Yeşilçam’ın Beyaz Filmleri: Uludağ ve Sinema-3 |
Yeşilçam’ın kısıtlı olanaklarından sinema oyuncuları da bazı giysi ve kostümleri kendileri hazırlamak zorundaydı. Türkan Şoray, “Unutulan Kadın filminde kısacık bir sahne için hazırladığım Uludağ’da çekilen bir sahnede giydiğim, mor pelerin beyaz takım, kürk şapka da benim tasarımım.” demişti. (Sinemam ve Ben, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı, 2017, s. 396)
“Ömrümce Unutamadım” (1971). Süreyya Duru’nun yönettiği film aynı fabrikada çalışan iki gencin öyküsü. Başrollerde Filiz Akın ve Kartel Tibet oynuyor. Karlı dağ manzaralarıyla dikkat çekiyor.
“Satın Alınan Koca” (1971). Filmin yönetmeni Duygu Sağıroğlu, başrol oyuncuları Fatma Girik ve Cüneyt Arkın. Filmin başlarındaki karlı evli çiftin balayı için uğrak yeri olan Uludağ manzaraları ve sahneleriyle dikkati çekmektedir.
“Önce Sev Sonra Vur” (1971). Yeşilçam’ın ne yazık ki kötü hatırlanan filmlerinden birisidir. Suphi Özkaya isimli figüran çıktığı elektrik direğinde 2100 voltluk cereyana kapılarak ölmüştü. Film teleferikte çekilen tehlikeli teleferik sahneleriyle dikkat çekiyordu. Filmde Meral Zeren, Figen Han ve Yılmaz Köksal oynuyordu. Filmin yönetmeni ise Natuk Baytan’dır.
“Köle” (1972). Filmin Yönetmeni Atıf Yılmaz, başrol oyuncuları Gönül Hancı, Tufan Giray ve Ferit Şevki. Filmde Uludağ ya da Bursa’dan söz edilmiyor, yer adlarına ilişkin de çok belirgin sahneler görüntülenmemiş. 1970’lerin başındaki Bursa’yı renkli görme şansını kaçırmış oluyoruz. Sadece kar, kayak ve bazı otel sahneleri var. Filmin Uludağ’da geçen sahnelerinde kıskançlık krizi geçiren Paçavra Kara Osman (Fethi Giray) Yasemin’i (Gönül Hancı) tokatlar. Yasemin de arabasına atlayıp kaçar, ancak arabası yolda kara saplanır. Kendisini bulmak için yola çıkan Kara Osman’ın bindiği araç Bursa plakalı yeşil renkli bir Jeep’tir.
“Acı Hayat” (1973). Kerem ile Ebru isimli iki genç birbirine aşık ancak düşman aile çocuklarıdır. Filmin uzun kısmı Uludağ’da çekilmiş bir Uludağ filmidir; Uludağ yolculuğu, karlı yollar ve karlı çamlar, Oberj Otel Ulukardeşler’in görüntüleri. Yönetmen Orhan Aksoy, başrollerde Filiz Akın ve Cüneyt Arkın oynamıştır.
“Aşkımla Oynama” (1973). Kumar tutkunu bir adamın aşk öyküsü. Başrollerde Ediz Hun ve Hale Soygazi Oynuyor. Yönetmen Aram Gülyüz.
“Boşver Arkadaş” (1974). Birbirini hala seven iki aşığın öyküsünü anlatan filmin yönetmeni Zeki Ökten. İlhan İrem’in 1974’te seslendirdiği unutulmaz şarkıdan adını alan filmde Selma Güneri’yi kayak öğrenirken Tarık Akan’ı da iyi kayak yaparken görüyoruz.
“Sabıkalı” (1974). Birbirlerini seven iki insan ve onların arasına giren ruh hastası bir adamın trajik öyküsü. Çiftin balayı için birlikte gittikleri Uludağ’da Tunç Ayhan’a tuzak kurar ve Aysel’e tecavüz eder. Genç kadın intikamını almak isterken yanlışlıkla kocasını vuruyor. Uludağ görüntülerinin çok olduğu filmde Salih Güney de başrolde Filmin yönetmeni Nejat Saydam. Ekrem bora ile Hülya Koçyiğit teleferik yolculuğu yapıyor.
