Quantcast
Filistin-İsrail-Müslüman Kardeşler-HAMAS-FKÖ ve günümüz (6) – Belgesel Tarih

Ekrem Hayri PEKER
Ekrem Hayri  PEKER
Filistin-İsrail-Müslüman Kardeşler-HAMAS-FKÖ ve günümüz (6)
  • 13 Ekim 2024 Pazar
  • +
  • -
  • Ekrem Hayri PEKER /

Loading

Daha önce Amerika’ya, İngiltere’ye ve NATO’ya karşı olanlar rahatça “Komünist” olmakla suçlanıyorlardı ve kolayca halktan tecrit ediliyorlardı.

Ancak 1961 anayasası ile özgürlüklerin ve sendikal hakların genişletilmesi, işçilere grev hakkının verilmesi sosyal mücadeleyi başlattı.

Diğer yandan Kıbrıs’ta yaşananlar Kemalist milliyetçiliği yaygınlaştırdı. Bu kelimeyi özellikle seçtim. Zira İstiklal Harbi’nde İngilizler başta olmak üzere batılılar Millî Mücadeleye katılanlar için “Kemalist” ve “Milliyetçi” diyorlardı.

Ayrıca bu milliyetçiler Nihal Atsız ve daha sonra MHP adını alan partinin çizgisinden farklıydılar. “Tam Bağımsız Türkiye” ve “Kahrolsun Emperyalizm” diyorlardı. ABD-İngiliz ittifakını8n Rumları desteklemesi ve ABD Başkanı Johson’un yazdığu bu mektup milliyetçi dalgayı daha da köpürtmüştü.

Hemen bunlar hakkında da “Komünist” propagandası başlatıldıysa da eskisi gibi etkili olmadı.

ABD işbirlikçileri-MİT ve Gladyo yeni planlarını uyguladılar. Daha önce başta Nurcular; Masonların ve Aydınlar Ocağı’nın öncülüğünde “Komünizmle Mücadele dernekleri” kurmaya başladılar. Bir grup Adalet Partisi yandaşı da “Milliyetçiler dernekleri” kurmaya başladılar.

Bu dönem ortaya çıkan figürlerin birisi de ilerleyen yıllarda Türk siyasi hayatında önemli bir yer tutan Fethullah Gülen’di. Daha o yıllarda ABD-İngiliz çıkarlarını korumak için ortaya atılmıştı.

1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nin mecliste grup kurması ABD ve İngiliz işbirlikçilerinin tüylerini diken diken etmişti.

Adalet Partisi hemen kolları sıvadı ve CHP’nin de desteği ile seçim kanununu değiştirip Milli Bakiye” sistemini ortadan kaldırdı.

Kızıl Papazlar

“Kızıl Papazlar” adını duydunuz mu? Latin Amerika’da kilisenin de desteklediği zalim diktatörlüklere karşı halkın yanında saf tutan papazlara verilen addır.

1965 seçimlerinde TİP’in listesinden 25 imam milletvekili adayı oldu.

Emperyalistlerin hem sömürge deneyimi hem de sosyologları vardı. Sovyetler Birliği’nin dibinde “Kızıl imamlar” oluşumuna izin veremezlerdi.

O yıllara kadar imamlar FAHRİ idi. Köylü imamı tutar ve hasat zamanında ücretini buğday gibi zirai ürünler vererek öderdi. Maaşlı imam sayısı azdı.

Adalet Partisi ABD’nin önerisiyle maaşlı imam sayısını arttırırken Suudi Arabistan ve günümüzde İŞİD’in doğmasına zemin hazırlayan eğitimin verildiği İmam-Hatipleri devreye soktu. İmam-Hatipler ülkenim her yerinde hızla açılmaya başladı.

İdealist öğretmenlerin eğitim verdiği İmam-Hatiplerden çok sayıda mühendis yetişti. Bir kısım tarikat İmam-Hatiplilerden rahatsız oldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı Yaşar Tunagür gibi görevlilerin çabasıyla tarikatçıların laiklik karşıtı faaliyetlerine göz yumdu ve ABD’nin soğuk Savaş stratejileri doğrultusunda hareket etti.

Anayasa Mahkemesi özel yüksek okul kurulmasını yasaklayıncaya kadar, 1962 ve 1969 yılları arasında çoğu eczacılık, dişçilik ve mühendislik alanlarında 44 özel yüksek okul açıldı.

