FUAT DOĞU TÜRKİYE’Yİ 12 MART-12 EYLÜL VE GÜNÜMÜZE GETİREN MİT BAŞKANI
Mehmet Fuat Doğu 1914’de İstanbul’da doğdu.31 Mayıs 2004’de vefat etti.
Yukarıdaki satırlar belki size iddialı gelebilir. Ancak Demokrat Parti dönemimde NATO’ya girdikten sonra ülkenin neredeyse tüm anahtarlarını ABD’ye teslim ettik. Sovyetler Birliği’nin dibinde bir ülke olmamız nedeniyle ABD için çok önemliydik. Ülkenin dört bir yanı AVD üsleriyle dolduruldu. Atom başlıklı füzeler yerleştirildi. Halkevleri kapatıldıktan sonra radyo sahibi sayısı 100-150 bin olan ülke Holiwood filmleriyle kültürel mühendislik yapıldı. Milli silah sanayi yok edildi. Özel sektörün silah ve mermi üretmesi yasaklandı. CIA ülkemize yerleşti. CIA şefleri MAH mensuplarına elden para dağıtabiliyordu.
Bir avuç insan dışında bu düzene karşı çıkan yoktu. Karşı çıkanlar hemen KOMÜNİST diye suçlanıyordu. ABD seçtiği kişileri eğitim için ABD’ye götürüyordu. Prusya modeli ordumuz ABD standartlarına getirildi. Çok sayıda subayımız eğitim için ABD2ye götürüldü. 12 Mart ve 12 Eylül işkencecileri ABD’de yetiştirildi. Yoldan çıkma eğilimi gösteren Menderes devrildikten sonra yeni dönemde ABD karşıtlarını bastıran organizasyonu kuran adam Fuat Doğu’dur. Türk Gladyosu onun döneminde ülkeyi iç savaşa sürüklemiştir.
Doğu, Kara Harp Okulu mezunudur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra, 14 Eylül 1954 tarihinde kurmay yarbay RÜTBESİYLE Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MAH) emrine tayin edildi. Burada çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, 27 Ağustos 1962 tarihinde kurmay albay rütbesi ile MAH Reisi olarak atandı. 30 Ağustos 1962 itibarıyla tuğgeneral rütbesine terfi etti. Bu görevde 25 Ağustos 1964 tarihine kadar kaldı. Aynı tarihte Sivas 59. Tümen Komutanlığı’na verildi.
1 Mart 1966 tarihinde ikinci defa Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı görevine tayin edildi ve bu görevi de 23 Temmuz 1971’e kadar sürdürdü. Doğu, 1961’de yürürlüğe giren yeni anayasa ile kurulan Milli Güvenlik Kurulu için bilgi toplamaya başladı.
Bu görevi sırasında Dönemin hükûmetine karşı gerçekleştiren 12 Mart Muhtırasından haberi olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’dan emir alana kadar askerlerin faaliyetinden Başbakanı Süleyman Demirel’e bahsetmemiştir.
Yeni kurulan hükümetin Başbakanı Nihat Erim ve Başbakan Yardımcısı Sadi Koçaş, Doğu’nun Mili İstihbarat Teşkilatı içinde gizli bir birimin başında olduğunu tespit ettiler. 23 Temmuz 1971’de onu görevden aldılar ve emekliye sevk ettiler.
Ülkede durması sakıncalı görüldüğü için yurt dışına gönderildi. 1973-1978 yılları arası Lizbon Büyükelçiliği görevinde bulundu.
12 Eylül darbesinin planlayıcısı olan Orgeneral Haydar Saltık da Bern Büyükelçiliği göreviyle Türkiye’den uzaklaştırılmıştı. Görevi esnasında kendisine “Faşist” diyen bir gazeteciyi mahkemeye vermişti. Mahkeme gazeteciyi haklı bulmuş ve böylece büyükelçimizin faşistliği onaylanmıştı. Lizbon’daki görevi esnasında Portekiz’de gerçekleşen Karanfil Devrimi’ne şahitlik etti. Bu devrimdeki gözlemlerini Kırmızı Karanfiller İhtilali (1982) adlı kitabında yorumladı.
Doğu, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi istihbarat şefi olan ve savaştan sonra Müttefik Devletlerin safına geçerek Soğuk Savaş’ta komünizme karşı istihbarat faaliyetlerinin merkezinde olmuş olan Reinhard Gehlen’in öğrencilerindendir. Fuat Doğu; Nuri Gündeş, Hiram Abas, Şenkal Atasagun ve Emre Taner olmak üzere çeşitli MİT elemanları ve yöneticilerine eğitim verdi.
