İçinde yaşadıkları coğrafi ve kültürel sınırlar içinde hem
hizmetlerine ihtiyaç duyulan hem de varlıklarına kuşkuyla
bakılan kimseler olarak daima belirsiz ve çelişkili
bir toplumsal statüyü simgelerler. (Hasan Devrim Kınlı)
Romanlar (Çingeneler) dünyanın her neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, geçmişten günümüze öncelikle müziksel becerileri ve bu beceriler etrafında ördükleri yaşam biçimleri ile gündemde olmuşlardır. Ancak aralarında yaşadıkları farklı etnik ve kültürel gruplar açısından önemleri, sadece sergiledikleri bu beceriler ve çevrelerine sağladıkları müzik hizmeti ile sınırlı değildir. Müziksel hizmet sunarak hayatta kalabilmek için bu hizmeti ayağına dek götürdükleri farklı insan gruplarının kültürel kimliklerine ilişkin belli ayrıntılar (gelenekler, toplumsal cinsiyet rolleri, müzik tercihleri vb.) hakkında bilgi ve deneyim sahibi olmaları da gerekmiştir. Müziksel beceri ile birleştiğinde, farklı kimliklere ilişkin böyle bir bilgi birikimi, içinde yaşadıkları coğrafi ve kültürel sınırlar içinde Romanların kabul görmelerini ve varlıklarını sürdürmelerini kolaylaştırmıştır. İlgili literatürde genellikle müziksel becerinin gölgesinde kalan ve sistemli bir biçimde ele alınmayan bu bilgi ve deneyimler, profesyonel Roman müzisyenlerin aynı zamanda nasıl birer ‘kültürel aracı’ (cultural mediator) olarak görülebileceklerini anlamlandırmak bakımından önem taşır. Bu bildiri, bugün Bergama ve çevresinde geçimlerini profesyonel müzisyenlik yaparak temin eden Romanların; evlilik düğünleri, sünnet düğünleri ve asker uğurlamaları gibi ‘geçiş ritüelleri’ (rites of passage) kapsamında sergiledikleri ve ‘kültürel aracılık’ (cultural mediation) bağlamında tanımlanabilecek icralarının ayrıntılı bir analizini sunmayı amaçlar
Her etnik halk kesiminin kendine özgü bir yaşayış biçimi, sosyal ve kültürel ritüelleri bulunmaktadır; Bu çalışmada Roman düğünleri, Romanların yaşayış biçimlerine özgü (doğum, evlenme, sünnet olma, askere gitme ve ölüm ) diğer geleneksel konularda yapılan alan çalışmaları Çalgıcı mektebi Koordinatörü Murat Coşkun önermesi ile aşağıda belirtilen tarihlerde tarafımdan gerçekleştirilmiş küçük çapta bir araştırmadır ; Romanların yaşayış biçimlerini incelemek üzere çalışmaların yapıldığı tarih kaynak teşkil eden kişiler ve bölgeler ,kaynaklar yazı, fotoğraf , video görüntüleri ile tespit edilmiş eski ve yeni ritüellerle kıyaslama yapılıp örneklenerek belgelenmiştir.
Hasan Devrim Kınlı’nın, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitütüsü, Müzik Bilimleri Anabilim dalı doktora programı öğrencisi iken, aynı üniversitede Öğretim görevlisi İbrahim Yavuz Yükselsin ile birlikte yazdıkları “ Kültürel Aracılığın Ritüelleri: Bergamalı Profesyonel Roman Müzisyenlerin Geçiş Ritüellerindeki Aracılık Rolleri” başlıklı makalelerinin özetinden alınmıştır.
İnegöl Letafet Sokak Romanları
Roman düğün ritüelleri:
Romanların yaşayış biçimlerini incelemek üzere ilk olarak 16.09.2013 tarihinde tarafımdan yapılan alan çalışmalarımıza örnek teşkil edecek ilk röportaj Çalgıcı mektebinde Cemal Yeşilbahçe ile Romanlarda evlenme düğünü ; İkinci çalışma olarak ise 27.09.2013 tarihinde araştırma konusuna ilişkin Roman yerleşim bölgesi olarak belirlenen İnegöl Sinanbey mahallesi Letafet sokakta doğmuş büyümüş ve halen ikamet etmekte olan 1946 doğumlu Güler Yandık,1944 doğumlu Sabriye Sevinç, 1939 doğumlu Gülbahçe Kurşuoğlu ile Romanlara özgü kız isteme söz kesme, nişan ve evlenme töreni gelenekleri hakkında , 1963 doğumlu Zeki Sevinç ile Roman sünnet cemiyetleri hakkında alan çalışması yapılmıştır.
