Quantcast
Geçmişten Bugüne Doğal Yaşam İçerisinde Geleneksel Müziğimiz – Belgesel Tarih

Emel ÖRGÜN
Emel  ÖRGÜN
Geçmişten Bugüne Doğal Yaşam İçerisinde Geleneksel Müziğimiz
  • 29 Eylül 2023 Cuma
  • +
  • -
  • Emel ÖRGÜN /

Loading

Geleneksel müziğimizde, tüm müzik türlerinde olduğu gibi ana teması önce ses sonra eşlikçi ritim çalgılardır.

Bu çalışmamızda zaman içersinde tüm dünyada sanayileşme neticesinde bozulan ekolojik dengeler sonucunda topluma yansıyan olumsuzlukların tüm sanat dallarını etkilediği gibi müziğe ve duyarlı müzisyenlere de yansımasından önceki süreç anlatılmıştır.

Geçmişimizde yerel müziğimizin icrasında en eski yönelimlerden biri olan ve ritim gereksinimlerinden doğan ev ve mutfak araç gereçleri ile yapılan müziğimizden örnekler sunulacaktır.

Çalışmada kaynak belirtilerek Trakya, Marmara, Ege, Karadeniz bölgelerimizde leğen, bakır, güğüm, kaşık çalma, karşılıklı mani atarak tepsi ve sini çevirme ile yapılan yerel müzik ve bazı rituellerimizin icrasına değinilmiştir.

Kaynak: Doç.Dr.  Hüseyin Yaltırık, İdris Akyüz,  Nevzat Coşkun, Müzisyen Samet Sertol
Halk Müziği Sanatçısı ben Emel Örgün alan çalışmalarımız sırasında deneyimlerimden aktardığım kanaat ve gözlemler.

Tüm müzik türlerinde olduğu gibi geleneksel müziğimizin ezgisini sesin yanı sıra eşlikçi çalgılar tamamlar. Büyük şehirlerde müzik icracıları ritim ihtiyacını vurmalı çalgılar ile tamamlarken, kırsal kesimlerde yaşanmışlıklar üzerine duygularının yansıttıkları türkülere yansımış ve neticesinde Türkülerimize eşlikçi olarak mutfak aletlerini keşfetmişlerdir. Yüzlerce yıldan beri çok eskiye dayanan ilkel müzik aleti olarak mutfak aletleri, yaylak kışlak konargöçer hayatın vazgeçilmez eğlence unsuru olmuştur.  Yerleşik hayatta da özellikle kadınların eğlencesinde kadın icracılar tarafından nişan, kına gecesi ve düğünlerde icra edilmiş ve edilmektedir.  Düğünlerde kadınlar sadece kadınların bulunduğu ortamlarda eğlence, tarlada bağ bahçede çalışırken mola verip kısa eğlenceler şeklinde de icra etmektedirler. Ayrıca kış aylarının uzun gecelerinde köy odalarında ve kahvelerde erkekler toprak darbuka ve kaşık,  kadınlar ise ev ve mutfak araç gereçleri ile evlerde toplanıp eğlenmişler ve bu araç gereçler özellikle kadın eğlencelerinin bir parçası olmuştur. Halen evlerde ‘’ Bakır gecesi’’ olarak adlandırılan eğlenceler devam etmektedir.  Anadolu da asırlardır başta Yörük kadınları olmak üzere Anadolu kadınlarına özgü geleneksel müzik icrasında yaygın olarak kullanılan mutfak araç gereçleri, Karadeniz bölgesinde de Karadenizli kadınların kullandığı güğüm bakır olarak ile karşımıza çıkmıştır.

EĞLENCELERDE KULLANILAN MUTFAK ARAÇ GEREÇLERİ

Bakır: Bakır madeninden yapılmış süt sağmaya, su taşımaya yarayan bakraç
Sini: Bakır, alüminyum, nadiren çinko madeninden yapılmış üzerinde yemek yenen mutfak eşyası
Leğen:  (İleğen) Bakır ve ya alüminyum madeninden yapılmış içine sebze meyve konulan ve ya çeşitli ev işlerinden kullanılan araç.
Güğüm: Bakır madeni ve ya alüminyum madeninden yapılan içine süt ve ya su koyulan ev ve mutfak aracı.
Kaşık: Tahta dan oyulan eskiden yemek yenen boyalı desenli veya düz kaşık.

