Karacabey’in eski gayrimüslim mahalleleri |
1573 tarihli Tahrir Defterinde Mihaliç’te 16 müslüman mahallesinin ve gayrımüslim mahallesinin (Mahalle-i kefere) bulunuğu kaydı var. Özel mülkiyetin devlet güvencesi altına alındığı Tanzimat Fermanının 5. maddesi “Her ferdin mal varlığı ve maddi gücüne, kazancına göre uygun bir vergi vermesi”-yani vergide eşitlik- ilkesini getirmektedir. Bununla daha önce değişik adlar ve fasıllar halinde alınan vergiler yerine, kişiye ait kazanç sağlayacak her türlü mal varlığı, dükkan, tarla, bağ, bahçe, hayvanlar ve gelir getiren mesleği varsa bunları da tesbit eden, her mükellefin kişisel servetine ve tüccar ve esnafın yıllık kazancına göre, din farklılığı gözetilmeksizin, adil ölçüler içinde vergi alınması amaçlanmaktadır. Bu uygulama sonrası bölgemizi dolaşan seyyahların yazdıklarına da bakılırsa Türklerin yanında Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerden oluşan bütün etnik grupların kendi kültürlerini bir kültür zenginliği içinde yaşadıklarını, Müslüman, Hristiyan ve Musevi inanç ve kültürlerinin, zaman zaman çok küçük sürtüşmeler olmasına rağmen, yan yana uyum içinde barındıklarını görüyoruz. Buna uygun bir örnek vermek gerekirse, “sadece Müslüman çocuklarına eğitim veren Mihaliç Mekteb-i Rüşdiyesi’ne mahalli hükümetin münasip görmesi, ahalinin de bir şey dememesi halinde Hristiyan çocuklarının da alınabileceği” bile H.1292/1876 yılında kararlaştırılmıştır. (BOA.MF.MKT.32/29)
Gayrimüslimler defterlerde “Millet-i Ermeniyan, Millet-i Rumiyan ve Taife-i Kıbtiyan gibi etnik kimlikleriyle belirtilmişler. Gayrimüslimler askerlik hizmetine alınmadıkları için bunun karşılığı olarak “cizye” öderlerdi. Gayrımüslimlerin yazıldığı nüfus defterinde 13-15 yaş grubundan başlayarak her erkek kişiye, cizyenin gelir durumuna göre alınabilmesini sağlayabilmek için, gelir durumlarının farklılıklarını gösteren edna, evsat ve âlâ kayıtları konulmuş. Ancak elimizde cizye mükelleflerinin mali durumlarının hangi kriterlere göre tesbit edildiğini gösterir bir veri yok. Sadece şunu biliyoruz ki cizye mükellefleri üç sınıfa ayrılmış. Gelir durumu “gani/âlâ” yani çok iyi olanlardan yılda 48, “evsat” yani orta hallilerden 24, “edna” yani fakir olanlardan 12’şer dirhem alınmakta idi. (BOA. ML. VRD. No:462) Gayrımüslimlerden alınan cizye tarifesi 1840’lı yıllarda değiştirilmiş ve gelir durumu ala olanlardan 60, evsad olanlardan 30, edna olanlardan 15’er dirhem alınmaya başlanmıştı. Osmanlı Arşivlerindeki Kamil Kepecioğlu’nun tasnifi Cizye Defteri’nde 14-15 yaşından başlamak üzere mahalle ve köylerdeki bütün erkekler kaydedilmiştir. Temettuat (gelir) defterlerinde hane reisi itibariyle arazi, hayvan varlıkları ve hane gelirleri gösterildiği için karşımıza çıkan hane sayıları ile varidat (vergi) ve cizye defterlerindeki kayıtlarda gördüğümüz hane sayıları ve vergi veya cizye mükellefleri sayıları farklılık göstermektedir. Çünkü hane içerisinde 14-15 yaşına gelmiş ve cizye vermekle, daha sonraki yaşlarda vergi vermekle yükümlü olan erkekler bulunabilmektedir. Mahalleleri incelerken bu tasnifleri ayrı ayrı göstermeye çalışacağız. Cizyeler cizyedarlar aracılığı ile toplanmıştır. (BK,I/237) Kıbtilerin de gayrimüslimler gibi askerlik yükümlülüğü bulunmaz ve cizye (devlet teminatı altında bulunma karşılığı olan vergi) öderlerdi. Cizyenin kaldırılmasından sonra Kıptilerden alınan vergiye ”kıptiyan vergisi” denilmiştir. Kanuni dönemine ait Tapu-Tahrir Defteri’ne göre müslüman kıbtiyanın her hane ve mücerredi (ergin bekarı) yılda 22 akçe, kafir (gayrimüslim) kıbtiyanın her hane ve mücerredi(bekarı) ise yılda 25 akçe, biveleri(dul kadınları) 6 şar akçe ispenç verirlerdi. Eğer müslüman Kıpti, gayrimüslim Kıptilere karışıp onlarla göçüp konacak olursa, kınanıp te’dip edildikten (hadleri bildirildikten) sonra, onlardan da gayrimüslim kıptiler gibi vergi alınırdı. Önceleri askeri sınıf dışında kalan, devlet hizmetine alınmayan müslümanlara ve zımmilere (İslam diyarında yaşaması kabul edilmiş gayrimüslimlere) reaya denirdi. Daha sonra bu deyim gayrimüslim tebaa anlamında kullanılmaya başlandı. Osmanlı fermanlarında reaya için şöyle denir: “Reaya taifesi ki Allah’ın bir emanetidir, onları himaye etmek ve kimsenin zulüm yapmasına müsaade etmemek padişahın vazifesidir.” (H.İnalcık, Osmanlı Padişahları, s.74)