FETÖ’nün bugünkü halinin almasında en büyük katkılardan birine sahip olan dönemin MİT Müsteşarı M. Fuat Doğu, terörist başı için oldukça önemli bir yere sahipti. ”Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım, CIA’nın şube müdürlüğünü yaptım” açıklaması bile yapan Doğu, uzun süre MİT Müsteşarlığı yapmıştı. Kendisi belki de MİT tarihinin en meşhur müsteşarıydı.
Amerikan’ın “Yeşil Kuşak” projesinin Ankara’daki ayağıydı biriydi. O da bu durumu “Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA’nın şube müdürlüğünü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop’a götür dese onu oraya götürmekle memurum” cümlesiyle itiraf etmişti.
Yaşar Tunagür
(1924–2006) Aslen Siirtli bir ailendendir. Priştinalı Süleyman Efendi ile Dersiam Hüsrev Efendi’den özel dersler alarak yetişti. Babası Ahmet Bey, Sultan Abdülhamit döneminde sarayda kalem bölümünde vazife yapmıştı.
Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Tapu Kadastro Müdürlüğü Fen İşleri’nde memur olarak göreve başladı.1953 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açmış olduğu müftülük sınavını kazanıp Ezine Müftüsü olarak atandı. 1956 yılında Bağdat’ta Arap Dili ve Edebiyatı üzerine araştırmalar yaptı. Dönüşte Balıkesir Müftüsü, ardından Edirne Müftüsü olarak atandı. Fethullah Gülen’i İzmir’e yerleştiren odur. Tunagür, İzmir Kestane Pazarı Derneği Müdürlüğü’nü yaptı. İzmir Koleji’nin açılışına öncülük etti. Daha sonra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı oldu.
12 Mart 1971 Muhtırasından sonra Çorum’a vaiz olarak atandı ve ardından da tutuklanarak 6 ay Mamak Cezaevinde tutuklu kaldı. Serbest bırakıldıktan sonra İstanbul’a yerleşerek ticaretle uğraştı. 2006 günü vefat etti, Topkapı Mezarlığında defnedildi.
Tunagür, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olduğu dönemdeki arkadaşları arasında ise Turgut Özal, Korkut Özal ve Ali Demirel’e kadar pek çok önemli isim vardı. Tunagür, daha sonra Ali Demirel’e aldırdığı Yükseliş Kolejinin alt katındaki camide tam 5 sene hutbe okuyup cuma namazı kıldırdı.
***
Fuat Doğu’nun MİT Müsteşarı olduğu 1960’lı yıllarda CIA-MİT ilişkisi, Nurcularla kurulan ilişkiyle pekiştirildi. NATO’ya girildikten sonra kurulan Özal Harp Dairesi/Kont gerilla yükselen milliyetçi akıma karşı bu dönem eylemlere başladı. Taşar Tunagür ve onu keşfettiği Fethullah Gülen bu ilişkilerde kilit isimdir.
Bu yapılanmada o tarihlerde CIA İstanbul Şefi olan Graham Fuller ile CIA Ortadoğu Direktörü Ruzi Nazar başrolü oynadılar. Sancak Tül Fabrikası sahibi de Murat Sancak bu ekibe yardımcı oldu. 12 Mart ve 12 Eylül’de kendisine dokunulmadı.
Fuat Doğu, yükselen milliyetçilik ve anti Amerikancılığa karşı önce Nurcuları örgütledi. Daha sonra diğer “Mesihçi” diğer tarikatları da örgütlediler. Aydınlar Ocağı ve Türkiye’nin önde gelen masonlarıyla birbiri ardı sıra “Komünizmle Mücadele” derneklerini kurdurdu.
Bu örgütlenmenin başlangıcını Fethullah Gülene destek vermeyen ve karşı çıkan; bu sebeple haklarında dava açılıp hapse atılan, ancak 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra hapisten tahliye edilen Tahşiyeciler’den (Nurculuğun Malatya kolu) Mustafa Kaplan’ın 10 Aralık 2023 tarihinde yaptığı paylaşımla bu örgütlenmeyi açıklıyor.
FETÖ’nün Tahşiye kumpasında 16 ay hapis yatan Mustafa Kaplan, sosyal medya hesabından şu paylaşımları Yaptı;
“Said-i Nursi döneminde mevlit diye bir uygulamanın olmadığına dikkat çeken Mustafa Kaplan, “Gladio’nun İstanbul ekibindeki çekirdek kadrodan iki kişinin riyâsetinde bir ekip kalkıyor, 1961 yılında bu mevlide iştirâk ediyor. Üniversite gençleri Üstâd adına motive ediliyor” diye yazarak, Nurcuların Batı merkezli istihbarat örgütleri ile temas halinde olduğunu iddia etti.
