Teknoloji Çağında Müzik, Müziğimiz ve Müzik Emekçileri |
Bu Yazıda - Konu İçi Ara Başlıklar
Teknolojide büyük değişim ve gelişim çağı yaşadığımız son dönemlerde bu büyük değişim ve gelişmeleri; bilgisayar yazılım programları ile müzikteki değişimleri ve kendi öz müziğimize de yansımasını, müziklerimize müzik dünyasına, müzisyenlere katkısı, dijital ortamlarda bilgisayar sistemi ile yaratılan yeni müzik türleri, bunun olumlu olumsuz yanlarını ayrıca müzik kayıt stüdyoları, tonmaysterler ile yeni çağ müziği hakkında görüşmeler, müzik aletleri satış mağazalarında enstrüman satışlarının durumu ve müzik mağazalarını inceleyeceğiz.
Bursa Büyükşehir Belediyesinin Orkestra Şube Müdürlüğünün Atatürk Kongre Kültür Merkezi bünyesinde bulunan Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla ilişkiler birimine ait teknolojik olarak geniş donanımlı müzik stüdyosu, bu stüdyoda yapılan müzik çalışmaları bu çalışmalara hizmet eden Müzik eğitmeni, bir çok telli ve ritim müzik aletleri ile müzik icra eden müzisyen ve müzik kayıt stüdyosu tonmaysteri Hasan Kurtuluş Gözütok, müzisyen, elektro gitar eğitmeni, tonmayster Emrah Can, müzisyen, bas gitar eğitmeni ve müzik mağazası satış temsilcisi Ezel Can ve Hasan Dönmez, müzisyen ve eğitimci Ali Osman Mirza, Bursa geleneksel müziği ile tanınan, Bursa araştırmaları merkezi görevlisi Menteşeli Cengiz Bütün ile, Kervan Müzik satış mağazası sahibi müzisyen ve çalgı yapım ustası Ahmet Karaca ile yapılan görüşmeler yer almaktadır.
Bursa Uludağ’ın eteklerinde bulunan yerleşim birimlerinin geleneksel kadın ezgileri ve yanı sıra icra edilen bakır çalma geleneğini uluslar arası platformda ödüllere layık görülen iki video klip çalışması (Elimde sazım, Bursa da gözüm ve bakırla başlayan, geleneksel formumuz Türk Halk Müziği, Yunan müziği formu Sirtaki, daha sonra İspanyol Flamenko formu, tüm dünyada yaygın Rock müziği formu ve en son olarak ta Senfonik form ile icra edilen ezgilerden oluşsan Gelenekselden Evrensele ) isimli çalışmaları içeren ve büyük ses getirmiş bir projeye imza atan, emek veren Hasan Kurtuluş Gözütok teknolojik müzik için “insanların yaşam içersinde kendi istemleri dışında kulaklarına dolan teknolojik, mekanik (Fabrika makineleri, motor sesleri vs ) normalinde gürültü şeklinde algılanan seslerin müzisyen ruhu algısı ile etki ederek müziğe bir yansıma şekline dijital olarak dönüşmesidir. Bilgisayar programları ile elektronik müziğin eleştirisini yapmak gerekirse enstrüman ustalığını yok eder” diye düşündüğünü belirtmiştir.
1968 doğumlu Hasan Kurtuluş Gözütok her müzisyen gibi çok küçük yaşlarda ilk olarak mandolin ile başlıyor dolayısı ile nota öğrenme süreci de mandolin ile başlamış oluyor daha sonra bağlama ve gitar çalarak devam ediyor. Hayalinde kayıt stüdyolarında stüdyo müzisyeni olarak yaşamını sürdürmek olan Gözütok daha sonra bu işin mühendislik kısmına ilgi duyarak Mersin ve daha sonra İstanbul’ da çeşitli stüdyolarda ses mühendisi olarak çalışmaya devam ediyor. İlk dönemler analog sistemlerde çalışılıyordu daha sonra dijital Audi Workstation sistemine geçtikten sonra hom stüdyo imkanı doğuyor ve devamında çeşitli stüdyolarda ve evinde de home stüdyo kurarak çalışmalara devam ediyor. Dünyada ilk kez bir belediye bünyesinde olan Bursa Büyükşehir Belediye Konservatuarı Orkestra Şube Müdürlüğü bünyesinde kurulan ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın birimine ait müzik kayıt stüdyosunda çalışmalarını sürdürmektedir. Bursa Büyükşehir Araştırma merkezi tarafından Bursa Köylerine ait araştırmalar neticesinde elde edilen anonim türkülerin türkü albümleri biçiminde kazandırılmasına vesile olmuştur.