“Şaşkın Damat” (1975). 1970’lerde başlayan Yeşilçam’daki açık saçık film furyası döneminde sıklıkla bu döneme alternatif olarak Uludağ’da geçen balayı konulu filmler de çekiliyordu. Şaşkın Damat filmi de bu tür, dönemi atlatma çabasındaki filmlerden. Yine balayı konulu 1975 yapımı klasik bir Uludağ kaçamağı filmi. Başrolleri Kemal Sunal ile Meral Zeren paylaşıyor. Zeki Ökten ise yönetmeni, senaryosunun yazarı da Sadık Şendil ‘dir
“Can Pazarı” (1976). Uludağ’daki karlı sahneleri ve filmde oynayan İranlı aktrist Pouri Banayi ile dikkat çeker. Senaryo Erdoğan Tünaş, filmin yönetmeni Orhan Elmas ve Ertem Göreç. Bursa doğumlu yönetmen Ertem Göreç, yapımcı Berker İnanoğlu’yla Yılmaz Güney ve Nil Kutval’ın başrol oynadığı başka bir Can Pazarı (Öleceksin) isimli film çekmiştir (1968).
“İki Kızgın Adam” (1976). Yapımcı Berker İnanoğlu, senaryo Erdoğan Tünaş ve yönetmen Ertem Göreç. Kadir İnanır bu defa başrolü Perihan Savaş ve İranlı aktör Naser Malek Motiee ile birlikte oynamıştır. Filmde Otel Beceren yazısı Uludağ genel manzarası; kar ve kayakçılar vs göze çarpar. Siyasal mesajlar içeren film polis-mafya ve aşk üçgeninde ilginç diyaloglara sahne oluyor.
“Ne Umduk Ne Bulduk” (1976). Yine Uludağlı bir Zeki Ökten filmidir. Zengin bir koca bulmak umuduyla Uludağ’a gelen anne ve kızın öyküsüdür. Zeki Ökten Şaşkın Damat filminden 1 yıl sonra yine Uludağ’ı başka bir aşk öyküsünde set olarak kullanmıştır. Karlı kayaklı sahnelerle dolu filmin oyuncuları Gülşen Bubikoğlu, Adile Naşit ve Aytaç Arman.
“Kaplanlar Ağlamaz” (1978). Cüneyt Arkın’ın macera ve aksiyon filmlerinden biri. Cüneyt Arkın, final sahnelerinden birisinde teleferikteki dövüş sahneleriyle dikkat çekmektedir. Filmin Yönetmeni Remzi Jöntürk.
“Ne Olacak Şimdi?” (1979). Levent Kırca ile Nevra Serezli’nin başrol oynadığı Atıf Yılmaz filmi. Oyuncuların balayı için geldikleri Uludağ’da yine Büyük Otel ‘den klasik giriş ve önünde çekilen sahneler var. Ayrıca otel çekilmekle kalmıyor otelden de söz ediliyor. Filmde telesiyej görüntüleri ve Uludağ sahneleri yer alıyor.
“Kadın Bir Defa Sever” (1984). Uludağ’da da çekilen bu film Esat Mahmut Karakurt’un “Kadın Severse” adlı romanından uyarlanan filmlerin üçüncü sürümüdür. Karlı kayaklı Uludağ manzaraları bizi 1984 yılına götürüyor. Cafe Beceren, telesiyej, kayak alanları vs. görüntülendiği filmin büyük bölümü için mekân olarak Uludağ seçilmiş. Zümrüt (Ahu Tuğba) bir uyuşturucu çetesinin kuryesi. Teslimat için Uludağ’a geliyor. Burada geçirdiği bir kayak kazasında Doktor Ekrem (Burçin Oraloğlu) ile kesişiyor yolları. Ekrem ise bir dağ kulübesinde yalnız tatil yapıyor. Erotizm ağırlıklı olan bir film…
“Sokaktan Gelen Kadın” (1984). Bir hayat kadınının aşk öyküsü. Gemlik Doğumlu Mahmut Cevher filmde Banu Alkan’la başrol oynuyor. Uludağ karlı manzaraları oldukça uzun sahnelerde görülüyor. Filmin yönetmeni Orhan Aksoy.
“Herşeyim Sensin” (1985). Yeşilçam filmlerinde Bursa’ya ayrılan sahneler konuları benzemekte. Filmin başkarakterleri balayı ya da tatil geçirmek için gelirler, yine kısa bir Bursa turuyla tekrar İstanbul’a dönerler. Çoğunlukla soğuk ve kar manzarasının yerini İstanbul’daki Boğaziçi ve deniz manzaraları alır. Bu film de aynı örneklerden birisi. Filmin yönetmeni Ümit Efekan, oyuncular Ferdi Tayfur ve Necla Nazır. Yapımcı Selim Soydan. Uludağ manzaraları; kayakçılar, oteller bölgesi ve karlı sahneleriyle dikkat çekmektedir.