DOÇ.DR. HÜSEYİN YALTIRIK ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

Anadolu’da geleneksel müziğimiz ve icracıları konusunda birçok akademik araştırmaları ve makaleleri olan Türk Halk Müziği TRT Radyo Sanatçısı Doç. Dr. Hüseyin Yaltırık’ın II. Maryas Uluslararası bilim, kültür, sanat Festivali onuruna hazırladığı Afyonkarahisar-Dinar derlemeleri çalışmasından leğen, yöresel değimle (İleğen) ile çalınıp icra edilen türkülerden ‘’Bizim yayladan geçelim’’ örnek olarak sunulmuştur.

BİZİM YAYLADAN GEÇELİM

Yöre: Dinar, Okuyan / Kaynak: Ayşe ÖZATA, Kayıt: Hüseyin YALTIRIK
Kayıt Tarihi: Dinar, Temmuz 1990

Bizim yayladan geçelim
Al ata yonca biçelim ey
Anan (baban) duymadan gaçalım

Ağladamasın yar meni
Eğleyemezsin sen meni

Bizim yaylalar yapraklı
Yaylası gara topraklı
Bizim yaylalar yapraklı

Ağladamasın yar meni
Eğleyemezsin sen meni

Bizim yaylalar otl’olur
Balı gaymağı datl’olur
Bizde güzeller gıymatl’olurr
(Bağlantı)

Böğün ağladır yarın ağladır
Yâr meni getirir burada belledir ey

Doçent Doktor Hüseyin Yaltırık’ın Afyonkarahisar-Dinar derleme çalışmalarından edindiğimiz bilgilerin dışında, Muğla Yörük dernekleri başkanı Ramazan KIVRAK’ tan alınan bilgilere göre de teke bölgesi özellikle Muğla, İzmir, Aydın, Burdur ve köylerinde ritim aracı olarak kullanılan mutfak aletlerinden sini ve leğen kullanılırdı, halen teke bölgesine ilişkin bir çok yerde kadın eğlencelerinde Yörük kimliğini teşkil eden çalgılar olarak leğen ( İleğen) ve sini geleneksel hareketlerin canlanması ile yeniden icra edilmeye başlasa da çoğunlukla yerini def, delbek ve dümbeleğe bıraktığı bilgileri edinilmiştir.

Bursa dağ köyleri, Mustafakemalpaşa, İnegöl ve bazı ilçelerinde ve Kütahya Tavşanlı ve diğer ilçeleri özellikle Domaniç bölgelerinde de bakır dediğimiz su taşımaya ve içine süt sağmaya yarayan bakraç ile kına ağıtları ve kadın oyun havaları icra edilmekte idi halen geleneksel kadın müziklerimizde eşlikçi ritim aleti olarak kullanılmaktadır. Çocukluğumdan itibaren kış geceleri kadın eğlenceleri ve kına gecelerinde bakır çalındığına şahit olarak büyüdüm. Bakırın yanı sıra toprak darbuka ve defte kullanlırdı. Tavşanlı nın Çaltılı köyünde de kadınlar halen bakır ve delbeği yan yana oturarak birlikte çalıyorlar.  Tavşanlı’nın birçok köyünde Yörük dağılımları nedeni ile Aydın ilinden yerleşimlerin çoğunlukta olduğunu bilinmektedir, teke bölgesinin ezgileri Tavşanlı köylerinde bazı türkülere ve oyunlara yansıdığı görülmüştür. Domaniç Erikli Köyünde  (Akkaya mahallesi )  yaşayan 70 yaşındaki Meryem Bozkurt ile yaptığımız alan çalışmasında atalarının Aydın ve Tavşanlı Erikli köyü arasında konargöçerlik zamanlarının büyüklerinden öğrendiği ve bizlere aktardığı bilgilere göre yaylalarda Yörük çadırlarında sini çevirip karşılıklı mani atışmaları yaptıklarını, bakır çalarak türkü söyleyip oynadıklarını belirtmiş ve örnekler vermiştir. Çaltılı köyü alan çalışmalarında rastladığımız ‘’Şu Dirmil in çalgısı’’ olarak bilinen Burdur türküsü  ‘’Coşkun gelinler ‘’ olarak icra edilip oynanmaktadır. Domaniç Ilıcaksu köyünde, civar köylerin bazılarında, Eskişehir köylerinde de sini çevirme geleneği bulunmaktadır. Tavşanlı Çaltılı köyde deblek denilen delbek, bakır ile aynı anda çalınmaktadır.