Tüp saz: Bursa geleneksel ezgilerinin dünyadaki bütün müzik formlarına uygun olduğunu tespit ederek kadınlarımızın köylerde su taşıdığımız bakracın yöre kadınları tarafından ritim aleti gibi kullanılmasından esinlenerek kendisinin geliştirdiği bir proje olan piknik tüpünden hicaz makamı dizisine sahip “tüp saz” ismini verdiği bir ritim müzik aleti geliştiren Hasan Kurtuluş Gözütok, bu ritim aletinden tüm makamları da içeren daha gelişmiş tüp saz ( piknik tüp) elde edeceği bir ritim aleti de geliştireceğini belirtmektedir.
Cengiz Bütün Keles 1971 Menteşe köyü doğumludur. İlk Okul çağlarında dayılarının çaldığı divan bağlama ile tanışıyor ve bağlama çalma, türkü icra etme hevesi ile müziğe başlıyor. Yöre düğünlerinde gördüğü (Koreli) lakaplı Halil İbrahim Kahraman‘ın yöresel müziğinden çok etkilenen Cengiz Bütün kısa sürede yöresinin müziklerini bağlama ve sesi ile icra etmeye başlıyor. İmam Hatip Lisesin sürecinden sonra bağlamasını alıp Bursa da yaşayan kardeşinin yanına geliyor. Daha sonra çalışmak üzere Çeşme ye giden Menteşeli Bütün askerlik çağına kadar iki yıl boyunca Çeşme de ikamet edip askere oradan gidiyor. Askerlik sonrası Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan konservatuar eğitimini tamamladıktan sonra, Bursa Araştırmaları Merkezini kuruyor. Bursa ve civar köylerde soyut ve somut mirasları tespit edip yapılan çalışmaları kayıt altına alarak CD ve kitaplaştırmıştır.
“Bu kültürü karşı tarafa aktarmaya çalışıyorsak, karşı tarafa nasıl nakledeceğimiz konusunda en doğru yöntemi kullanmak gerektiğine inanıyorum” diyen Bursa Mahalli Sanatçısı ve Bursa Kültürü Araştırma Merkezi görevlisi Menteşeli Cengiz, “Kültürü ileriye taşımanın yöntemleri dönemine göre değişebilir. Mesela remix dediğimiz yöntem kültürle ilgili kişilere aykırı gelebilir günümüzde de halen olumlu karşılanmayabilir ancak dikkat çekicidir. Karşı tarafa bir haber gönderirken bu yazının, mektubun, haberin kamyon ile mi, posta uçağı ile mi, at ile mi, traktörle mi gönderileceği konusunda en önemli husus hasara uğratmadan bozmadan, özünü kaybettirmeden doğru bir şekilde gönderilmesinde bence bir sakınca yoktur. Eskiden radyo ve plaklar vardı, kaset ve CD çıktı daha sonra teknoloji ilerledikçe flash bellekler ile taşınır dinlenir hale geldi, bu teknolojik gelişime karşı olan müziği tamamen otantik biçimde icra eden kullanmayabilir. Teknolojiye karşı bir insan isek araçlara binmeyelim, kitle iletişim araçlarını bilgisayar veya telefon vs kullanmayalım o vakit günümüz yaşantısına uyumsuz bir biçim oluşturmuş oluruz demiştir.