Mustafa Kaplan yazısının devamında Nur Cemaati’nin tanınan birçok ismi hakkında da çarpıcı iddialarda bulunarak, “10 sene sonra aynı mevlide genç bir İslâm Enstitüsü talebesi olarak tâ İstanbul’dan gidip katılan Bünyamin Ateş; ‘Mustafa Sungur, Osman Demirci, Mehmet Kırkıncı, Mehmet Fırıncı, Mehmet Kutlular, Nihat Kurtça’ gibi Paralel Nurculuğun ünlü isimlerini orada gördüğünü hatırlıyor. Tabandaki gençler ve avâm coşku içinde hizmet yaptıklarını sanarken; Gladio elemanları hiç dikkat çekmeden gizli buluşmalarını oralarda kotarıyorlardı. Temeli atan Gladio” ifadelerini kullandı.
Mustafa Kaplan diğer paylaşımlarında ise, AKP’yi destekleyen birçok Nurcu ismin, FETÖ ile iş birliği yaptığını öne sürdü. Mustafa Kaplan’ın Nurcular için dün, “FETÖ ile iş tutmamış bir tâne adamınız var mı? Şimdi de samanın altından yeni 15 Temmuz fırıldakları çevirmiyor musunuz?” diye sordu.
Fuat Doğu o dönem “Çember Sakallılar” diye adlandırılan tarikatçıları devreye soktu.
Sadece tarikatçılar örgütlenmedi. Dinci basın da örgütlendi.
Yapılan ikili antlaşmalara göre ABD’ye borcumuzun bir kısmını TL olarak ödenecekti. Bu parayı da ABD Büyükelçiliği kullanacaktı. Kullandılar.
ABD, DİSK’in kurulmasından sonra TÜRK-İŞ’e de maddi destek verdi. CIA ve ABD kontrolündeki vakıflarla desteklenen yandaş dergiler, gazeteler ve dernekler desteklendi. Daha üst düzeydekilere hitap eden Profesör Aydın Yalçın’a da destek verildi.
Bu dönemde Doğu’nun devşirdiği önemli bir figürde “Mesihçi” M. Şevki Eygi’ydi. Bugün gazetesini satın alan Eygi, kısa zamanda büyük illerde gazetenin büroları açtı. Abone kazanmak için elbiselik kumaş dağıttı.
Yaptığı yayınlarla “Kanlı Pazarı” tezgâhlayan Eygi, pazardan sonra Almanya’ya gitti. Yıllar sonra döndü.
1968’de Paris’te gençlerin düzene karşı ayaklanması (Avrupa Komünist partileri ve kontrollerindeki sendikalar bu gösterilere destek vermediler) ve Vietnam Savaşı’na karşı ABD üniversite gençliğinin ayaklanması sadece dünyada değil Türkiye’de de Amerikan karşıtlığına zirve yaptırdı.
ABD ile yapılan ikili antlaşmaları sürekli gündeme getiren iki kişi vardı. Birisi tabii Senatör Haydar Tunçkanat ve emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan 12 Mart’ta Erenköy’deki Ziverbey Köşkünde işkence görenler arasındaydı. 12 Mart döneminde İstanbul Sıkıyönetim komutanı Faik Türün 1973 Yılında Yankı dergisine verdiği demeçtee Ziverbey Köşkü’nü bizzat kontgerilla örgütünün hizmetine açtığını itiraf etmiştir. (REİS Gladio’nun Türk Tetikçisi)
***
1967 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Guatemalalı Asturias (1889-1974) kitapları hemen Türkçeye çevrildi. O yıllarda başta Altın Kitaplar olmak üzere önde gelen yayınevleri Nobel kazanan edebiyatçıların kitaplarını hemen Türkçeye çevirirlerdi.
Asturias’ın “Kasırga” adlı kitabı beni çok sarsmıştı. Latin Amerika diktatörlüklerini anlatıyordu.
Orta ve Latin Amerika’da ABD yanlısı diktatörler iktidarlarını sürdürmek için ABD tarafından yetiştirilen cinayet mangalarını kullanmaya başladılar.
Türkiye cinayet mangalarıyla 1970 yılında tanıştı. Ancak bunlar yeterli olmadı. Aksine, ABD karşıtlığı orduya da sıçramıştı.
12 Mart Askeri Darbesi bu organizasyonların yardımıyla planlandı. Amerikan karşıtlığı 12 Mart 1971 Muhtırasıyla bastırıldı. Bu yetmeyince 12 Eylül 1980 darbesine giden yol açıldı.
Bir sonraki yazımda “Gladyo”yu yazacağım
KAYNAKÇA
Selçuk, İlhan, Ziverbey Köşkü, İstanbul-1997
Doğan Yurdakul-Soner Yalçın, REİS Gladio’nun Türk Tetikçisi, İstanbul-2016
Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar.
Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu.
TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi.
Yayınlanmış kitaplarından bazıları:
"Kuşçubaşı Hacı Sami Bey",
"Özbek Mektupları",
"Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler",
"Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi".
Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır.
E-Posta: [email protected]