Yazar Tayfun Çavuşoğlu, “Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal rütbe bakımından kaçıncı sıradaydı?” sorusuna yanıt verdi.
Çavuşoğlu şunları söyledi:
Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı’ndaki rolüne dair son yıllarda o kadar çok manipülasyon üretildi ki, gelinen noktada gerçeği bıkmadan-usanmadan aktarmaya çalışmaktan başka çare yok.
Örneğin Abdurrahman Dilipak, örneğin M. Kemal’in savaşta rütbe bakımından kaçıncı sırada olduğunu soruyor. Asıl bombayı Halife ile ilgili yazdıklarında patlatmış. Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan hareketle son padişahın kaçışına kadar, ki buna Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi diyor, süreci 3 yıl 2 ay diye nitelendirip, “Halife sonunda İstanbul’u terk etti, Anadolu işgal edildi” diyor. Çünkü… Çanakkale Savaşı Ocak 1916’da sona eriyor. Dilipak öyle bir sıralamayla yazmış ki, sanki Halife nihayetinde İstanbul’u terk ettiği için Anadolu işgal edilmiş.
Dilipak’ın M. Kemal’in Çanakkale Savaşı’ndaki rütbesini sormasından çok önce(!), daha 2008’de bu soruyu cevaplayan Metin Köse’nin yazdıklarına bakalım:
“….Çanakkale Harbiyle ilgili resmi tarihi okursanız, sanırsınız ki zaferi M. Kemal kazandı. Hayır. Osmanlı’nın Çanakkale’de iki ordusu(!), 70 tane de(!) üst düzey komutanı vardı. Onlardan biri de Yarbay Mustafa Kemal Beydi.
… Çanakkale bir deniz harbidir. Boğaza “Çanakkale geçilmez” mührünü vuran donanmanın komutanı Cevat Paşa’nın…”
Gördüğünüz gibi yazar “resmi tarihi” beğenmeyip, “gayrı resmi olanını kendim yazayım da bari içime sinsin!” demiş olmalı!
Yazar zahmet edip, Albay Mustafa Kemal’in Anafartalar Grubu Komutanı olarak ne büyüklükte askeri birliklere komuta ettiğine baksa, Mustafa Kemal’in komuta ettiği süre, asker ve birlik sayısı bakımından bir değerlendirmede bulunmaya gayret etse, gerçeği görecek ama amaç zaten gerçeği bulmak değil herhalde ki, yüzeysel bilgilerle kendi bakış açısından uygun yorum üretmeye çalışıyor ve komik duruma düşüyor tabii…
Yazıdaki asıl orijinal bomba, “Boğaza ‘Çanakkale geçilmez’ mührünü vuran donanmanın[!] komutanı Cevat Paşa” ifadesi.
Takatiniz varsa, Çanakkale deniz savaşının iki donanma arasında geçmediğini, 18 Mart Deniz Zaferi’nin kahramanı Albay Cevat Bey’in denizci olmadığını, dolayısıyla donanma komutanı da değil, karacı bir subay olduğunu sil baştan anlatın bakalım…
Detaylar videoda…