Tıp Tarihinden: Demirkapı Kışlası |
Sirkeci Garı ile Gülhane Parkı arasında kalan, dışarıdan pek görülmeyen tarihi bir bina var: Demirkapı Kışlası. 19.yy ilk yarısında (1840 civarı) askeri kışla olarak yapılmıştır. Günümüzde de MSB Tedarik Bölge Başkanlığı olarak kullanılmaktadır. Ortasında tarihi bir cami vardır; adı Tıbbiye Camisi’dir. Bina en iyi Harem-Sirkeci arabalı vapuru Sirkeci iskelesine yaklaşırken görülür. Bina’ya Sirkeci garı arkasından Gülhane Parkı’nın alt ucundaki sur kapısından geçince yaklaşmak mümkündür. Bu sur kapısında Abdülhamid’in 1877’de yaptırdığı görkemli bir çeşme vardır.
Binanın girişinde “Muharip Gaziler Derneğine” tahsis edilmiş bir alan vardır. Alanın olduğu yerde bir baca yükselir. Bacanın 1.Dünya Savaşı sırasında İstanbul İşgal altındayken Kışla Fransız karargâhı olarak kullanıldığı dönemden kalma mutfak bacası olduğu söylenir.
Daha ileriye kışlanın olduğu yere geçiş yoktur. Nizamiye kapısı karşınıza çıkar. Çünkü kışla bugün de askeri bölgedir. Yan kapıdan Gülhane Parkı’na geçilir. Park’ın ait çiçek bakım-dikim seralarının önünden geçerek önünüzdeki hafif tepelik alana doğru yürürseniz Kışla’yı daha iyi görebilirsiniz. Tepe sizi başka bir tarihi noktaya götürür. Gotlar Sütünu’na (Bizans dönemi 4.yy)…
Demirkapı Kışlası’nın tıp tarihimizde önemli bir yeri vardır. 1866-1903 arasında “Tıbbiye Mektebi” olarak kullanılmıştır. Tıbbiye bu tarihten sonra Haydarpaşa’daki binasına taşınmıştır ( Eski Haydarpaşa Lisesi /Bugün Sağlık Bilimleri Üniversitesi Merkez Binası).
Demirkapı’da okuyan tıp öğrencileri Abdülhamid’in baskıcı idaresine karşı çıktıklarından, Abdülhamid’in yeni tıbbiye mektebi için İstanbul’dan uzak ve merkeze ulaşmın zor olduğu Haydarpaşa’ya yapılmasını istediği söylenir.
O yıllarda Selimiye Kışlası ve Haydarpaşa Tıbbiyesi’nin yapıldığı alan “kuş uçmaz kervan geçmez” tanımına tam uyacak kadar bomboş kırlık arazidir.
Demirkapı Tıbbiye Mektebi’den günümüz tıp dallarının öncüleri olan hekimler yetişmiştir: Prof Hamdi Suat ( 1873-1936 ) Türk Patolojisi’nin kurucusu ve kanserle savaşın öncüsü, gerçek patoloji eğitimi almış (Almanya’da) ilk hekim.1933 reformunda Almanlara yer açabilmek için kendisine kadro verilmediğinden Vakıf Gureba’da çalışmıştır; Dr Esad Feyzi (1874-1902) Türkiye’de röntgeni ilk uygulayan hekim; Prof Besim Ömer Akalın (1862-1940) çağdaş doğum biliminin öncüsü; Dr Cemil Topuzlu (1866-1958) ülkemizde modern cerrahinin öncüsü, “cerrah” sözcüğünü kaldırıp “operatör” denilmesini istemiştir.Osmanlı döneminde Saray hekimi,İstanbul belediye başkanı ve Gülhane Parkı’n yapan kişi. Kurtuluş Savaşı’nda cerrahlara çok gerek olduğu dönemde İstanbul’da kalmış Anadolu’ya geçmemiştir. Cumhuriyet sonrasında kendisine görev verilmez, serbest hekimlik yapar; Dr Server Kamil Toksöz (1881-1948) Mikrobiyoloji ,tüberküloz ve salgın hastalıklarla mücadelenin öncülerinden; Prof Tevfik Sağlam (1882-1963). Milli Mücadele’de salgın hastalıklarla, Cumhuriyet yıllarında veremle savaşın öncüsü, eski İÜ Rektörü.
***
Bu yazıyı eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir ilgisi okursa yetkili kişiye iletilmek üzere bir çağrıda bulunmak istiyorum.
İstanbul BB’sinin önceki yönetimi tarafından tarihi mekanların önüne yerleştirilmiş beyaz “tanıtım piramidleri” var.
Demirkapı’nın nizamiye kapısına varmadan Muharip Gaziler Derneği’nin bulunduğu alana, böyle bir tanıtım piramidinin konulması, bu tarihi mekânın tıbbiye geçmişini halka tanıtacak ve buradan mezun öncü hekimlerimizin anısını yaşatacaktır.
Tıp ve patoloji tarihi ile ilgili bir hekim olarak, yaşadığımız özel günlerin geçmesinin ardından ilginizi rica ediyorum ([email protected])