Bursa Kamberler mahallesi 1957 doğumlu Selanik göçmeni Cemal Yeşilbahçe babadan gelen çalgıcılık (ritm saz) mesleğini sürdürmektedir. Romanlarda düğün, doğum, askere gitme ve ölüm geleneklerinin incelenmesinde bilgi aktarımında bulunan Cemal Yeşilbahçe’ den alınan bilgiler şöyledir.
Bursa Kamberler mahallesi düğün geleneği:
Bursa Kamberler mahallesinin iki yüz elli veya üç yüz yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Romanlar yerleşim zamanından beri düğünlerini Kamberler mahallesinde gerçekleştiriyorlar. Görücü usülle değil severek isteyerek evleniliyor. Kız istemeye anne, baba, halalar, teyzeler, dayılar, amcalar en yakın akrabalar olmak üzere yirmi beş veya otuz kişi gidilir, çay kahve ikramlarından sonra Allah’ın emri ile kız istenir. Gençlerin evlenmeleri uygun görüldüğünde ve karar alındığında erkek tarafı kız tarafının büyüklerine isteklerinin neler olduğunu sorar. Espirisel bir biçimde otuz bilezik, daire, araba, küçük veya büyük baş hayvanlar isteklerin en başında yer alır. Gerçekdışı görülen bu istekler tamamen espiritüel nitelik taşımaktadır. Kız isteme gecesinde gençlerin evliliği kanaatine varan büyükler aynı gece nişan töreninin ne zaman yapılacağına da karar verir ve gün tayin edilir. Roman düğün nişan eğlence birlik beraberlik içinde yapılır. Nişan ve düğün töreninin tüm koşullarını erkek tarafı karşılar. Çarşıya çıkılır erkek tarafının büyükleri ile yapılan alışverişte gelin olacak kıza nişan töreninde giyeceği çamaşır, elbise, ayakkabı satın alınır. Kız tarafı da damada giysiler alır. Ortamına ve tercihlere göre kız erkek tarafı kadınlar ve erkekler ayrı ayrı toplanarak veya hep birlikte nişan törenine katılırlar. Önceleri (keman, darbuka, klarnet, kanun, davul, cümbüş, Balıkesir’den özel olarak gelen saksafon çalan müzisyenler vs. ince saz takımı ile yapılan nişan düğün evlenme törenleri şimdilerde klavye ile müzik eşliğinde yapılıyor.
Yıllar önce ince saz takımı baştan fasıl çalmaya başlardı, otuz ya da kırk beş dakika Türk Sanat musikisi eserleri çalan orkestra fasılı tamamladıktan sonra Romanlara özgü oyun havaları çalmaya başlar nişan töreninin sonuna kadar oyun havaları devam ederdi. Nişanda sadece yüzükler takılır arzuya göre birkaç bilezik takanlar da bulunmaktadır. Ortada oynayanların başına para atılır, önceleri bu paralar özellikle beşlikler ortadan ikiye bölünüp öyle atılırdı oynayanların üzerine.
Nişandan sonra düğün gününe karar vermek tarafların maddi koşullarının oluşması doğrultusunda olur. Büyükler bir araya gelir ve düğün tarihini belirler. Düğün tarihi belirlendiğinde düğüne katılması istenilen davetliler, okuntu denilen davetiye özelliğini taşıyan mendil, kumaş, çamaşır v.s gibi eşyalar ile davet edilirdi, günümüzde davetiye ile davet ediliyor. Düğün hazırlıkları başladığında ziynet eşyaları, gelinlik, damatlık, gelinle damadın kullanacağı mobilyalar satın alınır, genç kızın arkadaşları tarafından oğlan evine çeyiz serilir. Düğün yemekleri yapılır, düğüne davet edilen ve misafir olarak şehir dışından gelen konukların konaklaması için kimlerin hangi evlerde kalacağına karar verilmeksizin her kes evlerinin kapısını açar. Kim nerde kalmak isterse orda misafir edilir.