Çok milletli bir yapıya sahip olan Osmanlı Devletinde 1839 Tanzimat-ı Hayriye Fermanı’nın uygulanması ile tutulmaya başlayan Temettuat Defterlerindeki kayıtlarda Mihaliç (Karacabey)’te bulunan 13 mahalleden Abdullah Paşa, İmaret, Runguş(Rum-guş) Paşa, Tavşanlı ve Yenice mahalleleri dışında günümüzde var olan Debbağlar (Tabaklar) ve Garipçe mahallelerini hariç tutarsak Bozin, Çakaloğlu, Tepekoğlu, Salmaslı, Sisamoğlu ve Biraboğlu mahalleleri karşımıza çıkıyor. Bir de Temettuat Defterlerinde kaydına rastlamadığımız, ancak H.1254 tarihli ve Rum kilisesinin yapıldığı mahalle olarak adı geçen Kuyumcuoğlu Mahallesi var. Bu mahallenin adına başka hiçbir belgede rastlamadık. Belki de yukarıda sözünü ettiğimiz gayrimüslim mahallelerinden bir tanesi kısa bir süre bu isimle anılmaktaydı. Gerçi Bozin mahallesinin şimdiki yerinin, mübadele ile gelen Drama göçmenlerinin yerleştirildiği bölge olduğu kayıtlardan anlaşılıyor. Şimdiki Karacaahmet Mahallesi ve Tavşanlı Mahallesinin bir bölümünde de Ermeniler oturuyordu. Buraya da Salmaslı Mahallesi denirdi. 1740’lı yıllarda Anadolu’ya yaptığı seyahatte Mihaliç’e de uğrayan Richard Pockocke burada beş yüz Rum aile ile 200 Ermeni ailenin yaşadığını ve her cemaatin kendilerine ait kiliseleri olduğunu yazıyor. 1831`de Bursa Muhtesibi Hafız Ağa`nın yaptırdığı sayıma göre 13 mahallesi olan Mihaliç’te, ilçe merkezinde 2.324 hane Müslüman (5.919 erkek), 1.358 hane Rum (3.886 erkek), 200 hane Ermeni (526 erkek), 29 hane Kıpti (69 erkek) vardı. 1870 tarihli Bursa Salnamesine göre de Karacabey’deki 11.262 erkek nüfusun 6.689’u müslüman, 4.573’ü gayrımüslim idi. Nüfus 1875’te 9.469 (5.234 İslâm, 4.235 İslâm olmayan) ‘a düşmüştür.
Vasil Kınçev “Küçük Asya” adlı 1899’da yayınladığı eserinde Mihaliç’te 80 haneden oluşan Gregoryen Ermeninin oturduğunu söylüyor. Son yıllara kadar kiliselerinin kalıntılarının bulunduğu Ermenilerin büyük çoğunluğunun I. Dünya Harbi sırasındaki Ermeni olaylarının etkisiyle, kalanlarının da Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Rumlar ile birlikte ilçeyi terk ettikleri görülüyor. Geriye kalan Çakaloğlu, Tepekoğlu, Sisamoğlu ve Piraboğlu mahallelerinin ise isimlerinin değiştirilerek günümüzdeki hangi mahallelerin yerinde olduklarının tesbiti önemli. 1926 yılında İl Genel Meclisinde alınan bir karar ile: “Rum ve Ermenilerin metruk/terk edilmiş ve muhterik/yanmış 6 mahallesinde tesis edilen üç mahalleye Karacaahmet, Drama ve İstiklal adları verilmesi” kararlaştırılmıştır. Günümüz mahalleleri arasında ise İstiklal Mahallesi yok. Onun yerine başka bir isim konmuş olmalı. Bize bu konuda bilgi verebilecek, veya yararlanabileceğimiz başka kaynağa da ulaşamadık. Eski mahallelerin yerleri konusunda en çok bilgi derleyebilmeyi ümit ettiğimiz Karacabey Belediye Meclisi toplantı tutanakları da Seka Kağıt Fabrikası’na gönderilmiş. Bundan sonrasını ancak varsayımlarla yürüteceğiz. Sadece şunu söylemek mümkün. Müslüman mahallelerinin çoğu nasıl ki bir mahalle camii etrafında toplanmış ve isimlerini çoğunlukla oradan almışsa, Hristiyan mahalleleri için de kiliselerin yeri önem kazanmakta. Yine Vasil Kınçev’den alıntı yapalım. Kınçev, etrafı dut bahçeleri ile çevrilmiş Mihaliç’te Rumların 2 kilisesi olduğunu belirtmiş. O halde Karacabey’deki eski kilise kalıntılarından hareketle bu mahallelerin yerleşim yerlerini tesbit etmek mümkün. Bu güne kadar tesbit edebildiğimiz iki adet Rum Kilisesi var. Biri eskiden Canbalı Mahallesi sınırları içinde iken şimdi Yeni Mahalle’de Ulubatlı Hasan Camii’nin arka tarafına düşen bölgede, yanında mezarlığı da olan “Sarı Kilise”, diğeri de Vodinalı Ahmet’in Drama Mahallesindeki evinin bahçesinde kalıntıları bulunan kilise. E.Schwertheim’da “Die Inschriften von Kyzikos und Umgebung” adlı eserinde, araştırmacı LeBas`ın Karacabey`deki Haghia Paraskevi Rum kilisesinin duvarında gördüğü mezar taşlarından söz etmekte. Yukarıdaki kilisenin mezarlığı Lise binasının yanında bulunan Hacı Yusuf’un ardiyelerinin olduğu yerde idi. Şunu çok iyi biliyoruz ki Rumların yoğun olarak oturduğu mahalleler Pomak mahallesindeki (Karacaahmet Mahallesindeki) Hacı Ali Camiinin karşısına düşen Söğütlü Kahvenin arkasından başlayıp yukarıya doğru Çapanoğlu Pasajı’na kadar gider, oradan Runguş Paşa ve Drama Mahallesine kadar uzanırdı. Ayrıca Manastır mahallesi de düşünülebilir. Daha sonraları adı Mamuriyet olarak değiştirilen bu mahallede bir manastırın bulunması burasının bir gayrimüslim yerleşim bölgesi olduğunu akla