(Menteşeli) Cengiz Bütün, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Halk Müziği ile ilgili konuşmalarından birinde Türk Halk Müziğimizi dünya halklarının dinleyeceği bir halde icra edilmesi sözüne dikkat çekmektedir. Bu nedenle derlediğimiz “hasıraltı kalmış” deyimi ile türküleri dünya halklarına dinletebilmek için “gelenekselden evrensele“ projesini oluşturduk bu çalışma bir tanıtım ve bir model olmuştur” diye belirtmektedir
1982 Bursa doğumlu Emrah Can başarılı bir futbol oyuncusu olma adayı iken futbolu bırakarak kısa sürede gitar çalmaya başlıyor. Kendini kanıtlamış birçok müzik grubunda gitar çalmaya devam ediyor. Birçok müzik albümün stüdyo kayıt aşamasında enstrümanı ile eşlikçi olmuştur. Kendine ait beste çalışmaları olan Emrah Can, yirmi yıldır müziğin içinde bire bir emek vermeye devam etmektedir. Başta elektrogitar ve birçok müzik aletini çalmaktadır.
Emrah Can “Günümüzde müzik Dijital ortamdan yararlanıp canlı performans kullanarak başarılı bir şekilde icra edilebiliyor. Aynı zamanda direkt elektronik müzik olarak tabir ettiğimiz teknolojik müzik chill-out, tekno, hause gibi birçok dallara ayrılıyor, bunlar sadece bir kaçı. Özellikle bu tarz çalışan müzisyenler için mükemmel bir platform dijital platform. Sınırsız şekilde enstrüman sesini ve o enstrümanı temin etmeden bilgisayar ortamında sağlanabiliyor. Her hangi bir alet çalmayan, müzisyen olmayan DJ’ler de hazır seslerden enstrümanlar ve hazır ritimlerle kolaylıkla yapabiliyorlar. Aynı zamanda daha önce yapılmış müzikler ile DJ’ler için özel üretilmiş ürünler var. Bunlardan faydalanarak kendi yorumlarını katabiliyor ve kendi mix lerini yapabiliyorlar. Kayıt olarak ta bir çok ses ve efektten yararlanabiliyorlar. Teknoloji şu anda müziği bir anlamda çok iyi noktalara taşıyor. Bazı şeylerin çok daha kolay ve çok daha sağlıklı bir şekilde yapmasını sağlıyor. Ancak aynı zamanda da enstrüman çalma ihtiyacını ortadan kaldırma tehlikesi taşıyor. Hazır sesler üzerinden gidildiği için genelde bir de çoğunlukla müzisyenliğin zayıf olmasından dolayı kalabalık bir çöplük ortaya çıkabiliyor. Gerçekten akılda kalan elektronik müzik grupları ve akılda kalan DJ’lerin sayısı çok az. 80’li yıllardan bu güne kaç tane grup aklında kaldı derseniz, benim dinlediğim başlıca müzik olmamasına rağmen aklımda kalan iki elin parmaklarını doldurmaz. Sebebi birçoğunun her hangi bir enstrümanı çalmaması ve bu işin matematiğini bilmemesinden, tamamen kulaktan dolma olmasındandır.
Featles, Prodgy ,Davt Pank ,Maasive Attack müzik gruplarının tamamının kökeninde müziği çok iyi bilen ve icra eden gerçek müzisyenlerin varlığından söz edilmesi gerekir ve ortaya çıkarttıkları müzikler ve isimlerinin büyüklüğü gözlemleniyor. Massive Attack ve Featles sound olarak elektronik müzik görülebilir ancak konserlerine gidildiğinde tamamen canlı performans ile karşılaşılıyor” demiştir.