Kütahya Domaniç, Tavşanlı, Bursa Keles, İnegöl çevrelerinde bakır ile icra edilen türkülerden örnekler aşağıda belirtilmiştir.

Domaniç Erikli Köyü ( Akkaya ) Meryem Bozkurt sini çevirirken bir taraftan da mani atıyor. Aslında gelenekte iki kadın karşılıklı sini çevirip mani atışması yapıyorlarmış.

Sini çevirirken söylenen atma manilerden bazıları
Aman aman hey aman / Misafirler geldiniz /Sıraya dizildiniz /Birer birer başolmaz  / Hepiniz hoş geldiniz.
Lambalarda ismisin / Şişelerde mimsisin / Neden manimin cevabını vermeyon Emel Hanım / Yosa bize küsmüsün ?
Dereye dalıcen mi / Bir balık alıcen mi / Kızım evini misafir basan /Sen beni guyucen mi?
Gara gara yazılar / Ufak ufak kuzular hey / Hep bize yazılmış a gızım / Bu kötü gara yazılar hey

 

GEDİZ ÇAYLARI AKSIN

Yöre: Tavşanlı Çaltılı Köyü / Kaynak: Çaltılı Köyü kadınları
Derleyen: Emel Örgün

Gediz çayları da aksın aksın akmasın
Benim yarim at üstünde parlasın
Oyununa yanıyom ah kadın zehram oyununa
Can alıcı Leyla soyunda gel yanıma ( Bağlantı )

Yol üstüne kura koymuş kazanı
Vallahi biliyom aramızı bozanı

Bağlantı…

Gediz çayı akar akar bulanır
Gitme oğlan diye yar boynuma dolanır

Bağlantı…

Çıkma da a güzel merdivenin başına
Sen getirdin bu dertleri başıma

Bağlantı…

İki fındık bir cevize denk gider
Benim yarim sarı buğday hep gider

Bağlantı… (Türkü Kocakovacık ve Sorgun köylerinde de farklı bir ezgi bilinmektedir)

ÇALTILI DEDİKLERİ

Yöre Tavşanlı Çaltılı köyü, kaynak: Yöre kadınları
Notaya alan: Yücel Paşmakçı, Derleyen: Emel Örgün

Çaltılı dedikleri / Bakladır yedikleri
Hiç aklımdan çıkmıyor oğlan yar
O yarin dedikleri
Çaltılı ovasında / Su durmaz kovasında
Yar aklıma geliyor oğlan yar / namazın ortasında
Şu evi yapan usta / Olsun inşallah hasta
Pencireler konmamış oğlan yar / nerden bakayim dosta
Bizim motur kırmızı / dolaştı Çaltılıyı
Çifte yılanlar soksun oğlan yar / yarimi öpen kızı
A benim Amet yarim / Başı selamet yarim
Annen buban duyarsa oğlan yar / kopar kıyamet yarim

Tavşanlı Çaltılı Köyü kadınları ile alan çalışmalarından görüntüler.

 

PINARA VURDUM GAZMEYİ
Yöre: Tavşanlı Çakıllı Köyü, kaynak: Zeynep Yavuz
Derleyen: Emel Örgün

Pınara vurdum gazmeyi amanın a yarim
Gelinler gelinler örtünür yazmeyi a ayrim
Örtünür yazmeyi
Ben severim yarim ile gezmeyi amanın a yarim
Ne sandın ne sandın ben sana pek yandım
A yarim goyvedim usandım
Gide gide gitmez oldu dizlerim
Aglamaktan görmez oldu gözlerim
Nazlı yare geçmez oldu sözlerim
Bağlantı…

Tavşanlı Çakıllı / Zeynep Yavuz

MERDİVEN ALTINDA AMAN ÇAKIR OĞLAN
Yöre: Tavşanlı Çamalan ( Alabarda )
Kaynak: Dursun Güçlü / Fatma Karaduman
Derleyen: Emel Örgün

Merdiven altında aman çakır oğlan
Bir sarı yılan / Çatmış kaşlarını da çakırım
Duruyor divan
Aldırdın beni aman çakır oğlan  / aldırdın beni
Bahçede gülleri gibi de çakırım /soldurdun beni
Aman çakır oğlan yandım çakır oğlan
Ben gelin olmam / yedi sene peşime de düşsen
Yine sana yar olmam.