getirmekte. H.1254 tarihli bir belgede de, Kuyumcuoğlu Mahallesi’nde yapılacak Rum kilisesinden söz edilmekte. Bundan da şunu anlamaktayız ki bazı mahalleler zaman zaman değişik isimlerle anılmakta. Buradaki Kuyumcuoğlu Mahallesi ile yukarıda sözü edilen mahallelerden hangisinin kastedildiğini tesbit edemedik. Sadece nüfus defterindeki kayıtlarda Kuyumcular Mahallesi yerine Kuyumcular Sokağındaki fırında perakende olarak kalanlardan bahsediliyor. Sözünü ettiğimiz ve belgelerde Rum kilisesi yapımı ile adından söz edilen Kuyumcuoğlu Mahallesinin gayrimüslim mahallesi olduğu belli. Bu mahalle olasılıkla gayrimüslim mahallelerinden birine adını veren, ancak mesleği kuyumculuk olan ailelerden birine ait olabilir. Daha önceki çalışmalarımızdan, 1922 yılına kadar ilçemizde sayıları sadece 8-10 hane kalmış olan Yahudilerin de, bir etnik grup olarak, çok eski yıllarda şimdiki Kümbetli Camii’ni bir havra olarak kullandıklarını biliyoruz. Hatta 1912 yılındaki Bursa İl Genel Meclisi’ndeki bir kararda Musevi Abrani(veya İbrani) Okulu’nun adı geçiyordu. Sinegog ise, bugün Kümbetli/Tümbekli Camii olarak kullanılan mescidin yanında idi, kaydı var. Böylece 3 dine hizmet ettiğini bildiğimiz böylesine bir yapıda E.Schwertheim, Hasluck`un, Kümbetli Camiinin duvarında Diakonin Theodora`nn mezar taşının kalıntısının kullanıldığını tesbit ettiğini yazıyor.[i] Ayrıca, H.Lechat ve G.Radet`in, Miletopolis`in ileri gelenlerinden Asper`in anısına, M.S. I. yüzyılın ikinci yarısında işlenmiş üç yüzeyli büyük bir taşın caminin girişine konulmuş olduğunu gördüklerini ifade eden yazar, bu taşların şimdi bulunamadığını da belirtiyor. Ne zaman cami olarak kullanılmaya başlandığı bilinmediği gibi, ilk olarak ne zaman yapıldığı ile ilgili hiçbir bilgi elimizde yok. Daha sonra ilave edilen son cemaat yeri ayrı tutulursa, Havra ve Kilise olarak kullanılmış olan asıl ibadet yerinin Bizans dönemi yapısı olduğu gözlemlenmekte. Restorasyon çalışmalarından önce incelediğimiz Kümbetli camiinin içinde bulunan iki sütundan güneydekinin başlığının iki yüzü kabartma tekniği ile stilize edilmiş haç ve yaprak motifi ile bezenmiş idi. Yaprak motifi sekiz dallı idi. Sütunda bulunan kabartma tekniği ile stilize edilmiş olan haç’ın sadece dikey çubuğu kalmış diğeri kazınmıştı. Restorasyon çalışmalarında bu kabartmalar tamamen kazınmış ve çıplak kalan mermer sütunun üst kısmında mermerin kendisine işlenmiş olan haç fark ediliyor. Keza aynı şekilde, caminin arka odasındaki pencerenin güney kanadında bulunan musevilerin Davut yıldızı da restorasyon çalışmalarının kurbanı olmuş. Caminin bahçesindeki İbranice yazılı mezar taşları da yok. Defne yapraklı sekiz kollu motif, musevilerin dokuz kollu Hanuka (Işık Bayramı) şamdanlarını çağırıştırıyordu.
Gayrımüslim mahallelerinin mahallenin seçkin ve ileri gelen ailelerinden adlarını aldıklarını, çoğunlukla mahalleye adını veren ailelerin hane sıralamasının ilk sıralarında anılmasından anlıyoruz. Bu kısa açıklamadan sonra temettuat, varidat ve cizye defterleri kayıtlarından Karacabey’in eski gayrımüslim mahallelerini ayrı ayrı görelim.
BOZİN MAHALLESİ (diğer adıyla Bozin Çorbacı)
Olasıdır ki bu mahallenin adı da Bozinoğlu ailesinden gelmiştir. Çünkü temettuat defterinin 11 numaralı hanesinde kayıtlı Bezzaz Bozinoğlu Hristo’nun maddi durumu itibariyle mahallenin ileri gelenlerinden olduğu belli. Nüfus kayıtlarında Rum mahallesi olarak Runguş Paşa mahallesinin eski adı “Bozin Çorbacı” olarak gösterilmiş. 1830-1838 tarihli nüfus defteri kayıtlarına göre, mahallenin “söz başısı” Sotiri oğlu Yorgi(43 yaşında)’dir. 1838’den sonraki nüfus kayıtlarında ise, birinci hanede söz başı yerine “Koca Başı” deyimi kullanılmış. Mahallenin “Koca Başı” olarak bu defa bezzaz Mihail veled-i Yani(35) bulunuyor.
Bozin mahallesinde oturanların 387 dönüm dut bahçesi, 92 dönüm bağı, 110 dönümü ekilen 476 dönümü nadasa bırakılmış tarlası var. Mahallelinin sahibi olduğu 387 dönüm dutluk varlığına dikkat edilirse hane başına ortalama 2,5 dönümden fazla dutluk düştüğünü görürüz. Mahallede 19 eşek, 36 at, 7 hanenin sahibi olduğu 441 koyun, 13 manda, 23 inek ve 38 öküz var. Bozin mahallesinde bezzaz, kuyumcu, ipek tüccarı gibi meslekler yaygın. Bunun yanında mahallede şimdiye kadar karşılaşmadığımız bir meslek türü ile karşılaştık. Yani v. Hristo’nun mesleği Mutaf. Bu meslek sahipleri keçi kılından dokunmuş at koşum takımı yaparlardı.