Emrah Can Bursa’nın en büyük müzik mağazalarından biri ve aynı zamanda, müzik öğretmenleri tarafından akademik düzeyde müzik eğitiminin verildiği bir hobi merkezi olan Mix Müzikte enstrüman satışlarının ve enstrüman türünün, satış mağazalarının bulunduğu yerleşim birimlerine göre değiştiğini belirtiyor. Bursa ili merkez satış mağazalarında yerli enstrümanlara daha fazla talep olduğunu ancak Nilüfer ilçesinde bulunan satış mağazalarında daha çok batı enstrümanı satıldığını belirtiyor. Çalıştığı müzik merkezi ve satış mağazasında en fazla satışı olan alet olarak gitarın her türünün ve piyanonun satıldığını ancak bas gitarın bu anlamda talihsiz bir enstrüman olduğunu, özellikle Güzel Sanatlar okullarının müzik bölümü öğrencilerinin eğitimi ve bu talepleri doğrultusunda batı enstrüman satışlarında belirli dönemlerde büyük bir artış olduğunu belirtmektedir. Öğrencilerinin çoğunun çeşitli okullarda öğrenci ve ya bir müzik okuluna girmek için bir ön eğitim alan öğrencilerden oluştuğunu, bazı gençlerin ise Güzel Sanatlar okullarına başlamadan önceden belirlediği enstrümanını, bazılarının ise müzik okulların sınavını kazanmakla birlikte belirlemiş olduklarını vurguluyor. Okulların bir çizgisinin olduğunu söyleyen Emrah Can öğrencilerin çok basit bir enstrümanla eğitim almasının pek mümkün olmadığını, belli bir seviyede enstrümanı satın alması gerektirdiğini belirtiyor. Çalışılan işletmenin bir Devlet Konservatuarı bir Güzel Sanatlar Lisesi yada akademisi olmadığını bir hobi merkezi olarak kurulduğunu söylerken, burada kesinlikle ciddi bir eğitim verildiğini, istek ve yeteneğin başarıyı belirlediğini aynı zamanda da ne kadar yetenekli olunursa olunsun çalışılmadığı sürece ortaya pek iyi bir şeyin çıkmayacağını, yeterince çalışan birinin de çok yetenekli olmasa bile kendini geliştirebildiğinin gözlemlendiğini belirtiyor.
Teknolojik alt yapı ile çaldığı elektro gitarı birleştirerek canlı performans ile kendi bestelerini stüdyo ortamında kayıt altına alan Emrah Can, evde gitar çalışırken tek başına gitar çalmanın keyif vermediği hissi ile ikinci bir enstrüman olduğu zaman akor basmak aynı zamanda solo ve melodik çalabilmek çok daha keyifli olduğu için bir orgtan sağlanan alt yapı da elde ettiği bateri, bas ve klavye sesleri oradan alarak üstüne gitar çalmaya başladığını önceleri yaptığı müzikleri evde bulunan bir teyple kaydettiğini daha sonra bir bilgisayar ihtiyacı duyarak bu çalışmaları bilgisayara taşıyarak 15 yıldır kendi bestelerini bu şekilde kaydederek devam ettiğini söylemektedir. Tüm dünyada en yaygın olarak kullanılan kayıt programları ise bu işlerle ilgili herkesin bildiği gibi “Protools, Cubase, ve Logic olduğunu belirtmektedir. Yaptığı müziklerin bir kaçını internet ortamında da paylaştığını, elektronik alt yapıda elektrogitar ile solo eşlik ettiği eserlerden Emrah Can Alone isimli müzik eserini örnek gösteriyor. Müziğinde, dünyaca bilinen elektro gitar virtüözleri Joe Satriani, Nile Rodgers, Erkan Oğur, Bülent Ortaçgil, Marty Friedman, David Gilmour, Steve Lukather’den etkilendiğini belirtmektedir.