“Sekreter” (1985). Zengin erkek fakir kız konulu Yeşilçam klasiği. Film Uludağ sahneleriyle başlıyor. Otel ve şömine ateşindeki klasik gitar dinletisi ve dansla sürüyor. Genel olarak kış mevsiminde sisli ve buzlu olan Uludağ yolu bu filmde de karlı. Uludağ iki kısım verilmiş. Birinci Uludağ macerası İstanbul dönüşüyle otobüste geçen sahnelerle sona eriyor. İlerleyen sahnelerde Uludağ’a tekrar dönülüyor. Âşıklar arasında buzlar da erimiş; zengin kötü babanın ayırdığı âşıklar zengin iyi patron araya girince tekrar kavuşuyor. Yazıcı ve Beceren otel görüntüleri ile Uludağ’da başlayıp Uludağ’da mutlu sonla biten bir film. Filmin yönetmeni Temel Gürsu. Oyuncular Hülya Avşar ve Tolga Savacı.
“Ada” (1988), Peride Celal’in bir uzun öyküsünden uyarlanmış. “Bir Hanımefendi’nin Ölümü” adlı öykü kitabındaki iki uzun öyküden biri. Peride Celal, başta aşk romanları kaleme alırken 1950’lerden sonra gerçekçilik çizgisinde bireyin iç sorunlarına eğilen öykü ve romanlara yönelmiştir. Ada, böyle bir dönemin ürünü ve 1981’de basılmıştır. Selim İleri “Peride Celal’i ‘Ada’yı okuduktan sonra tanıdım.” demiştir. (Radikal Kitap, 21 Haziran 2013)
Ada, Yaşanıp bitmiş bir aşkı sorguluyor. Yönetmen Süreyya Duru, filmin son sahnelerini bitirmek üzereyken ne yazık ki bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiş filmi kızı Dilek Duru tamamlamıştı. Uludağ çok az, Beceren Otel, kayak yapanlar, kış manzaralarıyla görünür. Türkan Şoray’ın artık kendi kanunlarına son verdiği filmlerden birisidir. Film görüntü kalitesine rağmen Bursa için belgelik değer taşımıyor (Çoğunluğu Burgazada’da çekilmiş) Bu filme de Bursa’da hatta Uludağ’da çekilen bir film demek zordur.
Toplam 222 filmde rol alan Türkan Şoray, dünyanın “en çok film çeviren” kadın oyuncusudur. Rutkay Aziz, “Benim ilk filmim ‘Ada’da Türkan Hanım’dan adeta ders aldım; set disiplini nedir, sette ilişki nasıl korunmalı, gibi konularda çok şey öğrendim. İşe olan tutku ve saygı yoksa kolay kolay ayakta durulmaz bu işte. Yapısında değişime açık yanlar, oyunculuğunda yeni boyutları beraberinde getiriyor. İki filmde de birbirimize yardımcı olarak, sırt vererek, uyumlu bir çalışma yaptık.” demişti. (Türkan Şoray, Sinemam ve Ben, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı, 2017, s. 377)
Bursa’da çekilen filmler başka bir yazı konusu. Uludağ’ın Bursa’yla birlikte çekildiği filmlere gelirsek…
“Kadın Severse” (1955). Esat Mahmut Karakurt’un aynı adlı romanından üç film uyarlanmış. Bu aşk ve melodram türü filmlerin ilki 1955’te siyah beyaz çekimli olarak Uludağ ve daha sonra bursa manzarası ile dikkat çekmektedir. 1955 yılının Bursa’sı küçük bir kasaba görünümünde dağ ve ova birbirine karışmış Uludağ yolu şose, yemyeşil ve arada büyüklü küçüklü Bursa evleri . Filmin başındaki dağ sahnesi kar fırtınası stüdyoda çekilmiş, romanda geçen dağ sahneleri için filmde Uludağ mekân olarak kullanılıyor. Romanın daha sonraki uyarlamalarında da Uludağ yer almış. Filmin başrol oyuncuları Muzaffer Tema, Gülistan Güzey ve Leyla Altın.
“Mavi Boncuk” (1958). Bursa siyah beyazda olsa oldukça geniş açılardan yansıtılıyor. Bursa ovası, Uludağ ve etekleri, Atatürk Heykeli ve Meydan, Çelikpalas Oteli, Yeşil Türbe, Reşat Oyal Kültür Parkı, Süleyman Çelebi Türbesi. Yeşil Türbe ve Süleyman Çelebi hakkında da ayrıntılı bilgi verilir seyirciye. Yönetmen Esat Özgül, oyuncular Peri Han, Hüseyin Peyda ve Ekrem Bora.
“Öldüren Bahar” (1962). Süha Doğan’ın çektiği siyah beyaz filmin sonlarına doğru Bursa ve Uludağ manzaraları da var; Uludağ Büyük Otel’den sahneler ve Bakacak Tepesi’den çekilen Bursa panoramasında Bursa ovasının peyzajı siyah beyaz da olsa Uludağ’ın yemyeşil doğasıyla bütünleşmiş o zamanki yeşil haliyle görülüyor. Başrollerde Göksel Arsoy, Leyla Sayar ve Turgut Özatay oynamış.
