Kurtuluş Savaşı’na bilfiil katılan Halide Edip Adıvar, onbaşı rütbesi almıştır. İstanbul’da düzenlenen protesto mitinglerinde konuşan Halide Edip işgal günlerinin yakın tanığıydı. İstanbul’u terk eden az sayıda aydından biriydi. Hem cepheyi, hem cephe gerisini yakından takip etmişti. Adıvar, İstiklal Savaşı günlerini yazdığı “Ateşten Gömlek” ve “Vurun Kahpeye” kitaplarında dile getirmiştir.
Vurun Kahpeye, Halide Edip’in ikinci romanıdır. Roman 1923 yılı sonlarında Akşam gazetesinde tefrika edilmiş ve 1926’da ilk defa kitap olarak yayımlanmıştır.
Vurun Kahpeye romanı, milli mücadele yıllarını konu edinen bir romandır. Bu roman Milli Mücadeleye bizzat katılmış cephe gerisinden olayları izlemiş bir kişi olan Halide Edip’in tanık olduğu olayları da içermesi yönünden oldukça önem taşır. “1919’da İzmir’in işgal edilmesinden sonra başlayan protesto mitinglerinde aktif rol oynayan Halide Edip; Fatih, Kadıköy, Sultanahmet mitinglerinde konuşmalar yapmış, İtilaf devletleri temsilcilerine verilmek ve aynı zamanda cami ve mescitlerde okunmak üzere hazırlanan protesto bildirilerini yazıp imzalayanlar arasında yer almıştır.” Ayrıca savaş muhabiri olarak görev almış, cephe gerisinden savaş yıllarını gazeteci olarak da anlatmış birisidir.
Romanda, idealist öğretmen olan İstanbullu Aliye’nin Anadolu’da bir kasabaya gidip Milli Mücadele’ye destek vermesi ve bu esnalarda başından geçen olaylar ele alınır. Roman Öğretmen Aliye’nin yaşadıklarından ve gözlemlerinden yola çıkarak o günlerdeki Anadolu halkının Milli mücadeleye bakışı, tutumu Kuvayı Milliye’ye karşı tavırları ile Osmanlı devleti yanlılarının ve eski düzen karşıtlarının veya taraftarlarının çatışmalarını yansıtır.
Halide Edip, Vurun Kahpeye romanında, yobazlık ve bağnazlık yıkılmadan kazanılan İstiklal mücadelesinin kalıcı bir zafer olamayacağını, zaferin kalıcı olmasının yozlaşmış yönetimin yerine çağdaş eğitim ile yönetimin getirilmesi ile sağlanabileceğini anlatmaya çalışmıştır.
Roman, bu temel düşüncesini kahramanlarının mücadele alanları ve savaş cepheleri yönünden de ortaya koymaktadır. Romanın ana kahramanı olan Aliye, eğitim cephesinden yobazlar, cehalet, yozlaşmış kurumlar ile savaşırken; nişanlısı Tosun Bey düşman ve dış güçler ile harptedir. Nitekim dış güçler ve düşman mağlup edilmiş; ama Aliye yenilmiş, hatta taşlanarak öldürülmüştür.
Romanın finalinde bu çelişki acılı bir ironi şeklinde ortaya konulmuştur. Nitekim düşmanla mücadele kazanılmış, iç güçler ile yapılan savaş Aliye’nin taşlanarak öldürülmesi ile kaybedilmiştir.
Halide Edip Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk’ün karargâhında görev yapmış, cephe gerilerinde dolaşmış, bir yazar olarak bu bakımdan roman Halide Edip’in gözlemlediği olayları yansıtmıştır denilebilir.
Altmışlı yıllarda tarihi dokusunu koruyan Mustafakemalpaşa’da 1964 yılında Halide Edip Adıvar’ın sinemaya aktarılan meşhur romanından “Vurun Kahpeye” filmi çekildi. Yönetmenliğini Orhan Aksoy’un yaptığı filmin başrollerinde Hülya Koçyiğit, Ahmet Mekin oynuyordu. Filmin diğer oyuncuları arasında Vahi Öz, Reha Yurdakul, Ali Şen ve Danyal Topatan bulunuyordu.
Film, Aliye öğretmenin vatan sevgisini anlatır. Tüm yurt işgal altındadır. Anadolu’ya yeni tayin olan Aliye öğretmen kasaba eşrafından Ömer Efendi’nin evine yerleşir. Cami İmamı Hacı Fettah ile Hüseyin Efendi Kuvay-ı milliye’ye karşıdırlar. Kasabayı menfaatleri için düşman askerlerine vermekten çekinmeyen ikili, Yüzbaşı Fuat Bey ile sözlenen Aliye’yi kasabadan göndermek için her yolu dener.
Yunan işgali sırasında işgalcilerle iş birliği yapan mollalar işgalciler kaçınca, sevmedikleri ve Yunanlılardan bilgi toplayıp, Milli Mücadelecilere aktaran genç öğretmeni işbirlikçi diye linç ettirir. Tabii, filmin sonunda kötü adamlar asılır.
Aslında bu sonda gerçek payı vardır. Mustafakemalpaşa’da kurtuluştan sonra 72 kişi Debboy Bayırı’nda kurşuna dizildi. Filmin linç sahnesi Şeyh Müftü Camisi önünde çekilmiş.
*
Yazlık sinemalarda kullanılan makineler ucuz ve kullanımı kolaydı. Köyümüzde (Mustafakemalpaşa’nın Güllüce köyü) Seyfettin Tayfur adında, babamın arkadaşı olan girişimci, mucit bir büyüğümüz vardı. Bir arkadaşıyla beraber köyün İzmir yoluna yakın bir evin bahçesinde sinema ekranı için önce bir duvar yaptı ve böylece köyümüzde ilk defa sinema açıldı. Biletler ucuzdu. Şarkıcıların çevirdikleri filmleri getiriyordu. Oynayan filmlerin birkaçına köydeki arkadaşlarımla gittik.
Ünlü sinemacı yapımcısı Çiçek Arif’in (Arif Keskiner’in) köyümüzde yedek subay olarak öğretmenlik yapması çok hoş bir tesadüf olsa gerek.
“VURUN KAHPEYE” FİLMLERİ HAKKINDA
“Vurun Kahpeye” (1949) Ömer Lütfi Akad tarafından çekilen film, iftira sonrası linç edilen Aliye Öğretmenin hikâyesini konu edinmektedir. Film, Halide Edib Adıvar’ın 1923 yılı sonlarında Akşam gazetesinde tefrika edilen ve 1926’da ilk defa kitap olarak yayınlanan aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanmıştır. Roman, toplamda üç defa sinemaya uyarlanmış ve bu, ilk uyarlamadır. Başrolde Aliye Öğretmeni canlandıran Sezer Sezin vardır.
“Vurun Kahpeye”(1964) Orhan Aksoy tarafından çekilen filmin başrolünde Hülya Koçyiğit ile Ahmet Mekin yer almıştır.
“Vurun Kahpeye”(1973) Halit Refiğ tarafından çekilen filmin başrolünde Hale Soygazi oynamıştır. Diğer oyuncular, Tugay Toksöz, Tanju Gürsu, Muharrem Gürses, Kamran Usluer, Murat Tok, Selçuk Özer,Diler Saraç, Mahmure Handan, Erdoğan Seren.
Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar.
Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu.
TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi.
Yayınlanmış kitaplarından bazıları:
"Kuşçubaşı Hacı Sami Bey",
"Özbek Mektupları",
"Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler",
"Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi".
Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır.
E-Posta: [email protected]