Mahallede bezzazlık yapmakta olan Bozinoğlu Hristo’nun yıllık geliri 6.100 kuruştur. Ayrıca, mahallede İpek tüccarı, bezzaz Vasilaki vld. Adrian gibi yıllık geliri 11.500 kuruş olan, Abacı Andonoğlu bezzaz Yani bezirgan gibi yıllık geliri 9.550 kuruş olan, Gebe Kilisenin mutasarrıfı olarak gösterilen ve 12,5 dönüm dutluğu, 2 dönüm bağı, 80 dönüm ekilen, 300 dönüm nadasa bırakılmış tarlası, 3 atı, 6 mandası, 14 ineği, 4 öküzü ve dükkanları olan yıllık geliri 9.160 kuruş ile Mihail veled-i Abe, 9.250 kuruş yıllık geliriyle İpek tüccarı Komyonozoğlu Andon bezirgan, 7.875 kuruş geliriyle bakkal Tondoloğlu Kiryako, 6.440 kuruş ile çiftçi Çantaoğlu Save, 5.580 kuruş geliriyle Aktar Mersinizoğlu Dimitraki 5.530 kuruş ile çoban Kumyato veled-i Agapi, 5.520 kuruş ile çoban kahyası Yuvan veled-i Usanyak, 5.050 kuruş ile ekmekçi Çakır Yorgi veled-i Panayot, 5.370 kuruş ile urgancı Yorgaki veled-i Yani gibi gelir seviyesi çok iyi zenginler de var. Bu da gösteriyor ki mahallenin gelir düzeyi çok iyi. 139 haneli mahallenin 100 hanesinin yıllık gelirleri 1.000 kuruşun üzerinde. 33 hane orta halli, sadece 6 hanenin hiç geliri yok. Bunlardan Papazoğlu Kör Tanaş vld. Hristo ile Ekmekçi Yorgi vld. Dimitri’nin geçimi “şunun bunun ihsanı ile” sağlanıyor. 139 haneli Bozin mahallesinin yıllık toplam geliri 290.393 kuruş (bunun 127.760 kuruşu mesleki gelir çalışmalarından elde edilmiş) , vergi tutarı 28.352 kuruş, a’şar vergisi 16.791 kuruş (14.149 kuruşu harir a’şarı, 153 kuruşu ağnam a’şarı)’tur. Bu durumda hane başına düşen yıllık ortalama gelir 2.089 kuruştur.
1258 yılı Varidat defteri kayıtlarına göre, Abacı Andon oğlu Yani bezirgan 2.360, Zahari oğlu Mihail 1.400, Bursalı Vasilaki 1.400 (1260 yılı varidat defterinde İpek tüccarı Vasilaki vld. Adrian 1.200 kuruş vergi vermiş), Hacı Andon 1.400 (1260 yılı varidat defterine göre ipek tüccarı Komyonoz oğlu Andon 1.125 kuruş vergi vermiş), Ekmekçi Yorgi 1.000 kuruş ile mahallede en çok vergi verenlerdir. Mahallede 11 kişi 100’er kuruş, bir kişi de 97 kuruş ile en az vergi verenler arasında. 92 vergi mükellefinin bulunduğu Bozin mahallesinde toplam 35.591 kuruş vergi toplanmış. Kişi başına düşen ortalama vergi miktarı da 387 kuruştur.
Cizye defterindeki (KK.d.03889) kayıtlarda ise hane reisinin yanında, 13-15 yaşından başlayarak yetişkin erkeklerin de vergi mükellefi olarak gösterildiği için vergi veren kişi sayısı 181 olarak gözüküyor. Bunların 17’si (âlâ)zengin, 131’i (evsat)orta ve 33’ü (edna)fakir olarak gösterilmiş. Zenginler kişi başına 60, orta halliler 30, fakirler 15’er kuruş cizye ödemişler. Zenginler 1.020 kuruş, orta halliler 3.930 kuruş, fakirler 495 kuruş olmak üzere toplam 5.445 kuruş cizye ödemişler.
1835 yılında mahalle muhtarı Yorgi veled-i Zafiri, 2. Muhtar Konstantin veled-i Panaki idi.
Hatuniye Vakfı’nın Bozin Mahallesinde tarla ve evleri ile, Gebekilise Çiftliğini (Çiftliğin bir tarla ve dut bahçesini) Mihaliç Voyvodası zaptetmiş. Vakfın Karaosmanlar mevkiinde tarlası var.Bozin Mahallesindeki Ayvagül Mescidi’nin arsasını işgal ettiği için evinin bir kısmı yıkılan şahsın arzuhali üzerine gerekli tahkikatın yapılması istenmiş. (Yıl:H.1319)
ÇAKALOĞLU MAHALLESİ
Temettuat defterinde Çakaloğlu mahallesinin bir numaralı hanesinde Papaz Dimitri veled-i İstimadi kayıtlı. Hemen iki numaralı hanesinde de mahalleye adını veren Çakaloğlu ailesinden mahallenin en zengini Hristodoli oğlu Çakaloğlu Yani kayıtlı. 1830-1838 tarihli Nüfus defterinin birinci hanesinde mahalle söz başısı Çakaloğlu Hristodoli(40), oğulları Yani(27), Abraham(16), Yanaki(14), Peraşkovo(9), Anastaş(7) ve Mavridi(4) kayıtlı. Burada dikkati çeken baba Hristodoli 12 yaşında evlenmiş olmalı ki, oğlu Yani babası 40 iken 27 yaşında olsun. 1838’den sonra yazılan nüfus defterinin başındaki hanede söz başı yerine “koca başı” ünvanı veya görevi verilmiş. Bir önceki defterde söz başı Çakaloğlu Hristodoli’nin 27 yaşındaki oğlu bu defa 34 yaşında ve mahallenin koca başısıdır. Bu da bize bu defterin öncekinden 7-8 yıl sonra düzenlendiğini gösteriyor. Mahallenin en zengini Çakaloğlu ailesinden Yani’nin ekilen 475 ekilen 50 dönüm nadasa bırakılmış tarlasının yanında 5 dönüm bağı, 13 dönüm dut bahçesi, kira geliri elde ettiği ekmekçi fırını, şerbetçi dükkanı (şaraphanesi), berber dükkanı, bakkal dükkanı, tütüncü dükkanı, terzi dükkanı, han odaları ve 51 at, 290 koyun, 6 öküz, 36 inek, 29 manda ve 20 buzağıdan oluşan çok sayıda küçük, büyük baş hayvanı var.