20 yıl sonra bu teknolojik müzik ortamında bir müzik adamı olarak müzik ne durumda olabilirliğin yanıtı olarak ta İnternetin müziği doğrudan halka ileterek gelinen nokta da dünyada ki tüm müziklerden her ülke halklarının haberdar olmasının ve bölgesel müziklerin internet üzerinden yaygınlaşmasının müzisyenler ve müzik severler olarak bölgesel ve dünya müziklerinde bir farkındalık yarattığına örnek olarak; Hindistan da nasıl bir müzik yapılıyor, ezgisel yapısı nedir, o müziklerin ritimleri makamları nasıldır, o yöreye ait ritimler, Arap müzikleri, Türk müzikleri nasıldır, Avrupa da İrlandalıların yaptığı müzik nasıldır her şeye ulaşabiliyorsunuz. Bu sayede tarzların da birbirleri ile bütünleştiğini, bu bölgedeki bir makamı Amerika da bir müziğin içinde ya da bir caz müziği içersinde görebildiğini bu sayede sentezlerin oluşmasının iyi örneklerinin bulunduğunu ve tüm bunların müzikte ciddi anlamda gelişmelerin, ciddi anlamda soundların elde edildiğinin gözlemlendiğini, bu birleşimlerden çok değişik türlerin doğduğunu, gelenekselin modern bir tarza büründüğünü söylemektedir. Gelişen teknolojinin müziğe yansımasına eleştirel bir gözle bakılacak olduğunda ise “ Her kes kolayca müzik yapabiliyor teknolojinin yardımı ile ulaşamayacağı seviyede müzikler oluşturabiliyor kendi platformunda enstrüman çalmayı ve notayı bilmeden bir şeyler çıkıyor ortaya bu da gitgide enstrüman çalma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Enstrüman çalmanın tarihe karışması düşüncesinin müzik bilimine aykırı olması sebebi ile düşünülemeyeceğini ancak, canlı müzik yapan orkestraların her zaman var olacağını, gelinen bu noktada bu güne örnek verilirse kendi ülkemizde ki bir çok turistik bölgelerde, eğlence mekanlarında bir tane Flash bellek ile hazır alt yapı ses siteminden verilip sadece bir tane solist ile sahneye çıkılabiliyor ve ya yanına bir gitar veya saksofon oluyor, çalıyor ya da çalıyor gibi yapabiliyorlar bu nedenle orkestra müziğinin tamamen olmasa da büyük ölçüde önemini yitirmesi tehlikesi bulunmaktadır. Tamamen canlı müzik ile orkestra olarak sahneye çıkan müzisyenler için, zamanla sahnede canlı performansla ihtiyaç duyulamayacağından ötürü canlı performans sergilemekten yoksun kalma tehlikesinin oluşmaya başladığını belirtmektedir. Yıllar önce bir müzik albümünün kapak kısımlarında gözlemlenen ilk şey, söz konusu albümde hangi enstrümanlar kullanılmış, hangi müzisyenler çalmış ve eserlerin açıklamaları bulunmaktaydı. Şu an bir albüm kapaklarında sadece iki üç müzisyen ismi geçmesi ve bilgisayar ortamında yaratılmış bir müzik albümü ile karşılaşılıyor. İyi bir piyanist birçok enstrümanı klavyeden elde ederek sadece birkaç renk sazla bunu yapabiliyor. Tüm bunların müzisyenliği tehlikeye atan bir durum olduğunu düşündüğünü ifade etmiştir.
1986 Bursa doğumlu Ezel Can kendinden dört yaş büyük abisi Emrah Can gibi futbol da başarılı bir ilerleme kaydettiği sırada futbolu bırakarak müziğe ve çaldığı enstrüman olan bas gitara yönelmiştir. Sahne de birçok müzik grubunda veya sanatçılara ayrıca müzik kayıt stüdyo ortamlarında enstrümanı ile eşlikçi konumunda çalışmalarına devam etmektedir.