“Beyaz Güvercin” (1963). Siyah beyaz çekilen filmde dağ sahneleri var. Zengin babasının, iyileşmesi için tuttuğu gençlerden birine âşık olan hasta bir kızın öyküsü. Filmin yönetmeni Nejat Saydam. Uludağ’daki sahnelerin oyuncuları ise Filiz Akın, Göksel Arsoy ve Reha Yurdakul.
“İstanbul Kaldırımları” (1964). Metin Erksan’ın yönettiği, Heykel önü Teleferik’ten görüntülerin sergilendiği siyah beyaz filmde Zeki Müren ile Belgin Doruk başrollerde…
“Kadın Severse” (1968). Esat Mahmut Karakurt’un (1939) aynı isimli romanının ilk uyarlaması 1955’te siyah beyaz olarak çekilmişti. Ülkü Erakalın’ın renkli çekilen ikincisinde de filmin başındaki karlı Uludağ sahneleri dışında Teleferik yanı sıra Yeşil Türbe’deki ilginç sahneyle dikkat çekmektedir. Filmin başrol oyuncuları Türkan Şoray, Ekrem Bora ve Mine Mutlu.
“Karlı Dağdaki Ateş” (1969). Refik Halit Karay’ın aynı isimli romanından (1956) sinemaya uyarlanan senaryosunu Safa Önal’ın yazıp yönettiği filmin başrol oyuncuları Filiz Akın, Ayhan Işık ve Önder Somer. Uludağ ve Heykel Meydanı sahneleri ile dikkat çekiyor.
“Kalbimin Efendisi” (1970). Uludağ görüntüleri kar manzaraları Beceren (Teleski) Otel umum görünüşü ve teleferik yolculuğuyla; Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, ve Münir Özkul’la başlıyor film. Daha sonraki Ediz Hun’un Zeynep Tedü ile karşılaşıp ayaküstü konuştuğu sahne ise Setbaşı Köprüsü’nde çekilmiş. Arka fonda önce şimdiki şehir kütüphanesinin bulunduğu eski belediye nikâh dairesi görünüyor, uzaktan görünen ise Yeşil Camii’dir. Filmin yönetmeni Ertem Eğilmez.
TV lerin yayına başlamasıyla ilginin azaldığı 1970’lerde Türk sinemasında İtalya sinemasından etkilenerek açık saçık film furyası başladı. Nazmi Özer‘in filmi bu dönemin ilk örneklerinden biri. Siyah beyaz filmin Bursa sahnelerinde de Mine Mutlu, Sami Tunç, Aynur Aydan ve Piraye Uzun oynamış Bursa Heykel ve teleferik yolculuğu görüntülenmiş.
“Çile” (1972), Dinsel temalı, renkli ve restorasyonlu filmde gözalıcı dağ manzaraları var. Yönetmeni Yücel Çakmaklı. Filmin son bölümleri ve finaline ilişkin çekimler Yeşil Camii’de başlayıp Uludağ’da geçiyor karlı manzaralarda sadece bir dağ Köyü ile bir dağ evi görünüyor. Filmin başrol oyuncuları Türkan Şoray ve Ediz Hun.
2010’da bazı Hollywood yapımlarında yönetmenlik yapan Polonyalı yönetmen Andrzej Bartkowiak da “Karanlık Hesaplaşma” isimli sinema filminin hazırlıkları kapsamında Uludağ’a gelmiş fakat film çekilmemişti.
Aynı yıl içinde ABD`de, Los Angeles Belediyesi ve Trust For Public Land adlı kuruluş etrafında birleşen bir çevreci grup, dünyaca ünlü “Hollywood” yazısının üzerinde tepkilerini dile getirmiştir. Ünlü sembolün üzerine, yazının olduğu bitişikteki tepeyi yapılaşmadan kurtarmak ve bölgede lüks konutlar inşa etmeyi planlayan şirketi engellemek için “Save the Peak” (Dağı Kurtarın) yazısı geçirmişti.
Pera kitabında ilhan Berk Yeşilçam’a Türk sinemasının Hollwood’luğunu yakıştırmıştı. Sinema açısından Uludağ elbette bir Hollywood değil. Fakat tarih boyunca da çeşitli uygarlık ve kavimlere yurt olmuş doğal güzellikleriyle her türlü canlıya ev sahipliği yapan yönüyle de uluslararası değer taşıyor.
Sinema, dizi ve reklam filmlerinde de set olarak kullanılan Uludağ’ı kar ve kış merkezi olarak tanınmasından öteye doğal ve tarihsel özellikleriyle de tanıtmak gerekiyor. Her film geçmişten geleceğe bırakılan bir belge değeri taşıyor.
Tamer UYSAL
https://tameruysal.wordpress.com/