8 Şubat Bursa’nın çınarlarından Müzeyyen Senar’ın ölüm yıldönümü…
Şubat 2015 günü yaşama veda etmiş, 10 Şubat günü İstanbul’da toprağa verilmişti.
Keşke, Keles doğumlu, Bursa ile ismi özdeşleşmiş değerli sanatçının mezarı bu kentte olmalıydı.
Zeki Müren’den çok daha Bursalı olan bu ismi saygıyla anıyor, yaşam öyküsüne ilişkin çarpıcı birkaç noktayı aktarmak istiyorum.
******
Tarih Aralık 1936…
Bursa Pınarbaşı Mahallesi’nden çıkıp İstanbul radyosunda ses sanatçısı olan Müzeyyen Senar’ın kapısı güm güm vurulur!
Gelen Sanatçı Nubar Tekyay oldukça telaşlıdır.
“Hadi kızım çabuk hazırlan Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda bizi bekliyor”der Müzeyyen Senar’a…
Sonrasını Senar’dan dinleyelim:
“Doğrusu o sıralar o kadar tanınmış bir sanatçı olduğumu tahmin etmediğim için şaşırmıştım. O yüce insanı göreceğim için seviniyor, açıkçası aynı zamanda korkuyordum da. Saraya vardığımızda bir yaver bizi aldı ve büyük salona götürdü. Uzun bir masanın etrafında devrin bütün tanınmış kişileri yer almıştı. Atatürk ortada oturuyordu. Eli çenesinde anlatılanları dinliyor ve tebessüm ediyordu. Ben yaklaştıkça dikkatini onlardan ayırdı ve göz ucuyla beni takip etmeye başladı. Yaverle birlikte tam karşısına geldiğimde yaver, ‘Müzeyyen Senar Hanım huzurlarınızda’ dedi. ‘Beyefendi de kocası’ diye ekledi. Atatürk, ‘öyle mi? Pek güzel! Gel bakalım hanım kızım. Otur şöyle yanıma’ dedi. Hemen sağ tarafına bir sandalye çektiler. Çekine çekine sandalyenin ucuna iliştim. Heyecanımı anlamış olacak ki, ‘Otur bakalım, çekinme… Eğer böyle yaparsan o güzel sesini nasıl dinleriz?’ diye ekledi. Yüzüme dönüp baktığında, ‘Aaa! Bu saçların hali ne?” deyip yavere işaret etti. Kulağına bir şeyler fısıldadı. Yaver, ‘Lütfen beni takip ediniz’ dedi. Salondan çıkıp siyah mermerlerle kaplı büyük bir banyoya geldik.”
Müzeyyen Senar’ın saçları kesilip topuz yapılıyor, eşi Ali’nin de bıyıkları kesiliyor.
Ardından Müzeyyen Senar’ın repertuvar defterini isteyen Atatürk, Senar’dan ilk olarak Tatyos Efendi’nin hicazkâr şarkısı “Mani Oluyor Halimi Takrire Hicabım/Üzme Yetişir Üzme Firâkınla Harabım” şarkısını istiyor.
İşte Müzeyyen Senar ile Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk karşılaşması böyle oluyor.
***
İkinci buluşma 1937 yılında Bursa Çelik Palas’ta gerçekleşiyor.
O sırada Mustafa Kemal Atatürk, Merinos Fabrikası açılışı için Bursa’ya gelmiştir.
Çelik Palas’a yerleşen Atatürk, Müzeyyen Senar ve saz arkadaşlarını Bursa’ya çağırır!
Meşhur besteci Selahattin Pınar’la birlikte önce Yalova’ya oradan da otobüsle Bursa’ya gelen Müzeyyen Senar ve saz ekibi de Çelik Palas’a yerleşirler!
Müzeyyen Senar ikinci buluşmayı şöyle anlatır:
“Akşam olunca hazırlandım. Bordo renkli elbisemi giydim. Berber saçlarımı Atatürk’ün istediği gibi taradı. Kapı çalındı ve gelen görevli, yaver beyin bizi alt salonda beklediğini söyledi. Yaver bey bizi aldı yemek salonuna götürdü. Sazlar kapının yanında oturuyordu. Ben sazın yanına gitmek istediğimde yaver bey, ‘Müzeyyen Hanım, lütfen beni takip ediniz’ dedi ve beni alıp U şeklinde düzenlenmiş masaya götürdü ve Celal Bayar’ın yanında yer gösterdi. Celal amcam beni tebessüm ederek sevgiyle karşıladı ve hatta cesaret vermek ister gibi hafifçe omzuma dokundu. Sağ yanımdaki sandalye boştu.
Bir süre sonra etrafta bir kıpırdanma oldu. Atatürk geliyordu. Herkes ayağa kalktı ve onu saygıyla selamladı. O eliyle işaret ederek herkesi oturttu ve doğruca masaya gelip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Yine çok heyecanlanmıştım. Çünkü acaba saçlarımı ve kıyafetimi beğenecek miydi? Şöyle bir dönüp bana baktı. O an yüreğim ağzıma geldi. Yüzündeki ifadeden beğendiğini anlayınca üzerimden sanki büyük bir yük kalktı. ‘Nasılsın kızım’ diye sorunca ‘Teşekkür ederim efendim!’ dedim. Yine defterimi benden aldı. Bir taraftan defterin sayfalarını çevirirken tekrar bana döndü, ‘Güzel okuyorsun. Onun için bu gece seni doya doya dinleyeceğim’ dedi.”
O gece sabaha kadar Müzeyyen Senar sahnede kalır.
Her zaman olduğu gibi gece Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdiği Rumeli türküleri ile son bulur!
***
Ertesi gün Merinos Kumaş Fabrikası’nın açılışı nedeniyle Bursa Belediyesi’nin tarihi salonunda balo olur.
Orada Mustafa Kemal, ilk dansı Müzeyyen Senar’la yapar.
***
Üçüncü gün Mudanya’daki Ege vapuruyla İstanbul’a yolculuk yaparlar.
Gece boyunca yine şarkılar, türküler söylenir.
Sabah İstanbul’a varılır!
***
Mustafa Kemal ile Müzeyyen Senar’ın yolu 1938 yılı Haziran ayında, Büyük Önder’in ölümüne az bir zaman kala bir kez daha kesişir.
Bu kez adres Savarona yatı olur.
O son görüşmeyi şöyle anlatır Müzeyyen Senar:
“…Atatürk doktoruyla yemek masasındaydı. Dikkatle baktığımda, yaklaşık yedi-sekiz ay önce gördüğüm Atatürk’ten çok farklıydı. Süzülmüştü. Masaya oturmamızı işaret etti. ‘Yemek yediniz mi?’ diye sordu. Yine çok heyecanlanmıştım. Bu son karşılaşmamızda bir şey daha dikkatimi çekmişti; sofrada içki yoktu ve Atatürk’ün sigara içmediğini de hatırlıyorum.
Saat 15.00’te doktorunun tavsiyesi üzerine istirahata çekilmek mecburiyetindeydi. O nedenle veda edip ayrıldık ve yine bir motor bizi karşı sahile bıraktı. Bu, benim Atatürk’ü son görüşüm oldu.”
***
Bu yazının dipnotu: Bu yazıyı Radi Dikici’nin yazdığı “Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar” biyografisinden yararlanarak kaleme aldım. Okumanızı öneririm.
…
Kaynak:
http://www.yukselbaysal.com/2018/02/12/muzeyyen-senar-mustafa-kemal-ataturk-ve-bursa/