Teknolojinin gelişmesi ile müziğin geliştiğini bunun bir anlamda da müzisyenliği geri götüren olumsuzlukları olduğunu; basgitar konusunda uzmanlaşmış çalma tekniği olan iyi müzisyenleri dinleyerek çalıştığını belirtiyor. Örnek aldığı müzisyenler olarak İsmail Soyberk, Eylem Pelit’ten söz ederken bu takip ettiği müzisyenlerin hangi albümlere çaldıklarını, nasıl çaldıklarını merak ederek sürekli onları takip ederek geliştiğini belirtmektedir. Takip ettiği müzisyenlerin son zamanlarda çıkan albümlerde çalmadıkları gözlemlemiş bunun nedeni olarak ta yapımcı tarafından müzisyen bedelleri konusunda ekonomik kaygılar güdüldüğü düşüncesinin oluştuğunu belirtmektedir. Gelişen teknolojik müziğin kendine de hoş geldiğini söyleyen Ezel Can kendi müzik grubu ile de hazır müzik üzerine denemeleri bulunduğunu, en çok tercih ettiği ve temel enstrümanlar olarak davul ve bas eşlikleri ile elektronik müziğin ve hazır lup ların bir arada kullanılmasının müzikal açıdan gayet iyi sonuçlar verdiğini söylemektedir.
Son zamanlarda pena kullanmadan sadece bas ve elektrogitar klavyesinden alınan sesler ve gitarın üzerinde pena yerine el hareketleri ile çalınan stil geliştirildiğini ancak bunun tam olarak söz konusu aletlerin ahenkli sesine dört dörtlük benzerlik göstermese de değişik ilginç buluşlar geliştirildiğini bu tarz çalımların bas gitar da almak istediği tınılarının kendince doyurucu olmadığını belirtmektedir.
Özbekistan doğumlu 1996 da Türkiye de yaşamaya başlayan Ali Osman Mirza, Türkiye’ye gelmeden önce batı müziği eğitimi alarak yetiştiğini ve kulaklarının sadece buna alışık olduğunu söylüyor. Türkiye’ye gelince komalar ile tanışmaya başladıklarını, Türkiye’de müziğin daha farklı olduğunu anladığını geleneksel müziğin daha ağır bastığını, uluslar arası festivallerde canlı performans sergilerken veya bir konser izlerken de bunu gördüğünü belirtmektedir.
Teknolojik müzik ile geleneksel müziğin buluşmasına hoş bakan biri olarak Türk müziklerinin çok sesli müziğe yatkın olduğunu, yüzde yetmişin üzerinde çok iyi düzenlemelerin yapılabilirliğinin örnekleri olduğunu fark ederek bunun dünyanın her yerinde de böyle olduğunu söylemektedir. Örnek verilirse Azerbaycan’da batı müziğinin ağırlık kazandığı bölgelerde halk çalgıları senfoni orkestrası kurulmuş olduğunu globalleşen dünyada teknolojinin gelişmesi ve iletişimin daha hızlı olduğu bu dönemde müzisyenlerin kültür olarak müzik olarak dünyaya açılmaya bir katkı sağlayacağını düşündüğünü, yeni gelen nesli de düşünmek gerektiğini vurgulamaktadır. Hızla gelişen dünyada çok hızlı tüketen bir toplum içersinde yaşandığını ve bundan yirmi yıl önce çocuğunuzla birlikte gittiğiniz Türk Sanat Müziği konserlerine çocuğunuzu artık cazip gelemeyeceği ihtimali ile birlikte gidilemeyebileceğini, ancak çocukların kulağında olan bir şeyler ile onlara bir şeyler çağrıştıran müzik ile icra ediliyorsa gidilebilir hale gelinecektir. Türkiye’de en belirgin özellik olarak da ilk akla gelen örnek ney ile teknolojik müzik birleştirilmesi ile çok ses getiren Mercan Dede’yi örnek göstermektedir.
Küçük yaşlardan beri gitar ve bas gitar çalan devamında piyano eğitimi alarak çaldığı aletlere piyanoyu da katan Hasan Dönmez Türkiye’nin en büyük müzik mağazalarından biri olan, dünyaca ünlü enstrüman markalarının distribütörü bir mağazada çalışıyor.
