın en küçük evi olarak adlandırılan yer Bursa’da Maksem Caddesi üzerinde… Ancak 2009 yılında yıkılmak üzere iken Gündem16 Dergisi olarak haberini yaptığımız evin son kalıntıları da 2011 yılında yıkılarak yeri arsaya dönüştü. Aradan geçen 3 yıla karşın hala boş bir arsa olarak, öylece duruyor.
Gündem 16 Dergisi olarak habere şimdilik şerhini düşerek aynen şu ifadeler kullanmıştık:
“Kanada’nın Toronto kentinde 1912 yılında 17 metrekare alana yapılan dünyanın en küçük evi olarak lanse edilen Arthur Weeden’in evine rakip 13,5 metrekareyle şimdilik Bursa’dan…”
13.5 metrekarelik taban alanın üstüne giriş ve üstünde iki kat olarak yapılan toplam 40 metrekarelik Osmanlı Evi’nin ikinci ve üçüncü katları Osmangazi Belediyesi tarafından çevreye zarar vermemesi için 2006 yılında yıkılmıştı… Ardından da 2011 yılında en alt katı da yıkıldı. O dönemdeki yerel yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde kamulaştırma gerçekleştirilirse, bire bir aynısının yapılacağı söylenmişti…
Yine edindiğimiz bilgilere göre şu anda sadece 13,5 metrekarelik bir arsa halinde olan yerin iki hak sahibinden biri kendi hissesini Osmangazi Belediyesi’ne hibe ederken, hissenin diğer sahibi ise, arsayı ne hibe etmekten, ne de satmaktan yana olmamıştı.
Evin yapımının Osmanlı dönemine dayandığı biliniyor. Evin yeniden restorasyonu için 1998 yılından buyana verilen bir mücadele var. Osmangazi Belediyesi 2005 yılında yapıyı kamulaştırmak için Belediye Meclis kararı alsa da hisse sahiplerinden birinin anlamsız direnişi nedeniyle kamulaştırma gerçekleşemedi…
Ve belki de Bursa’nın en önemli Osmanlı miraslarından biri olabilecek dünyanın en küçük evi kente kazandırılamadı. O tarihte Osmangazi Belediyesi’nde yetkili olan Aziz Elbaş kamulaştırma tamamlanamadığı için bir işlem yapamadıklarını, projeyi Anıtlar Kurulu’na gönderdiklerini, onay beklediklerini söylemişti…
Bekledikleri onay çoktan gelmiş olsa gerek…
RESTORE EDİLECEKTİ!
Osmangazi Belediyesi’nin “Dünyanın en küçük evi” için düşündükleri ise şöyleydi:
“Proje onaylanırsa ve kamulaştırma işlemi tamamlanırsa dünyanın en küçük evini yıkıp aynı alan içerisinde Osmanlı motifleri kullanılarak restore edeceğiz. Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra müze haline getirip, yerli ve yabancı turistlerin bu evi görmelerini sağlayacağız…”
Aziz Elbaş Esat Uluumay’ın da bu evi satın alıp, müze olarak restore etmeyi istediğini anlatmıştı…
OLAĞANÜSTÜ MİMARİ
Yıllar önce, Ulucami-PTT tarafından Maksem’e doğru çıkan dik yokuşun ortalarında, sağ yakadaki mavi sıvalı ev sadece; 13,5 metrekarelik bir alana sığdırılmış ve üzerine çıkılan 3 katta, toplam 40 metrekare kullanım alanı sunan bir eski Bursa Evi, Osmanlı sivil mimari örneği vardı.
Arsası ikizkenar üçgendi. İkizkenarların bir tarafı caddeye sırt veriyordu. Dünya mimarî literatürüne geçen bu evin girişinde, taşlıktan oluşan bir antre, mutfak, ocak ve fırın olup, ikinci katında; üçgen şeklinde bir oturma salonu, üçüncü ve son katında da; yatak odası ve banyo mevcuttu. Boşluk bulunan hemen her yere gömme dolaplar inşa edilmişti. Giriş kapısı caddeden 2-3 basamak yüksekteydi. Orta katın üçgen formunun birleşme kısmı küt şekilde olup, buradan Maksem tarafına bakan bir de pencere açılmıştı. Üçüncü kat, zeminden itibaren kalın bir kolonla desteklenerek dışarıya taşırılmıştı.
KANADA’DAKİ 17 m2, BURSA’DAKİ 13,5 m2
1912 yılında inşaatçı Arthur Weeden tarafından Kanada’nın Toronto kentinde yapılmış ve hala ayakta olan dünyanın en küçük evi olarak lanse edilen yapının yapıldığı arsa 17 metrekare. İki evin arasında geçen yol belediye tarafından kapatılınca Arthur buraya bir “evcik” kondurmaya karar vermiş. Arthur, burada tam 20 yıl boyunca karısı ile birlikte oturmuş, karısı öldükten sonra da burada yaşamaya devam etmiş, bir yandan da minik bahçesinde sebzeler yetiştirmiş.
JAPONLAR BİLE BİLİYOR!
En ilginç olan ise, geçmişte, yıkılıp arsa olmadan önce, Bursalıların bile bilmediği bu dünyanın en küçük evini Japonların ziyaret ediyor olmasıydı… Dünyanın en küçük evi henüz Türkiye hatta Bursa’da yeterince bilinmezken, Japonlar varlığını çoktan keşfetmiş.
Birkaç yıl önce Japon medyasında yer alan haberler nedeniyle Bursa’ya geldiklerinde dünyanın en küçük evini görmek isteyen Japonlar iki katı çökmüş, etrafı çer çöp dolu bir manzarayla karşılaşarak büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor olmalıydılar. Ev civarındaki hane sakinleri, bazı Japon Turistlerin evi görmeye geldiklerini doğrulayarak “Ama son yıllarda gelen yok. Baktılar ki evin yerinde yeller esiyor. En sonunda gelmekten vazgeçtiler… “ diyorlar.
Bursa’da pek çok tarihi eser ayağa kaldırıldı… Adı üstünde “Dünyanın en küçük evi” ile mukayese bile edilemeyecek ölçekte restorasyonlar gerçekleşti. Mesela Kayhan Hamamı, Ördekli Hamamı, İncirli Hamamı ve daha niceleri…
Dünyanın en küçük evinin restorasyonu, diğer dev ölçekli işler arasında çerez sayılır. Malum, Bursa hedefinde turizm sektörü var. Özellikle yabancı turistin dikkatini çekecek olan hususlardan biri de “En”lerdir… Dünyanın en küçük evi de bunlardan biri olabilir…
2009 yılında demişiz ki:
“Dünya literatürüne girmiş bu sivil mimari örneği bina prosedür hızlandırılarak, çökmeden restore edilmeli. Yoksa bir tarihi eserimiz daha yok olacak ve kültürel mirası koruyamadığımız için atalarımızın kemikleri sızlayacak…” Şimdi ise boş bir arsa halinde… Hatırlanmayı bekliyor…
Gündem16 Dergisi, Aralık 2015