İlk öğrenci olayı da bu yüzden çıkmıştı. İTÜ’de ders veren bir profesör aynı zamanda Beşiktaş’taki bir özel mühendislik yüksek okulunda ders veriyordu. İTÜ’de sınava giren 100 kişiden eş kişi geçerken aynı dersi verdiği özel okuldaysa sınava giren 100 kişiden beşi kalır.

Doğal olarak bu duyulunca İTÜ’deki öğrenciler isyan ederler.

Günümüzde özel üniversitelerin çoğunda durum sizce farklı mıdır?

1967 Arap-İsrail Savaşı

Mısır Lideri Nasır, Arap ülkelerini birleştirmek istiyordu. Ayrıca “Bağlantısızlar hareketi” içinde önemli bir liderlik yürütüyordu. Doğal olarak bu çabaları ABD ve İngiltere’yi tehdit ediyordu. Orta Doğu’daki petrol yataklarının Sovyetler Birliği’ne yakın güçlerin elinde olması çıkarları için büyük bir tehdit unsuruydu.

Nasır, Sovyetler Birliği’nden askeri destek aldı. Savaş uçakları, tanklar…

Nil Nehri üzerine Asvan adı verilen bir baraj yapmak istedi. Dünyanın en büyük set barajlarından birisi olan baraj için Nasır’a sadece Sovyetler Birliği kredi verdi.

Sovyet desteğini arkasına alan Nasır, 1956 Savaşı’ndan sonra askersiz bölge olan ve Birleşmiş Milletler askerlerinin sınır güvenliğini sağladığı Sina Yarımadası’na asker gönderdi. Gazze şeridi de Mısır’ın kontrolündeydi.

Nasır’ın önderliğinde Mısır ve Suriye arasında 1958-1961 yılları arasında kurulan Birleşik Arap Cumhuriyeti Nasır’ın Suriye’yi neredeyse Mısır’ın bir vilayeti gibi yönetmesinden ötürü başarılı olmadı ve dağıldı. Irak’ta iktidarı ele geçiren milliyetçi subaylar da bu yüzden uzak durdular.

Nasır’ın savaş diye bir niyeti yoktu. Amacı İsrail üzerinden ABD-İngiltere ve Fransa’ya gözdağı vermekti. Sovyet Birliği’ne onun verdiği silahlarına ve uzmanlarına da çok güveniyordu.

Hesaba katmadığı tek şey onların saldıracağıydı. Mısır ve müttefiklerinin güçlenmesine ve Ürdün’ün Mısır etkisine girmesine müsaade edilmedi ve İsrail 5 Haziran 1967 sabahı aynı anda Mısır, Suriye ve Ürdün’e saldırdı. Önce uçaklarını yok etti. 6 gün sonra 10 Haziran’da ateşkes ilan edildiğinde Sina Yarımadası, Gazze. Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs İsrail tarafından işgal edildi ve dünya daha farklı oldu.

Vietnam Savaşı

1965 yılında Güney Vietnam’daki diktatörlüğe karşı mücadele eden Vietkong (Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi) eylemlerini ve etkisini arttırmıştı.

1960-1965 yılında tüketimi ret eden Hippilik akımı ABD’de yayıldı ve ardından Avrupa’ya sıçradı. ABD yönetiminin bu akıma tepkisi sert oldu.

Hippiler, bir kısmının kullandığı zayıf bir esrar türü olan” Marihuana” yüzünden basın tarafından esrarkeş olmakla suçlandılar. Ülkemizde de “Bitli” diye aşağılandılar.

Ö dönemde ABD’de eroin ve kokain kullanımı çok azdı. Vietnam Savaşı devam ederken CIA’nın uçakları Hindiçin’iden eroin taşımaya başladılar.

Güney Vietnam’da orduyu eğiten ABD, önce Kuzey ve Güney Vietnam arasındaki savaşa katılmadı. Başkan Johnson “Tonkin Körfezi”ndeki bir saldırıyı bahane ederek Kuzey Vietnam’ı bombalamaya başladı. Kore Savaşı’ndan sonra “Soğuk Savaş” döneminin ikinci büyük savaşı başladı.

1968 yılı ise Türkiye’de ve dünyada günümüze kadar gelen izler bıraktı.

Ekrem Hayri PEKER

Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar. Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