Şirket olarak Türk müziği enstrümanı satışı olmayan bir müzik mağazasıdır. Satışta ağırlıkta olan enstrümanlar piyano, gitar, senfonik enstrümanlar, yaylı çalgılar ailesi, nefesli çalgılar satılmaktadır. Güzel sanatlar okullarında öğrencilerin tercihine göre keman çello yan flüt satışları yoğun oluyor. Bursa’da nefesli çalgılara ilgi minimum düzeyde, İstanbul ve Ankara’da nefesli çalgı satışları daha fazladır. Konya’da tasavvuf müziğine ilginin yoğun olmasından dolayı nefesli çalgılara daha fazla ilgi olduğu gözlemleniyor.
Bursa da aileler küçük çocuklarının piyano çalmasına daha fazla önem vermektedirler. Teknolojinin gelişmesi bilgisayarın, tabletin hayatımızın bir parçası gibi olması aileleri korkutuyor. Sanatla, sporla uğraşmaları için çocuklarını yönlendiriyorlar. Bazı veliler çocukları ile birlikte enstrüman derslerine başlıyorlar. Teknolojinin gelişmesi tekno müziğin gelişmesinin enstrüman satışlarını da etkiliyor. Yalnız enstrüman konusunda daha bilinçli bir toplum oluşmuş durumdadır. Örneğin kişiler gitar alacağı zaman ağacına manyetiğine kadar araştırıyor. Yirmi yıl sonra belki başka tonlar yaratılacak başka efektler girecek hayatımıza sesleri çok daha net daha temiz alacağız. Ancak şu anda tercih edilen piyano türü olarak dijital piyanodan çok akustik piyano satın alındığı tespit edilmiştir. Gelişen teknolojiye rağmen akustik piyano tercih nedeni ile birinci sırada yer alıyor diye vurgulamıştır.
Bursa’da yaşayan ve küçük yaşlardan itibaren müzik ile hayatını bütünleştiren, çaldığı aletlerin yanı sıra çalgı yapım ustalığı ile yaşamını sürdüren, Kervan Müzik mağazasının sahibi Ahmet Karaca, ayrıca asma davul, bendir, zilli def yapım tamir ustası. Hazır olarak satılan bendir asma davul dışında ayda 150 200 adet civarı el yapımı da sipariş veriliyor.
Sadece Bursa’ya değil tüm Türkiye’ye ve yurt dışına kargo ile bendir satışı yaptıklarını belirtiyor. İşyerlerinde piyano satışının hiç olmadığını, en fazla satılan enstrümanların başta bağlama, klasik ve akustik gitar olduğunu söyleyen Ahmet Karaca, 22 yıldır satış mağazasını işletiyor ve 15 yıldır asma davul bendir ve zilli def üretiyor.
Teknolojinin gelişimine bağlı büyük değişimler gösteren Müzik dünyası, dijital sistemler ile üretilen müzik ve müzik kayıtları konusunda görüşlerini aldığımız müzisyen, tonmayster ve satış temsilcilerin konumuza ilişkin düşünceleri aşağı yukarı aynı noktalarda birleşmektedir, bundan çıkan sonuçları incelediğimizde konu ile ilgili görüş bildiren müzisyenler bunun ciddi ve olumlu bir gelişme olduğunu belirterek müziğin bu sevindirici baş döndürücü ilerlemesinin dezavantajlarının ise enstrüman çalma ihtiyacı azaltabileceğini, orkestra müziğinin tehlikede olduğu konusunda ortak bir kaygı taşımaktadırlar.
Dünyada yaşayan çok çeşitli halkların etnik müzikleri ile elektronik alt yapıları birleştiren dünya çapında yankı yapan örnekler olarak Sibirya’da bulunan ve kamlık inancı ile yaşayan Türk topluluklarına özgü ”Hömey” denilen bir vokal tekniği olan Tuva, Hakas, Altay, Moğol halklarının müzikleri olarak bilinen ve gırtlaktan çıkarılan seslere, ayrıca ağız kopuzları ile eşlik ve elektronik alt yapı ile birleştirilen yeni çağ müzisyenler Turhan Kam, Ötüken, Olga Podlushnaya, Oleg Chebodaev örnek olarak gösterilebilir.