Temettuat Defterlerinde kayıtlarına ulaşabildiğimiz 36 haneye göre bir değerlendirme yaparsak, mahallelinin 152 dönüm dut bahçesi, 34 dönüm bağ, 495 dönüm ekilen, 50 dönümü nadasa bırakılmış tarlası, 6 dönüm bahçesi (5 dönümü Danasioğlu Polonçiva’nın) ile 20 arı kovanı (20 si de Donkuzoğlu Petro v. İstrati’nin) olduğunu görüyoruz. Ayrıca mahallede 7 eşek, 48 at, 672 koyun, 39 manda, 41 inek, 20 buzağıdan oluşan küçük büyük baş hayvan varlığı mevcut. 6 hanenin koyun yetiştiriciliği yaptığı mahallede 672 koyunun 290’ı, keza mahalledeki 39 mandanın 29’u, 41 buzağının 36’sı, 20 öküzün hepsi Çakaloğlu Yani’nin. 36 hanenin yıllık toplam geliri 86.220 kuruştur. Bu toplam gelirin 21.495 kuruşluk bölümü mesleki çalışmalardan elde edilmiş.
Mahallenin temettuat kayıtlarındaki özet tabloda 110 hane olduğu gözüküyorsa da varidat kayıtlarında 61 hane var. Biz ise temettuat kayıtlarında ancak 36 hanenin kaydına ulaşabildik. Temettuat defterindeki özet kayıtlardaki 110 haneden 61’inin yıllık geliri 1000 kuruşu geçiyor. Özet tablodaki 110 haneli mahallenin toplam geliri: 171.680 kuruş, mahallelinin verdiği vergi toplamı 22.435 kuruş, aşar vergisi(tahıl ürünlerinden alınan vergi) ise 10.108 kuruştur. Hane başına düşen yıllık ortalama gelir ise 1561 kuruştur. Mahallelerin genel değerlendirmesinde biz bu değerleri göz önüne alacağız.
H.1258 yılı varidat defteri kayıtlarına göre Çakaloğlu Yani 3.700, Galip Nikola 1.297, Tanaş Kahya, Dinyakoz Tanaş ve Apostol Kahya 1200’er kuruş vergi ile listenin başındadır. Kirasi oğlu Apostol 60 kuruş vergi ile listenin sonundadır. 91 vergi mükellefi 37.597 kuruş vergi verdiğine göre kişi başına düşen ortalama vergi miktarı 414 kuruş olmaktadır.
Cizye defterinin birinci sırasında orta boylu sarı bıyıklı kardeşi Kosta vld. İstimati(23 yaşında) ve orta boylu kumral bıyıklı Çakaloğlu Yani vld. Hristodolo (35 yaşında)’nun yer aldığı (KK.d.03889) kayıtlara göre 119 yükümlü toplam 3.530 kuruş cizye ödemiş. Yukarıda da belirtildiği gibi 13-15 yaşındaki çocuklardan başlayarak yetişkin her erkek cizye ödediği için sayı temettuat ve varidat defterlerindeki hane sayısından farklı çıkmakta. Çakaloğlu mahallesinde maddi durumu iyi olan 10 kişiye 600, orta halli 93 kişiye 2790, fakir olan 16 kişiye ise 240 kuruş cizye tahakkuk ettirilmiş. Yine cizye defteri kayıtlarına göre mahallede bir kişi de perakende Ermeni var ve 30 kuruş cizye vermiş.
1835 yılında mahallenin papazı Yani veled-i Tanaş, Muhtar Hristodolo veled-i Yani, 2. Muhtar Dimitri veled-i Dimitri idi.
PİRABOĞLU MAHALLESİ
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, 1844 yılı Temettuat Defterlerinde gösterilen, ancak günümüzde değişen ismi ile hangi mahalleye dönüştüğünü tesbit edemediğimiz ve Rumların oturduğu bu mahalle adını, bezzazlık yapmakta olan ve mahallenin en zengini Piraboğlu ailesinden almakta. 1830-1838 yıllarını kapsayan Nüfus defterinin birinci sırasında mahallenin “Söz başısı” olarak Piraboğlu Kostandi(60 yaşında) kayıtlı. Bu defterden 7-8 yıl sonra düzenlenmiş başka bir defterde söz başılığı ünvanı değişmiş ve koca başı olmuş. Bu defterde mahallenin koca başı olarak bezzaz Piraboğlu Panaki veled-i Nikola(50) gösteriliyor.
Mahallenin kayıtlı olduğu temettuat defterinin ilk üç hanesindeki Piraboğlu ailesinin mahalledeki maddi gücü görülmekte. Başka bir örnek vermek gerekirse, mahallelerde kişi başına ortalama 3 dönüm dut bahçesi düşerken, Piraboğlu Panayot’un 11, Piraboğlu Konstantin’in 15 dönüm dut bahçesi var. Mahallelinin 113 dönüm dut bahçesi, 35 dönüm bağı, 90 dönümü ekilen, 28 dönümü nadasa bırakılmış tarlası, (Kayıkçı Ustodolo’nun) 4 dönüm tütün tarlası, 6 eşek, 21 at, 50 keçi (Çoban Hacı Nikola Todori’nin), 452 koyun (155’i Çoban kahyası Yorgi’nin, 80’i Çoban Hacı Nikola Todori’nin, 70’i Karoğlu Dimitri’nin, 52’si Çoban Andria’nın, 50’si Piraboğlu Panayot’un, 45’i de Fıçıcı Nikola v. Peraşkeve’nin), 4 manda, 7 inek, 2 buzağı, 10 öküzden oluşan hayvan varlığı var. Sadece bezzaz Yorgi 10 arı kovanına bakıyor. Koyunculuk yapan hane sayısı ise 6’dır. Piraboğlu Panayot, Kostantin ve Yorgi’nin hem bezzaz hem de abacı dükkanları var.