ANAM BENİ NİYE VERDİN  (BAKIR İLE ÇALINAN SÖYLNEN KINA AĞIDI)
Yöre: Tavşanlı, kaynak: Aydın Ersoy, Derleyen: Emel Örgün

Anam beni niye verdin / bana hep yavrum derdin
Çeziyimi savuraydın ateşlere küllere
Ellere yar ellere nasıl gidem ellere
Anam bana nasıl kıydın verdin yaban ellere
Babam beni aramazmı / kardeşlerim sormaz mı
Giderkinen ağlamaz mı vermeyeydin ellere
Ellere yar ellere nasıl gidem ellere
Anam bana nasıl kıydın verdin yaban ellere
Avlunuzda duvar olsam / Bacanızda duvar olsam
Ayağında durap olsam / Vermeyeydin ellere

 

SAMSAK DÖVECI

Yöre: Kütahya Tavşanlı
Kaynak kişiler: Ferit Aktakka, Rahmi Oruç Güvenç, Orhan Kasap
Nota ya alan: Yaşar Yokuş, Derleyen: Emel Örgün

Langıdı lan lan lan lan lan samsak döveci
Gümbüdü gümban gümban gümban ebe gümeci
Ebelerin ilacıdır ebe gümeci
Uyuz eşek yoncasıdır ebe gümeci
(Bağlantı)

Ebe gümecini toplayamın
İlazım olur saklayamın
Ardımıza bile bakmayamın
Bağlantı…

Ebe Gümecini pişirdim
Yidim yidim garnım şişirdim
Gomşuları başıma üşürdüm
Bağlantı…

İNCEDİR İĞDENİN DALLARI
Yöre: Domaniç / Ilıcaksu, Kaynak: Sepet Fadimesi lakaplı Fadime Gürbüz
Derleyen: Emel Örgün

İncedir iydenin dalları / arabadan akıyor ismaiyilin kanları
Ağlama fadimem ağlama/Buva dizlerim kitmiyor  / Tarlada para etmiyo
Neden öldürdün katil osman  / Dünya da neyine yetmiyor
Ağlama fadimem ağlama   /  Çobanların yapısı /Üstününe kaldı belası
Cumanın vaktinde veriliyor / İsmailin selâsı   / ağlama fadimem ağlama
Kaş altınının cevizi fadimede atdi da benizi  / Çoban Emine’sini sorarsan
Yariya da böldü çeyizi ağlama Fadime’m ağlama

 

ALÇAÇIKTAN KUŞLAR UÇTU

Yöre: Tavşanlı Çaldibi Köyü, kaynak: Gülistan Şimşek, Derleyen: Emel Örgün

Alçacıktan kuşlar uçtu aman aman aman ninaney
Kırmızı güle dolaştı
Yandım o yare vay vay civan aman aman
Geçti Güzel oğlan ha dendi
Hanımda neyna ney, canımda neyna ney na yar nina ney
Al isterim aman aman / Yenlerini dar isterim / Bağlantı

YÜSÜGÜMÜN TAŞI MAVİDİR MAVİ
Yöre: Tavşanlı Yörgüç, Kaynak: Bahriye Yılmaz, Derleyen: Emel Örgün

Yüsüğümün taşı mavidir mavi
Aklıma gelmeyor ellerin yari
Dutamadın bana verdiğin sözü
Ağla anam ağla eller böylolur
Aman el evine giden kızlar yanar kül olur
Yüksek minareden attım kendimi
Aman çok aradım bulamadım dengimi
Dalgın uykulardan galdırman beni

Bağlantı…

Anam benim sandığımı eşmesin
Eşip eşip gözyaşını dökmesin
Kızım gelcek diye yola bakmasın ( Bağlantı )

 