Ayrıca İrlanda ve İskoç halk müziklerini elektronik ve gelenekseli harmanlayarak sunan teknik ile dünyaya duyuran sanatçıları örneklersek Lorena Mc Kennet, Mike Oldfield, Kızılderili geleneksel müzikleri ile grup Sacret Sprit’in albümlerinde vokallerini duyduğumuz ünlü blues ustası John Lee Hocker iyi bir örnektir.
Tasavvuf müziğimizi elektronik müzikle birleştirip yarattığı “ Revulation” adını verdiği eseri inanılmaz görsel şovlar ile sahneleyen Jean Michael Jarre ve dini müziklerini ilahilerini elektronik alt yapılarla ismini duyurmuş dünya çapında yankı uyandırmış genel olarak herkesin bildiği Enigma, ülkemizde birkaç yıl önce Dj Murat Uncuoğlu’nun Sebahat Akkiraz ve Adile Yadırgı, Aynur ile birlikte çalıştıkları “Divan” isimli albümde başarılı sonuçlarını gördüğümüz Orrient Expres ve daha bir çok örnekler verilebilir.
İyi bir müzisyenin yetişmesi akademik eğitim ve ya uzun yıllar sürecek usta çırak ilişkisi ile mümkündür. Günümüzde popüler kültüre verilen değer, kitle iletişim araçlarının basın yayın organlarının da popüler kültüre ayırdığı geniş alan sebebi ile kitleleri doğrudan yoz bir biçimde etkilemesine neden olmaktadır. Müzikte bilgi beceri ve teknik anlamda donanımlı gerçek müzisyenlerin yaratı, performans sergileme ve çalışma alanlarının kısıtlanması, kaliteli müziğin alıcılarının yok denecek kadar azalması ve müzisyenlerin yaşamında yarattığı maddi manevi zorlukların oluşturduğu sonuçlardan dolayı yeni eserlerin ve çalışmaların üretimine yansıyan kötü etkiler müzisyenler üzerinde olumsuz etkilenmelere neden olmaktadır. Bu konu başlı başına ilgilenilmesi üzerine düşülmesi gereken bir konu olarak yönetimler ve uzmanlar tarafından iyileştirici çarelere gidilmesi zorunlu hale gelmiştir.
These big changes and developments in recent times when we are in a period of great change and development in technology every day; We will examine the changes in the music with the computer software programs and the reflection of our own music to our music world, the contribution to the musicians, the music recording milks, the tonmasitler instrument sales and music stores.
Bursa Büyükşehir Municipality, which is located at the Atatürk Congress Cultural Center in Bursa Metropolitan Municipality’s Orchestra Branch Directorate, is a technologically large-scale music studio belonging to the Media Relations Department, music studies conducted in these studios, music trainings serving in these studios, music with many strings and rhythm Musician and music recording studio Ezel Can and Hasan Dönmez, musician and educator Ali Osman Mirza, musician and music recording studio, musician and music recording studio tonmaisteri Hasan Kurtuluş Gözütok, musician, elctro guitar trainer, tonmaister Emrah Can, musician, bass guitar trainer and music store sales representative Known, Bursa research center officer Hinged Cengiz All interviews are held with me.
Bursa is one of the most famous places in Bursa where the settlement units located on the skirts of Uludağ have signed a project which includes traditional women’s songs as well as two works of video clips (Elimde Sazım, Bursa Gözüm and Traditionally Universal) Musician who gives labor Hasan salvation Göztok for technological music is that “the sounds that are perceived as noise in the technological, mechanical (factory machines, engine voices etc) that people are filled in their ears in their ears outside their own wishes in life are transformed into a reflection shape digitally by acting with the musician soul sense. Criticize the computer programs and the electronic music to destroy the mastery of the instrument if necessary “.
Hasan Kurtuluş Gözütok, who is a rhythm instrument with a hicaz order from a picnic tube, is a project developed by the locals by the locals who carries water on the villagers and he develops a rhythm instrument that includes all the authorities and a more advanced rhythm device than the picnic tube.