Bu çalışmada [1] İnegöl Maden köyü düğün geleneğimizde çocukluğumda kendi gözlemlediğim ve aktardığım bilgilerin yanı sıra konu hakkındaki bilgiler 1936 doğumlu (Ormancı Mesut) lakaplı Mesut Ayaz’dan, 1936 İnegöl Maden Köyü doğumlu (Gara Fadime lakaplı) Fadime Mendir, 1950 İnegöl Maden Köyü doğumlu (Tasimlerin Fadime lakaplı) Fadime Uğur tarafından edinilmiştir.
İnegöl Maden Köyü düğün geleneğinde erkek tarafında yapılan eğlencelerde ilçeden çift davul ve çift klarnet olmak üzere dört adet müzisyen gelirdi. Cuma akşamı başlayan ve pazar günü akşam ezanında biten düğün merasimi köy meydanında başlatılır, yakılan ateş çevresinde en küçük delikanlı ekiplerden en yaşlı erkeklere kadar grup grup oynanırdı.
Başta İnegöl çiftetellisi olmak üzere, civarda bilinen tüm çiftetelliler çalınır erkek ekipler parmaklarına zil takarak oyun icra ederlerdi. Bursa dağ bölgesi oyun havaları, yüksek hava ve Cezayir de çalınıp oynanırdı.
Düğünün son günü olan pazar günü gelin alma merasimi müzisyenler eşliğinde kol kola giren delikanlıların ağır adımlarla ve türküler söyleyerek gelin evine doğru yol almaları ile başlar. Kol kola giren ve hep bir ağızdan türkü söyleyerek yürüyen delikanlılara “seyman” deniyor. Söylenen türküler arasında “Evlerinin önü lale de maydanoz, Cevizin yaprağı dal arasında” türküleri de bulunmaktadır.
Erkek evine türküler söyleyerek gelen gelin alıcılar gelini attan ya da öküz arabasından indirirler. Gelinin koluna köyden yaşlı bir adam girer ve erkek evinin kapısından içeri birlikte girerler. Erkek evinde bulunan kadınlar gelini yaşlı adamdan teslim alıp eve getirirler. Evlenen delikanlı arkadaşları tarafından tekbir getirerek ve sırtına yumruk vurarak gerdek odasına sokulur.
Kına yakma; Kına yakma eğlencelerine “kına gecesi” denmektedir. ,
Bursa İnegöl Maden köyünde kadınlar, kına eğlencelerinde Rumeli bölgesine ait kadın oyun havaları eşliğinde eğleniyorlardı. Yan yana oturan üç tane genç kız ellerine aldıkları üç tane toprak darbukayı çalarak türküler icra ediyor, icra edilen türküleri ise şunlardır;
Maden köyünün düğün kına eğlence icra eden isimlerine kısaca ‘’ düğüncü’’ denilen kızların isimleri ve lakapları
(Maden köylü Nergis Tokuş ve Sevengül Bütün’ den edilinilen bilgiye göre)
İnegöl Köylerine özgü oyun havası olan çiftetelli: Aman Yelillel yeillel yalel çalınır soylenir ve oynanır.
Oyun havaları çalınıp söylenirken, ikişer kişi olmak üzere dört genç kız ile oyun başlar en yaşlı kadınlara kadar dörder dörder oynanırdı. Oyun ezgileri çalınıp oynandıktan sonra sıra kına yakma merasimine geçiliyor. Kına yakma eylemi ise üç ya da iki yaşlı kadının yere oturarak ters kapattıkları bakırdan yapılmış su kapları olan bakraçları çalarak kına ağıtları söylemeleri ile başlıyordu. Yaşlı kadınlar “Altın tas içinde kınam ezilir, Esvap Yuduğum Aktaşlar, Ceza da Yerinin Harmanları Savrulur” ağıtlarını söylerken gelinin arkadaşı üç genç kız geline kına yakıyorlardı. Altın Tas İçinde Kınam ezilir isimli kına yakma ağıdı, Kütahya ve çevresinde de farklı bir ezgi ile icra edilen varyanttır. Ayrıca “Ceza da Yerinin Harmanları” isimli kına ağıdı da diğer çeşitlemelerinden tamamen farklı (saba) makamı Cezayir çeşitlemesidir.
