Günümüz EL HALİL Kenti olduğunu daha önce bildirdiğimiz Musa dininin ilk tohumlarının atıldığı kentte o denli ilgi çekici inanç grupları ve etkinlikleri vardı ki; günümüz Ortadoğu ihtilafları ile semavî dinler arasında var olduğunu düşündüğümüz ihtilafların temelinde işte bu kentin inançlardaki derinliği ve farklı toplulukların aykırı dini ayinleri yatmaktadır dersek yanılmayız. Olaylara KESİN İNANÇLILAR olarak bakanların görüşleri beni ilgilendirmez. Çünkü tarih şuuru bunu kabul etmez.
Bir düşünün, her 60 yılda bir tekrarlanan ve 5-7 yıl süren dinsel ayinler, toplu sünnet törenleri bunların en ilgi çekici olanlarıdır. Göksel bazı gezegenlerin ilgi çeken hareketlerinin gözlemlenmesi dini eylem ve inançları açıkça derinden etkiliyordu.
Bugün konumuz bu ayinler değil. Bu konulara elbette geleceğiz. 28 Şubat tarihinde sitede yayınlanan ve konuyu oluşturan Âdem; semavî dinlere göre insanın ilk atası, Adom (ADOMİTE tarikatı) sözcüklerinin ŞEYTAN olarak KIRMIZI anlamında birleşen bir içerikle kabul gördüğünün nedenlerini anlatmıştık. Yani İnsan mı Şeytan, Şeytan mı İnsan? O günlere göre varılmış kesin bir kanaat değildi.
Anne karnında Esau ve Yakup; ikiz kardeşler aynı gerçeğe işaret ediyordu! Yani günümüz hangi semavî inancına bakarsanız bakın, bu gerçek değişmez; var oluş itibarı ile yani.
Yani o günlerin bu algılamasının günümüzde; ‘’Şeytan gibi adam!’’ ya da ‘’Şeytanın hizmetine girmiş!’’ veya buna benzer kendinizin de üretebileceği çok cümle kalıbına sahip olduğunuzdan eminim. Bir sorun kendinize; ‘’Neden bu cümle kalıplarına sahipsiniz ki?’’ Çünkü dil, sözlü kültürü taşır. Nereye kadar? O bilginin gereksiz olduğu güne kadar!
İşte Âdem ve Adomit (Şeytan) kırmızı anlamında olduğu için taş kültürünün de başlangıcı oldu. Günümüzü çokça ve halen etkileyen bu 5 bin yıllık inanç etkileşimi bir TAŞ kültürünü de Musa dini izleyicilerinin kendilerinden önce var olan arkaik inançları da bünyelerinde taşıyarak gerek İsevî ve gerekse de Muhammedî inançları etkilemeyi başararak günümüze taşıyabilmiştir.
Takı dükkânlarında iş bu taş kültürü üzerine önemli düzeyde hatun alıcılar yok mu yani!
Hebron YARGI GÖGÜSLÜĞÜ
‘’Titizlikle hesaplanmış örgüyle Hoşen Mitpat yap. Onu Efod’un yapıldığı şekilde yapacaksın. Altın sırma, gök mavisi, erguvani ve kırmızı yünlerin, eğrilmiş ketenle bükülmesinden elde edilmiş ipliklerle yap onu. İkiye katladığında 1 zeret boyu ve 1 zeret eniyle kare şeklinde olacak. Onu, dört sıra taş yerleştirilecek biçimde taş yuvalarıyla doldur. ODEM, PİTDA ve bereket ile bir sıra- bu ilk sıradır’’
HOŞEN koruyucu bir göğüslük olarak ‘’Hesaplanmış örgü’’ olup ‘’Bir ağacı toprağa bağlayan kök!’’ gibidir; Yani HAYAT AĞACI.
Biz ‘’yargı göğüslüğü’’ ya da ‘’Karar Göğüslüğü’’ de denilen üzerine değerli taşların yerleştirildiği, göğse takılan kare şeklindeki bir takıdan söz etmek istiyoruz. Ayrıca ‘’muska’’ kültürünün de kökünü oluşturur. Bu göğüslük; karar vericilerin hatalı kararları için Tanrı’nın affını dileyerek halkın geneliyle ilgili kararların verilmesinde aktif rol oynamak üzere düzenlenmiştir.
‘’Hoşen’in ön yüzü üzerinde Yakov’un oğullarının isimlerinin yazılı olduğu on iki kıymetli taşla doldurulacak ve bu taşların her biri kendi yuvasında duracaktır,’’ Talmud’a göre.
Metinde belirtilen kıymetli taşların türleri hakkındaki görüşler farklıdır. Yani kişiye göre yorum içeren ve elbette Hibru (İbrani) kaynaklarda sadece isimler zikredilmiş; herkes kendi meşrebine göre almak istediğini alsın istenmiştir.
Biz burada ‘’ODEM’’ denilen aslı ‘’ADOM’’ olan KIRMIZI ile ilgili taştan söz etmek istiyoruz. Yukarıda da referans verdiğimiz konu ile sıkı ilişkisi olması nedeniyle elbette.
Çoğu antik kaynakların bu kavramın kırmızı taş olduğuna dair aynı düşüncede olduğu belirtilmektedir. Zaten açıkladıkça hak vereceksiniz.
Bir açıklamaya göre bu bir cornalian taşıdır. Türkçemizde yok karşılığı. Ama ‘’endüstriyel akik’’ ya da volkanik koyu kırmızı, kaliteli akik diye de bilinir ve ana vatanı da günümüz Türkî devlet topraklarıdır. Bir çeşit kuvarstır günümüz bilgisinde.
Ama Hadis ne diyor? Daha önce yazmıştık: ‘’Akik bulundurunuz, sizi nazardan, hastalıklardan korur!’’ Edomit bir hafızanın tezahürü değil mi yani! Elbette peygamberlerin işlerine akıl erdirmek biz sıradan fanilerin işi değil, ama insan da KIRMIZI bir soydan gelince!
Yani Hebron’da (El Halil!) Elbette yakut ta aynı kaderi paylaşmıştı o muhteşem kırmızı rengiyle… Demek ki bundan sonra diğer taşların durumuna daha rahat bakabiliriz. Elbette simgeledikleriyle…