1260 yılı varidat defterinde, vergi mükellefi olarak vergi veren 50 kişi en çoktan verenden en aza doğru sıralanmış. Buna göre Piraboğlu Kostandi 1.420, Piraboğlu Panayot 1.080 kuruş vergi vermiş. En az vergi verenlerden Piştikozoğlu Yorgi’nin vergisi ise 30 kuruştur. H.1258 tarihli varidat defterinde vergi verenler listesinde yine aynı isimler var. Piraboğlu Kostandi’nin 2.500 kuruş, Piraboğlu Panayot’un 1.700 kuruş ile başında bulunduğu 36 kişilik mükellef listesi Hakalmaz Karani’nin 100 kuruş vergisi ile son buluyor. Toplam verginin 15.400 kuruş olduğu vergi tablosunda kişi başına düşen ortalama vergi 428 kuruştur.
Temettuat defterindeki kayıtlara göre mahalle aslında 50 hanedir. Ancak kayıtlarda 39 hane ile 28 ve 36 nolu hanelerde olduğu gibi kardeş veya kayınlarından oluşan 2 haneyi de eklersek 41 hanenin bilgisi var. Bunlardan 32 hanenin yıllık geliri 1.000 kuruşu geçiyor. Sadece Piştikozoğlu Ostodolo oğlu Yorgi’nin emlak ve arazisi olmadığı gibi hiçbir geliri yok. Temettuat defterinin sonu muhtar ve imamın mühürleri ile kapatılmamış, ancak özet halinde gelir ve vergi tablosu eklenmiş. Özet gelir ve vergi tablosuna göre 50 haneli mahallenin yıllık toplam geliri 123.475 kuruştur. Â’şar vergisi 6.911 kuruş olan mahallenin vergi toplamı 11.034 kuruştur. Bu tabloya göre, 50 haneden 39’unun 1845 yılı yıllık geliri 1.000 kuruşu aşıyor. 3 hanenin ise hiç geliri yok. Buna göre, mahallelinin hane başına düşen ortalama geliri 2.470 kuruştur. Biz mahalleleri genel tablo halinde karşılaştırırken bu değerleri göz önüne alacağız.
Cizye defterinin birinci sırasında orta boylu kır bıyıklı bezzaz Piraboğlu Panayot’un yer aldığı kayıtlara göre mahallede 9 iyi halli erkek kişi 540, 46 orta halli kişi 1380, 5 fakir kişi 75 kuruştan toplam 60 kişi 1.995 kuruş cizye ödemişler.
1835 yılında mahallenin papazı Yorgi veledi Tanaş, Muhtar Konstantin veledi Nikola, 2. Muhtar Mikail veledi İstavroz idi.
SALMASLI MAHALLESİ
XVII. yüzyıl başlarında Osmanlı topraklarında ve özellikle Anadolu yakasında iç güvenlik ve kamu düzeni öylesine bozulmuştu ki, Celali isyanlarından, Celalilerin yağmalamasından ve yıkımlarından korunabilmek amacıyla batıya göçler başlamıştı. Doğu Anadolu’daki Ermenilerin bir kısmı da Celalilerden kaçarak daha güvenli olan batıya kaçtılar. Mihaliç’e gelen Ermenilerin yerleştirildiği Salmaslı Mahallesi böyle doğdu. 1609 yılında Mihaliç`e gelen seyyah Polonyalı Simeon Mihaliç’te yüz Ermeni ailenin yaşadığını söylerken, 1745`te gelen Richard Pockocke Ermeni nüfusunu 200 aile olarak belirtmektedir.
Bu mahallenin adı da Salmaslıoğlu ailesinden geliyor. Çünkü Mihaliç nüfus defterinin birinci hanesinde o yıl 35 yaşında olan Salmaslıoğlu Kevork mahalle “söz başısı” olarak kayıtlı. Bu defterden 7-8 yıl sonra düzenlenmiş olan nüfus defterinde mahallenin söz başısı ünvanı koca başı olarak değiştirilmiş. Bu defterin birinci hanesinde koca başı Salmaslı Kevork veled-i Mardirus(45)’tur. Salmaslı mahallesinin, diğer mahallelerdeki gibi hane numarası verilerek her hanenin gelirlerini gösteren temettuat kayıtlarına ulaşamamıza rağmen, mahalle hakkında bilgi verebilmek için nüfus, cizye defteri ve varidat kayıtlarından derlediklerimizi aşağıda sunuyoruz.
1830’lu yıllarda yapılmış nüfus sayımlarını içeren nüfus defterleri yardımıyla da ulaştığımız Salmaslı mahallesi kayıtlarında sadece erkek aile fertleri boy, sakal, bıyıkları ile tarif edilmiş. Küçük erkek çocukları “sabi”, 12-13 yaşından itibaren 18-19’a kadar olanlar “şeb emret” olarak belirtilmişler. Osmanlı Devletinde Ermeni Papazları ve keşişlerinden cizye alınmıyordu. 12-13 yaşına gelmiş Ermeni çocuklarından yarım, bulüğa erişenlerden tam cizye alınırdı. Gayrimüslimlerden alınan cizyeler herkesin mali durumuna göre ve erkek kişi başına alınırdı. Mahallenin cizye defterinde hane reislerinin yanına yetişkin erkeklerin de yazılmasıyla cizye mükellefleri sayısı 237’ye ulaşmış. Buna göre 22 hane zengin, 146 hane orta halli, 69 hane de fakir olarak gösterilen Ermenilerin durumu iyi olanlarından 60, orta hallilerinden 30, fakir olanlarından 15’er dirhem olmak üzere toplam 6.735 dirhem cizye alınmıştır. Mahallede ayrıca bir tanesi İstanbul’dan olmak üzere 6 hane de perakende yabancı var ve toplam 180 kuruş cizye vermişler.
