Quantcast
TBMM Tutanaklarında Mübadele ve Mübadiller – Belgesel Tarih

TBMM Tutanaklarında Mübadele ve Mübadiller

TBMM Tutanaklarında Mübadele ve Mübadiller

Loading

  • Kaya Muhammed*

Göç ve Muhaceret Türk tarihinde oldukça fazla görülen vaka’lardandır. Türk ulusuyla adeta özdeşleşen bir kavramdır. Bugünkü milletlerin mevcut coğrafi konumlarını Türklerin göçleriyle ilişkilendirmek çok isabetli olacaktır. Devletler halinde yaşamlarını idame ettiren ulusların nüfuzları ve nüfusları arttıkça istikbal ve istiklalleri için kendilerine uygun yaşam alanları araması oldukça doğaldır. Türk Ulusu da bu gerekçeler doğrultusunda Asya ve Anadolu topraklarında daha müsait yerlere intişar mecburiyetinde kalarak gittikleri yerlerde kendi Ulusal benliklerini kalıcı hale getirmişlerdir.

Ulusumuz esaret altında yaşamayı asla kabul etmemiştir. Teşkilatlanmanın bilinmediği dönemlerde dahi ordusunu kurarak istikbalini daima ordusuna yüklemiş gittiği topraklarda ordusuyla birlikte kalmış ve yine o toprakları ordusuyla birlikte terk etmiştir. Dönemin koşulları gereği yapılan ve Cihandaki ilk ve son olan Mübadele Türklerin Kadim tarihinde alışık olduğumuz nüfus hareketliliklerinden birisidir.

Devletin karar organı olan Meclis’te dönemin güncel konusu olan Mübadele birçok oturumda ele alınmış ve tartışmalar olmuştur. Meclisin 10 Ekim 1924 tarihli oturumu da bahsi geçen konunun tartışıldığı günlerden biri olmuştur.

Mübadele konusunun Meclis’e yansımalarına birlikte kulak vermeye ne dersiniz?

Mehmet Esat İLERİ-Menteşe (Muğla)Milletvekili
 -Menteşe’de, bir dönüm emvali metrukeden arazi olmadığı halde orada ev vardır diye muhacirler gönderilmiş ve sefaletlerine meydan verilmiştir. Sefalete sürüklenmişlerdir.

– Menemen kazasında yüz dört hane muhacirin de iskândan mahrum bir halde yaşayışları bunları da mahfu perişaniyete sürüklemektedir.

-Söke’nin Domaçya nahiyesine iskân edilen 1500 nüfustan üç ay içinde sekiz yüze inen biçareler de zikre şayandır. Hali pürmelâllerini tasavvur buyurunuz.

-Drama’nın Prohkoncan v.s. köylerinden gelmiş mübadiller Kemer Karakolu arkasında mezarlık başlarında bir ağaçtan, sığınacak, barınacak bir yerden mahrum açlıktan, bakımsızlıktan ağlamakta, inlemekte olduklarını bu gözlerim görmüştür.

-Bir kısım muhacirinin kendileri Söke taraflarına, hayvanları Keşan’a gönderiliyor. Bunun üzerine ya bizi oraya yahut hayvanlarımızı buraya gönderiniz, diye müracaat vaki oluyor. Vekâlet buna cevaben hayvanlarınızda hastalık vardır, oraya gönderemeyiz, diyor. O halde biz oraya gidelim, diyorlar. Buna da olmaz cevabı veriliyor.

-Selanik’ten Balıkesir’e mürettep oldukları emri veriliyor. Bunlar vapura biniyorlar. Yanlışlıkla Akçaabat’a gidiyorlar. Vekâlet Akçaabat’a emir veriyor haydi oradan Keskin’e. Bu sefer Gülcemal vapuruna bindiriliyor, yola çıkarılıyorlar.

-Sinop’a 900 kişi gönderilmiştir Aylarca,günlerce şehirde kaldıktan sonra köylere gönderilmiştir. Sinop’un etrafında Karacaköy ve Çakıroğlu dedikleri yerler var. Çakıroğlu sıtma yatağı bir yerdir. Kimse orada yaşayamaz. Zavallılar gitmişlerdir. Şimdi orada hepsi sıtmadan kırılıyorlar. İhtiyarlan gelmişler yalvarıyorlar, Hükümete başvuruyorlar, belediyeye başvuruyorlar, eşrafa başvuruyorlar, mebusa başvuruyorlar «Bizi kurtarın,bizi ölmeden kurtarın!» diyorlar.