Gelin Hamamı: Kızların toplanarak gelin ile birlikte oyun ve eğlence sergiledikleri birlikte yıkanıp arındıkları geleneksel Gelin hamamında Yalel çiftetellisi en yaygın olarak icra edilen eserdi.
GELİN SÜSLEMEDE YÜZ YAZMA VE PUL YAPIŞTIRMA SANATI
İnegöl Maden köyü gelin süsleme
Gelin süsleme sanatı 1936 İnegöl Maden Köyü doğumlu (Gara Fadime lakaplı) Fadime Mendir, 1950 İnegöl Maden Köyü doğumlu (Tasimlerin Fadime lakaplı) Fadime Uğur tarafından icra edilmiştir. Fadime Mendir ve Fadime Uğur’dan alınan bilgilere göre son 30 yıl öncesine kadar gelin olacak genç kız geleneksel biçimde süsleniyordu. Görüşmeler 20.01.2011 tarihinde İnegöl Maden Köyü’ne giderek kişilerin kendileri ile yapılan alan çalışmasında edindiğim bilgilerdir. Yüze yapıştırılan pul ve siyah kalemle yapılan yüz yazma, zülüf kesme, kesilen zülüflere süslü tokalar takma, sıvı ve yapışkan bir maddeye katılmış kırpılmış gelin telleri ile kâhkül üzerine kibrit çöpü yardımı ile desen çizme işlemi yapılıyordu.
Tüm dünyada olduğu gibi, Anadolu topraklarında yaşayan medeniyetlerin gelenekleri üzerinde dini inanışların ağırlığı gözlemlenmektedir. Türk kültüründe ritüel değişim sürecinde inanç tercihlerine rağmen şaman geleneklerinin günümüze kadar taşınmasından somut kültür örnekleri olarak düşündüğüm ve
İnegöl Maden Köyü ve kimi yerlerde gelin süsleme sanatında yüze yapılan işaret ve simge örneklerinde, en eski şaman geleneklerinden biri olan dövme sanatından etkilenildiğini bu güne okuduğum yaşadığım gözlemlediğim kendi kanaatlerim olarak belirtmeliyim ki Anadolu’da dövme geleneğinin oldukça eski tarihlere dayandığı bilinen bir gerçektir; güneşin, ayın, yıldızların kutsallığına inanıldığı zamanlarda “dövme” bir kimlik bilgisi olarak kullanılırmış. Yaşlısından gencine, genç kızından geline, eşi ölen ve bir daha evlenmek istemeyen kadınlara kadar dövme bir kimlik bilgisi olarak kendilerine özgü simgeler ile el, ayak ve yüzlere işlenmiştir. Gelinlerin yüzlerine minik birer ağaç dalı örneğinde siyah kumaştan kesilen parçalar üzerine pullar dikilir, pul dikilmiş siyah kumaş parçaları alın çene ve yanaklara yapıştırılırdı. Kaşların iki yanına siyah kalemle birbirine yakın üç nokta çiziliyordu. Bu üç noktanın anlamı dövme geleneğinde “görmedim, duymadım, bilmiyorum” idi. Bir varsayım olarak gelinin baba evinden çıkıp gittiği evin sırlarını dışarıya açmaması ilkesi benimseniyor.
Güneş simgeleri Güneş efsanesinden beslenen figürler.
Dövme geleneğinde güneş efsanesi şunları temsil etmektedir;
Zarafet, Sadakat, Cömertlik, Azim, Hüner, Açıklık, Güç, Sempatik olma, Kahramanlık, Sır tutma
“ Tatto / Güneş Efsanesi internet yazıları “
Kuaförlerin bulunmadığı zamanlarda gelin süsleyen kadınlara, yurdun çeşitli bölgelerinde ise “meşşata” ve ya “kalemdar” veya “yüz yazıcı” denirmiş. Kimi yerlerde “koltuk merasimi” deniyormuş. Gelin yüzüne kalem ve pullarla yapılan desen çizme sanatının Osmanlı dan çok önce var olduğunu söylerlerdi.