BURSA,  İNEGÖL VE İNEGÖL KÖYLERİ  BAKIR ÇALMA VE DÜĞÜN VE EĞLENCE GELENEĞİ

Bursa dağ ve Tavşanlı, Domaniç köylerinde bakır çalma uygulamasında bakırı bir kişi tutar, bakırı tutan kişi bakırı ters çevirerek sapı aşağıya gelecek şekilde sap ve bakır arasına işaret ve orta parmaklarını yerleştirerek çalma pozisyonuna getirir, bakırı çalan kişi ile birlikte söyleyerek oyun türküleri icra ederler. Birkaç kadın da yanlarına gelerek oyun havası türkülere sesleri ile katılırlar. Köy kadınları ve misafirler sıra ile oyuna davet ederler, oyuncu kadınlar tahta kaşıklarla oyunlar sergilenir. Genelde kadınların sesleri tizdi, oyun türküler birkaç kadın tarafından toplu icra edilir. Bakır havaları, bakırcı kadınlar, bakırcılar, tanımları bakır çalan oyun türküleri icra eden kadınlar, bakır havaları bakır çalınırken söylenen oyun havaları ve ağıtları anlamındadır. Her köyde bakır çalan türkü söyleyen kadınlar çoğunluktadır, ancak her biri bu görevi üstlenmez. Her köyde ‘’düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı’’ olarak nitelendirilen çalan söyleyen, ağıt yakan kadınlar bulunmaktadır

İnegöl merkez Kulaca, Deydinler,  Maden köyün ve civar manav köylerinde kadınlar bakır ve toprak darbuka ile eğlenirler aynı anda iki kadın iki adet bakırları çalarlar. Kına ağıtları bakır ile oyun havaları toprak darbuka ile icra edilir. Oyun havaları 2/4 ve çoğunlukla 9/8 zamanlıdır.

Düğünler kına gecesi olarak Cuma günü akşamı başlar, kınadan önceki günlerde kızın arkadaşları ile çeyiz serme, kınadan bir gün sonra yine gelin kızın akranı arkadaşları ile gelin hamamı, kına gecesi sonrası tavuk alma gibi gelenekler de toprak darbuka ve bakır çalınarak yapılır.

Paça günü Çarşaf kaldırma, Yatak kaldırma

Gerdek gecesinin hemen ertesi günü sabahı kız evinin ve oğlan evinin akrabaları kadınlar düğün evine gelerek hep birlikte yatak kaldırıp bakır çalıp eğlenirler. Paça günü eğlencesinin mahremiyeti çarşaf görme geleneğidir. Çok yakın geçmişimize kadar icra edilen paça günü, günümüzde bazı köylerde artık çok nadiren yapılmamaktadır.

İNEGÖL’ÜN İÇİNDE BEN GELİN OLDUM
Yöre: Bursa Mustafakemalpaşa, kaynak: Feriha Açay, Derleyen: Emel Örgün

İnegöl’ün içinde ben gelin oldum
Kirmaslı’ ya geldim irezil oldum
Aslanımsın Agah Bey sen bilemedin ( Bağlantı )

1500 altını sen yiyemedin / 1500 lirayı sen yiyemedin
İnegöl köprüsünün direkleri doksan
Agah beyi sorarsan akıldan noksan
Bağlantı…

İnegöl’den çıktım yan basa basa
Gelin oldum kız gidiyom kan kusa kusa
Bağlantı…

TÜRKÜNÜN HİKÂYESİ

1945-46 yılları arasında bursa Mustafa Kemalpaşa ile İnegöl arasında geçen bir hikâye Feriha Açay anlatımı ile olduğu gibi aktarılmıştır.

