Bazı anlar vardır ki, tek bir karar ya da tek bir hareket, bendinden boşanıp giden sel gibi, çok büyük olayların yolunu açar… Kazım Karabekir’in o gün yaptığı da budur… Tarihin akışını değiştirmiştir…
Yazar Tayfun Çavuşoğlu anlatıyor:
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak bastıktan sonraki süreçte zor günler bekliyordu. Bir yandan 9. Ordu Müfettişi görevine atanma aşamasında kendisine Samsun ve Havza’daki görüşmelerinin ardından yayınladığı Amasya genelgesi sonun başlangıcını getirdi.
Amasya Tamiminin yayınlanmasının ertesi günü, 23 Haziran 1919 tarih ve 84 numaralı telgrafıyla vilâyetlere yaydığı genelgede Dahiliye Nâzırı Ali Kemal, Mustafa Kemal’in bütün görevlerinin alındığını, artık görevsiz ve yetkisiz bir insan olduğunu bildirmişti. Ama bunun tam bir hükümet kararı olup olmadığı net değildi.
Erzurum günleri, bir taraftan da belirsizlik günleriydi. Mustafa Kemal’in içinden bir ses istifa et, diyordu… Ama istifa ederse bu kez resmi görevi kalmadığından, işleri nasıl yürütecekti? Kararsızlık içerisinde bocalarken, odasının kapısı çalındı.
“-Paşam, İstanbul’da saray-ı hümayun telgrafhanesinden sizi makine başına bekliyorlar.”
Yıldız Sarayı’nda padişah makine başındadır, yanında Harbiye Nazırı Topçu Ferit Paşa vardır. Topçu Ferit Paşa padişahın iradelerine sözcü olur. Mevzu İstanbul’a geri dönmesidir. Konuşmalar uzar, yine reddeder… Konuşma giderek sertleşir ve ipler kopar…
Yıldız Sarayı görevden azledildiğini tebliğ ederken, Mustafa Kemal atik davranır ve istifa ettiğini bildirir…
8/9 Temmuz gecesi, saat 22.50… Perde kapanır… Telgrafhaneden dönerken artık sivildir. Ne unvanı kalmıştır ne rütbesi… Artık sade bir ferttir…
Ertesi gün olur… Kolordudan gelecek haber ne olacaktır? Yoksa bir tevkif emri mi? Kazım Karabekir Paşa’nın gelmekte olduğu haber verilir:
-Kumandan Paşa geliyorlar… Arkalarında bir bölük süvari askeri var!
Mustafa Kemal ayağa kalkar, odanın ortasına ilerler. Buhran zirve noktasındadır. Gözleri kapıya dikilmiştir. Hayatının en önemli dönüm noktasıdır.
Kazım Karabekir Paşa kapıda görünür. Yüz hatları bir şey ifade etmez. Binanın önünde süvari birliği saf nizamı almıştır.
Karabekir, ilerler, yaklaşır, askerce selam durur ve Millî Mücadele’nin kaderini belirleyen şu sözleri söyler:
“Bundan evvel olduğu gibi bundan böyle de muhterem kumandanımsınız. Hepimiz emrinizdeyiz!”
Yol dönülmüş, buhran aşılmıştır…