Gelin hamamı: Gelin olacak genç kız ve kendi yaşıtı arkadaşları gelin hamamına giderler. Darbuka, def, keman çalan kadın müzisyenler ve köçek dediğimiz oyuncular ile romanlara özgü ve ayrıca güncel olan popüler şarkılar türküler eşliğinde eğlenilerek yıkanılır.
Sadece kadınların katılımı ile gerçekleşen kına gecesinde erkek olarak sadece üç tane saz ile üç müzisyen bulunurdu. Zilli tef darbuka ve keman eşliğinde kına eğlencesi yapılıyordu. Çengi denilen üç ya da beş hanımın oluşturduğu oyun ekibi rengarenk allı pullu, oldukça gösterişli giysileri ile kınaya renk katar çalar söyler oynardı. Klavye eşliğinde yapılmaya başlanan eğlenceler neticesinde Çengi geleneği de son bulmuş oldu. Kına yakılırken “Annem” şarkısı okunuyor. Garip şarkılar okunuyordu. Romanlar oldukça duygusal insanlardır, kına geleneğine şarkıları ile yansıtıyorlar ve kına akşamı kına yakılıyorken hüzün ortamı oluşuyor ve herkes ağlıyor. Geline kına yakma esnasında gelinin başına kırmızı tülden yapılmış pullu bir örtü örtülüyor. Kına yakma esnasında gelinin avcuna bozuk para koyularak kına yakılıyor. Damat olacak genç kına gecesini ziyaret eder, gelinle damat bir süre aynı ortamda bulunur kısa bir süre sonra gider.
Tavuk alma: Romanlar bu eyleme “tavuk toplama, para toplama” diyorlar. Kına gecesinin sonunda karşılıklı olarak oğlan tarafı kız evine kız tarafı oğlan evine darbuka, def eşliğinde şarkılar türküler söyleyerek gelir tavuk alırlar yakın akraba veya ahbapların evleri de bu şekilde ziyaret edilir tavuk ve para toplanır. Kızın arkadaşları kız evinde misafir kalır sabaha kadar eğlenir erkeğin arkadaşları da aynı şekilde erkek evinde misafir kalır ayrıca damadın gece kulüplerinde çalışan müzisyen arkadaşları sabaha karşı işten çıkıp damat evine gelirler sabaha kadar topluca müzik çalınır eğlenilirdi.
Damat hamamı ve damat traşı: Damadın arkadaşları damat traşından bir gün önce öğleden sonra toplanır sazlar eşliğinde kahvehaneleri gezer, kahvehanelere mum dikilir ve fasıl çalınır ve kahvehanede bulunan erkekleri damat traşına davet ederlerdi. Damat traşında on müzisyenden oluşan çalgı ekibi, ikramların bulunduğu masalar, yemek ve sınırsız içki hazır edilirdi. Gelin hamamı ve damat hamamı aynı gün gerçekleşir. Son on beş yıldır damadın arkadaşları olan genç erkeklerin çıkardığı yeni bir eğlence şekli ile yapılan adetlerde belden vücutlarının belden yukarısını çıplak bırakacak şekilde ve rengarenk ve süslü tüllerden oluşmuş etek benzeri giysilere bürünen yüzleri boyalı gençler damat hamamına başlamadan önce hamamın önünde birbirlerine yumurta, salça ve boya atarak eğleniyor sonra damat hamamına katılıyorlar. Damadın arkadaşları damat hamamı devamında damat traşına katılıyorlar. Erkek tarafına gelen davetliler beraberlerinde getirdikleri hediyeleri (dürü), (Altın, para, ev eşyası vs.) örnek olarak yüz TL Ahmet’ten, bir küçük altın Mehmet ten gibi söylemlerle damadın traş için giydirildiği önlüğe takılır ve hediyeler takdim edilir. İzmir’ den özel olarak getirilen dansözler eşliğinde eğlenceye devam edilirdi. Gelenek olarak kim ne takıyorsa aynı şekilde iadeli takı takma adeti vardır. Beşi birlik takan bir kişiye onun düğününde de karşılık olarak beşibirlik takılır daha azı dürü olarak götürülemez.