Bursa Kemalpaşa’da yaşayan delikanlının ismi Agah,  terzilik yapan ahşap bir evi olan kendi halinde birisi. İnegöl’de ki kız tarafı çok zengin imiş. Gençlerin aşkı üzerine kızın babası razı olup veriyor. Sıra düğüne gelince gelin almaya Agah Bey, bir kamyon gönderiyor. Arkasına çeyiz konur şoför tarafına da gelin biner diye. Kızın bir kamyon çeyizi olduğu için ön tarafa iki yenge biniyor. Gelinin babası  ‘’yengeler çeyizi indirip, açmaya başlasınlar ben gelini kendi arabam ile gönderirim’’ diyor.  Çeyiz kamyonu oğlan evine gelince damat da karşılamaya çıkıyor gelin de geldi diye. Yengeler damada  ‘’Babası gelini kendi arabası ile gönderecek ‘’ diyorlar. Damat çok kızıyor ve üzerinde ki damatlıkları çıkarıp meyhaneye gidiyor. Gelin geliyor kapıya damat yok, damadı arayıp buluyorlar ve getiriyorlar ve damat çok sarhoş, gelini indirip eve götürürken damat geline ‘’Ben sana sorarım benim gönderdiğim araba ile niye gelmedin? ‘’ deyince gelin de sinirleniyor ve ‘’Bana bi hoş geldin yok mu, ilk sözün sorarım mi olacaktı? ‘’  diyor. Gelin dışarı çıkıp babasının arabasında ki şoföre beklemesini söylüyor. Bu arada gelinin babası damat Agah Bey’in damatlık gömleğinin düğmelerini de altından yaptırmış. Gelin kız, çeyizini belediyeye mühürletiyor ve babasının arabasına binip İnegöl’e geri dönüyor.

AŞAGIDA MAHALLEYİ DUMAN BÜRÜMÜŞ  (ALİYE’M)
Yöre: Bursa Keles / Harmandemirci köyü, kaynak: Adile Yarış
Derleyen: Emel Örgün

Aşağıda mahalleyi yukarıda mahalleyi duman bürümüş
Gece gelin oluyor da edalı Aliye’m yayan yürümüş
Kaldırsana Aliye’m doldursana aliyem morlu fincanı
Nasıl godun gittin de edalı Aliye’m benim gibi ceylanı
Aşağıda mahalleye yukarıda mahalleye koyun mu saldın (2)
Kocalara gitmesini de edalı Aliye’m oyun mu sandın (2)
Bağlantı…         

KÜP İÇİNDE KAVURMA

Yöre: Keles / Gelemiç, kaynak: Mustafa Çakır
Nota: Yaşar Yokuş, Derleyen: Emel Örgün

Küp içinde kavurma / Kız saçını savurma
Bileğinden tutunca haticem / Ana diye bağırma
Dağlar dağladı beni / Gören ağladı beni
Merak etme nazlı da haticem / Sevda bağladı beni
Ocak başında pıcak / Sapından tutulacak
Oğlanların günahı Haticem / Kızlardan sorulacak

KAŞIK VE KAŞIK HAVALARI, KAŞIK OYUNLARI
Metin Türkol ( Burdur )

Kaşık: Şimşir, gürgen, kızılağaç, ağaçlarından yapılır, çeşitli tutma şekilleri vardır.

Kaşık çalma: Oyun oynanırken oyun türküsüne ritim tutma. Kaşık oyunları ve ya Kaşık havası denince ilk akla gelen Konya yöresidir. Hareketli oyun havaları ile Konya kaşık kültürü ülke genelinde bilinmektedir. Antalya, Burdur, Bursa, Balıkesir özelikle Sındırgı kaşık oyunları ile bilinir. Türkiye de Batı Karadeniz bölgesi (Kastamonu, Bolu, Sinop, Çankırı , Çorum ) gibi, Güney Marmara ( Balıkesir , Bursa , Bilecik) , İç Batı Anadolu  (Afyon, Uşak, Eskişehir, Ankara), Konya ve Mersin çevresinde oynanan oyunlara verilen ad… Her yörenin kendine özgü şekillerde ve desenlerde kaşıkları bulunmaktadır.

KARADENİZ BÖLGESİ GÜĞÜM VE BAKIR

Doğu Karadeniz Bölgesi, Trabzon Sürmene’den eski ismi Horhor  (Ğorğor ) , yeni ismi Birlik köyünden 1999 doğumlu Nevzat Coşkun’dan alınan bilgilere göre; Sürmene, Çaykara, Araklı ilçeleri ve köylerinde özellikle Araklı Kizirnos köyünde kınalarda ve eğlencelerde kadınlar güğüm ve bakır çalarak eğleniyor, ayrıca kaval ve bakır ile de horon müziği çalınarak kızlar horon tepiyor ve kına ağıdı icra ediliyor. Fındık, üzüm, mısır zamanlarında çalışma süresi olan on, on beş günlük süreç bitiminde Parakat ve argadiya da denilen ‘’ırgatlık geceler”i denen geceler yapılıyor, bu gecelerde yapılan eğlencelerde delikanlılar kızlar erkekler, bakır, güğüm, kaval çalarak geleneksel müziklerini ve oyunlarını icra etmektedirler, karşılıklı maniler atışırlar.