“Türk kültüründe gelin süsleme ustaları – Yard Doç. Arzu Çiftoğlu Çubuk “
İnegöl Maden Köyü kadınlarından yüz yazarak gelin süsleyen Fadime Mendir (Gara Fadime) ile yapılan söyleşide en son 15 yıl evvel bir gelini bu özellikte süslediği öğrenilmiştir ( Emel Örgün ) Maden köyünde gelin süsleyen kadınlara tellak deniyordu.
Pembe, mavi, yeşil, beyaz renklerde, üzeri aynı renk ipekle işlenmiş saf ipekten gelinlikler giyerlerdi. Yine gelinliğin renginde, taç olarak kullanılan gelin başı çiçeği duvakla birlikte takılırdı.
Yakın tarihe kadar Kütahya Tavşanlı’nın bazı köyleri, Emet ilçesi ve civarında da gelinin yüzüne alnına yanaklarına ve çenesine çörek otlarından çiçek motifi desen çerçevesi yapılır veya siyah kalemle yaprak ve ya kar tanesi motifleri çizilir, motiflerin içleri de sarı simlerle boyanırdı.
ALTIN TAS İÇİNDE KINAM EZİLİR
Altın tas içinde kınam ezilir annem ezilir
Gümüş te tarak üstüne zülüfüm düzülür annem düzülür
Ben gidiyom annem düzen bozulur annem bozulur
Ah etmesin annem kızlar böylolur annem böylolur
El evine giden kızlar kül olur annem kül olur
Annem benim sandığımı açmasın annem açmasın
Çuha da şalvarıma uçkur takmasın annem takmasın
Gızım gelir diye de yollara bakmasın annem bakmasın
Ah etmesin annem kızlar böylolur annem böylolur
El evine giden kızlar kül olur annem kül olur
CEZAYERİNİN ( CEZAYİR’İN) HARMANLARI SAVRULUR
Cezayerinin harmanları savrulur
Savrulur da dane de buğday ayrılır
Hep anneler yavrusundan ayrılır
Meleme de koyun meleme de vazgeç kuzundan
Hep anneler ayrı da düşer kızından
Gide gide bir meşeye dayandım
Dayandım da alkanlara boyandım
Benim de annem bana nasıl dayandın
Meleme de koyun meleme de vazgeç kuzundan
Hep anneler ayrı da düşer kızından
ESVAP YUDUĞUM AKTAŞLAR
Esvap yuduğum aktaşlar, gölgelendiğim ağaçlar
Yidik içtik hey kardeşler.
İşte ben gidiyom gayrı, sılayı terkediyom gayrı.
Baba başındaki gökmüydü, göğsünde iman yokmuydu
Köyünde oğlan yokmuyduİşte ben gidiyom gayrı, sılayı terkediyom gayrı.
Kısaca özetlersek İnegöl Maden köyünde ve ya benzeri yerleşimleri olan diğer köylerde düğün ve eğlencelerde yakın geçmişimizde İnegöl ve İnegöl Köyleri yerleşik yörükler manavlar ve balkan göçmenlerinin yerleşimleri ile karma bir kültür yapısına sahiptir. Köylerimizde eğlencelerde müzik icra geleneği ( düğün & dernek ) genellikle 9/ 8 Balkan türküleri ,Bursa Dağ bölgesi etkileşimi ile ( 9/8 zamanlı yüksek havalar ve 2/ 4 zamanlı güvendeler Cezayir , Bahçede erik dalı ( aşağıdan ) oyun havaları , İnegöl den gelen roman çalgıcıların davul zurna ile icra ettiği çifte telliler ile gerçekleşirdi..Köylerde kadın eğlenceleri ve kınalarda Bakraç ile çalınan bakır havaları ve toprak darbukalar ile bölgede yaygın olarak bilinen ve icra edilen İnegöl kadın çiftetellisi ‘yalel’ icra edilirdi.
[1] DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ
Aralık 2012 – Uluslar arası Hisarlı Ahmet Sempozyumu
Düğün ve Kına Gecelerindeki Değişim ve Gelişimler
Emel Örgün sunum yazısından bir bölüm.