– Bendeniz hürmetle kanaat ederim. Yalnız sedayı vicdanımı arz ediyorum.

Biz burada kardeşçe, arkadaşça hasbıhal ediyoruz. Dertleşiyoruz vatanî vazifemizi yapıyoruz.

Gelelim iskân cihetine: Vekil Beyefendi Aydın Vilâyetini misal olarak buyurdular ki;300 000’denfazla Rum gittiği halde ancak 64.000 muhacir yerleştirilmiştir.

Nefsi İzmir’den 100.000’den fazla Rum gitti. 10.600 hane vardır. İzmir’de yalnız 4000 muhacirin iskânını istiyoruz. Bunların ihtiyacı ise 1000 evi geçmez. Mütebakisini Ermeni emvali metrukesiyle harikzadelere bırakıyoruz. Eğer bilâkaydü şart harikzedeleri nazarı itibara almak lâzım gelseydi tek bir muhaciri şehirlere yerleştirmek kabil olmazdı, buyuruyorlar. Bendeniz meşhudatım üzerine arz ederimki, bu ifade mukarini hakikat değildir. Vekil Beyefendi İzmir’i teşrif buyurmadılar, görmediler bitabbi bilmezler. Bir bağ ve bahçe için İzmir’e gelecek harikzede yoktur.Bağ ve bahçe sahibi harikzedeler Aydın’da ve Menteşe’de, Alaşehir’de barakalarda, bahçelerde, damlarda meşgul olmaktadırlar. Nitekim onların istihsalâtı da Maliye, İktisat ve Ziraat Vekâletlerince malum olmaktadır ve istihsalâtlariyle kendi mevcudiyetlerini ispat etmişlerdir. Yalnız İzmir’de kalanla, bağ ve bahçe sahibi olmayanlar ve esnaflardır. Bunların da adedi 1.000’i geçmez. Kezalik Balkan Harbini müteakip gelen muhacirlerin de adedi bugün için İzmir’de 1.500 kadardır. Hatta fazla fazla söyleyebilirim ki şühedayi muhteremenin ailei muhteremelerinin de adedi 150’ye varmaz. Sizi temin ederim. İzmir’de harikzede ve Balkan muhacirleriyle şüheda ailesinin mecmuu 300 haneyi geçmez. Maruzatım tahkikatımla sabittir. Bu işler kâmilâne, sadîkane, adilâne görülmüş olsaydı eminimki İzmir’de daha binlerce mübadil iskân olmuş; Balkan mubacirieri ve harikzedelerle şühedayi muhteremenin aileleri de iskân edilebilirdi. Halbuki vekâletin suiidaresi, hatası zavallı mübadilleri, harikzedeleri bu hallere giriftar etmiştir.

Zeki KADİRBEYOĞLU–Gümüşhane Milletvekili

-İzmir’de daha bazı yerlerde bilhassa Samsun’da gözlerimle şahit olduğum birçok fecayi vardır.Samsun’a gelen muhacirler maatteessüf mezarlıklar içerisinde yatıyorlar. Kendilerini setr için ufak tefek bez parçalarından meydana getirebildikleri çadırlar altında imrarı hayat ediyorlar. Bu ne acıklı haldir. Halbuki Samsun’da mübadillere tahsis edilen evler başkalarının ellerine geçmişti. Samsun’da mübadiller için birkaç köy yapılmıştır. Gittim, bu köyleri gördüm.Yalnız pek mütessirim ki bu köylere oturtulacak kimse kalmamıştır.

-Trabzon’a çıkarılan muhacirler Polathane’ye sevk edildiler. Bu muhacirler zürra(çiftçi)olduklarını haber verdiler. Bununla beraber bu adamların mevaşisi (hayvan sürüsü) diğer taraflara çıkarılmıştır.Bu husus için de hükümete müracaat ediyorlar ve:

— Hayır siz buraya yanlış- geldiniz. Sizi başka yere sevk edeceğiz ve bunları tekrar vapurlara irkâp ederek Samsun’a ihraç edilirlerken bir kısmı mühiminin tekrar vapura irkâp ederek:

— Hayır siz buraya yanlış gelmişsiniz. Sizi İnebolu’ya sevk edeceğiz, diyorlar. Bunlardan elli hane kadar harice çıkardıktan sonra, tekrar bu sefer de:

— Hayır siz buraya değil, Marmara havzasına gideceksiniz, deniliyor. Hulâsa bu zavallı biçareleri süründüre süründüre birçoklarının felâketlerine sebep oldular.