Akçaabat Şinik  (Üsköy ) köyünden 2000 doğumlu İdris Akyüz kendisi de düğün ve eğlencelerde Karadeniz türkülerine sesi ile eşlik etmektedir, annesi Emine Akyüz ( 1964 )  kadınların kına gecelerinde halen kınalarda da geleneksel Karadeniz türkü ve oyunlarına bakır ve güğüm çalarak eşlik etmektedir.

Nevzat Coşkun’dan maniler
Gelin horon edelum  / Tahtalar  yıkılacak
Kalkın ordan karilar / Sevduğum oturacak
Sen bir beyaz paklasun / Seni Allah saklasun
Geyin kuşan sevduğum /  hasımlarun çatlasun

Kaynatamun sakali / İneyu dizlerune
Ey ben kurban olayum / Oğlunun gözlerune
Düğün evine kızlar / Sallanacak duracak
Kalkın ordan karilar / Sevduğum oturacak 

O SARI ÇENBERUN

Düğün ve eğlencelerde güğüm ile icra edilen Karadeniz bölgesine ait türkü

O sarı çemberunin (de) solsun dalları solsun
Kalk gidelim a yarim (de) nasıl olursa olsun
Kayugi attım suya (da)  su çıktı kaynalara
Çok da güzel degilsun ( da)  Bakaysun aynalara
O sarı çemberunin (da) ucuna bak ucuna
Annen ekmek batırmış  ( da)  ikimizin kanina
Kapının gerisunde  (de)  Şişur çemberi şişur
Bir şey eyle de yarim (de) Beni yanuna düşur

TENEKE VE GÜĞÜM
1999 Lüleburgaz doğumlu ünlü asma davul sanatçısı Samet Sertol Edirne Vatandaş gazetesi 26 temmuz 2017 tarihli röportajında çocukluk çağlarında iken akranı arkadaşları ile toplanıp kimi güğüm kimi teneke çalarak müzik yaptıklarını, o yaşlarda iken asma davulun kendileri için büyük sevda olduğunu  daha sonra babaların onlara birer asma davul aldığını  belirtmiştir. Davul zurna kültürünün Trakya bölgesine ait bir kültür olduğunu, asma davulun icrasının öyle görüldüğü gibi basit olmadığını da belirtmiştir.

*Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı öğretim ve araştırma görevlisi, Türk Halk Müziği Sanatçısı Hale Yamaner Okdan‘ın Ege Üniversitesi sosyal bilimsel enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları, İzmir 2012 / Türk Halk Müziği anabilim dalı doktora tezi  ‘’Batı Anadolu’da Yörük müziği ve kadın icracıları‘’  başlıklı geniş bilimsel araştırmalarının yer aldığı 379 sayfalık tezi bulabileceğimiz en geniş kaynaklardan biridir, özetinde yer alan bilgiler makalemizde yer alması gereken önemli bir içeriğe sahiptir. Tezin tamamına internet verilerinde ulaşılabilir

Emel ÖRGÜN

Türk Halk Müziği Sanatçısı, Bursa’da Sanatın Sesi Derneği Başkanı | 1962 İnegöl doğumludur. İlk orta lise İnegöl'de okudu. Ticaret lisesi, İnegöl Lisesi, Halk Eğitim Merkezi halk müziği korolarında çalıştı. 1993'te Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı sınavlarına girdi, öğrenimini tamamlayınca koroda çalışmaya başladı. 25 yıllık çalışma sürecinden sonra emekli oldu. "Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?" filminde oynadı, Bursa dağ köyleri ve İnegöl Maden Köyü'nden derlediği türküler film müziği olarak filmin albümlerinde yer aldı. Bir kaç reklam ve dizi filmlerde rol aldı. Ait olduğu Yörük Türkmen camiası içerisinde kültürel faaliyetlerini sürdürüyor. Bursa ve Kütahya köylerinden derlediği birçok türkü TRT repertuvarlarında yer aldı. Alan çalışmalarından edindiği kaynakça bilgiler ışığında bölgelere ait soyut değerler tespitlerini yazarak, gerektiğinde de konuya ilişkin konferans taleplerini de değerlendiriyor. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Emel Örgün

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024