Gelin alma:
Gelin alıcılar kız evinin kapısına geldiğinde gelinin kardeşleri isteklerde bulunur. Bu istekler içinde para bulunmaz birkaç şişe içki ( rakı, viski ) ya da birkaç tavuk istenir. Hazır edilmiş son model bir araç süslenmiş olarak beklemektedir, çalgılar eşliğinde gelin arabasına bindirilen gelin (yatırlara götürülür) Emir Sultan hazretleri, Yeşil Türbeye gidilerek dua etmesi sağlanır. Erkek evinin bulunduğu yerde sazlar çalmaya devam etmektedir gelin saz ekibinin çaldığı müzikler eşliğinde sokağa getirilir. Damat evinde toplanılarak araçlarla Uludağ ziyareti yapılır çaylar içildikten sonra erkek evine geri dönülür ve yatsı namazından sonra damat gerdeğe salınır ancak gelinin yanında gelen yengeler de gerdek evinde kalmak zorundadır. Romanlarda damadın gerdeğe girmesi olayında geleneğinde olan sırtına vurma gibi adetler yoktur. Gerdek esnasında gelin ve damat namaz kılar sonrasında gerdek olayı gerçekleşir. Gerdekten bir gün sonra öğle üzeri gelin ve damadın kadınlardan oluşan yakınları ve komşuları “paça günü” denilen eğlenceye katılırlar. Eğer olumsuz bir sonuç alındı ise “paça” eğlencesi yapılmaz ve gelin kendi ailesine geri gönderilir ancak genelde böyle olumsuz sonuçlara pek rastlanılmaz.
Roman düğünlerinde Zengin de fakir de tüm gelenekleri uygular maddi boyutu hiçbir zaman tartışılmaz hiçbir masraftan kaçınılmaz, ne gerekiyorsa o yapılır.
Bursa İnegöl Sinanbey Mahallesi letafet sokakta ikamet eden Roman halkına özgü evlenme ve sünnet düğünü törenleri:
27.09 .2013 tarihinde İnegöl Sinanbey Mahallesi Letafet sokakta ikamet eden Güler Yandık ve Sabriye Sevinç’e göre Bursa Kamberler mahallesindeki Romanların aksine görücü usulle evleniliyor ve birbirini isteme severek evlenme nadiren görülen bir durum olarak belirtiyorlar. İnegöl Sinanbey Mahallesinde evlenme düğünü Bursa Kamberler mahallesinde gerçekleşen düğünlere göre çok az farklılıklar gösteriyor. Disiplinler arası ortak geleneksel adetlerin neredeyse tamamı benzeşiyor. Okuntuluk denen davetiye olarak gönderilen giyim eşyalarından, düğün evine götürülen dürü veya hediyelerin takdimi ve takılması geleneği de benzerlikler göstermektedir. Kız istemeye giderken önce anne baba gidiyor eğer olumlu bir sonuç alınacaksa akrabalar kalabalık bir topluluk olarak kız istemeye gidiyorlar. Kız istenilip te olumlu cevap alınmışsa nişan gününe karar veriliyor, bütün alışverişler yapılıyor ve tüm takılar nişanda takılıyor. Kadın eğlencesi olan kına gecesinde Bursa’dan çengi denilen allı pullu giyimli eğlence grubu geliyormuş. “Aman bu fasulye, Evlerinin önü nane de maydanoz, süt içtim dilim yandı” gibi türküler çalınıyor söyleniliyor. Bursa Kamberler Mahallesi Roman düğününden farklı olarak gelin hamamı ve damat hamamı aynı gün değil bir gün arayla gerçekleşiyor, gelin hamamında cevizli lokum ikram ediliyor ve gelin hamamından gelen kızlara üzüm tatlısı, kamış tatlısı ve lokum dağıtılıyordu. Kına gecesi kına yakılırken “kına mı yaktın eline Emine , Gelin mi oldun Emine ve Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” türküleri ile kına yakılıyordu, son dönem kınalarda yine aynı ezgilerle kına yakılsa da artık kına eğlencesinde neşeli türküler şarkılar çalıp oynayan eğlence ekibi çengiler ve çengi adetleri yapılmıyor. İnegöl Romanlarının başlıca geleneksel düğün yemeği bol tavuk eti katılmış pirinçli biber dolmasıdır, bunun yanı sıra , taze fasulye ,kuru fasulye pilav , patlıcan yemekleri düğün yemekleri arasındadır.