HAMDULLAH SUPHİ BEY-İstanbul Milletvekili

Acaba 400 bin mübadilin memleketimize nakli mevzuubahis olduğu vakit ne kara rüyalara kapılmayan kaç adam vardır? Eski muhacirlerin tarihi bizce malumdur. Memleketin içine dökülen kitleler Anadolu’nun ortasında, Rumeli’nin bazı köşelerinde mahvoldu. Yerlerinde mezarlıktan başka bir şey kalmadı.

HALİT BEY -Kastamonu Milletvekili

Üç yüz küsur Drama ve Doksat muhaciri. Bunlar evvelâ! Balıkesir’e sevk edilmiş bilmem ne esbaptan ise Balıkesir’de yer olmadığından bahisle bunları kaldırmışlar, Trabzon’a göndermişler ve hem de demişler ki, nakliye ücretini siz vereceksiniz. Nakliye ücretini vermişler, Trabzon’a gitmişlerdir. Sonra, Trabzon’dan Vakfıkebir’e gönderilmiş sonra oradan da demişler, siz Ankara’nın Keskin kazasına gideceksiniz. Ankara’nın Keskin’i rica ederim haritayı şöyle bir göz önüne koyunuz, vaziyeti muhakeme buyurunuz.

TUNALI HİLMİ BEY-Zonguldak Milletvekili

Soma’da bir gece kaldım, o vesileyle karşıma yine seksen haneden ibaret bir muhacir kafilesi çıktı. Zavallılar oralara dolmuşlardır. Muhacirlere verilen evler oturulamayacak bir halde iken diğer tarafta içindekilerin bazıları çıkmıyor

Dörtyol’a gittim arkadaşlar, altmış nüfuslu bir muhacir kafilesi var, Giritli muhacirler, hiç birisi Türkçe bilmiyor.

FERİDUN FİKRİ BEY -Dersim Milletvekili

Bendenizden evvel maruzatta bulunan rüfekai kiram hakikaten bugünün en elim meselesine temas ettiler. Bu meselenin, mübadiller meselesinin iki safhası vardır. Birincisi bugüne kadar olan vaziyettir. İkincisi de yarın için ittihaz edilmesi lâzım gelen tedbirlerdir. Evvelâ yarın, ati için ittihaz edilmesi lâzım gelen tedbirler meyanında bir teklif varidi hatır olmuştur. O da bendenizle ayrıca bir refikim tarafından Mübadele, İskân Vekâletinin ilgası teklifidir. İki muhtelif arkadaş tamundan dermeyan edilen bu teklifler göstermektedir ki mübadele meselesinin Vekâletin şekli hazırıyle devamında bir fayda yoktur. Fakat Vekâletin kaldırılmasıyla meselenin bitmemiş olduğu tezahür ediyor. Çünkü, evvel beevvel Vekâletin bugüne kadar olan vaziyetinin ne kadar elim ve feci eşkâl arz ettiği,vekâleti teşkil eden memurların bu işi başarmakta ne kadar iktidarsızlık göstermekte oldukları, memurlardan büyük bir kısmının âciz olduğu ve şimdiye kadar bu işin başına gelen zevatın bu işi idare etmekte kabiliyeti olmadığı gibi, diğer noktai nazardan böylece ayrı teşkilât yaparak ve bu işi ihtisasıyle idare edecek olan, mülkiye memurlarının dairei salâhiyetlerinden alıp ayrı memurlar tutarak onlar vasıtasıyle tedvir etmekteki yanlışlıkta görülerek Mübadele Vekâletinin ilgasını teklif etmiş bulunuyoruz.Fakat arz ettiğim gibi,mesele bununla bitmiş olmuyor .Şimdiye kadar olan fecayiin, elim vaziyetlerin tespiti lâzımdır. Zira muhtelif mütalâa dermeyan eden arkadaşlarımızın söylemiş oldukları üzere mevcut olan tahsisat kâfi gelmemektedir. Mübadilleri ölümden kurtarmak için bittabi tahsisat vereceğiz.Bunlar için hiçbir şeyin esirgenmemesi lâzım geldiğini ve bu adamları istihsal hayatına sokmak icabettiğini ve her fedakârlığın yapılması lâzım olduğunu ve bu fedakâr milletin bunları tekabbül edeceğini söylüyoruz. Hepimiz bunda, aşağı yukarı, ittifak etmiş bulunuyoruz. Fakat şimdiye kadar Mübadele Vekâletinde neler olmuştur, bu Vekâletin bidayeti teşekkülünden bugüne kadar nasıl bir safha geçmiştir? Verilen müteaddit emirler ne suretle ve niçin tatbik edilmemiştir?