Mahallenin H.1258/1842 yılı kayıtlarına göre vergi mükellefi 174 kişiden alınan toplam vergi miktarı 55.544 kuruştur. Aşağıda vereceğimiz H.1260 yılı varidat kayıtları ile karşılaştırıldığında görülecektir ki mahallenin gelir seviyesi en iyi olan vergi yükümlüleri yine aynı kişilerdir. Sadece şu fark var, H.1258 yılı vergi miktarları diğerine göre daha fazla. Şimdi vergi listesinin başındakileri görelim: Listenin başındaki Monaskan Haçador ile Meyhaneci Agop 2352’şer kuruş vergi vermiş. Diğerleri Salmaslı Agop(2052), Uzun Karabet(2052), Salmaslı Kevork(1500) Ekinli Agop(725), Kara Salmaslı(725) kuruş diye devam ediyor. Listenin sonundaki 13 kişi 102’şer kuruş vergi vermişler. 174 kişiden toplanan 55.544 kuruş ile değerlendirildiğinde vergi mükellefi başına ortalama olarak 319 kuruş düşüyor. Tapu sicillerinde de Ermeni vatandaşlar ile ilgili çok kayıt var. Biz burada mahallenin, en azından gelir seviyeleri konusunda bilgi verebilmek için “emval (mallar) vergisinin herkesin hal tahammül ve temettuatına (gelirine) göre tarh ve tevzi olunduğuna mübeyyin (beyan eden) defter” (BOA.ML.VRD.9/1574) kayıtlarından H.1260’da kimin ne kadar vergi verdiğini de görelim. Buna göre, Haçator, Ekinli Agop, Bahoncuoğlu Agop ve Akkaşoğlu Agop 1.350’şer, Salmaslıoğlu Kevork, Salmaslıoğlu Agop ve Uzunoğlu Karabet 1.000’er, Terzi Mıgır ve Madikoğlu Bagos 800’er, Dabaoğlu Artin, Katırcıoğlu Karabet ve Papaz (Georgios) Kirkos Efendi 750’şer, Hallaç Artin, Çeltikoğlu Garbis, Vanlı Karabet ve Manukoğlu Nezder 550’şer, kardeşioğlu, Viziroğlu Agop, Doğalıoğlu Sarkis, Kuyumcuoğlu Nursis ve Karadönekoğlu Nevarsek 450’şer, Balioğlu Avamis(?), Karamanlı Sali Agop, Havasoğlu Mardiros, Tevletoğlu Karabet, Kargaoğlu Haçator, Eltere oğlu Bedros 336’şar kuruş vergi vermiş. Liste böyle devam ediyor ve en az 49 kuruş vergi verenler ile son buluyor. Mahallede H.1260’ta 146 erkek vergi mükellefi var ve Salmaslı mahallesinin yıllık toplam vergi miktarı 35.835 kuruşa ulaşıyor. Buna göre mahallelilerin ortalama yıllık vergisi 245 kuruştur. Ancak yine de bu bilgiler ışığında şunu söylemek mümkün. Verilen vergi miktarına göre yıllık toplam gelirler oranlandığında görülecektir ki, 1.350 kuruş vergi veren kişi ortalama 9.000 ile 10.000 kuruş arasında gelir elde etmiştir. Bu da yukarıdaki miktarlar göz önüne alındığında mahallenin gelir seviyesinin çok iyi olduğunu göstermekte.
Salmaslı mahallesinde Ermenilerin, bahçelerinde okulu olan bir kiliseleri vardı. H.1219 yılında, Hemşire-i Padişahi Beyhan Sultan’ın hassı olan Mihaliç’te oturmakta olan Ermenilerin bu kiliselerinin tamiri için izin verilmiş.
1835 yılında Mihaliç’in mahalle ve köylerinde idari görevli olanlara ait olmak üzere mühürü kazılacak kişilerin isim listesinde “Mahalle papazı Kirkor veled-i Agop, Muhtar Kevork veled-i Madriuis ve 2.Muhtar Abyahin veled-i Artin”in isimleri kayıtlı.
Bir belgeye göre, “1790 Moskoflu, Nemçeli kefere üzerine sefer hazırlıkları yapıldığından, Donanmayı Hümayun gemilerinde gemi kullanımında ve deniz fenninde mahir, deniz ve ırmak kenarında bulunan kazalardan beşer kuruş aylık, pirinç ve peksimetle üçer aylıkları peşin olmak üzere bir miktar Ermeni reaya, kendilerine eza ve cefa olunmayarak istihdam edilmeleri talep edilmiş, Mihaliç’ten 15 nefer tertip olunmuştur.”
Salmaslı mahallesindeki Ermeni kilisesi, köşelerinde Pehlivan Adem ile Sayıoğulları’nın evlerinin bulunduğu dörtyolda idi. Kilisenin bahçesi, papazın yönetim binası Arnavut Fikret’in evinin olduğu bahçe idi. Ermeni okulu da kilisenin bahçesinde idi.
SİSAMOĞLU MAHALLESİ
Mahallenin adı Sisamoğlu ailesinden gelmiş olmalı ki nüfus defterinde mahallenin birinci hanesinde o yıl 55 yaşında olan Sisamoğlu Tanaş’ın adı var.