Bursa İnegöl Sinanbey Mahallesi letafet sokak Roman sünnet cemiyetleri
Romanlara özgü sünnet cemiyetleri hakkında bilgi sunan 1963 doğumlu klarnet sanatçısı Zeki Sevinç on yaşından beri klarnet çalıyor. Babası, Aykut Sevinç’te klarnet sanatçısı olan Zeki Sevinç çaldığı müzik aletini babadan öğrendiğini söylüyor. Zeki Sevinç’in Romanlara özgü sünnet Cemiyeti hakkında aktarımları şöyledir.
Romanların haricinde sünnet düğünü yapanlar çalgılı sünnet düğününe özenmezler, çok nadirdir çalgılı sünnet düğünü genelde mevlit ile yapılır. Romanlarda ise muhakkak mevlit yapılır ancak illa çalgısız olmaz. En az üç gün çalgı ile sünnet düğünü yapılıyor romanlarda. Sünnet yatağı sünnet çocuğunun annesinin arkadaşları tarafından süslenir.
İlk gün ilk önce çok misafir geldiği için yemek ikram edilir, İnegöl’ün içinden dışından, Bursa’dan, Eskişehir’den, İstanbul’dan davetliler akraba ahbap çoktur ve hepsi gelir. Romanlar birçok bölgeye dağılmış olsa da birbirine çok bağlıdır. Hali vakti yerinde olan düğün sahibi büyükbaş hayvan, bütçesi dar olan küçük baş hayvan alır, kesilir ve özenerek itina ile temiz bir şekilde kazanlarda pişer. Eskiden içki ikramları olurdu ancak artık içki ikramı yapan düğün sahipleri azalmıştır. Sünnet düğünü ilk akşamı cuma gecesi kına merasimi yapılır sünnet çocuğuna kına yakılır. Eskiden bahçelerimizde, sokaklarımızda olan sünnet kınası günümüzde salonlarda yapılmaktadır. Sünnet çocuğuna sünnet annesinin hanım arkadaşları kına yakar. Sünnet çalgıları kalabalık olur bizde, en az yedi ya da sekiz çalgıcı hazır olur. On parça saz ekibi olur genelde çift klarnet, çift keman, kanun, davul, darbuka, klavye olur, en güzel ses tesisatları kiralanır. Görsel olarak ta kamera kaydı yapılır. Eskiden tesisat kurulamadığı zamanlar ise çift klarnet davul ve darbuka olurdu. Kendi düğünlerimiz hariç civar köylere gidilirken bu enstrümanlarla gidilirdi ve tesisat olmazdı eskiden. Bizde ince saz takımına çok önem verilir, kendi düğünlerimiz ince saz takımı olmadan olmaz. Eskiden kim düğün yaparsa İstanbul dan sanatçı getirirdi bütçesine göre. Benim düğünüme Kandıralı geldi örnek vermek gerekirse. Sünnet tıbbi bakımdan ehliyeti olan kişiye sağlıklı şekilde yaptırılırdı halen öyledir. Kınadan bir gün sonra cumartesi günü sünnet hamamı olur. Sünnet çocuğunun babası ve babasının arkadaşları ile gidilir hamama. Aynı damat hamamı gibi olur. Sünnet çocuğu hamama çalgı ile götürülür, hamamda da çalınır eğlenilir ve çalgı ile geri getirilir. Aynı örf adetlerimiz halen devam etmektedir. Sünnet hamamının gecesinde erkeklere eğlence olur. Pazar günü sünnetin kesildiği gün sünnet çocuğu allı pullu kumaş ya da halı v.s ile donatılmış at ile gezdirilir. Bulabilenler payton ile de gezdirebiliyordu sünnet çocuğunu. Biz payton bulamadık jip ile gezdirmiştik kendi çocuğumuzu. Sünnet çocuğu gezdirme işleminden sonra sünnetçi gelir tıbbi müdahaleyi yapar, yemekler yenilir mevlüt okunur. Sünnete getirilen hediyeler sunulur, sünnet olan çocuk sünnet yatağında ziyaret edilerek sünnet şapkasına para altın vs. pahada yüklü ağırlıkta hafif hediyeler konulur.
Roman meslekleri; Çalgıcılık, bohçaçılık, falcılık, natırlık, kalaycılık.
İnegöl Sinanbey mahallesi Letafet Sokak
Roman düğünlerinden fotoğraflar / 1970‘li yıllar