Efsanevi Miras: Bursa Kılıç-Kalkan Halk Oyunu |
Kentlerin simgeleri vardır. Bu simgeler genellikle simge olsun diye yapılmaz, zamanla o kentte yerini öyle bir alır ki, bir yapı ise, yerini değiştirmek, bir oyun ise ne figürlerini ne de müziğini değiştirmek, bir lezzet ise sunumunu değiştirmek hiçbir yöneticinin aklına gelmez, gelse de kabul görmez. Yıllar geçtikçe o kent için özel anlamlar yüklenerek, günümüz Türkçesi ile marka değeri yükselmeye devam eder.
Bursa ile özdeşleşen Kılıç-Kalkan Halk Oyununda, mücadele, disiplin, ahenk, barış ve eğlencenin belirli bir düzen içerisinde bulunması, müziğe hiç gereksinim duyulmaması, gösteri yapılan 5 Kıtadaki 120 den fazla ülkede oyunun gördüğü ilgi, saygınlığını ve popülaritesini arttırmaktadır.
Bu halk oyunu, 8 ana ve ara bağlantı oyunlarının birbirini izlemesi ile oluşur. Bu ana oyunların, saygı, selamlama, kılıç bileme, kılıç değiştirme, çarpışma ve barış gibi temsil ettikleri anlamlar vardır.
Halk oyunları sosyal bir konu olduğundan, sahibi, başlangıç tarihi net olmamaktadır. Çeşitli sebeplerle yazılan vesikalarda, seyahatnamelerde ya da hatıratlarda yer almalarıyla, hangi toplumlarda, hangi yörelerde ne tür oyunların ve eğlencelerin halklar tarafından nasıl icra edildikleri bilgilerine erişilebiliyor.
Konumuz olan Kılıç- Kalkan Halk Oyununa bu açıdan baktığımızda, bu oyun benzerinin, Bursa yöresinde 2400 yıldır oynandığını, kıyafetlerin ve aksesuarların, yörelere, toplumların adetlerine göre değişimler gösterdiği görülmektedir. Şöyle ki,
Bu Halk Oyununun neden bu bölgede geliştiği incelendiğinde, benzer oyunların oynandığı bölgelerin çarpıcı ortak özelliklerinin var olduğu görülür. Şöyle ki;
Tabiatta demir oksit olarak bulunan demir madeni, Kestane ağacı kömürünün sıcaklığı ile eriyebilmektedir. Mermer parçaları ile daha temiz ve saf demir elde edilmektedir. Yukarıda söz edilen özelliklerin, Kafkaslarda, Bursa ve Afyon yörelerinde bulunduğu görülür. Halk Oyunları açısından bakıldığında da bu yörelerde, kama, kılıç, bıçak, kalkan gibi savaş ya da dövüş aletleri ile oyunlar oynandığı dikkati çekmektedir.
Bursa Kılıç – Kalkan Halk Oyununun tarihsel serüvenini incelediğimizde de, yöre halkı arasında, Osmanlıların Bursa’yı kuşattıklarında bu oyunlar ile kale halkına tedirginlik verdikleri, tabut içerisinde kılıç ve kalkanları sokarak kenti aldıkları gibi çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Oysa bunları doğrulayan tarihsel vesikalara erişilememiştir. Fakat, Osmanlı Orduları savaşa giderken, mutlaka Hüdavendigar Sancağından (Kamil Kepecioğlu- Bursa Kütüğü) kılıç ustalarının alındığı kesin olarak bilinmektedir.
Yukarıda da söz edildiği gibi, tarihi belge niteliği taşıyacak ilk belge, M.Ö. 400 yıllarında Yunan Kralı’nın kardeşini cezalandırmak için Anadolu’ya gönderdiği paralı askerlerden oluşturduğu ordunun raportörü olarak görevlendirdiği Xenophon’un notlarında (Onbinlerin dönüşü), dönüşlerinde bölgemize yakın bir yerde kendileri için yapılan bir eğlencede Bithinialı’ların, kılıç ve kalkanlar ile oyunlar yaptıklarını seyircilerin bunları alkışladıklarından söz edilmektedir. Bir diğer belge de M.Ö. 3. Yüzyılda, Apollnius Rhadius tarafından kaleme alınan Argonatica adlı eserde, Argonatların, efsaneleşen Altın Postu aramak için Bithinia’ya geldiklerinde Kılıç ve Kalkan ile oynanan bir oyunla karşılandıklarından söz edilir.
Osmanlı, devlet düzenine geçtiğinde, halkın kültürüne sahip çıkmaya, devlet gücünü yerel halka ve komşularına hissettirmeye, törenlere ilgi göstermeye başlamıştır. O dönemlerin savaş sektörü için gereken kılıç, kalkan, kama, bıçak gibi aletlerin üretimleri de kentimizde gelişmiştir. Bu tip savaş ve dövüş aletleri ile oynanan oyunlar, gerek halk, gerek yönetim tarafından destek görmesi ile günümüze kadar gelişerek gelmiştir. Devlet başkentinin şehrimiz olması, üretim ve eğlence kültürünün gelişmesinde etkisi büyük olmuştur. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde ise, sarayda şimşir sopa ve kumaş kaplı kalkanlar ile oynanan oyun yazılıdır. 18. ve 19. yüzyıllarda bu halk oyunu, fıta, açılış, düğün, nişan, askere uğurlama ve karşılama eğlencelerinde oynanmaktaydı.
Cumhuriyet dönemi yazılı basınında yer alan en eski Kılıç – Kalkan Halk Oyuncusu, Fidyekızık Köyü’nden 1846 doğumlu Onbaşı Halil’dir. Askerlik görevi için Osmanlı Ordusuna katıldığında, komutanının sivilde ne iş yapardın sorusuna “Çiftçilik yapar, iyi kılıç – kalkan oynardım” cevabını verdiğini, komutanının oyunu görmek istemesi üzerine oyunu icra ettiğini, ardından Onbaşı yapılıp, padişahın koruma timine dahil olduğunu belirtir. Daha sonraki yıllarda yaşayan oyuncuların bazıları, 1890 doğumlu Derviş Mehmet Tutal, 1906 doğumlu Mustafa Tahtakıran olup ileriki yıllarda toplam sayıları 25-30 bin olduğu tahmin edilmektedir.
Osmanlının son dönemlerinde, kaybedilen savaşlar ve topraklar nedeniyle genç nesil azalırken, oyun kültürü de yok olmaya başlamıştır. Cumhuriyet döneminde, bu halk oyunu, Halk Evleri kurumlarınca tekrar canlandırılmış, unutulmaktan kurtarılmış, uluslararası folklor formatına getirilip, tüm dünyada hayranlıkla izlenen ve hemen katıldığı tüm yarışmalarda şampiyonluklar kazanan bir folklor oyunu haline gelmiştir.
Bursa Kılıç – Kalkan Halk Oyunu, 1950’li yıllarda liselerde ve İlkokullarda öğretilmeye başlanmış, bu oyunu (1960) ilkokulda öğrenen ve hala oynamaktan da gurur duymaktayım. Son yıllarda gitmiş olduğumuz yurt içi ve dışındaki yerlerde gördüklerimizi kentimizde yayınlanmakta olan gazete ve dergilerde paylaşmaktayım.
[1] Kimya Mühendisi, Masters Kılıç – Kalkan Folklor Derneği Yön. Kur. Bşk. Yrd