Sisamoğlu mahallesi 32 haneli. Mahallelinin toplam 121 dönüm dut bahçesi, 27 dönüm bağı, 76 dönüm ekilen, 175 dönümü nadasa bırakılmış(bunun 50 dönüm ekilen 150 dönüm nadasa bırakılmış bölümü Karagözoğlu Avram’ın Kara Yuvan’ın) tarlası, 3 eşeği, 9 atı, 80 koyunu(30 koyun Manaş oğlu Kiryako’nun, 50 koyun Panayot damadı Kosta 11 veled-i Yorgi’nin), 6 mandası, 24 ineği(20 inek Manaş oğlu Kiryako’nun), 1 buzağısı ve 30 arı kovanı(hepsi Ölmüşoğlu Kostanti veled-i Dimitri’ye ait) var. Sisamoğlu mahallesinde 32 haneden 28 ailenin yıllık geliri 1.000 kuruşu geçiyor. 2 hanenin hiç geliri yok. Tüccar Karagözoğlu Avram’ın Kara Yuvan yıllık 9.300 kuruş gelir ile mahallenin en zengini. Temettuat defterinin sonu muhtar ve imamın mühürleri ile kapatılmamış olduğu için, hanelerin gelir miktarlarından yararlanarak, gelir tablosunu biz düzenledik. Mahallenin yıllık toplam geliri 68.199 kuruştur. Doğal olarak ödenen â’şar vergisini ve yıllık vergiyi tesbit etme imkanımız olmadı. Hane başına düşen ortalama yıllık gelir de 1.749 kuruştur.
Mal vergisi kayıtlarının tutulduğu H.1258 yılı varidat defterine göre, Karagözlü Avram ile Ustuvan Kahya’nın 1200’er kuruş, Mihazcı Kosta’nın 720 kuruş vergi verdiğini gösteren liste devamla Kemancı Tanaş’ın 100, Berber Yorgi’nin 100, Panaki’nin 100, Dülger Yani’nin 100, Bahçevan Yuvan’ın 80 kuruş vergi miktarları ile son buluyor. Mahallede vergi vermekle yükümlü 81 erkek kişi toplam 25.551 kuruş vergi vermiş ve mahallenin mükellef başına düşen ortalama vergisi 316 kuruştur.
Orta boylu kumral bıyıklı bakkal Kiryako vld. Manoş (43 yaşında) ile başlayan Sisam mahallesi cizye defterine göre 119 yükümlü toplam 3.735 kuruş cizye ödemiş. Bu toplamın 900 kuruşunu geliri iyi olan 11 kişi, 2.430 kuruşunu orta halli 81 kişi, 405 kuruşunu da 27 fakir kişi ödemiş.
1835 yılında mahallenin papazı Ustodolo veled-i Dimitri, Muhtar Kiryako veled-i Manoş, 2. Muhtar Nikola veled-i Dimitri olarak kayıtlı.
TEPEKOĞLU MAHALLESİ
1830-1838 yılları nüfus defterinin birinci hanesinde mahallenin sözbaşısı olarak Tepekoğlu Hristodoli(60 yaşında) kayıtlı.1838’den sonra düzenlenen nüfus defterinde Tepekoğlu mahallesi adı altında bir mahallenin kaydı yok. Bunun yerine belki de aynı mahalle sakinlerinden oluşan “Dik mahalle” var. Bizi bu kanıya götüren de gerek temettuat defteri, gerek 1830’lu yılların başında hazırlanmış nüfus defterindeki bazı hanelerin Dik mahalle sakinleri ile çakışmış olmasıdır.
Tepekoğlu mahallesi 117 haneli. Temettuat defteri kayıtlarına göre, mahallelinin toplam 314 dönüm dutluğu, 68 dönüm bağı, 111 dönüm ekilen 40 dönüm nadasa bırakılmış(nadasa bırakılmış tarlaların hepsi Hızıroğlu Kostanti’nin) tarlası, 9 eşeği, 18 atı, 1.070 koyunu (Mahallede 15 hane koyunculuk yapıyor, koyunların 200’ü Sağıroğlu Yorgi veled-i Lazari’nin), 13 mandası, 24 ineği, 2 buzağısı, 8 öküzü ve 9 dönüm bahçesi var. Mahallede sadece Nalbant Göbelli Kostanti’nin 30 arı kovanı var. 142.240 kuruş yıllık toplam geliri olan Tepekoğlu Mahallesi 708 kuruş â’şar vergisi (arazi mahsullerinden alınan onda bir nisbetindeki vergi), 7.262 kuruş ipek â’şarı vergisi ve 15.215 kuruş ta vergi vermiş. Mahallede 65 hanenin geliri 1.000 kuruşu aşıyor. İkinci Muhtar Çakıroğlu Yamandi’nin yıllık geliri 6.000 kuruş iken 17 hanenin hiç geliri yok. Hane başına düşen ortalama yıllık gelir 1.129 kuruştur.
Varidat defteri kayıtlarına göre, H.1258 yılında Kasap Dimitri, Mano Dimitri, Tanaş Kahya’nın 750’şer kuruş ile en çok vergi verdiğini gösteren liste, Papaz Hırati, Mihazcı Nikol ve Panakoz damadının 100’er kuruş ve en son Tarçıncıoğlu’nun 80 kuruşluk vergisi ile bitiyor. 73 vergi yükümlüsü toplam 16.693 kuruş vergi ödemiş. Kişi başına düşen yıllık ortalama vergi miktarı 229 kuruştur.
Delikalpakoğlu’nun kardeşi oğlu uzun boylu sarı bıyıklı Yordan vld. Petro (23 yaşında) ile başlayan cizye defterine göre gelir durumu (âlâ) iyi olan 4 haneden 240, orta gelir grubunda (evsat) 83 haneden 2.490 ve fakir (edna) 17 kişiden 255 kuruş hesabıyla toplam 2.985 kuruş cizye alınmış.
1835 yılındaki mahalle papazı Petro veled-i Yorgi, Muhtar Çuvanaki veled-i Panaki, 2. Muhtar Peraşkova veled-i Estrati idi.
[i] E.Schwertheim, Die Inschriften von Kyzikos und Umgebung, S.76