Merkez ve şuabatımızdan aldığımız esaslı malumat alelumum muhacirinin vaziyetini pek elim göstermektedir. Ezcümle İzmir mıntıkasında mevcut eskiden gelmiş muhacir ve yeniden mübadil kardeşlerimizin pek çoğu hâlâ mesken sahibi olamamışlardır. Mübadeleden gelip te kısmen yerleşenler iskânı adiyeye tabi tutulduğu halde aylardan beri iskân mıntıka ve komisyonlardan haber bekleyen otellerde, misaferet suretiyle ehibba ve akrabası nezdinde ve barakalarda sürüklenmekten bizar olan mühim bir kısım aileler ahiren Ankara’dan İzmir’e gelen iskân müfettişleri tarafından vazolunan talimat ile tefvizi katî muamelesinin icrasına değin adiyen iskân edilmişlerdir. Tefvizi katî muamelesini amir bulunan 16 Nisan 1340 tarihli Kanunun tarihi neşrinden itibaren tatbik ve alelumum mübadilleri tarihi mezkurden bilitibar tefviz usulüne tebean iskânı icabederken hayli intizardan ve sefalete katlandıktan sonra henüz esası tespit ve vesaiti ihzar edilmeyen tefviz muamelesinin neticesine kadar birçok ailelerin hakkı iskândan mahrum edilmesi pek elim bir surette devam eden sefaleti teşdidden başka bir şey değildir.

Adiyen iskân edilmiş olan, kısmen Rum emvali metrukesinde, kısmen Balkan Harbini müteakip iltica tarikiyle Türkiye’ye gelen mübadil ve gayri mübadil muhacirlerden gayri kanunî ve cebir suretiyle boşalttırılan hanelerde yerleştirilmiştir.

 

KAYNAKÇA

  • TBMM ZABIT CERİDESİ / Kırkdokuzuncu İçtima
  • 10 Ekim 1924 tarihli oturum

Yazar Hakkında:
Kaya Muhammed / [email protected]
Selanik Vilayeti Drama Sancağı Sarışaban Kazası Çağlayık Köyü 4. kuşak mübadili. 1989 Yılında Samsun/Vezirköprü’de doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini yurdun çeşitli illerinde tamamladı. 2011’de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü 1283 Tarihli Bosna Vilayeti Salnamesi’ni günümüz Türkçesine çevirerek bitirdi. Pedagojik formasyon alarak örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptı. 2021’de Kırklareli Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nden mezun oldu. Mübadele ile ilgili araştırmalar yapıyor. Drama-Kavala-Sarışaban mübadillerinin kullandığı 1.000 kelimelik Mübadil Ağızları Sözlüğü hazırladı.

YAZAR HAKKINDA

Haber Merkezi Haber Merkezi Belgeseltarih.com sitemizde konuk yazarlara da yer veriyoruz. Yayınlanmasını istediğiniz ve mümkün olduğunca akademik dille kaleme alınmş tarih konulu yazılarınızla ilgili olarak, iletişim sayfamızdaki form vasıtasıyla bizimle bağlantı kurabilirsiniz. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Tekrarsız Süslemeler

Tekrarsız Süslemeler

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 3 Aralık 2024
Sistematik Hatalar Bahçesi

Sistematik Hatalar Bahçesi

Ekrem Hayri PEKER, 3 Aralık 2024
Merdiven

Merdiven

Haber Merkezi, 21 Kasım 2024
“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

“Heykeli Dikilecek Adam”: Kemal Akkoç

Ekrem Hayri PEKER, 20 Kasım 2024
Türkülerde Felek

Türkülerde Felek

Dr. Halil ATILGAN, 19 Kasım 2024
Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Yenişehirli Deli Gazi Hüseyin Paşa

Atilla SAĞIM, 17 Kasım 2024
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
“Cumhuriyet Türküsü”

“Cumhuriyet Türküsü”

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Nevin BALTA, 16 Ekim 2024