Hitler’in kurbanları Türk soylu muydu? |
Dikkat çekmek istediğim konu, göçler tarihi… Çağdaş’ın bu sayısında özellikle yakın tarihteki göçleri, sonuçlarını ve insan öyküleri ışığında mübadillerin yaşadıklarını tartışırken, farklı bir pencere olsun diye 2. Dünya Savaşı’nda yok edilen Yahudilere de bir göz atmak gerek. Kim bilir, belki de onlar Türk kökenliydi…
Öykü çok orijinal, ilgi çekici ve kışkırtıcı… Çok yeni değil aslında, bir dönem çok tartışılmış, sonra rafa kalkar gibi olmuş, sonra arkeolojik bulgular, öykünün doğru olduğunu kanıtlar veriler ortaya koyunca, yeniden gündeme gelmiş. Önce biraz bilgi, sonra kafa karıştıran sorular ve bingo: Musevi inanışına göre İshak oğlu Yakup`un 12 oğlu olmuş, her oğul ayrı bir kabileyi başlatmıştır. (İshak, Yakup ve oğlu Yusuf İslami görüşe göre de peygamberdir.) Dünya Yahudilerinin bu 12 kabileden geldiğine inanılmaktadır. Peki; nasıl oluyor da Hazar İmparatorluğu’nu kuran, MS 7-10. yüzyıllar arasında Çin’in kuzeyinden Karadeniz’e kadar büyüten Türk toplulukları, bu 12 kabileden birine mensup olmadıkları halde Musevi olabiliyor?
Bu soruya makul ve mantıklı cevaplar üreten kişi, Musevi kökenli ünlü bir yazar olan Arthur Koestler… Doğu ve Kuzey Avrupa Yahudilerinin (Aşkenaz) köklerinin farklı olduğu görüşünü savunan Koestler, 1976’da yayınladığı On üçüncü Kabile (The Thirteenth Tribe) adlı kitabında, Ortaçağ’da neredeyse tüm Doğu Avrupa`nın Türk kökenlilerin denetimi altında bulunduğundan hareketle, Aşkenaz Yahudilerinin de Türk kökenli olduğu savını ortaya atıyor. Öyküyü kısaca özetlersek durum şu… Şamanizm inancına bağlı Hazarlarda din konusunda herhangi bir zorlama yok. İsteyen istediği dine girip çıkıyor, çünkü dinsel hoşgörü çok yüksek. 8. Yüzyıl’ın ortalarında Hazar Hanı Bilge Kağan, Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan din adamlarını heyetler halinde ülkesine davet ederek, kitabi dinler hakkında bilgi alıyor, Şura’da bu konu tartışılıyor. En sonunda da Museviliğe geçmeye karar veriyor. Fakat Musevilik milli bir din olduğu ve yukarıda belirttiğimiz 12 kabileden birine mensup olmak gerektiği için Musevi din adamları bir çıkış yolu arıyorlar. Musevilerin kayıp 13’ncü kabilesinin işte bu Hazarlar olduğuna hükmediliyor ve kağanlarıyla birlikte geniş topluluklar Museviliğe geçiyor.
11. Yüzyıl’da Hazar Devleti toprak kaybede kaybede eriyip gidiyor, halklar birbirine karışıyor. Sonunda Hazar Devleti ortadan kalkıyor… Hazar ve bölge halklarından Musevi topluluklar Karadeniz’in kuzey kıyılarını takip ederek Doğu Avrupa’ya göç ediyor. 14. Yüzyıl’ın başlarında Anadolu’da Osmanlı Devleti kurulurken, Hazarlar çoktan Avrupa’ya ulaşmış durumda. Osmanlı’nın Viyana kapılarına kadar dayandığı yıllarda da Yahudiler o bölgelerde yaşamaya devam ediyor. 19-20 yüzyıllara gelindiğinde Osmanlı, Avrupa’daki toprakları terk edip geri dönmeye zorlandığında da durum aynı… Koestler, Hitler’in 2. Dünya Savaşı sırasında (1939-1945) katlettiği Yahudilerin Türk asıllı olduğu savını bu bilgilerle destekliyor. Bilim dünyasında çok tartışılan bu görüş, henüz tam kabul edilmiş değil, tam reddedilebilmiş de değil. Ve yıl 2008… Rus arkeologlar, bin yıl önce Museviliği kabul eden ve döneminin en zengin devletlerinden birini kurduktan sonra tarih sahnesinden aniden çekilen Hazar Türklerinin kayıp başkenti “İtil”i bulduklarını açıkladılar. Dimitri Vasilyev liderliğindeki arkeoloji ekibi Hazar Denizi’nin kuzeyinde, Rusya-Kazakistan sınırındaki Astrahan kenti yakınlarında, yaptığı kazılarda üçgen şeklinde bir kale ile Hazarların konut olarak kullandığı yurtların kalıntılarına ulaştı. Vasilyev, çıkan eşyaları çok dikkatli inceleyerek bu kalıntıların kayıp kent İtil olduğu sonucuna vardıklarını söyledi. Hazar Türkleri konusunda uzman isimler de, Rus arkeologların 60 bin nüfuslu olduğu düşünülen kayıp başkenti bulduğuna inanıyor. İsrailli uzmanlar ise mutlaka yazılı eserlere ulaşmak gerektiği görüşünde… İnsanlık tarihinde, toplulukların göç ettiği birçok örnek mevcut. Uzak tarihlerden buyana göçler haritasını dikkatle izlediğimizde, kültürel şifreleri çözecek bulgulara ulaşmak mümkün. Hiç belli olmaz… Bugün Türk zannettiğiniz topluluklar başka kökenden, başka toplum dedikleriniz Türk kökenli çıkar… Müthiş değil mi?
Kaynak: Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi yayın organı Çağdaş’ta yayınlanmıştır. (2-7-2015)
***
Arthur Koestler
(1905, Budapeşte– 1 Mart 1983 Londra)
Macaristan doğumlu çok yönlü yazar. Babası Leopold Koestler, Kuzey Macaristan`a göçmüş bir Rus Yahudisiydi. Roman, gazete yazıları, sosyal felsefe eserleri ve bilim alanında kitaplar yazdı. 1931 yılında Almanya Komünist Partisine katıldı ama 7 yıl sonra, Birleşik Krallığa göç edince ayrıldı. 1940`ların sonlarına doğru en tanınmış İngiliz anti-komünistlerinden biri oldu. 1950`ler boyunca da aktif olarak siyasete devam etti. Sovyetler`de 1930`lardaki tasfiyeleri anlatan Gün Ortasında Karanlık romanı Stalinizmin kurgusal temsili olarak George Orwell`ın 1984 romanı ile birlikte anılır. 13. Kabile adlı araştırmasında ise Aşkenaz Yahudilerinin tarih sahnesinden silinmiş olan Hazar Türkleri olduğu savını ortaya atmıştır. Bu sav bilimsel çevrelerde halen tartışılmaktadır. Ayrıca Britannica Ansiklopedisi için de maddeler yazmıştır.